ÖĞRETMENE VEFA
Büyüklerini sevgi ve saygıyla anarak hâtıralarını hâfızalarda yaşatmayı ilke edinen YOYAV, önceki yıllarda 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla düzenlediği kutlama programlarında öğretmenleri ve öğrencileri ile bir araya gelip, ülke eğitimine kıymetli katkılarda bulunan öğretmenlere hürmet ve muhabbetlerini sunarak minnet ve şükran duygularını dile getirmekte idi. Bu övgüye layık örnek uygulamasıyla, öğretmenlere beslediği sevgi ve saygı ile hislerini yansıtmanın yanında, öğretmenlerin öğrenciler nezdindeki yerleri ile yetiştirilmelerindeki gayret ve katkıları hatırlatarak vefakâr yaklaşımlarda bulunulmasını tavsiye ve telkin etmekte idi.
Katılanların memnuniyetini mûcip olan ve öğretmenlerin gönüllerini fetheden bu uygulamaya maalesef bu yıl (2020 yılı) ara verme mecburiyetinde olduk. Korona virüs (kovid 19) salgınının sürmesi nedeniyle, bu tür toplantıların tertiplenmesi yasaklanmış olduğundan, 24 Kasım 2020 Öğretmenler Günü dolayısıyla kutlama programı düzenleyemedik. Dolayısıyla öğretmenlerimizle ilgili duygu ve düşüncelerimizi bu mesajımızla dile getirmek istedik.
Kur'ân Denizinden Damlalar Dersinden bir görüntü.
Toplumda okuma yazmayı öğrenen herkes üzerinde hak ve emekleri olan öğretmenler, yeryüzünün kandilleridirler. Yaydıkları ilim ışığı ile insanlığı aydınlatan bu kandiller, karartılmamalı korunmalıdırlar. Hak ettikleri sevgi ve saygıyla takdir ve taltif edilmelidirler. Zira ilme hizmet ve âlime hürmet, dinimizin direktifleri cümlesindendir. Bu gerçeği göz önünde bulunduran İmam-ı Gazâlî Hazretleri: “Hocana ta’zîm ve hürmet et. Çünkü hoca hakkı, ana-baba hakkından fazladır. Ana-baban dünyanı mamur ederken, hocan ahiretini mamur eder. Onun içindir ki, hocaya hürmet, ana-babaya hürmetten efdaldir.” demiştir.
İslâm dini, ilme ve ilim öğrenmeye büyük önem vermiştir. Kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’in ilk indirilen ayetleri “Oku!” diye başlamıştır. Bu ayetlerde ilimden, kalemden, öğrenme ve öğretmekten söz edilmiştir. Böylece ilmin yolları hatırlatılmıştır. İslam’a göre âlimle câhil bir tutulmamıştır. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’in Zümer Suresi’nin 9. ayetinde: “De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri düşünüp öğüt alırlar.” buyurulmuştur.
Allah Teâlâ’nın yarattıklarındaki hikmeti ve gerçekleri anlayabilmek için insanın câhil olması değil, bilgili olması gerekir. Onun içindir ki İslam’da ilme ve âlime çok değer verilmiştir. Atalarımız da bu gerçeğe yüz yıllar boyu riayet ederek ilme hizmet etmiş, âlime de hürmet göstermişlerdir.
İslam’a göre bilginlerin mürekkepleri, şehitlerin kanları gibi aziz kabul edilmiştir. Çünkü dünya ve ahiret saadeti için en üstün yol, ilim yoludur. İlim yolunda ilerleyebilmek için de okuyana, okutana ve öğretim kurumlarına önem vermek gerekir.
Bir toplumun dünya sahnesindeki devamlılığı kuşkusuz gelecek nesillerine verdiği önemle ölçülür. İşte bu nesilleri yetiştirme, dolayısıyla toplumu imar etme mühendisliği, insana inanma sanatıdır öğretmenlik.
Öğretmen öğrencisine inanır. Öğrencisi ise öğretmeninden öğrendiği kıymetli bilgilerle gelişir, serpilir ve yarınlar için söz sahibi olur. Unutmamak gerekir ki bir toplum, öğretmensiz bir hiçtir. Dünya tarihinde adından söz ettirmiş her kim varsa, bir öğretmenin öğrencisidir. Adından söz ettiren herkesi bir öğretmen eğitmiştir. Dolayısıyla öğretmen, çok önemlidir.
Öğrencisine sevgi ile yaklaşmalıdır her şeyden önce öğretmen. Sevginin kendisini öğretmelidir. ‘Yaratılanı, Yaratan’dan ötürü sevmeyi’ öğretmelidir ki, sevginin her şeyin üstünde olduğunu öğrenmelidir öğrenci. Sonra saygıyı, sonra hoşgörüyü, sonra yardımlaşma ve paylaşmayı öğrenir öğrenci öğretmeninden.
Gönül işidir öğretmenlik. Gönlündeki güzel hasletleri, başka gönüllere aktarma işidir. Başka gönülleri de şenlendirme işidir.
Bir hadîs-i şerîfinde: “Ben öğretici olarak gönderildim.” buyuran sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) her hususta olduğu gibi, bu konuda da örnek uygulamalarda bulunmuştur.
İslam’la yeni tanışmış olan ve dinin incelikleriyle ilgili yeterli bilgiye sahip olmayan sahabî Muaviye b. el-Hakem, cemaatle kılınan bir namaz esnasında birinin aksırması üzerine ona yüksek sesle ‘Yerhamükâllah!’ demişti. Namaz esnasında söylenen bu söze orada bulunan cemaat tepki göstermiş, Muaviye’ye karşı sert bir tavır sergileyerek, onu susturmaya çalışmışlardı. Muaviye, onların bu davranışlarına karşılık sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in kendisini ne azarladığını, ne de ona kızdığını, sadece gayet yumuşak bir üslupla namazla ilgili olarak kendisine şunları hatırlattığını nakletmişti: “Bu namazdır, namaz kılarken konuşulmaz. Namaz ancak tesbihtir, tekbirdir ve Kur’ân okumaktır.” Hz. Peygamber (s.a.v.)’in bu merhametli tavrından etkilenen Muaviye, ‘Anam, babam O’na feda olsun. Ne O’ndan önce, ne de sonra daha hayırlı bir muallim görmedim’ sözleriyle, O’na olan hayranlığını dile getirmiştir.
Öğretmen ve öğrenci bu örnek davranıştan ibret almalıdır. Öğretmen, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in gösterdiği incelik ve yüceliği göstermeli, öğrenci de o sahabi (r.a.)’nin ifade ettiği şükran ve vefanın benzerini yansıtmanın gayreti içinde olmalıdır.
Öğretmenlerimize karşı vefakâr olmamız için ne yapmamız gerekir derseniz, özet olarak üç şeyle gösterebileceğimizi arz etmek isterim:
* Onlardan öğrendiklerimizi başkalarına öğretmek,
* Hayatta olanları sık sık ziyaret edip, ellerini öperek dualarını almak,
* Ebediyete intikal edenleri hayırlı dualarla yâd edip, ruhlarına rahmet dilemek.
Benim bu güne kadar binlerce öğrencim oldu. Bunlardan Sanayici, Sağlıkçı, Hukukçu, Eğitimci, İlahiyatçı, Akademisyen, Bürokrat, Milletvekili, Rektör, Bakan ve Başbakan Yardımcısı olanlar oldu. Ama ben, henüz hocalarımın bir tüyü olamadım. Onlara hayat boyu medyûn-u şükrânım. Yolumu aydınlattılar, önümü gördüm. Ufkumu açtılar, Yaradan’a yaklaşmaya ve yaratıklarla kucaklaşmaya yöneldim. Allah onlardan razı olsun, Cenneti ve Cemâliyle ödüllendirsin.
Hayatta olan öğretmenlere sağlık ve saadet, irtihâl-i dâr-ı bekâ edenlere de rahmet ve mağfiret niyazıyla sözlerimi noktalarken, tüm öğretmen ve öğrencileri beş yıl önce 24.11.2015 tarihinde yazdığım ‘Öğretmene Vefa’ başlıklı şiirimle selamlıyorum:
Bugün güzel bir gündür.
Bize özel bir gündür.
Öğretmenim diyene,
Ülkede bir düğündür.
Yurdumuzun yüreği,
Bilgimizin direği,
Yücelmenin gereği,
Öğretmenin günüdür.
Öğretmenin emeği,
Öğrencinin yemeği,
İhmal edilmemeli,
Toplumun gözbebeği.
Öğretmen saygı bekler.
Bilgiye bilgi ekler.
Eğer vefa görürse,
Boşa gitmez emekler.
Öğretmenin gözleri,
Yönlendirir bizleri.
Yeni ufuklar açar,
Bizlere şu sözleri:
Oku, öğren ve öğret.
Ara, bul, bilgi üret.
Sana harf öğretene,
Hayat boyu hürmet et.
Yürü yol al, ol bilgin.
Bilgiye artsın ilgin.
Vazgeçilmezin olsun,
Kalem, defter ve silgin.
Bilgilen, bilgilendir.
İlgilen, ilgilendir.
İlerlemek ilimden,
İyilik ilgidendir.
Sözümü iyi dinle.
Herkese hayır dile.
Yaşın yüz olsa bile.
Bilgiyle beyin bile.
Dr. İbrahim ATEŞ
YOYAV Genel Başkanı