Kur’ân Okuyan Kazanır
YOYAV’da her ayın ilk Çarşamba günü düzenlenmesi gelenek hâline getirilen Kur’ânî Birliktelik ve Dua Günü programlarının 41.si 2 Mart 2022 Çarşamba günü gerçekleştirildi.
Okunan 46 Hatm-i şerîf, 1280 Yâsîn-i şerîf, 690 Mülk-ü şerîf, 713 Nebe-i şerîf, 486 Feth-i şerîf, 86 bin Fâtiha-i şerîfe, 43 bin Ayet’el-kürsî, 279 bin İhlâs-ı şerîf, 10 bin Felâk, 10 bin Nâs, 912 bin Kelime-i Tevhid, 1 milyon 224 bin salavât-ı şerîfe, 25 bin Esma’ül-Hüsnâ, 165 bin istiğfar, 30 bin Lafza-i Celâl, 46 bin Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah, 30 bin Sübhânallahi ve bi hamdihi, 70 bin Yâ Şâfî, 30 bin Yâ Vedûd, 402 bin Besmele-i şerîfe, 8 bin Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü min’ez-zâlimîn duası yapılarak sevabı rûh-u Resûlullah ile din ve devlet büyüklerinin, YOYAV’dan ebediyete intikal edenlerin ve toplantıya katılanların yakınlarından vefat edenlerin ruhlarına ihdâ edildi.
Toplantıya katılan misafirleri hürmet ve muhabbetle selamlayarak, teşriflerinden dolayı takdir ve teşekkürlerini ileten YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, yaptığı kısa konuşmada şunları söyledi:
“Kur’ânî Birliktelik ve Dua Günü programlarımızın müdâvimi olan muhterem kardeşlerim!
2022 yılının üçüncü ayı olan Mart ayının 2. gününde gerçekleştirdiğimiz bu anlamlı ve önemli toplantıda siz saygıdeğer kardeşlerimizle bir kere daha bir araya gelmenin bahtiyarlığı içinde güzîde heyetinizi gönülden ve samîmî duygularımızla selamlıyor, sağlık ve saadette daim olmanız temennisiyle sözlerime başlarken, hayat boyu Hakk’ın himâyesinde, hidâyetinde ve inâyetinde olmanızı diliyorum.
Kıymetli kardeşlerim!
Bugünkü programımızda sizlerle Kur’ân-ı Kerîm kırâeti ve hıfzı ile ilgili zamanımızda yaşanan iki olayı paylaşmak istiyorum. Bunların ilki varlıklı bir iş adamının çalışanlarına verdiği bir akşam yemeğinde yaptığı sınavın sonucu ile ilgili bilgi, ikincisi de Kâ’be imamının aktardığı takdire şâyân olan örnek bir olaydır.
Çok zengin olan bir adam yanındaki bütün çalışanlarını akşam yemeğine davet eder. Her birinin önüne birer Kur’ân-ı Kerîm ve bir miktar para koyar. Yemeği bitirdiklerinde onlardan Kur’ân-ı Kerîm ya da Kur’ân’ın yanına konmuş paradan bir tanesini seçmelerini ister.
İlk olarak bekçiden başlar ve Ona: ‘Seç’ der. Bekçi hiç mahcubiyet duymaksızın cevaplar. ‘Kur’ân’ı seçmiş olmak isterdim. Fakat, ben okumayı bilmem. Benim için daha faydalı olan parayı seçiyorum.’
Sonra yanında çalışmakta olan çiftçiye ‘Seç’ der. Çiftçi: ‘Benim eşim çok hasta. Onu tedavi ettirmek için paraya ihtiyacım var. Böyle bir mazeretim olmasaydı Kur’ân-ı Kerîm’i seçerdim, fakat ben de parayı istiyorum.’ der.
Sonra aşçıya sorar Kur’ân’ı mı, parayı mı seçmek istediğini? Aşçı da: ‘Ben okumayı severim fakat çalıştığım sırada okumaya zamanım olmuyor bu yüzden parayı seçiyorum.’ Der.
Son sıra yanında hayvan bakıcısı olarak çalışan ve kendisinin de fakir olduğunu bildiği çocuğa gelmiş. Ona: ‘Eminim sen parayı alacaksın, yiyecek satın almak ve parçalanmış ayakkabının yerine ayakkabı almak için...’ Çocuk: ‘Evet doğru... Benim için ayakkabı almak ya da annemle birlikte yemek için tavuk almak zor bir iş... Fakat ben Kur’ân-ı Kerîm’i seçeceğim. Çünkü annem bana: ‘Cenâb-ı Allah’ın bir sözünün altından daha faydalı ve tadının baldan daha tatlı olduğunu söylemişti.’ diyerek Kur’ân-ı Kerîm’i alır. O’nu açtığında içinde iki adet zarf bulur. Zarflardan bir tanesinde yemek masasının üstündeki meblağın on katı para vardır. İkinci zarfın içinde ise, bu zengin adamın mirasçısı olacağını gösteren bir belge vardır.
Ve adam onlara şöyle der: ‘Kim ki Allah hakkındaki zannını düzgün tutarsa, Allah onun beklentisini boşa çıkarmaz.’
Kâbe İmamının anlattığı önemli olayda şöyledir:
Kur’ân öğrettiğim gruba katılmak için küçük bir çocuk geldi. Dedim ki çocuğa: Kur’ân’dan ezberinde bir şey var mı? Evet dedi. Dedim ki ona “ Amme cüzünden bir şey okur musun?” Okudu. Sonra Tebarake Suresi ezberinde mi? dedim. Yaşı küçük olmasına rağmen, okuyuşu hoşuma gitti, beğendim. Ve Nahl Suresi’ni sordum. Onu da ezberlemişti, hayranlığım arttı.
Uzun sureleri sordum bu kez: “Bakara Suresi ezberinde mi?” Evet dedi ve hatasız okudu.
Bu kez yavrucuğum sen hafız mısın? dedim. Evet dedi.
SubhanAllah maşaAllah tebarekAllah..
Ertesi gün velisiyle birlikte gelmesini istedim ondan. Ben hayretlerdeyim. Bir baba nasıl böyle olabilirdi, nasıl böyle bir çocuk yetiştirmişti?
Ve geldi velisi. Babanın gelişi benim için büyük sürpriz oldu. Çünkü babanın görünüşü hiç de sünnete uygun yaşıyormuş izlenimini vermiyordu. Sözü ilk o aldı ve dedi ki:
Biliyorum sen onun babası olduğuma hayret ettin. Ben seni merakta bırakmayacak ve söyleyeceğim, bu gördüğün çocuğun arkasında bin adam değerinde bir kadın var! Ve müjde vereyim sana evde 3 oğlum var ve hepsi de Kur’ân hâfızı. Bir de 4 yaşında bir kızım var, o da Amme cüzünü ezberliyor şimdi.
Hayret ettim, bu nasıl olur? Dedi ki bana: Anneleri çocuk konuşmaya başladığı andan itibaren Kur’ân ezberletmeye başlatıyor ve çocukları hep bu yönde teşvik ediyor.
Kim önce ezberlerse, o günün akşam yemeğini, o seçiyor. Kim ezberini önce verirse, hafta sonu tatilinde nereye gidileceğini, o belirliyor. Kim önce hatim yaparsa, o yıl senelik tatilde nereye gidileceğine, o karar veriyor. İşte böylece çocuklar arasında Kur’ân ezberlemede, hatim yapmada tatlı bir yarış ahlakı oluştu.
Evet işte hayırlı evlat yetiştiren sâliha kadının hali bu. Eğer kadın ıslah olursa, evi, ailesi, yetiştireceği nesiller de ıslah olur.
Allah Teâlâ sâlih ve sâliha evlatlar yetiştiren kullarından eylesin inşallah.”
Program, hazırlanan ikramların davetlilere sunulmasıyla noktalandı.
Programa katılanlardan görüntüler
Duadan Görüntüler
İkramdan Görüntüler