Page 18 - 4322765931-tiras-ocak-2018.compressed
P. 18

Panel Yöneticisinin

                                          Paneli Açış Konuşması





                                      Prof. Dr. Ali BİRİNCİ
                                      Emekli Öğretim Üyesi





                Pek muhterem hazirun, hanımefendiler, beyefen-  kına varmayız. Kilisli Rif’at her aklıma geldiğinde hep
            diler, Kilisli Muallim Rif’at Bilge’nin bahtiyar hemşerile-  imreniyorum  ve  biraz  daha  çalışayım  diye  içime  bir
            ri ve kıymetli dostları!                         gayret geliyor. Hakikaten kalemli bir hayat.
                Bizim geleneğimizde “ehl-i hünerin kadrini bilmek   Kilis deyince benim aklıma gelen başka kıymetler
            de hünerdir” diye bir söz var. Bundan dolayı YOYAV’ı   de var. Mesela Kilisli Kadri’yi niçin anmayalım. Hiç an-
            tebrik  ediyorum.  Bendeniz  üçüncü  defa  katılıyorum.   madık. Bunu Kilisli Kadri adına söylememe müsaade
            Bilhassa  Sadi  Şirazi’nin  1941’de  Gülistan,  1942’de   buyurun, Yani Kilisli olmak şart mıdır bu imtiyaz için
            Bostan  adlı  eserleri  ilk  defa  Kilisli  Rif’at  Bilge’nin   bilmiyorum.  Bence  Kilis’i  sevmek  daha  önemli.  Siz
            Türkçesiyle  basıldığı  zaman  bu  iki  kitap,  Türkiye’de   Kilis’te doğarken gayri iradi bir şekilde doğdunuz ama
            çok  büyük  alaka  gördü.  Kilisli  Rif’at  merhumun  bu   ben, Kilisliyim ve Kilis’i iradi olarak benimsedim.  Yani
            kitabı  zamanımızda  da  maalesef  daha  çok  korsan   “ehli hünerin kadrini bilmek de hünerdir” diye, talibim
            şeklinde basılıyor. Yani eserleri sahipsiz kaldı. Keşke   kadir bilmeye.
            Kilisli dernekler veya Kilis Belediyesi sahip çıksa da   Mesela 304 sayfalık 1933’de basılan “Kilis Tari-
            bütün eserlerini bastırsa diye düşünüyorum. Resmen   hi”nde 39 Kilisli âlimin biyografisi var. Kilis adetleri var.
            yağmalanıyor. Ona dair yazı da yazdım bir Kilisli Rif’at   Süzme bal damlası gibi pırlanta bir kitap. Belediyeler
            dostu olarak, meslektaşı olarak.                 kitap  basıyorlar:  Kilis  Belediyesi  bu  kitabı  basabilir,
                Osmanlı  kültüründe  güzel  bir  söz  var:  “Erbabı   Kilis Kültür Derneği basabilir.
            kalem, milletin terbiye edicisidir.” Onun için erbabı ka-  Kilisli  Muallim  Rif’at  gibi  Kilisli  Kardi  de  Cebeci
            lemin kıymetini bilmek hem millet için hem devlet için   Mezarlığında  yatıyor.  Güzel  bir  havada  gidip  onlara
            gereklidir diyen dörtlüğün orijinali şöyle:      birer Fatiha okuyabiliriz diye teklif ediyorum.
                Erbâb-ı kalem terbiyet-âmûz-ı ümemdir,          Faruk  Kadri  Timurtaş’ı  şahsen  bendeniz  öğret-
                Âdâb-ı ümem mâ-hâsıl-ı feyz-i kalemdir.      menliğimin ilk zamanlarında tanıdım. Çok muhterem,
                Erbâbı kalemin kıymetin bilmeli zîrâ,        çok iyi bir insandı. Kilisli Muallim Rif’at gibi, Kilisli diğer
                Hem devlete hem millete mes’ûl-i ehemdir.    değerleri  analım  diyorum  ve  ilk  konuşmayı  yapmak
                Kilis’ten kalkıp İstanbul’a gelen, İstanbul’da Kilisli   üzere Doç. Dr. Fatih Kanter’e söz veriyorum.
            Muallim Rif’at diye kendine bir yer edinen İstanbul kül-
            türünde takdir edersiniz ki çok fazla insan yoktur.
                Kilisli Rif’at eserleriyle, günümüzde hala hizmete
            devam ediyor. Nitekim Yusuf Bey biraz bahsedecek.
            Bazı eserleri son senelerde ortaya çıktı.
                Aslında  benim  kanaatim  şöyle:  Kilisli  Rif’at’ın
            bizim  tarafımızdan  anılmasına  ihtiyacı  yok.  Eserle-
            riyle  yaşıyor  zaten  ve  yaşayacak.  Çünkü  yaşaması
            için propagandanın oksijen çadırına ihtiyacı yok. Kişi
            eseriyle yaşar, ismiyle değil, şöhretiyle de değil. Fakat
            bizim Kilisli Rif’at ve benzerlerini anmaya ihtiyacımız
            var.  Belki  gençler  örnek  alır.  Biz  de  Kilisli  Rif’at’la
            her karşılaştığımızda ismen ve eserleriyle, şüphesiz
            ondan örnek alıyoruz. Bir ilimle karşılaşan her insan,
            muhakkak bu ilmi bir parça şekillendirir. Biz bunun far-  Dr. İbrahim Ateş, Prof. Dr. Ali Birinci’ye bir buket takdim etti.


            16
   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23