CUMHURİYET'İN 100. YILI COŞKUYLA KUTLANDI
Değerli Hazirun,
Kıymetli Hanımefendiler, Beyefendiler,
YOYAV’ın sevgi ve merhamet dolu üyeleri, sevgili gönüldaşlarımız.
Sözlerime başlarken, Vakfımızın düzenlediği
“CUMHURİYETİN 100. YILINDA VAKIF GELENEĞİ”etkinliğimize hoş geldiniz diyorum.
Bugün Cumhuriyetimizin 100. Yılını tamamladığımız, kutladığımız ve ikinci yüzyılına, yani TÜRKİYE YÜZYILI’na adım attığımız gündür.
YOYAV, bildiğiniz gibi çok mütevazı şartlarda kurulmuş,
“HAKKI DUYURMAK, HALKI DOYURMAK” için yola çıkmıştır.
Bu yolda her zaman muhtaç ailelere yardım elini uzatmış, öğrencilerimizin, yavrularımızın yanında olmuştur.
Vakıf geleneği bugün oluşmadı.
Vakıf geleneği, bize ecdadımızdan kalan ve toplumumuzu ayakta tutan güzel bir haslettir.
100. yılınıkutlayan Türkiye’nin geçmişi, elbette 100 yılla sınırlı değildir.
Bizim medeniyetimizin kökleri, insanlık tarihi kadar eski ve güçlüdür.
Vakıf, sözlükte “DURMAK; DURDURMAK, ALIKOYMAK” anlamına gelir.
Yani,
toplumun sahip olduğu her türlü KÜLTÜREL-SOSYAL-EKONOMİK değerlerin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılmasıdır.
Vakıf (vakf) kelimesini terim olarak,
“BİR MALIN MÂLİKİ TARAFINDAN DİNÎ, İÇTİMAÎ
VE HAYRÎ BİR GAYEYE, EBEDİYEN TAHSİSİ”
Şeklinde özetliyoruz .
Bu tanım, İslâm medeniyetimizin en önemli unsurlarından birini teşkil eden, hayır müesseselerini ifade eder.
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerimdeki İYİLİK ve HAYIR –
EMRU BİL MAĞRUF’UNkurumsallaşmış halidir.
Değerli Dostlarım,
Bizim ecdadımız, her zaman İSLAMA,
Ve onun kutsal değerlerine ve emanetlerine gereken hassasiyeti göstermiş,
El üstünde tutmuştur.
Çünkü o emanetler DİN-İ MÜBİNİN, ÜMMETİN emanetleridir.
Ve onları SAHİPLENMEDEN, her zaman kendisine EMANET OLARAK görmüştür.
BİZDE BU VAKFIN BİR YÖNETİCİSİ DEĞİL, GELECEK NESİLLERE ULAŞTIRACAK BİR HİZMETKÂRIYIZ.
Bu kutlu yolda, Rabbim yaptığımız hayır hasenatları,
ahiret azığımız eylesin.
Ecdadımız sadece birtakım eşyaları değil,
kendisinin uhdesindeki her şeyi;
ŞEHİRLERİ, İNSANLARI, HATTA ÇEVREYİ ve KUŞLARI bile, bir emanet olarak değerlendirmiştir.
Değerli dostlarım;
bakın size küçük, ama anlamlı bir örnek vereyim;
401 SENE BOYUNCA
OSMANLI İDARESİ ALTINDA BULUNAN KUDÜS,
9 Aralık 1917’de İngilizlere bırakılmak zorunda kalındı.
Şehrin boşaltılma sebeplerinden en önemli sebebi ise,
kuşatma sırasında Kudüs’ün top mermilerinden ZARARgörmeye başlamasıydı.
Kudüs Mutasarrıfı İzzet Bey,
“KUTSAL MEKÂNLARA TOP MERMİLERİ DÜŞÜYOR, TAHRİBATA ENGEL OLMAK İÇİN ŞEHRİ BOŞALTIYORUZ”
Mesajı ile bir mektup yazdı
ve şehir teslim edildi.
Aslında orada daha savunma kabiliyeti varken,
şehrin zarar görmemesi ve kutsal mekânların gâvurlarca top atışına dayanamayacağını gören İZZET PAŞA
böyle onurlu davranmıştır.
Çünkü Selçuklu ve Osmanlı
ASLA İSTİLA VE İŞGAL ETMEDİ,
FETHETTİ.
FETİH SADECE TOPRAKLARIN ZAPTURAPT ALTINA ALINMASI DEĞİLDİR.
FETİH GÖNÜLLERE GİRMEKTİR,
FETİH YÜREKLERİ FETHETMEKTİR…
FETİH DÜRÜSTLÜK,
AHLAK VE FAZİLETLE HÜKMETMEKTİR.
İşte o yüzden Selçuklular ve Osmanlılar bu topraklarda yüzyıllar boyunca hâkim oldular,
İşte o yüzden Osmanlı 600 yıl 5 kıtada, 24 Milyon km2 toprakta hüküm sürdü.
BİZ MEVLANA GİBİ DÜŞÜNDÜK,
YUNUS GİBİ GÖRDÜK,
KEREM GİBİ SEVDİK.
BUGÜN HALA BEYRUT, BAĞDAT, ŞAM, MEKKE,
KAHİRE, BOSNA, SELANİK;
SANKİ BİZİM İSTANBULUMUZ, KONYAMIZ, BURSAMIZ GİBİDİR.
Sınırlarımızın dışında ama GÖNÜL COĞRAFYAMIZIN içinde olan bu yerler,
Eğer Emperyalist Batılıların yaptığı gibi
İŞGAL EDİLSEYDİ,
SÖMÜRÜLSEYDİ,
KÖTÜ İZLER BIRAKILSAYDI
BİZİ TEKRAR ŞÜKRANLA ve MİNNETLE YÂD ETMEZLERDİ.
“BİZE, TEKRAR GELİN, SİZ YÖNETİN” demezlerdi.
İŞTE BİZİM MEDENİYETİMİZ,
YIKMAK ÜZERİNE DEĞİL
YAPMAK ÜZERİNE KURULUDUR.
Değerli Dostlarım;
Bugün, ne yazık ki Filistin’de
BEBEKLER, ÇOCUKLAR VE KADINLAR
Siyonistler tarafından hunharca katlediliyor
ve dünya yalnızca seyrediyor.
BM başta olmak üzere,
Batılı ülkelerden ve liderlerinden
Hiçbir onurlu ses çıkmıyor.
Bilakis onları teşvik eden açıklama ve uygulamalar geliyor.
Bu insanlar mazlumlar, yersizler, yurtsuzlar, mülteciler…
BİR DİLİM EKMEĞE, BİR DAMLA SUYA MUHTAÇ OLAN BU İNSANLAR SAHİPSİZ DEĞİLDİR.
Bizim yapmamız gereken, kendi kamuoylarımızı,
halklarımızı ve ülke yönetimlerini;
Yaşanan bu haksızlıklara
ve adaletsizliklere kayıtsız kalmamalarını,
Bu konuda sözden eyleme geçilmesi gerektiğini
en yalın biçimde haykırmaktır.
“Bir gece, kendisine bazı ayetlerimizi gösterelim diye kulunu Mescid-i Harâm’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Âksa’ya götüren Allah eksikliklerden münezzehtir. O, gerçekten her şeyi işitmekte ve görmektedir.” (İsrâSûresi 1. Âyet)
“Kudüs;
Hz. ÖMER’in EMANETİ,
Selahaddin-i Eyyubi’nin Rüyası,
Kanuni Sultan Süleyman’ın İMARI,
Abdulhamit Han’ın DAVASIDIR.”
BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR.
“FİLİSTİN İSLAM ÜMMETİNİN ONURUDUR, İNSANLIĞIN İSE ONUR KALESİDİR.”
Filistin’de işgal 75 yıldır hız kesmeden sürmekte ve terör devleti israil tarafından insanlık suçu işlenmekte. Yaşama ve mülkiyet hakları sistematik olarak gasp edilmektedir. Filistinliler kendi topraklarında mülteci durumunda sürgün hayatı yaşıyorlar. Gazze’de ise; Abluka, apartay ve zulüm 16 yıldır devam ediyor.
“BUGÜN GAZZE’DE SOYKIRIM İŞLENİYOR
Program Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile Başladı
Yoyav Genel Başkanı Hüseyin Tanrıverdi
24. Dönem Ankara Milletvekili Ülker Güzel
VGM Arşiv ve Tescil Müdürü Hilal Aydemir