Rif’at’a Rahmet Dileği

Yurdumuzun yetiştirdiği bilge insanlardan biri de, döneminin önde gelenlerinden olan değeri din ve dil bilgini merhum Kilisli Muallim Rif’at Bilge idi. Araştırmaları, eserleri ve fikirleriyle millî kültürümüze kıymetli katkılarda bulunarak, fikir fezamızın figürlerinden olan merhum, maarifimizin mihmandârı ve milletimizin medâr-ı iftihârı olmuştu. Hayatını öğrenip öğretmeye adamış, tarama, tespit, tahlil, telif, tercüme ile ilim aşıklarına yeni ve yararlı ufuklar açmıştı.

Araştırmaya gayret, eğitime itina, hikmete himmet, Hakk’a ibâdet ve halka hizmetle geçen bir hayat hitamında 22 Şubat 1953 tarihinde ruhunu Rahmân’a teslim ederek irtihâl-i dâr-ı bekâ eylemişti. Ruhu şâd, mekânı Cennet ve makamı yüce olsun.

O’nu bir kere daha minnet ve mağfiretle anarak, ruhuna rahmet dilemeyi bir vefa borcu telakkî eden YOYAV, ölüm yıldönümü günlerinde anma programları düzenleyerek duygu ve düşüncelerini dile getirip, hâtıralarını hâfızalara nakşetmenin gayreti içinde oldu.

Vefatının 69. yıldönümünde de Kilis Yardımlaşma Derneği ile işbirliği halinde 22 Şubat 2022 Salı günü tertiplenen anma programına 63 kişi katıldı. Milli Savunma Eski Bakanı M. Vecdi Gönül, Kilis Milletvekili Hilmi Dülger, 21. Dönem Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik, 24. Dönem Ankara Milletvekili Ülker Güzel, Emekli Vali Ahmet Zahteroğlu, Emekli Kamu Görevlileri Etik Kurulu Başkan Vekili Selçuk Hondu, Emekli Prof. Dr. Aykut Mısırlıgil, MESVAK Başkanı Nurettin Konaklı programa katılan konuklardandı.

DSC_0881_1 Program öncesi Dr. İbrahim Ateş, Mehmet Temel, M. Yahya Efe, Ökkaş Dağlıoğlu, Kahraman Efe, Fehime Kavuşturan, Mehmet Narince’nin katılımıyla Cebeci Asri Mezarlığındaki kabri ziyaret edilerek tilâvet edilen aşr-ı şerîfle, okunan İhlâs ve Fâtihalar ruhuna ihdâ edildi.

YOYAV’ın başarılı sunucusu Yasemin Aras’ın takdimleri ve Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş’in ‘İlme İhtimam ve Âlime İhtiram’ konulu açış konuşmasıyla başlayan program, Kilis Milletvekili Hilmi Dülger ile Milli Savunma Eski Bakanı M. Vecdi Gönül’ün yaptıkları protokol konuşmalarıyla devam etti. Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel’in yaptığı ‘Muallim Rif’at’ın Bilgi Toplumuna Katkısı’, Kilis Yardımlaşma Derneği Başkanı M. Yahya Efe’nin yaptığı ‘Muallim Rif’at’ın Hayatı’ ve Bilim Uzmanı Yusuf Turan Günaydın’ın yaptığı ‘Kilisli Muallim Rif’at Bilge’nin Girit Muhtâcînine Ait Nüsha-i Fevkalade’ye Katkısı: İncilâyı Seher Adlı Manzumesi’ konulu konuşmaları ve Vakfın Bursiyer Öğrencilerinden Aleyna Dokumacı’nın, Dr. İbrahim Ateş’in ‘Nur İçinde Yat Muallim Rif’at’ şiirini okumasından sonra merhuma ithâfen okunan iki hatm-i şerîfin duası yapılarak sevabı ruhuna bağışlandı.

Program, konuşmacılara YOYAV yayınlarından birer paket kitap takdimini takiben sunulan içli köfte ve tatlı ikramının alınmasıyla noktalandı.

YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim ATEŞ yaptığı ‘İlme İhtimam ve Âlime İhtiram’ konulu konuşmasında şu cümlelere yer verdi:

“Sayın bakanım, sayın milletvekillerim, sayın valim, sayın müsteşarım, dost ve kardeş kuruluşların değerli başkanları, saygıdeğer konuklar, Muallim Rif’at’ın muhibbi olan muhterem misafirler, değerli dostlar, sevgili kardeşlerim!

Davetimize icabet ederek davamıza destek veren, gayretimizi kamçılayan ve gücümüze güç katan güzîde heyetinizi gönülden ve samîmî duygularımızla selamlıyor, şerefli varlığınızla toplantımızı taçlandırmanızın haz ve huzuru içinde hepinize hürmet ve muhabbetlerimizi arz ederek hoş geldiniz diyorum.

Yurdumuzun yücelmesine ve insanımızın ilerlemesine katkıda bulunan ilim ve fikir ehliyle din ve devlet büyüklerini minnet, mağfiret ve şükranla anarak ruhlarına rahmet dilemeyi insanî bir vazife ve islamî bir vecîbe kabul eden YOYAV, yıllardır yürüte geldiği hayrî, sosyal ve kültürel hizmetlerin yanında, ilmî eserleri, fikrî faaliyetleri, dinî düşünceleri ve örnek yaşantılarıyla toplumun terakkisine katkıda bulunan insanları doğum veya ölüm yıldönümlerinde sevgi ve saygıyla anarak hâtıralarını hâfızalara nakşetme cihetine gitmektedir.

Bu cümleden olarak merhum Muallim Rif’at’ı, geçen yıllarda vefatının yıldönümü günlerinde sekiz defa anarak ruhuna rahmet ve mağfiret niyazında bulunmuştur. Bu yıl da vefatının 69. yıldönümü dolayısıyla 22 Şubat 2022 Salı günü Kilis Yardımlaşma Derneğiyle birlikte dokuzuncu anma programını düzenlemiştir.

Kıymetli konuklar!

Dinimizin direktiflerinden biri de insana hak ve hakikate götüren yolları öğretmek, cehaleti ortadan kaldırmaktır. İnsan, hangi yaşta ve hangi konumda olursa olsun eğitim ve öğretimle, ilim ve irfana muhtaçtır. Zira insan, herşeyi ilimle ve eğitimle doğru anlar. Dünyasını ilimle ve eğitimle imar eder. Kalbini, ruhunu ve vicdanını ilimle aydınlatır. Yaratılış gayesine ilimle ulaşır. Ahlak ve adabı ilimle kuşanır.

Bu gerçeği göz önünde bulunduran sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) ilmin kıymetini ashabına şöyle beyan buyurmuştur:

“Kim ilim için yola çıkarsa Allah ona cennete giden yolu kolaylaştırır. Melekler, hoşnutluklarından dolayı ilim talebesine kanatlarını serer. Sudaki balıklara varıncaya kadar yer ve gök ehli âlim kişinin bağışlanması için Allah’a yakarır. Âlimin, âbide üstünlüğü, ayın diğer yıldızlara olan üstünlüğü gibidir. Kuşkusuz âlimler peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler miras olarak ne altın ne de gümüş bırakmışlardır; onların bıraktıkları yegâne miras ilimdir. Dolayısıyla kim onu alırsa büyük bir pay almış olur.”

Kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’in Fâtır Suresi’nin 28.ayet-i kerimesinde: “Allah’a karşı ancak kulları içinden âlim olanlar derin saygı duyarlar. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.” buyrulmuştur. Evet, ilim Yüce Rabbimizi hakkıyla bilmeye, gönlümüzde O’nun sevgisini ve saygısını sürekli hissetmeye vesîledir.

Bu vesîleye tevessül eden Muallim Rif’at ilmi ilerlemenin ilkesi ve yücelmenin yörüngesi kabul ederek hayatını öğrenip öğretmeye adamıştır.

Malumunuz olduğu üzere merhum Muallim Rif’at, maarifimizin mihmandarı ve milletimizin medâr-ı iftihârı diyebileceğimiz, döneminin önde gelenlerinden dirâyetli ve duyarlı bir insandı. Okuyan, anlayan, arayan, bulan, inceleyen, irdeleyen, bilgiyle beyin bileyen, bilenlerle birlikteliği dünyaya değişmeyen basîretli bir insandı.

Serveti ilim, hayatı hilm ve sıfatı silm olan böyle büyük bir âlimin vefatının 69. yıldönümü dolayısıyla bir kere daha bir araya gelmiş bulunmaktayız. O’nu unutmayıp kalbimizde yaşattığımızı, haykırmaktayız. İlmiyle aydınlanmakta ve ruhuna rahmet dilemekteyiz.

Hz. Peygamber (s.a.v.)’in ifadesiyle, ilim şehrinin kapısı olduğu bildirilen Hz. Ali (r.a.), bilginin değerini dile getirdiği ünlü sözlerinden birinde: ‘Âlim ölse de yaşar. Câhil yaşasa da ölüdür.’ demiştir. Merhum Muallim Rif’at, dünyamızdan göçeli 69 yıl olsa da gönüllerde ve dillerde yaşatılmakta ve minnet, mağfiret ve şükranla yâd edilmektedir. Büyüklerimizden öğrendiğimize göre ‘Büyüklerin kadrini büyükler bilir.’

Değerli dostlar!

Anmak ve anılmak güzel, unutmak ve unutulmak da kötüdür. Büyükleri anmak meziyet, anılacak büyüklerden olmak da fazilettir. Bu meziyet ve fazilete sahip olmak da kadir şinâs olan yüce ruhlu insanların özelliğidir.

Bu gerçeğin bilincinde olan Ertuğrul Gazi oğlu Osman Gazi’ye, Hak dostu büyüklere ihtimam hususunda şu kıymetli vasiyette bulunmuştur:

“Bak Oğul! Beni incit, Şeyh Edebâli’yi incitme! O bizim aşiretimizin maneviyat güneşidir. Terazisi dirhem şaşmaz!

Bana karşı gel, O’na karşı gelme! Bana karşı gelirsen üzülür, incinirim; O’na karşı gelirsen gözlerim sana bakmaz olur, baksa da görmez olur!

Sözümüz Ebedâli için değil, senin içindir. Bu dediklerimi vasiyetim say!”

Bu öğütler sadece Osman Gazi için değildi elbette, ondan sonra gelen bütün Osmanlı hükümdarlarına da yön vermiştir.

Hayatını araştırmaya, bulmaya, bulduklarıyla millet ve memlekete yararlı olmaya adayıp:

‘Okumaya kanmadım.

Geçen ömre yanmadım.

Kırk yıldır muallimim.

Çok şükür usanmadım.’ diyen Muallim Rif’at, ömür boyu durup dinlenmeden, öğrenip öğretmeyi ilke edinmiş ve: “Beşikten mezara kadar ilim talep ediniz.” buyuran Hz. Peygamber (s.a.v.)’in emrine uymuş, 40 yıl geceleri uyumayıp yatsı abdestiyle sabah namazını kıldığı rivâyet edilen Ebu Hanife ile hayatının son anlarına kadar elinden kalem ve mürekkep şişesini bırakmayan Ahmed bin Hanbel’i örnek almıştır.

Hanbelî mezhebinin müessisi Ahmed bin Hanbel, ak sakallı biri olduğunda bile elinden kalemini ve mürekkebini hiç bırakmamış. Yaşlılığında onun bu halini gören biri:

“Ey Ebu Abdullah! İlim açısından oldukça bilgilisin. Hal böyle olmakla beraber elinden hâlâ kalemini ve mürekkep şişesini düşürmüyorsun. Bu, ne zamana kadar böyle devam ederek? diye sormuş.

Ahmed bin Hanbel de bu soruya “Mezara kadar” diye cevap vermiştir.

O ve O’nun gibi büyüklerin yolunda giden Muallim Rif’at yılmadan yürüyüp yol almış, kütüphanelere dalmış, girmediği kütüphane ve görmediği kitap kalmamıştı. Tarama, tespit, tetkik, tahlil, takdir, tenkid, telif, tasnif, tercüme ve tedris gibi adımlar atmış, ilim ve irfan yolunun bu on adet (t) basamaklarından başarıyla geçerek hayat yolculuğunu talimle noktalayıp Muallim Rif’at olmuştu.

O’na bir kere daha Allah’tan rahmet ve mağfiret dileyip, ruhunun şâd, mekânının Cennet ve makamının yüce olması niyazıyla sözlerimi noktalarken sizleri ‘Kilis Kültür Kentidir’ başlıklı altı dörtlükten oluşan şiirimle selamlıyorum.

Kilis kültür kentidir.

Dünyanın cennetidir.

Geçmişi görkemlidir.

Günü de erdemlidir.

Kilis’in tazarı var.

Tarihî pazarı var.

Meşhed-i mezarı var.

Binlerce yazarı var.

Merc-i dâbık denilen,

Tarihî ovası var.

Başka yerde olmayan,

Lezzetli tavası var.