Page 20 - 4322765931-tiras-ocak-2018.compressed
P. 20
Kadın Doğuştan Öğretmendir
Saime TOPTAN
Yargıtay Emekli Tetkik Hakimi
Çocukluğum Kilimli de ilkokulun karşısında Komşuları gümüş bir şekerlik almıştı, şekerliği
tek katlı, bodrumlu evleri olan güzel bir mahal- verirken yapılan konuşmayı hiç unutamadım. Bu
lede geçti. Annemin yaşadığı süre içinde hep mahallenin hem öğretmeni idi hem öğrencisi. Bize
söylediği ve affetmeyeceğini belirttiği konu, onun elbise dikebilmek için terzi arkadaşının yanında,
okula gönderilmemesi idi. Bunu yapanlara hakkını ondan öğrendiklerini kumaşlara yansıtmaya çalı-
helal etmedi. Yaşadığı süre içinde kendini kabul şırdı. Bana diktikleri sorunsuz giderdi, kız karde-
ettirmeye, beğendirmeye, her şeyin en güzelini şimin talepleri nedeniyle onun ki bayram sabahı
yapmaya çabaladı. Başardı. ancak biterdi. Bizim evden içme suyu almak için
Tahta balkonumuz her zaman çiçeklerle şen- gelen genç kızlara bildiği her şeyi, yaşamından
lendi. Küçük arka bahçemiz, yanından geçenlerin örnekler vererek öğretirdi. Onlar annemle sohbet
bakmak için duraksadığı bir mekân oldu. Diktiği etmeyi çok severlerdi.
Şeftali ağaçları çiçek açtığında, güzel meyve Babamın av köpekleri ile evin bütçesine katkı
verdiğinde çok güzeldi. Pencere önündeki mis sağlamak için edindiği ineğin isimlerini söylediğin-
gibi kokan çiçeğin adı, çocuk aklıma her zaman de ona bakarlar, ne isterse yaparlardı. O doğuştan
soru sordururdu. Tabi ki bu soruyu Anneme sor- eğitmendi.
dum; Bu çiçeğin adı neden Hanımelidir? Çok
narin olduğu, çok güzel açtığı ve güzel koktuğu Bizim okullardaki başarımız onun en büyük
için, çiçeklerinin yaprakla birleştiği yerden ısırırsak gururu ve ödülü oldu. Fakat bu gururun karşılığı,
ağzımız tatlanır onun için. Kadınlar böyledir, böyle kollarını açıp sıkıca bizi kucaklaması ve “aferin
olmalı. Bu çiçekten evimize gelen kokunun adını size” demesiydi. Küçük hediyeler sadece bayram-
annem, mutluluk koymuştu. Biz üç kardeş gecele- lar, doğum günleri içindi ve tabii ki hepsi onun el
ri bu odada yatardık. Gündüzleri gelen misafirleri emeği göz nuru idi. Okuma yazma kurslarına gitti,
annem bu odada ağırlardı. Çiçek desenli örtülü öğrendi. Fakat o kadar çok işi vardı ki, geliştireme-
somyalarımız, O’nun göz nuru el emeği yastıkları di. Pişmanlığını her zaman yaşadı. Son günlerin-
ile’ süslenmişti. İçindeki okuma aşkını beynine, de, “Okuyor olsaydım, size bu kadar eziyet olmaz-
bedenine yüklemişti annem. Bayram törenlerinde dı. Kur’ân okuyarak çok güzel vakit geçirebilirdim”
okuyacağım şiiri, beni sandalyeye çıkartıp defa- derdi. Benden yüksek sesle Kur’ân okumamı
larca okutur, “Şiir de bayrak geçiyor, elini bayrağa isterdi. O bir öğretmendi. İlkokuldan, Üniversiteye,
doğru uzat, yönünü de saygı ile ona dön”, derdi. sadece bana değil, o çevrede erişebileceği kim
Bende öyle yapardım. Lise bitinceye kadar benim varsa, yapabildiklerini herkese ulaştırma gayreti-
de diğer kardeşlerimin de velisi idi. Karnemi gör- ne girerdi, ulaştırırdı.
düğünde, “Bu kadar güzel notların var, karnene İlkokulda anneler bir beslenme çantası hazır-
parmak basamam, bana imza öğret” dedi ve on- larken, annem tüm okula bazlama yapardı. Lisede
dan sonra hep o imzayı kullandı.
Kilimli tepesine sınıf gezisi yaptık. Evden tepeye,
Babam emekli olunca, kız kardeşim üniversi- piknik yerine üç tepsi Su Böreği yaptı ve taşıdı.
teyi rahat okusun diye İstanbul’a yerleşmek istedi- Onun içinde kalan okuma hevesinin verdiği bu
ler. Mahallede anneme bir veda çayı düzenlendi. enerji ne lazımsa ona dönüşüyordu.
18 19