YOYAV Yeniden Kapılarını Kursiyerlerine Açıyor
1 Ekim 2019 tarihinde başlayacak olan 61. Dönem bilgi ve beceri kurslarıyla ilgili olarak hazırlık çalışmalarını gözden geçirmek ve yararlı yeniliklere yönelmek için kurs öğretmenlerini yönlendirecek açıklama ve uyarılarda bulunmak amacıyla, 27 Ağustos 2019 Salı günü kurs öğretmenleriyle bir toplantı yapıldı. Kurs öğretmenlerinden Afet Tan, Ayşe Doyuk, Sami Aydın, Gülsen Akgöl, Meymenet Şahin ve Sema Işlak’ın katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda değişik konulara değinen YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Kıymetli kurs öğretmenlerimiz!
Malumunuz olduğu üzere Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği hâlinde düzenlediğimiz bilgi ve beceri kurslarının 61. Dönemi 1 Ekim 2019 Salı günü tertiplenecek törenle başlatılacaktır.
Besmeleyle başlatılıp başarıyla noktalanmasını dilediğimiz bu eğitim ve öğretim yılında eğitim hizmeti verecek kuruluşlardan biri olan Vakfımızın, geçmişte gerçekleştirdiği başarıları gelecekte de gerçekleştirmesi samîmî temennilerimiz arasındadır.
Başlamak, başarının yarısıdır. Diğer yarısı da yapılan işi benimseyerek samimiyet, iyi niyet, içtenlik ve ihlâsla çalışmaktır. Bu inanç ve anlayışla 1 Ekim’de başlatacağımız 61. Dönem bilgi ve beceri kurslarımızın, Allah’ın inâyeti, öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin gayretiyle beklenen sonucu sağlayacağına inancım tamdır.
9 Eylül 2019 Pazartesi günü ülke genelinde öğrenciler okulları doldurarak yeni öğrenime başlayacaklardır. 1 Ekim 2019 Salı günü de YOYAV, kapılarını yeniden kursiyerlerine açacaktır. Bu vesîleyle belirtilen tarihte bir tören tertiplenecektir. 2019-2020 eğitim ve öğretim yılıyla, YOYAV’ın 61. dönem bilgi ve beceri kurslarının öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz, milletimiz ve memleketimiz için hayırlara ve bilimsel gelişmelere vesîle olmasını diliyorum.
Bilindiği üzere bireyin ve toplumun ilerlemesi, kaliteli eğitimle mümkündür. Biz eğitimin beşikten mezara kadar sürdürülmesi gerektiği inancına sahip bir toplumuz. Okuyup öğrenmeyi tavsiye ve telkin eden bir kültür ve medeniyetin mensuplarıyız. Kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerîm: “Oku!” emriyle başlıyor. Tâhâ Suresi’nin 114. ayetinde de: “… Ve Rabbim! Benim ilmimi artır, de.” buyrularak bilginin arttırılması için Yaradan’a yakarılması emredilmektedir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) ise: “Beşikten mezara kadar ilim talep ediniz.” buyuruyor.
Bunlar ve benzeri dinî direktifleri duyan bir müslümanın okuma yazma bilmeyip câhil kalması düşünülemez. Büyük-küçük herkesim ve her seviyedeki herkes, bilgiyle beslenmeyi ihmâl etmemeli, edindiği bilgilerle yetinmemeli, Yusuf Suresi’nin: “… Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen biri vardır.” mealindeki 76. ayetinde dikkatimize getirilen uyarı doğrultusunda davranışlarını dizayn ederek her geçen gün yeni ve yararlı bilgiler edinmenin gayreti içinde olmalıdır.
Çocukları okula göndermekle kalmamalı, yetişkinleri de yeni bilgilerle donatmanın gayreti içinde olmalıyız. Unutulmamalıdır ki, çocuklarımız geleceğimiz olduğu gibi, yetişkinlerimiz de yetiştirenlerimiz ve yönlendirenlerimizdir. Her ikisiyle de yakından ilgilenmemiz gerekir. Çocuklarımızı yaşayacakları zamana göre yetiştirmemiz, yetişkinlerimizi de yaşantılarını, Yaradan’ın rızasına götürecek yol hâline getirecek bilgi ve becerilerle donatmamız îcâp eder.
İlk emri “Oku!” olan dinimizin bilgiyle ilgili direktiflerinden biri, Tâhâ Suresi’nin meali arzedilen 114. ayetinde beyan buyurulduğu üzere Allah Teâlâ’dan ilmimizi arttırması niyazında bulunmak, diğeri de her geçen gün yeni bilgiler edinerek yücelme yoluna girmektir. Dolayısıyla ilim ilerlemenin ilkesi ve yücelmenin yörüngesidir. Bu ilke istikametinde ileri adım atmayanlar, yerlerinde sayar ve başkalarına boyun eğerler. Bilenler yol alır, bilmeyenler yolda kalırlar. Böyle bir duruma düşenin de hâli harap ve gördüğü serap olur.
Kişi öğrendikleriyle yetinmemeli, yenilerini öğrenmeye yönelmeli ve sürekli kendini yenilemenin gayreti içinde olmalıdır. Herkes öğrenmeli ama öğrenmekle kalmamalı, öğretmeye de yönelmelidir. Bildiğinin öğreticisi, bilmediğinin öğrenicisi olmalıdır. Öğrendiğini korumanın, öğretmenin ve uygulamanın gayreti içinde olmalıdır. Öğrenileni unutmamanın yolunun da onu uygulamaktan ve başkalarına öğretmekten geçtiğini bilmelidir.
Dünyada meydana gelen gelişmelerle değişiklikleri izlemeli ve onlara ayak uydurmaya çalışmalıdır. Kendini değiştiremeyenlerin başkalarını değiştiremeyeceklerini bilmeli, bu işe kendisinden başlamalıdır. Dolayısıyla her öğretmen, önce kendini geliştirmeli, sonra öğrencilerini geliştirmeye yönelmelidir. Çünkü kimse sahip olmadığını veremeyeceği gibi, bilmediğini de başkalarına öğretemez. Öğretmen, önce kendisi vereceği ders üzerinde çalışmalı, mevcut bilgisine yenilerini eklemeli, sonra bildikleriyle bulduklarını öğrencilerine aktarma cihetine gitmelidir.
Kıymetli kardeşlerim!
Öğrencilerimize yaklaşım tarzıyla ilgili olarak önceki yıllarda ifade etmiş olduğumuz hususları bu toplantıda bir kere daha dikkatinize getirmekte fayda mülahaza ediyorum:
Vakfımızın yıllardır yürüte geldiği eğitim hizmetleri, birçok kurum ve kuruluşça örnek alınmıştır. Bu örnek hizmetimizi geliştirerek gerçekleştirmenin gayreti içinde olmalıyız. Bunun için benim sizden istirhâmım insanlara verdiğimiz kursları ve hizmetleri sevdirmektir. Sevdirmek için de bizim onlara sevgiyle, kardeşçe ve dostça yaklaşmamız gerekir. Başta ben olmak üzere bu vakıfta hizmet veren öğretmenlerimiz, personelimiz, üyelerimiz, herkes kurslarımıza gelen kardeşlerimizin emrinde ve hizmetinde olduğumuzu çok iyi bileceğiz. Çünkü onlar olmasa biz de yokuz demektir. Yaz geldi geçti, biz birimlerimizin temizlik ve bakımını yaptırdık. Bu arada bazı ufak-tefek işlerle uğraştık, ama öğrencilerimizin sınıflarımızı doldurdukları o günlerin zevki, lezzeti ve hazzı yoktu. Bu binanın on kat büyüklüğünde binaya sahipte olsanız boş olduğunda bir kıymeti yoktur. Boşluğu insanlarla doldurmak ve o insanların kafalarını, kalplerini sevgiyle, ilgiyle doyurmak ana hedefimiz olmalıdır. Bu inançta olduğunuza inanıyorum, ama biraz daha gayret göstermenizi istiyorum. İşinize ciddiyetle ve samimiyetle sarılmanızı bekliyorum. Bunun için ne yapacağız?
Her şeyden önce senelerdir verdiğimiz bilgilerin ötesinde yeni bilgiler ve bulgularla kendimizi donatmamız lazım. Yani kendimizi yenilememiz lazım. Öğrencilere yeni bir şeyler vermemiz lazım. İnsanlar 2-3 otobüs değiştirerek gelip, burada aynı şeylerle vakit geçirmemelidirler. Kurslara katıldıklarına memnun olmalı ve geldiğimize değdi demelidirler. Hakikaten bize bir katkı sağladı kanaatine sahip olmalıdırlar. Dolayısıyla her şeyden önce kendi bilgi birikimimizi arttıracak şekilde kendimizi yenileyeceğiz, öğrencilerimize şefkatle, sevgiyle yaklaşacağız, ikili ilişki içinde olup, devamlı dirsek temasında bulunacağız.
Unutmayalım ki Vakfımız, düzenlediğimiz kurslar sayesinde gördüğünüz bu konuma ve bu seviyeye geldi. Allah’a şükür bir adı, itibarı ve şöhreti oldu. Olduğumuz yerde durmamız doğru olmaz. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in: “İki günü eşit olan aldanmıştır” uyarısına uymamız, ömür boyu ilkemiz olmalıdır.
Hizmetimiz, emeğimiz ve verdiğimiz eğitimin kalitesiyle örnek durumumuzu devam ettirerek Vakfımızı câzibe merkezi hâline getirmenin gayreti içinde olmalıyız. Bizim insanımızın ilgiyi, sevgiyi ve bilgiyi gördüğü yere yöneleceğini unutmamalıyız. Kurs öğretmenleri olarak birbirimize sevgi ve saygıyla yaklaşarak uyum içinde yekdiğerimize yardımcı ve destek olmaya çalışmalıyız.
Bu vesîleyle bir hususu daha dikkatinize getirmek istiyorum ki, o da her şeyi devletten beklemenin doğru olmadığıdır. Zira, devletin imkânları sınırlı, ülkenin ihtiyaçları sınırsızdır. Sınırlı imkânlarla sınırsız ihtiyaçları karşılamak da mümkün değildir. Dolayısıyla herkesin elini taşın altına atması ve üzerine düşeni yapması gerekir. Her vatandaş üretimi arttıracak ve tüketimi azaltacak duyarlı ve dirâyetli davranışlarda bulunmalıdır.
Yıllardır “Devlet-millet elele, yoksullukla mücadele” diyerek çaba ve çalışmalarını sürdüren Vakfımız, karınca kararınca da olsa üzerine düşen görevleri îfâ etmenin gayreti içinde olmuştur. İki kanadından biri ile yoksulluğu yenmeye yönelik faaliyetlerde bulunmuş, diğeriyle de ülke eğitimine katkıda bulunmuştur. Verdiği burslar, düzenlediği kurslar ve yaptığı eğitim yardımlarıyla imkânları nispetinde eğitime destek çalışmalarını sürdürmüştür.
Otuz bir yıldır yürüte geldiği hayrî, sosyal ve kültürel hizmetlerini geliştirerek gerçekleştiren Vakfımız, sosyal yardım faaliyetleriyle, eğitim hizmetlerini imkânlarının el verdiği nispette devam ettirmenin gayret ve kararlılığı içindedir.
Yürüttüğü bu çalışmaları davasına destek veren dostlarının katkısı ve çalışanlarının gayretiyle arttırarak ve geliştirerek sürdürmenin gayreti içinde olacaktır.
Say’ü gayret bizden, muvaffakiyet yüce Allah’tandır. Sözlerimi, düşüncemizi dile getiren bir dörtlüğümle noktalıyor, verimli ve başarılı çalışmalarınızın devamını diliyorum:
Bilgilen, bilgilendir.
İlgilen, ilgilendir.
İlerlemek ilimden,
İyilik ilgidendir.”