Yoyav'da İftar Sevinci
Hakkı duyurmayı ve halkı doyurmayı hedefleyen YOYAV, yıllardır yürütegeldiği hayrî, sosyal ve kültürel hizmetleri ileHakkı duyurmayı ve halkı doyurmayı hedefleyen YOYAV, yıllardır yürütegeldiği hayrî, sosyal ve kültürel hizmetleri ile tarihî vakıf anlayışını günümüze taşıyan ve Hakk'ın rızası doğrultusunda halka hizmet eden örnek vakıflardan biridir. Maddeyi mana potasında eritip, ülke ve insanımıza hizmet yolunda yürütmenin gayreti içinde olan bu Vakfın, Ramazan ayında yoğunlaştırarak gerçekleştirdiği güzelliklerden biri de, gelenek hâline getirdiği iftar yemekleridir. Mensupları, burs verdiği öğrenciler, hayırsever dostları, kardeş kuruluşların temsilcileri ve yardım elini uzattığı fakir ailelerle iftar sevincini paylaşmayı prensip edinen bu güzîde kuruluşun, bu yıl planladığı iftar yemeklerinin ilki 8 Eylül Pazartesi günü gerçekleştirildi.
YOYAV Sosyal Hizmetler Ünitesi Başkanı Melek İpek'in kıymetli katkıları ile, Vakıf Genel Merkez binasının bitişiğindeki Kayseri Beğendik Mutfağı'nda verilen bu iftar yemeğine bazı bürokratlar ve sivil toplum örgütü başkanları ile çok sayıda davetli hayırsever katıldı. İftara katılanlar arasında Kilis Eski Milletvekili Veli Kaya, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mehmet Temel, Sudan Büyükelçisi İbrahim Matar, Etimesgut Belediye Başkan Yardımcısı İhsan Ağcan, YOYAV'ın ilmî ve fikrî faaliyetlerine katkıda bulunan ilim ehlinden Prof. Dr. Nesimi Yazıcı, Prof. Dr. Gürcan Yülek, Dr. Nazif Öztürk, Danıştay Emekli Üyelerinden Sabri Tandoğan, Araştırmacı-Yazar Abdullah Satoğlu, TESVAK Başkanı Fehmi Genç, Türkiye Güçsüzler ve Kimsesizlere Yardım Vakfı Genel Başkanı Gülgen Dural, Çırak Eğitim ve Öğretim Vakfı Başkanı İbrahim Karakoç, Ankara Matbacılar ve Ciltciler Odası Başkanı Ali Kılıç, Özel Çağrı Okulları Kurucu Müdürü Nuran Altunbaş ve Gölbaşı Karma Esnaf Odası Başkanı Hulusi Gürpınar, Kanal B TV Manevi ve Kültürel Değerlerimiz program yapımcısı Dr. Asaf Demirbaş, Tur-Center Seyahat Acentası sahiplerinden Seyid Ali Dosdoğru ve Hizmet-İş Sendikası Genel Eğitim Sekreteri Ali Osman Kart da yer aldı.
İftar sonrasında davetlilere hitaben kısa bir konuşma yapan YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş şunları söyledi:
"Sayın milletvekilim, sayın müsteşar yardımcım, sayın belediye başkan yardımcılarım, dost ve kardeş kuruluşlarımızın saygıdeğer başkanları, muhterem misafirlerimiz, Ramazan-ı şerîfin rahmet diliminin sekizinci gününün böylesine anlamlı bir anında bizimle birlikte olma incelik ve yüceliğini gösteren kıymetli konuklarımız! Şerefli varlığınızla taçlandırdığınız iftar soframızda paylaştığımız sevinç ve saadet havası içinde hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyor, orucumuzun makbul, gayretimizin meşkûr, günahlarımızın mağfûr ve dualarımızın müstecab olmasını niyaz ediyoruz.
Değerli dostlar! Ramazan-ı şerîf, Cenab-ı Hakk'ın nimet ve lütuflarının sağanak sağanak yağdığı zamanın en kıymetli dilimidir. Allah Teâlâ, vicdanlarımızın uyanması, kalplerimizin metafizik gerilime geçmesi ve duygularımızın giderek coşması için bugünleri yılda bir defa önümüze koymaktadır. İlahî ihsân, in'am ve ikramın doruk noktaya erdiği bu mübarek ay, içerdiği sahur, oruç, teravih, mukabele, zekât, sadaka, infak ve iftar gibi manevî motiflerle davranışlarımızı dizayn ederek, Yaradan'a yaklaşmamız, rahmet-i Rahmân'a ve mağfiret-i Mennân'a mazhar olmamız için kaçırılmaması gereken önemli bir fırsattır. En güzel ikramların hazırlanıp sunulduğu bu mübarek ay, hepimize maddî ve manevî mutluluklar yaşatmaktadır. Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.), Ramazan'ın özellik ve güzelliklerini içeren bir hadîs-i şerîfinde: "... Her kim oruçluya bir yudum su verirse, Allah da ona benim mahşerdeki havuzumdan öyle bir su içirecektir ki, cennete girinceye kadar bir daha susuzluk çekmeyecektir." buyurmuştur. Atalarımız da bu aya büyük önem vermişler ve bu önem her geçen gün biraz daha artarak günümüze gelmiştir. Bir yıl boyunca beklenen Ramazan ayında insan ilişkileri daha bir önem kazanır. Etrafımızda bulunan akrabalar, komşular, fakirler, iftar açmak için davet edilir, iftar sofraları kurulur. Dolayısıyla diyebiliriz ki, ikramların en değerli ve duyarlı olanı iftar sofralarında sergilenen ikramlardır.
Bu hususun bilincinde olan müslümanlar, dünyanın her yerinde iftar sofralarına olağanüstü özen göstererek, Allah için oruç tutan dost ve yakınları ile yoksul insanlara iftar ettirmenin sevinç ve saadetini gönüllerinin derinliklerinde hissederler. Zira onlar, oruçluyu ağırlamanın, Allah katında ağırlanma vesîlesi olduğunu ve iftar ettirdikleri şahısların sayısınca oruç sevabına nail olduklarını bilirler. Bu hususla ilgili şu hadîs-i şerîfi sürekli gözününde bulundururlar: "Bir kimse Ramazan ayında bir oruçluya iftar verirse, günahları affolur. Cenab-ı Hak onu cehennem ateşinden azâd eder. O oruçlunun sevabı kadar ona sevap verilir. Eshâb-ı Kiram dediler ki: Ya Rasulallah! Her birimiz bir oruçluya iftar ettirecek, onu doyuracak kadar zengin değiliz. Bunun üzerine Allah Resulü şöyle buyurdu: Bir hurma ile iftar verene de, yalnız su ile oruç açtırana da, biraz su ikram edene de bu sevap verilecektir. Bu ayda bir oruçluya su veren kimse kıyamet günü susuz kalmayacaktır."
Bu hadîs-i şerîften esinlenerek oruçlulara iftar ettirmeyi en güzel ikram kabul eden müslümanlar, bu müjde-i Muhammedîye mazhar olmanın yanında, doyurarak doymanın duyarlılığı ile sevindirerek sevinmenin mutluluğunu yaşamanın bahtiyarlığına ererler.
Evlerinde, işyerlerinde, restorantlarda, otellerde ve iftar çadırlarında verdikleri iftar yemeklerinde buluşup kaynaşır ve iftar sevincini birbiriyle paylaşırlar. Öyle ki, iftar sevincini paylaşmanın verdiği haz ve huzurun benzerini başka bir paylaşımda bulmak mümkün değildir. Bilhassa Harem-i Şerif ile Mescid-i Nebevî'de ikram edilen iftar yemeklerinin gönüllerde estirdiği haz ve huzur havası bir başka olmaktadır.
İftar sevinci, oruçluya ihsân edilen iki sevincin ilkidir. İkincisi ise Rabbı ile karşılaşmanın sevincidir. Birinci sevinci paylaşan güzel insanların, ikinci sevinci de paylaşarak rıza-i ilahîye ermeleri, cennet-i â'laya girmeleri ve Cemâl-i İlahîyi görmeleri gönülden ve samîmî dileklerimizdendir.
Bu inanç ve anlayışla yıllardır iftar sevincini dostları, bursiyerleri, kursiyerleri ve yardım elini uzattığı yoksul kardeşleri ile paylaşmayı prensip edinen YOYAV, gelenek hâline getirdiği iftar sofralarından birinde bugün sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu yaşamaktadır. 3 gün sonra da aynı mekânda, aynı menülerden oluşan iftar yemeğini, himayesinde olan bazı yoksul ailelerle çocuklarına ikram ederek ve Milli Eğitim Bakanımız Doç. Dr. Sayın Hüseyin Çelik'in de katılacağı o iftarın sevincini de o kardeşlerimizle paylaşacaktır.
İftarımıza teşrifinizden dolayı takdir ve teşekkürlerimizi arzederek sözlerimi noktalarken, cümlemize cennet ve cemalullah ile dünya ve ahiret mutluluğu diliyor, güzîde heyetinizi tekrar sevgi ve saygı ile selamlıyorum."