Page 10 - 4322765931-tiras-ocak-2018.compressed
P. 10
güler yüzleriyle yumuşak davranışları, çözülmezleri Hz. Hatice O’nu, şu ölmez sözlerle teselli etti.
çözer. Tatlı söz ve yumuşaklık, yılanı dahi deliğin- “Öyle deme. Allah’a yemin ederim ki, Cenâb-ı Hakk
den çıkarır. Allah Teâlâ Hz. Musa (a.s.) ile Hz. Hâ- hiç bir vakit seni utandırmaz. Çünkü sen, akrabanı
run (a.s.)’u Firavun’a gönderdiğinde onlara, Tâhâ gözetirsin. İşini görmekten âciz kimselerin ağır-
Suresi’nin 43-44. ayetlerinde yer alan şu talimatı lıklarını yüklenirsin, fakire verir, kimsenin kazan-
vermişti: “Firavun’a gidin. Çünkü o, iyiden iyiye dıramayacağını kazandırırsın. Misafiri ağırlarsın.
azdı. Ona yumuşak söz söyleyin. Belki o, aklını Hak yolunda zuhûr eden olaylarda halka yardım
başına alır veya korkar.” edersin... “
Kadın, yumuşak yaklaşımı ve sahip olduğu Üzerinde dikkatle durup, dakikalarca düşün-
zekâ, bilgi ve basîret gücüyle düşüncelerini dile menizi dilediğim bu ibret tablosunda, Hz. Hatice
getirmede, yavrularını yönlendirmede, eşlerini (r.anha) validemizin, muhterem eşi Hz. Peygamber
yüreklendirmede ve huzura erdirmede, yakınlarını (s.a.v.)’e söylediği tarihi sözlerle, O’nu teselli ve
görüp gözetmede, sözlerini dinletmede ve önerile- teskin etmede ne kadar müessir bir güce sahip
rini önemsetmede erkekten daha fazla etkili olur. olduğu anlaşılmaktadır.
Ben, “kadının fendi erkeği yendi” diyen dü- Hz. Musa (a.s.) Mısır’dan ayrılıp Medyen’e gel-
şünceye katılmıyorum. Kadının aklı, zekâsı, fikri diğinde, orada karşılaştığı hallerle, Şuayb (a.s.)’in
ve fiiliyle erkeği güçlendirdiğine inanıyorum. Bunu kızlarına yardımı ve Hz. Şuayb (a.s.)’in kendisine
derken de âfâkî bir düşünceyi dile getirmiyor, teklifiyle yapılan anlaşmanın anlatıldığı Kasas
Kur’ân ve sünnetten esinlenerek, doğru olduğuna Suresi’nin 22-28. ayetlerinin mealierini buyurun
inandığım fikrimi, sizlerle paylaşmak istiyorum. birlikte okuyalım:
Biri Hz. Peygamber (s.a.v.), diğeri de Şuayip “Medyen’e doğru yöneldiğinde: Umarım, Rab-
(a.s.) olmak üzere iki peygamberin hayatından iki bim beni doğru yola iletir, dedi.”
tabloyu tetkîkinize takdim ederek, düşüncemin “Musa, Medyen suyuna varınca, orada (hay-
doğruluğuna dikkatinizi çekmek istiyorum. vanlarını) sulayan birçok insan buldu. Onların geri-
Hz. Peygamber (s.a.v.) 610 yılı Ramazan ayı- sinde de, (hayvanlarını) engelleyen iki kadın gördü.
nın Kadir Gecesinde, ridâsına bürünüp Hira’daki Onlara: Derdiniz nedir? Dedi. Şöyle cevap verdiler:
mağarada düşünmeye dalmış olduğu bir sırada, bir Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (onların içine
sesin kendisini ismi ile çağırmakta olduğunu duy- sokulup hayvanlarımızı) sulayamayız; babamız da
du. Başını kaldırıp etrafına baktı; kimseyi göreme- çok yaşlıdır.”
di. Bu sırada her tarafı ansızın bir nûr kaplamıştı; “Bunun üzerine Musa, onların yerine (davarla-
dayanamayıp bayıldı. Kendisine geldiğinde karşı- rını) sulayıverdi. Sonra gölgeye çekildi ve: Rabbim!
sında vahiy meleği Cebrâil’i gördü. Melek O’na: Doğrusu bana indireceğin her hayra (Iütfuna) muh-
-”Oku” Dedi. Hz. Muhammed (s.a.v.): -”Ben okuma tacım, dedi.”
bilmem”, diye cevap verdi. Melek, Hz. Muhammed “Derken, o iki kadından biri utana utana yü-
(s.a.v.)’i kucaklayıp güçsüz bırakıncaya kadar sık- rüyerek ona geldi: Babam, dedi, bizim yerimize
tı. -”Oku” diye emrini tekrarladı. Hz. Muhammed (hayvanları) sulamanın karşılığını ödemek için seni
(s.a.v.) yine: -”Ben okuma bilmem... “ cevabını ver- çağırıyor. Musa, ona (Hz. Şuayb’a) gelip başından
di. Melek emrini tekrarlayıp üçüncü defa Hz. Pey- geçeni anlatınca o: Korkma, o zâlim kavimden kur-
gamber (s.a.v.)’i sıktıktan sonra “Alak” Suresi’nin ilk tuldun, dedi.”
beş ayetini okudu. “Yaratan Rabb’ının adıyla oku.
O, insanı alaktan (aşılanmış yumurtadan) yarattı. “(Şuayb’ın) iki kızından biri: Babacığım! Onu
Oku, kalemle (yazmayı) öğreten, insana bilme- ücretle (çoban) tut. Çünkü ücretle istihdam edece-
diğini belleten Rabb’ın sonsuz kerem sahibidir.” ğin en iyi kimse, güçlü ve güvenilir olandır, dedi.”
Meleğin arkasından Hz. Peygamber (s.a.v.)’de bu “(Şuayb) dedi ki: Bana sekiz yıl çalışmana kar-
ayetleri tekrarladı. Heyecanla mağaradan çıkarak şılık şu iki kızımdan birini sana nikâhlamak istiyo-
evine geldi. Yolda ilerlerken gökyüzünden bir se- rum. Eğer on yıla tamamlarsan artık o kendinden;
sin: “Ya Muhammed! Sen Allah’ın elçisisin, Ben de yoksa sana ağırlık vermek istemem. İnşaallah beni
Cibril’im.” dediğini duydu. Başını kaldırdığı zaman, iyi kimselerden (işverenlerden) bulacaksın.”
Cebrail’i gördü. Korku içinde evine vardı. Eşi Hz. “Musa şöyle cevap verdi: Bu seninle benim
Hatice’ye: “Beni örtünüz, çabuk beni örtünüz” dedi. aramdadır. Bu iki süreden hangisini doldurursam
Bir müddet dinlenip, heyecanı geçtikten sonra gör- doldurayım, demek ki bana karşı husumet yok.
düklerini Hz. Hatice’ye anlattı, kendimden korkuyo- Söylediklerimize Allah vekildir.” (Kasas, 22, 23, 24,
rum, dedi. 25, 26, 27 ve 28)
8 9