Page 6 - 4322765931-tiras-ocak-2018.compressed
P. 6
mektir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) bu konuda: nı çoğaltarak artırmak, hizmette kaliteyi artırmak,
“Mü’min, sonu cennet oluncaya kadar işlemiş oldu- ihrâcâtı artırarak memleketin kalkınmasına yardım
ğu hayra doymaz.” buyurmaktadır. etmek, bozuk ve kalitesiz mal üretmemek suretiyle
Dünyada insanlar bir yarış içinde bulunmak- güven temin etmek.
tadırlar. Bu yarış, güzellikleri ve erdemleri artırma ı) Yardımda yarış: Yurdumuzun yücelmesi ve
yarışıdır. Bu yarış bazen hayırda, bazen de şerde insanımızın ilerlemesi istikametinde devamlı daya-
olur. Hayırda yarış, sadece para veya malını hayırlı nışma içinde olup, darda kalana dost, yolda kalana
işlere sarfetmek şeklinde anlaşılmamalıdır. Kişinin yoldaş ve aç kalana arkadaş olma yönünde yekdi-
kendisine, aile fertlerine, çevresine, ülkesine ve ğerimizle yarış içinde olmak. Yaşlı, yorgun, yoksul,
milletine, daha da öteye giderek tüm insanlığa yap- kimsesiz ve düşkün insanların yanında, yakınında
tığı iyilik ve güzellikler de hayır yarışı olarak telakki ve yardımında olmanın gayret ve kararlılığı içinde
edilir. Hayırda yarışın çeşitli alanları bulunmaktadır. olmak.
Bu alanlardan birkaç tane örnek verilmesi gerekir- Bunları daha da çoğaltmak mümkündür. Ha-
se sırasıyla şunlar söylenebilir: yırda yarışı sadece fitre, zekât ve sadaka vermek
a) İmanda yarış: İmanın güçlü olması, kalbe olarak algılamak bizi yanıltır. Hayır, tariflerinden de
yerleşmesi ve onun tadına varabilmek için yarış- anlaşıldığı gibi çok geniş bir kavramdır. Müslüman,
mak. lüzumsuz ve gereksiz işlerle ve tartışmalarla uğraş-
b) İbâdetlerde yarış: İbâdetlerin zamanında, mayacak, zamanını, bilgi ve becerisini memleketin
tam ve eksiksiz olarak yapılması; riya ve göste- ve insanlığın hizmetine sunacaktır. Çünkü mü-
rişten, acelecilikten uzak durarak, ibâdetin rûhuna minin gayesi Yüce Allah’ın rızasını kazanmak ve
uygun olarak ihlas ve samîmiyetle yapılması. öldükten sonra da hayırla anılmaktır. Bu anlamda
c) Ahlâkta yarış: En güzel ahlaka sahip olmak, tarihe baktığımız zaman, atalarımızın sayısız hayır
tüm kötü huylardan arınmak için çaba göstermek. müesseseleri kurmuş olduklarını görürüz. Camiler,
medreseler, darüşşifâlar, kervansaraylar, yollar,
d) İşte yarış: İşini mükemmel bir şekilde yap- köprüler bunların başlıcalarıdır. Ecdâdımız bunları
mak, elinden gelen bütün hüneri göstermek sure- yapmakla kalmamış, bu güzel eserlerinin devam
tiyle işini sağlam ve zamanında yapmak. etmeleri ve harap olmaması için de, onları ayakta
e) İnsanlığa hizmette yarış: İnsanın Allah’ın tutacak gelir kaynaklarını bu hayırlı işlere vakfet-
yarattığı en değerli varlık olduğu gerçeğinden ha- mişlerdir. Böylece İslam kültüründe muazzam bir
reketle, ona değer vermek. İnsanı Allah’ın bir kulu vakıf müessesi ve anlayışı meydana gelmiştir.
kabul edip, cinsiyet, ırk, fakirlik-zenginlik, sosyal Ölümünden sonra amel defterlerinin kapanma-
statü, kılık-kıyafetine bakmadan ona karşı gereken masını isteyenler, sadaka-i câriye bırakanlardır.
ilgi ve alakayı göstermek. Ezilmiş, sahipsiz yetimi Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) bu konuda: “İnsanlar
tutmak. öldüğü zaman amel defterleri kapanır. Ancak üç
f) Vatana hizmette yarış: Güzel vatanımızın şeyden dolayı kapanmayıp sevap yazılmasına de-
kalkınması, hür ve bağımsız olarak yaşaması, mil- vam olunur. Bunlar da sadaka-i cariye, kendisiyle
letler içinde hak ettiği dereceye ulaşması, ülkenin faydalanılan ilim ve ana-babasına hayır duâ eden
birlik ve beraberliğinin, dirlik ve düzeninin korunma- salih evlat, yetiştirmektir.” buyurmaktadır.
sı için çalışmak. Yer altı ve yer üstü zenginliklerini İslam medeniyeti, yardımlaşmayı önemsemiş,
ülke insanının hizmetine sunmak için gayret gös- bununla sadece kendi mensuplarının değil, bütün
termek, iş ve üretim sahaları açmak. insanlığın hattâ Allah’ın yarattığı her şeyin fayda-
g) Eğitimde yarış: Sahip olduğumuz yavruları- lanmasını amaçlamıştır.
mızı çağın en son imkânlarını kullanarak, gelecek Bu durumun kurumsallaşmış hâli olan vakıflar,
kuşaklara hazırlamak için maddî ve manevî im- yüzyıllar boyunca nesiller arasında köprü vazifesi
kânlarını seferber ederek tarihimizde şerefle yerini görmüş, günümüz dünyasında da İslam medeni-
alan Bîrûnî, İbn-i Sînâ, Gazalî, Fârâbî, İbn-i Rüşd, yetinin kalıcı mühürleri olmuştur. Müslüman olsun
Mevlânâ, Hacı Bektaş-ı Velî, Yunus Emre gibi ilim veya olmasın tüm insanların ihtiyaçları vakıflarca
ve irfan adamlarını, keşif ve îcatların öncülerini ye- giderilmiş, açlar doymuş, evsizler başlarını soka-
tiştirmek için çalışmak. cak bir yer bulmuş, hayvanlar için bile hizmetler
h) Üretimde yarış: Azami derecede verimlilik yapılmıştır. İslam’ın ilk yıllarından bugüne, en ince
ilkesine riâyet ederek arâzîlerimizi ihyâ etmek, ayrıntısına kadar toplumun ihtiyaç duyabileceği her
bilinçli tarım ve besicilik yapmak, üretim alanları- konu ile ilgili kurulan vakıflar ve yapmış oldukları
4