Kıymet Kazanan ve Kazandıran Gece
Kadir Gecesi dolayısıyla ülkemizde tertiplenen çok sayıdaki programlardan biri de, 17 Nisan 2023 Pazartesi günü YOYAV Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘Kıymet Kazanan ve Kazandıran Gece’ konulu görkemli bir kutlama programı olmuştur.
Çok sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleştirilen programda YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, hastanede tedavi gördüğünden bugün için hazırlamış olduğu aşağıdaki konuşması, YOYAV Mütevelli Heyet Üyesi ve Kurs Öğretmeni Ayşe Doyuk tarafından okundu:
“Kadir gecesinin kadrini bilen ve kadri bilinenlerden olmalarını dilediğim kıymetli kardeşlerim!
Üç aylardın içerdiği kandillerin dördüncüsü olan Kadir gecesi münasebetiyle düzenlediğimiz ‘Kıymet Kazanan ve Kazandıran Gece’ konulu kutlama programına teşrif ederek bu mübârek geceyle ilgili bilgilerimize yenilerini ekleyerek, O’nu ihyâyaitinâ gösteren güzîde heyetinizi gönülden ve samîmî duygularımızla selamlıyor, şerefli varlığınızla toplantımızı taçlandırmanızın haz ve huzuru içinde hepinize hürmet ve muhabbetlerimizi arz ederek hoş geldiniz diyor, bu gecede bağışlanan bahtiyar insanlardan olmamızı diliyorum.
Zaman ve zemîn, insanlar için kıymeti büyük olan önemli nimetlerdendir. Zirâ zaman, içinde yaşadığımız an, zemîn de üzerinde yaşadığımız mekândır. Dünyadaki yaratıkların en değerlisi insan, insan için hayatî ehemmiyet arz eden imkân da zemîn ve zamandır. Dolayısıyla her ikisi de insanlara lütfedilen ilahî ihsândır.
İnsanların içinde bulundukları her an ve üzerinde gezip dolaştıkları her mekân da onlar için dikkat ve dirâyetle değerlendirilip, kıymeti bilinmesi gereken büyük bir imkândır. Bu ihsân ve imkâna mazhar olan insanın, onu dünyası ve ahireti için en güzel ve en verimli şekilde ve dolu dolu geçirmesi, yaratılışına uygun olan akıllı ve dirâyetli davranış olur.
Bu itibarla zaman ve mekânların hepsi Allah Teâlâ’nın insanlar için varettiği imkânlardır. Aslında birbirinden önemli olmayan bu zaman ve mekânlar, içlerinde meydana gelen olaylarla, bulunan mekînlerlefarklı değer ve itibar kazanırlar. ‘Şerefü’l mekânı bi’lmekîn yani mekânın şerefi içinde bulunan iledir’. Sinema salonu ile konferans salonunu, Kur’ân okunan oda ile şarkı söylenen oda aynı değeri taşımaz.
Kâbe-i Muazzama’yı içinde bulunduran Mekke-i Mükerreme, Hz. Peygamber (s.a.v.)’i bağrında barındıran Medine-i Münevvere ve Mescid-i Aksâ’yıihtivâ eden Kuds-ü şerîfin değeri, diğer mekânlarla mukayese edilemeyecek kadar farklı değere sahip oldukları gibi, Kur’ân-ı Kerîm’in indirildiği Kadir Gecesi de diğer gecelere göre kıymeti büyük olan değerli bir zaman dilimidir. Kıymeti Kur’ân ile bildirilen bu gecenin değeri, kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’in Kadr Suresi’nde şöyle beyan buyurulmuştur:
“Şüphesiz, biz onu (Kur’ân’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.”
Meali arz edilen bu sure-i celîlenin incelendiğinde de anlaşılacağı üzere, Kadir gecesinin kıymet kazanan ve kazandıran bir gece olduğunu söyleyebiliriz. Adı Kur’ân-ı Kerîm’de geçen tek gece olan bu gece, kıymeti Kur’ân ile bildirilen ve bin aydan daha hayırlı olan mübârek ve müstesnâ bir gecedir. Sahip olduğu bu kıymet,Kur’ân-ı Kerîm’in kendisinde indirilmeye başlamasındandır. Daha önce diğer geceler gibi sıradan bir gece olan bu gece, bin aydan daha hayırlı olma özelliğini Kur’ân-ı Kerîm’den almıştır. Dünyanın Kur’ân-ı Kerîm ile şereflenmesine zarf olan bu gece, değerini mazrufu olan Kur’ân-ı Kerîm’den kazanmıştır. Yaklaşık bir insan ömrüne denk olan bu kıymet ona, içinde meydana gelen Kur’ân-ı Kerîm’in indirilmeye başlamış olmasındandır. Kur’ân-ı Kerîm indirilmeye başlamakla O’na dokunmuş olmasıyla bin aydan daha hayırlı olma özelliğini kazanmıştır.
Bu kıymeti hâiz olan Kadir gecesini idrak edip, Kur’ân-ı Kerîm tilâveti ve içeriğini öğrenme gayretiyle inceleyip anlama ve uygulama cihetine gitmek için sarf edilen çaba ve çalışmayla ihyâ edilmesi de kişiye benzeri büyük bir kıymet kazandırma hâlidir.
Kur’ân’ın kendisinde indirilmeye başlamasıyla bir geceye bu kıymeti kazandıran Kur’ân-ı Kerîmi, o gecede kafasına, kalbine indirmeye başlayan ve o yolda devam eden Müslümana benzeri kıymeti kazandırır.
Müslümanın böyle büyük bir kıymeti kazanmasına vesîle olacak fırsat kaçırılmamalı, onu yakalamaya, yaşamaya, O’nunla hayatına değer ve itibar kazandırıp, Allah Teâlâ’nın rızasına erdirecek duyarlı ve dirâyetli davranışlarda bulunmaya özen gösterilmelidir.
Kur’ân’ın indirilmeye başladığı Kadir gecesini, O’nunla ihyâ ederek Kur’ân ile içiçe olup beynine, belleğine, kalbine ve hayatına indirmeye çalışmalıdır. Kadir gecesini ihyâ etmenin böyle olacağı bilinerek, davranışları o doğrultuda dizayn etmelidir. Bu geceyi tevbe, istiğfar, ibâdet, tâ’at, dua ve niyazla ihyâ etmek, sahibine saadet-i sermediye sağlar.
Meali arz edilen Kadir Sûresi’nin 2. ayetinde: “Kadir gecesinin ne olduğunu bilir misin?” şeklinde soru ile, zihinlerin ve düşüncelerin bu gecenin değerini ve kıymetini tam manası ile kavrayamayacağına işaret eden Allah Teâlâ, aynı surenin 3. ayetinde: “Kadir gecesi bin aydan daha hayırlı bir gecedir” cevabını vererek bu gecenin önemini, kadir ve kıymetinin ne derece büyük olduğunu ifade etmektedir.
Bu gecede, evrenin her köşesinden davetliler ilahi çağrıya icabet ederek, kutsal görevler için yeryüzüne inerler. İnananlar da büyük ikrama ve ihsana mazhar olurlar.
Allah Teâlâ bu gecede rahmet kapılarını ardına kadar açmıştır; insanlar ve cinler ilahî rahmetin tertiplediği bu manevî ziyafetten alabildiğine istifade ederler. Bu gecede yeryüzüne inen meleklerle birlikte ibâdet etmek ne büyük bahtiyarlık olacaktır.
Bu Sûrenin 4. ayetinde, bu gecede, başta Cebrail (a.s.) olmak üzere melekler, her türlü hikmetli işler için Rablerinin izni ile arka arkaya inerler, bu inişler sabaha kadar devam eder.
Tefsir âlimleri her türlü hikmetli işlerden maksat, gelecek sene Kadir gecesine kadar olacak her türlü olay, hadiselerdir demişlerdir. Bunlar, ölüm, doğum, mal, mülk, makam sahibi olma veya kaybetme, iyi, kötü vb. olaylardır.
Allah tarafından takdir edilen bu olayların meydana gelmesinde görev yapacak melekler, görev emirlerini almak için bu gecede yeryüzüne inerler denilmiştir.
Kadir sûresinin 5. ayetinde “O gece, tan yerinin aydınlanmasına kadar bir esenlik ve selâmettir” buyrularak; Güneşin batışından sabah tan yeri ağarıncaya kadar yeryüzüne grup grup inen melekler, inanmış insanları selamlarlar, bu hâl sabaha kadar devam eder.
Kadir Gecesi, sıkıntılardan kurtulma, manevî kirlerden temizlenme gecesidir.Bir kısım âlimlere göre ise, Kadir suresinde geçen ‘Gece’ kelimesi günah veya sıkıntılarla dolu bir gönlü ifade eder.
Kalplerdeki bu geceyi gündüze çevirmek isteyenler, Kur’ân’ı yüreklerine indirmek, bir başka deyişle hayatlarına yansıtmak durumundadırlar. Buna karar verdikleri an, ‘bin aydan daha hayırlı’ yani ömre bedel bir zaman dilimini başlatmış olurlar.
Nihayet Yüce Allah melekleriyle o kulunu “tan yeri ağarana dek” gönlü sıkıntılardan ve günah kirlerinden temizlenene kadar destekler.
Dünyanın her yerinde aynı anda gecenin olamayışı ve Hz. Peygamber(s.a.v.)’in hadislerinde Kadir gecesini tarif ederken gizlendiğini ifade ederek tam bir tarih vermeyişi, bu yaklaşım tarzını da yabana atmamamız gerektiğini düşündürmektedir.
Ayet-i kerîmelerin ve hadîs-i şerîflerin ışığında Kadir gecesi ile ilgili şu hususların ön plana çıktığını görmekteyiz.
1-Bu gecede Kur’ân-ı Kerîm indirilmeye başlanmıştır.
2-Bu gece âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in Peygamberlik vazifesinin başladığı bir gecedir.
3-Bu gece Kur’an ve insan buluşmasının ilk yaşandığı gecedir.
4-Kadir gecesinde insan ile buluşan Kur’ân’ın ilk ayetleri ise “Oku!”dur. Kur’ân’ı, Peygamberimiz (s.a.v.)’i, hayatı, âlemi, kendimizi okumalı, Rabbimize yönelmeliyiz.
Kadir gecesinin farkında olan, ihyâ eden insan için bağışlanma, esenlik, dünyevî ve uhrevî birçok güzellikler mevcuttur.
Kandil geceleri birlik ve beraberliğimiz için birer ganimettir. Bu gecelerde birbirlerimizi unutmamalı, hayır ve duada bulunmalıyız.
Ramazan ayı için on bir ayın sultanı dememizdeki asıl hikmet Kur’ân-ı Kerîm’in içinde indirildiği ay olmasıdır. Bu ayda indirilmeye başlamasıyla bu aya verilen kıymet artmış ve bu ayda müminler için oruç emredilmiştir. Bu ayda Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), Cebrail (a.s.) ile Kur’ân-ı Kerîm’i okumuş, mukabelede bulunmuşlardır. Bizlerde bugün bu sünneti mukabele okumak suretiyle gerçekleştirmekteyiz. Nasıl ki, Kur’ân bir ayı on bir ayın sultanı yapıyor ise, nasıl ki Kur’ân bir geceyi Kadir gecesi olarak bin aydan daha hayırlı yapıyor ise, gönlümüze, benliğimize aktardığımız Kur’ân bizleri öyle ulvi bir mertebeye ulaştıracaktır.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) “Kim Kadir gecesini inanarak ve sevabını Allah’tan umarak samimiyetle ihyâ ederse geçmiş günahları affolunur” buyurmuştur.
Diğer bir hadîs-i şerîfte; “Bu geceyi ihyâ eden bağışlanır” rivâyeti vardır.
Hz. Aişe (r.anha)’den rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfteise sevgili Peygamberimiz (s.a.v.): “Kim kadir gecesini ihyâ eder, onda iki rekat namaz kılar ve istiğfar eder (Allah’tan bağış diler)se, Allah onu bağışlar, rahmetine daldırır ve Cebrail ona kanadıyla dokunur. Kime de Cebrail kanadıyla dokunursa, cennete girer.” buyurmuştur.
Hz.Aişe (r.anha)’dan rivâyet edilen başka bir hadîs-i şerîfte debu geceyi ihyâ etmenin merkezinde dua olduğu haber verilmektedir. Buhadîs-i şerîfin meali şöyledir: Hz. Aişe (r.anha): ‘Yâ Resûlallah! Şayet Kadir gecesine rastladığımı anlarsam nasıl dua edeyim?’ dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Allah’ım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet’ diye dua edersin” buyurdu.
Resûlullah (s.a.v.)’ın bu dua tavsiyesini örnek alarak kendimize, çocuklarımıza, annemize, babamıza, tüm sevdiklerimize, ayrıca İslam âlemindeki tüm mazlumlara ve milletimizin birlik, beraberlik ve dirliğine dua etmeliyiz.
Kader, takdir gecesi olan bu gece, aynı zamanda kadir, kıymet gecesidir. Bu anlamda; dinimizin, imanımızın kadir kıymetini, ailemizin, büyüklerimizin, küçüklerimizin, eşlerimizin, çocuklarımızın kadir kıymetini, Yüce Rabbimizin bize ihsân buyurduğu nimetlerin kadir kıymetini, Devletimizin, milletimizin, vatanımızın, birliğimizin, beraberliğimizin kadir kıymetini iyi bilmeliyiz.
Bu mübarek gecenin, tüm müslümanlar ve şehit aileleri, öksüzlerimiz, yetimlerimiz, kimsesizler, yaşlılarımız, gençlerimiz, çocuklarımız, hastalıklarına şifa bekleyen hastalarımız ve tüm milletimiz hakkında ve İslam Âlemi hakkında hayırlı takdirlere vesile olmasını Cenâb-ı Allah’tan niyaz etmeliyiz.
Bu gün ve gecelerde mutluluk ve imkânlarımızı paylaşmalı, bizde olanları olmayanlara ulaştırmalıyız. Bugün, bu gece bizi aramayanları biz aramalı, bize gelmeyenlere gitmeli, aramızda bulunan küslükleri gidermek için ilk adımı biz atmalı ve birbirimizin hatalarını silme cihetine gitmeliyiz. Beraberce Rabbimize yönelmeliyiz.
Aynı Rabb’e, aynı Kitab’a, aynı Peygamber’e iman ettiğimizi, aynı Kıbleye yöneldiğimizi unutmamalıyız. Biz Müslümanız, birbirimizin manevî kardeşleriyiz. Kardeşlerimize karşı merhametli davranmalı, hataları bağışlamalı, kusurların peşine düşmemeli ve günahları örtmeliyiz. Böyle yapmalıyız ki, bizlere merhamet edilsin, hatalarımız bağışlansın, kusurlarımızın üzeri örtülsün. Hepsinden ötesi Mevla’mız bizden razı olsun, bizi sevsin.
Yüce Rabbim Ramazan ayını, idrak edeceğimiz Kadir gecesini ve nihayetinde kavuşmayı umut ettiğimiz Ramazan Bayramımızı bizlere hayırlı kılsın. Kadir gecesinin ve bu mübârek günlerin hürmetine hatalarımızı, yanlışlarımızı ve günahlarımızı affeylesin. Bayram sabahına hayırlar içerisinde, sevdiklerimizle beraber ulaşmayı, güzel bir bayram geçirmeyi bizlere nasip etsin.
İlahi Vahy’in nazil olmaya başlamasının yıldönümü olan, Kur’ân-ı Kerîm’de müstakil bir sûre ile taçlandırılan, ayet-i kerîmede, bin aydan daha hayırlı olduğu ifade edilen, Kadir gecemizi tebrik ediyor, birbirimizi dualarımıza dâhil etmemizi diliyorum.”
Dr. İbrahim Ateş’in konuşma metninin okunmasının ardından, YOYAV kursiyerleri ve dostları tarafından okunun 150 Hatm-i şerif, 1050 Yâsîn-i şerif, 3850 Mülk, 3842 Nebe, 534 Fetih, 100 Vakıa, 13 bin 200 Fatiha, 25 bin Kadir, 4 bin 500 Ayet’el-Kürsî, 110 bin İhlas, 980 bin Tevhid, 1 milyon 300 bin Salavat, 11 bin İstiğfar, 43 bin Besmele, 1000 Sübhaneke, 111 İsm-i Azam, 10 Kenz’ül Arş, 6 bin YâŞâfî, 3 bin YâFettâh, 29 bin Sübhanallah, 11 bin Allahuekber, 11 bin Elhamdülillah, 240 Amenerresulü, 302 Lâ Yestevi, 3900 Felak-Nas, 50 Elif Lâm Mim’ın duası yine Ayşe Doyuk tarafından yapılarak sevabı din ve devlet büyükleri, şehit ve gazilerin, Hatmi Şerifleri, süver-i şerifleri ve tesbihatı okuyanlar ile toplantıya katılanların ahirete irtihal etmiş yakınlarının ruhlarına bağışlanmış ve okuyanların hayırlı muratlarının hâsıl olması dilek ve temennisinde bulunulmuştur.
Program, kandil simidi ve hurma ikramı ile sonlanmıştır.
Duadan GörüntülerAyşe Doyuk ve Kurs Öğretmeni Sema İşlak