İman, Kur’ân ve Vatan Şairi Âkif
Millî şairimiz merhum Mehmet Âkif Ersoy’u vefatının yıldönümü dolayısıyla yıllardır anma programları düzenleyen YOYAV, bu yıl da ebediyete intikalinin 83. yıldönümü vesîlesiyle 27 Aralık 2019 Cuma günü, YOYAV Kültür Merkezi’nde örnek bir anma programı tertipledi.
Cuma namazından sonra saat 14.00’de salonu dolduran çok sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleştirilen program, bazı radyo ve televizyonlarda yaptığı sunum ve programlarla dinleyenlerin takdirini toplayan Nejdet Yıldırım’ın sunumuyla saygı duruşu ve İstiklâl Marşı ile başlayıp, Kur’ân-ı Kerîm tilâvetiyle devam etti. Özel Çağrı Okulları öğretmenlerinden, güzel Kur’ân okumada Türkiye birincisi Mustafa Özyılmaz’ın okuduğu aşr-ı şerîfler, salonu inletti ve dinleyenlerin gönül tellerini titretti.
Programda Âkif’in bazı özelliklerini anlatıp aktaran YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Kıymetli konuklar, değerli dostlar, sevgili Âkifseverler!
Günümüzden 83 yıl önce böyle bir 27 Aralık gününde hayata gözlerini yumarak irtihâl-i dâr-ı bekâ eden merhum Mehmet Âkif Ersoy’u bir kere daha vefatının yıldönümü dolayısıyla düzenlediğimiz toplantıya teşrif ederek, bizimle birlikte olma incelik ve yüceliğini gösteren güzîde heyetinizi gönülden ve samîmî duygularımızla selamlıyor, andığınız gibi anılmanız temennisiyle sözlerime başlarken, Âkif’e Allah’tan rahmet ve mağfiret, siz vefakâr Âkifsever misafirlerimize de sağlık ve saadet niyaz ediyorum.
Malumunuz olduğu üzere İstiklâl Marşımızın yazarı iman, Kur’ân ve vatan şairi merhum Mehmet Âkif Ersoy, millî ve dinî hassasiyeti ileri seviyede olan bir şahsiyettir. Millî mücâdele döneminde şehirleri ve ülkeleri dolaşan Âkif, bir mütefekkir ve bir vâiz vasfıyla bağımsızlık şuurunu milletimize anlatmış, yazdığı İstiklâl Marşı ile de milletimizin gönlünde silinmeyecek derecede yer edinmiştir.
1873’de İstanbul’da doğan Mehmet Âkif, Fatih Rüştiyesi’ni, sonra İstanbul idadisini, daha sonra da Halkalı Baytar Mektebi’ni bitirmiştir. “Sırât-ı Müstakîm” ve “Sebîlü’r-Reşâd” dergilerinin başyazarlığında bulunmuştur. Okul hayatı devam ederken bir yandan da babasından din bilimleri öğrenmiştir. Edebiyata olan ilgisi, O’nu yeri doldurulamaz bir şair yapmıştır.
Millî şairimiz Âkif, çeşitli şiir ve yazılarının yanında İstanbul Üniversitesi’nde Profesör olarak Edebiyat okutmuştur. İlk TBMM azalığında da bulunan Âkif’in, insanların özlerinden uzaklaşmalarını, bilimde, teknikte, sanatta geri kalmışlıklarını ve yoksulluklarını ele alması açısından Türk Edebiyatında önemli bir yeri vardır. İlk kitabının adı olan “Safahât”ı sonraki kitaplarının genel adı olarak benimsenmiş, ölümünden sonra kitaplarına girmemiş şiirleri de eklenerek aynı adla tek kitapta toplanmıştır.
Maarif Vekilinin isteği üzerine İstiklâl Marşı’na 17 Şubat 1921’de yazdığı güfte 12 Mart’ta TBMM tarafından kabul edilmiştir.
İstiklâl Savaşı’ndan sonra, kışları geçirdiği Mısır’a yerleşmiş ve Kahire Üniversitesinde Türk Edebiyatı dersleri vermiş, sıtmaya yakalanıp İstanbul’a döndükten beş ay sonra 27 Aralık 1936’da vefat etmiştir.
Âkif, şairliğinin yanı sıra kuvvetli derecede hâfız, Doğu-Batı musikîsine ve spora ilgi duyan çok yönlü bir insandı. Çevresindekiler tarafından hoş sohbetli, zeki ve nüktedan olarak bilinen Âkif, aynı zamanda dostları arasında verdiği sözleri her şartta tutmasıyla bilinmiştir. Bir arkadaşı ile birinin önce ölmesi hâlinde diğerinin onun çocuklarına bakacağına dair sözleşmişler, bu sözden yirmi yıl sonra Âkif, geçim sıkıntısı içindeyken bile sözüne sâdık kalarak vefat eden arkadaşının çocuklarını evinde evlatlarıyla birlikte yetiştirmiştir.
İstiklâl Marşı güftesi için düzenlenen yarışmaya maddî mükâfat sebebiyle katılmamış, kendisinden ısrarla istendiğinde İstiklâl Marşını yazmıştır. Kabul edilince alınan Meclis kararından dolayı kendisine nakdî mükâfat verilmiş, Âkif ise bu parayı bir hayır kurumuna bağışlamıştır.
Böylesine duyarlı, dirâyetli ve vatanperver bir insan olan Âkif, Safahât’ında bir çok dinî ve millî konuları terennüm ederek, milletimizin duygusuna tercüman olmanın yanında iman, Kur’ân ve vatan aşkını yansıtmanın gayreti içinde olmuştur. Bu cümleden olarak şunları söylemiştir:
“Îmandır o cevher ki ilahî ne büyüktür,
Îmansız olan paslı yürek sinede yüktür.
***
O îman, farz-ı kat’îdir diyor tahsîl-i irfânın.
Ne câhil kavmiyiz biz Müslümanlar, şimdi dünyanın.
***
O îman, hüsn-ü hulkun en büyük hâmîsi olmuşken,
Nemiz vardır fezâilden, nemiz eksik rezâilden.
Doğrudan doğruya Kur’ân’dan alıp ilhâmı
Asrın idrâkine söyletmeliyiz İslâmı.
***
Ya açar nazm-ı celîlin bakarız yaprağına,
Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına.
***
İnmemiştir hele Kur’ân, bunu hakkıyla bilin.
Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için.
***
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ,
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan şühedâ.
Cânı cânânı bütün vârımı alsında Hüdâ.
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.
Bunlar ve benzeri mısralarıyla dinî ve millî duyguları dilegetiren merhum Mehmet Âkif, ebediyete intikalinin üzerinden 83 yıl geçmesine rağmen milletimizin gönlünde kurduğu tahtında yaşatılmakta, her geçen gün biraz daha fazla minnet, mağfiret ve şükran duygularıyla hatırlanarak rahmetle yad edilmektedir. O’nu bugün bir kere daha tilâvet-i Kur’ân ve hayırlı dua ile anıyor, ruhunun şâd, mekânın Cennet ve makamının yüce olmasını niyaz ediyor, sözlerimi 2014 yılında O’nun için yazmış olduğum dört dörtlükten oluşan ‘Âkif’e Allah’tan Rahmet’ başlıklı şiirimle noktalamak istiyorum.
Allah’ın lutfuydu Âkif bizlere.
Bunu benden duyun, sözüm sizlere.
Dizelerle hitap etti bizlere.
Çözüm oldu çağında krizlere.
Âkif yurdumuzda bir sevgi seli,
Bir şair, düşünür, belki bir veli.
Ülkede esip giden seher yeli,
Onun için açtık Allah’a eli.
Cihâd etti kalem ve kelâm ile.
Hayat boyu Hakk’ı getirdi dile.
Doğruyu söyledi, düşmana bile.
Gel sen de bugün O’na rahmet dile.
Halkına sağladı rif’ât ve izzet.
Medyûn-u şükrandır O’na bu millet.
Dilerim Mevla’dan eyleye rahmet,
Makamını yüce, yerini cennet.”
Dr. Ateş, davetlilerin duygularına tercüman olan bu özlü sözlerinden sonra okunan hatm-i şerîflerin duasını da yaparak sevabını merhum Âkif’in ruhuna bağışladı.
TÖRENDEN GÖRÜNTÜLERProgramın Sunucusu Nejdet Yıldırım
Programda Kur'ân-ı Kerim tilavet eden Mustafa Özyılmaz
Okunan Kur'ân-ı Kerim huşû ile dinlendi.
Programda Âkif'in "Bir Gece" adlı şiirini okuyan Sunucu Necdet Yıldırım'ın oğlu Mehmet Çağlar Yıldırım
Dr. İbrahim Ateş, Mustafa Özyılmaz'a "İyilik Maldayası" ile son çıkan kitaplarından bir paket takdim etti.
Dr. İbrahim Ateş, Nejdet Yıldırım ve oğlu Mehmet Çağlar Yıldırım'a "İyilik Maldayası" ile son çıkan kitaplarından bir paket takdim etti.
HATİM DUASINDAN GÖRÜNTÜLER
İKRAMDAN GÖRÜNTÜLER
Program, Dr. İbrahim Ateş'in yaptığı yemek duası ile sonlandı.