Page 7 - 4322765931-tiras-ocak-2018.compressed
P. 7
hizmetler düşünüldüğünde, vakıfların bu işlevi miras olarak verdik. Onlardan kendine zulmedenler
daha iyi anlaşılacaktır. Bu vakıfların korunup amaç- vardır. Onlardan ortada olanlar vardır. Yine onlar-
larına uygun olarak kullanılması sonraki nesillerin dan Allah’ın izniyle hayırlı işlerde öne geçenler
aslî görevidir. vardır. İşte bu büyük lütuftur” buyurulmuştur.
Bununla birlikte modern dünyada ortaya çıkan Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) de bir hadîs-i
veya farklı şekillerde gelişen toplumsal sorunların şerîflerinde hayır ve iyiliklerin önünü açan, hayır
çözümü için de günün şartlarına uygun yeni vakıf- hizmetlerine kılavuzluk eden mü’minleri övmüş,
ların kurulup yaşatılması zorunlu gözükmektedir. hayır işlerine engel olanları da kınamıştır. Efendi-
Mü’min, her hayrı kendisi için bir nimet ve miz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “İnsanlardan öyle-
sevap kazanma fırsatı olarak görmeli, bir iyilik ve leri vardır ki, onlar hayra anahtar, şerre de kilittirler.
hayır yapma imkânı bulduğunda herhangi bir engel Öyleleri de vardır ki, şerre anahtar, hayra kilittirler.
çıkmadan onu bir an önce yerine getirmeye gayret Allah’ın, ellerine hayrın anahtarlarını verdiği kimse-
göstermelidir. Çünkü insan, “daha sonra yaparım” lere ne mutlu! Allah’ın, şerrin anahtarlarını ellerine
diyerek zamanında yapmadığı hayırlı işler için bir verdiği kimselere de yazıklar olsun!” Bunun için
daha fırsat bulamayabilir. Müslüman daima hayır işlerine destek olmalı, hayır
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir defasında hizmetlerine herhangi bir şekilde mâni’ olmaktan
mescitte namazı bitirir bitirmez acele ile evine git- da sakınmalıdır.
mişti. Ashâb-ı kirâm, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in bu Bir hayrın yapılmasına vesîle olan veya hayır
telaşı karşısında endişelendiler. Peygamber Efen- yapan kimseye yol gösterenler de hayır yapmış gibi
dimiz (s.a.v.) bir süre sonra dışarı çıktığında bu mükâfâta nâil olmaktadır. Nitekim Hz. Peygamber
acele davranışı sebebiyle ashâbının meraklanmış (s.a.v.) bir hadîs-i şerîflerinde; “Bir hayra delâlet
olduğunu gördü. Bunun üzerine şöyle buyurdular: eden, onu yapan kimse gibi sevap kazanır.” buyur-
“Odamızda birazcık altın -veya gümüş- olduğunu muştur.
hatırladım. Beni hayırda acele etmekten alıkoy- Bizlere Rabbimizin rızasını ve ebedî esenlik
masın diye hemen dağıtılmasını emrettim.” Allah yurdu olan cenneti kazandıracak olan hayır iş-
Resûlü (s.a.v.) bu davranışıyla hayırlı işlerde acele ler yapmak için acele etmeli ve ömrümüzü hayır
edilmesi konusunda bizlere örnek olmuştur. hizmetleri ile değerlendirmeliyiz. Unutmayalım ki,
Yüce Rabbimiz, biz kullarından sadece hayır hiçbir iyilik ve hayır zayi edilmeyecek, mutlaka
yapmamızı istememiş, aynı zamanda hayır işle- karşılığı verilecektir. Bunun için hiçbir iyiliği küçük
rine koşmamızı ve daima hayırda yarışmamızı görmemeli, ahiret sermayesi olacağını düşünerek
da emretmiştir. Kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’in büyük-küçük demeden gücümüzün yettiği kadar
Bakara Suresi’nin 148. ayetinde: “…Herkesin yö- hayır yapmalı, hayırlı işlere koşmalı, hayırlı hizmet-
neldiği bir yön vardır. Siz hayır işlerinde yarışın!..” lere öncülük etmeliyiz. Huzurlu, mutlu ve müreffeh
buyurulmuştur. Âl-i İmrân Suresi’nin 114. ayetinde bir toplum olmak için de Müslümanlar olarak topye-
de hayırda yarışmanın Allah’ın sâlih kullarının özel- kûn hayırda yarış hâlinde olmalıyız.
liklerinden olduğu bildirilerek: “…Onlar hayır işlerin- Hayır, Allah’ın rızasına vesîle olan iyi ve güzel
de birbirleriyle yarışırlar. İşte onlar sâlihlerdendir.” davranışlardır. Yüce Allah bir kulundan razı oldu-
buyurulmuştur. ğunda onu hayır ehli yapar. O mü’min de eliyle,
Müslüman, hayır yapmak ve hayırda yarış- diliyle, ilmiyle, malıyla ve diğer bütün imkânlarıyla
makla da kalmamalı, bunun da ötesine geçerek insanlara iyilik yapar ve hayır işlerinde koşar. Zayıf
hayra öncülük etmeli, hayır işlerinde başı çekmeli- ve güçsüzlere yardım eder, fakir ve yoksul kimse-
dir. Mü’minûn Suresi’nin 57-61. ayetlerinde: “Rab- lerin ihtiyaçlarını giderir, hayır hizmetlerine mad-
lerinin azametinden korkup titreyenler, Rablerinin dî-manevî destek olur. Hayır ehli olan Müslüman,
ayetlerine inananlar, Rablerine ortak koşmayanlar, konuştuğunda hayır konuşur, her zaman faydalı ve
Rablerine dönecekleri için verdiklerini kalpleri ürpe- hayırlı işlerle meşgul olur, her türlü kötülükten, boş
rerek verenler, İşte bunlar hayır işlerine koşuşurlar ve faydasız işlerden de uzak durur.
ve o uğurda öne geçerler” buyurularak, iyilik ve Hayır işimiz hizmet düşümüz, diyerek Hakk’ın
hayırda başı çekenler övülmüştür. rızası için çalışıp yardımda yarışarak Yaradan’a
Fâtır Suresi’nin 32. ayet-i kerimesinde ise; ha- yaklaşarak duyarlı ve dirâyetli insanlardan olmamız
yırlı işlere öncülük edenlere büyük lütuflar olduğu- dileğiyle sözlerimi noktalarken, katkı ve katılımınız-
na işaret edilerek: “Sonra biz o kitabı kullarımızdan dan dolayı hepinize tekrar teşekkür ediyor, yüce
seçtiğimiz kimselere (Muhammed’in ümmetine) heyetinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
5