Muharrem’e Hürmet Vesîle-i Rahmettir
Kıymetli kardeşlerim!
Hicri Yılbaşınızı en içten ve samîmî duygularımızla tebrik eder, Muharrem’e hürmette dâim, ibâdet ve tâ’atta müdâvim olmamızı dilerim.
Muharrem ayı, kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’in Tevbe Suresi’nin 36. ayetinde beyan buyurulduğu üzere, savaşılması yasaklanan aylardan biridir. Allah Teâlâ gökleri ve yeri yarattığı zaman, ayın hareketini öyle ayarlamıştır ki, ay sistemine göre bir yılda 12 ay meydana gelmiştir. Bu ayların isimleri şöyledir: Muharrem, Safer, Rebi’ülevvel, Rebi’ülahir, Cemâziyelevvel, Cemâziyelahir, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkâde ve Zilhicce. Bu ayet-i kerîmede işaret buyurulan ‘Haram (saygın) aylar’ ‘Zilkâde, Zilhicce, Muharrem ve Recep’ aylarıdır ki, bu aylarda savaş yasaklanmıştır.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Muharrem ayı ile ilgili hadîs-i şerîflerinden birinde bu ayı ‘Allah’ın ayı’ olarak nitelendirip, Ramazan ayından sonraki en fazîletli orucun bu ayda tutulan oruç olduğunu ifade etmiştir. Efendimiz (s.a.v.) Medine’ye hicret ettikten sonra bu ayda birkaç defa oruç tutmuş, sahabeye de tutmalarını emretmiştir. Diğer bir hadîs-i şerîfinde, “Âşûrâ gününün orucunu bir önceki yılın günahlarına keffaret olacağını Allah’dan umarım.” buyurmuştur.
Ramazan orucunun farz kılınmasıyla Muharrem orucunun tutulmasını tercihe bırakmış ve Muharrem ayının sadece 10.cu günü değil, 9, 10 ve 11. günlerinde oruç tutulmasını tavsiye etmiştir. Hz. Ömer (r.a.)’in halifelik zamanında Peygamberimiz (s.a.v.)’in Medine’ye hicreti resmî takvimin başlangıç ve Muharrem ayı da Hicri yılın ilk ayı kabul edilmiştir.
Bu ayı oruç ibâdetiyle taçlandırmanın yanında, tilâvet-i Kur’ân, zikr-i Rahmân, tevbe ve istiğfarla dolu dolu geçirmemiz temennisiyle, Yaradan’a yaklaştıracak duyarlı ve dirâyetli davranışlarda bulunmamızı diliyor, hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum.