YOYAV'IN 36. HİZMET SEZONU AÇILIŞI

Kıymetli YOYAV Dostları,

Saygıdeğer Konuklar,

Kıymetli Hayırseverler,

Değerli Hanımefendiler, Beyefendiler...

Sözlerime başlarken, hepinizi en içten duygularımla, sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Geçtiğimiz Pazar günü, tam da TBMM'nin açılış günü ve saatinde Ankara'da güne menfur bir saldırı haberiyle uyandık. İki Canlı bomba, İçişleri Bakanlığımızın nizamiyesine çok yakın bir noktada alçak bir saldırı gerçekleştirdiler.

Gerçekleştirilen bu alçak saldırıyı lanetliyor, devletimizin ve milletimizin huzur ve güvenliğini sağlayan emniyet güçlerimize ve milletimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Yaralı olan kahraman polislerimize ise Rabbimden acil şifalar diliyorum.

Türkiye ne zaman güçlenmeye başlasa, ne zaman gücünü ve tesirini göstermeye başlasa,bu tür saldırılar yoluyla bizi yolumuzdan döndürme gayretine girişiyorlar. Ancak bilsinler ki bu saldırılar millet olarak bizi yıldıramayacak, güçlü Türkiye hedefimizden bizi alıkoyamayacaktır.

Teröre ve terörizme yataklık eden, onları kollayıp bir maşa gibi kullanan ve kim olduklarını bildiğimiz küresel haydutlar asla başarılı olamayacaktır. Terör bir insanlık suçudur. İnsanlığın baş belasıdır. 1980 öncesinde nice canlarımız teröre ve anarşiye kurban gittiler. 15 Temmuz'da hain FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜ'NÜN darbe girişiminde ise yine 251 insanımızı şehit verdik.

Değerli Dostlarım,

Yoksullukla mücadele konusunda faaliyetleriyle, ülkemizde örnek bir konumda bulunan Yoksullara Yardım ve Eğitim Vakfımızın 36. Hizmet Sezonu açılış töreni ile Kur'anÎ birliktelik ve dua günü programımıza hoş geldiniz, onur verdiniz.

Kurulduğu günden bu yana, istikrarlı bir çizgi ile yoksullara yardım elini uzatan, YOYAV vakfımızın kurucu Genel Başkanı, Merhum Dr. İbrahim ATEŞ hocamızı buradan bir kez daha rahmet ve şükranla yâd ediyorum.

Mekânı cennet, makamı âli olsun... Onun gayreti ve çalışmaları bize her zaman ışık tutacaktır.

Kıymetli Dostlar,

Dünyadaki tüm problemlerin üç temel sebebi vardır...

"AYRIMCILIK, FAKiRLiK ve CEHALET."

Yoksulluğun, toplumların en büyük derdi olduğunu, her toplumu içten içe yakan bir gerçek olduğunu hepimiz biliyoruz. Yoksulluğun azaltılması, gelişmişlik ve kalkınmanın olabilmesi için toplumun her kesiminin duyarlı olması gerekmektedir.

“İşini bilenler, asıl muhtaç oldukları zaman infak ederler. Vermek için zengin olmayı bekleyenler ise hiç veremeyecekler demektir. Darlık sırasında veremeyenler ise, varlıkta hiç veremezler. Darlıkta verenler bilir ve inanırlar ki; verdikleri kendilerine kat ve kat iade edilecektir.”

İste böyle bir anlayışın, “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.”Hadis-i Şerif'inin muhatapları olarak yoksul, aç ve açık nerede ise yardım elini uzatıyoruz, uzatmalıyız ve uzatmaya da devam edeceğiz...

Tüm insanlığın ve ülkemizin en temel sorunlarından biri olan yoksulluk, toplumsal huzurumuzu bozan birçok sosyal problemin de kaynağıdır. Teknolojik ve sosyal gelişmelere rağmen Dünya;

Savaşlar, şiddetler ve göçlerden kaynaklı olarak açlık, susuzluk, temel ihtiyaç maddeleri ya da çeşitli sağlık teçhizatlarının bulunamamasından dolayı,hayatlarını kaybeden insanların trajedisini yaşıyor.

İşte böyle bir zamanda YOYAV'ı kuran hayırseverler elini taşın altına sokmuş, Nemrut'un ateşini söndürmek için küçücük cüssesi ile ağzında su taşıyan karınca misali “Safımız belli olsun.” diye bir araya gelmişlerdir.

Ağzında bir damla su ile ateşe koşturan karınca bugün kim ve kimlerdir? İşte bugün burada YOYAV ve YOYAV'a gönül veren siz değerli hazîrun var.

Darda kalana dost, Yolda kalana yoldaş,

Aç kalana arkadaş olduklarına inandığım sevgili kardeşlerim...

Günümüzde toplumumuzun en çok ihtiyaç duyduğu şey, geçmişte milletimizin hasletlerinden olan, gelenek ve göreneklerimizin temellerini oluşturan şefkat,merhamet, yardımlaşma ve iyilik duygularıdır.

Bu duygularımız, yaşadığımız acı felaketler karşısında yeniden vücut bulsa da bir süre sonra herkes tekrar kendi dünyasına çekiliyor ve yardımlar ne yazık ki unutulabiliyor. Bizler “HAYIRDA YARIŞAN” bir toplum olmalıyız. Medeniyetimiz ve inancımızın gereği de budur.

Çünkü biz inanıyoruz ki;

“iNSANLARIN EN HAYIRLISI, İNSANLARA HiZMET EDENDiR.”

Ahiret azıklarının en güzeli şüphesiz iyi insan olmak, iyiliklerde bulunmaktır.

Geçtiğimiz hafta idrak ettiğimiz MEVLİD Kandili ile dünyaya teşriflerinin 1452.doğum yılını kutladığımız Fahr-i Kâinat Efendimiz, iki cihan serveri, Hatem-ül Enbiya Peygamber Efendimiz(SAV)'in hadis-i şeriflerinde Müslümanların en hayırlı olanlarının;

“İyiliği beklenen, kötülük etmesinden korkulmayan",

“Ömrü uzun, ameli güzel olan.”

“Dostlarına ve komşularına hayrı dokunan.”

Kimseler olduğunu ifade etmişlerdir.

Ekonomi yapısının Emek-Yoğun'dan Bilgi-Yoğun bir yapıya dönüşmesi, ülke ekonomisinin daha rekabetçi olmasını sağlamaktadır. Bunun için ise teknoloji yeteneğinin arttırılması ve beşeri sermaye stokunun yükseltilmesinin gereği ortaya çıkmaktadır.

Gençlerimizin geleceğini kurabilmesi, ailesiyle huzurlu bir hayat sürdürebilmesi için yeni iş imkânlarına sahip olması gerekmektedir. Bunun için de iyi bir eğitimden geçmesi, gerekli melekelere sahip olabilmeleri için ilgili branşta eğitim görmeleri elzemdir.

Eğitim sadece hayatımızı idame ettirmek için değil, aynı zamanda ahretimizi kazanmak için de fevkalade önemlidir.

O yüzden Peygamber Efendimiz(SAV) “İlim Çin'de de olsa aliniz.”demiştir.

Eğitim ise sadece örgün ve yaygın eğitim demek değildir. Aile eğitimi vardır, okul eğitimi vardır, çevre eğitimi vardır. Unutmayalım ki Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (SAV) Kur-an'ı Kerim ile eğitilmiş ve yoğrulmuştur.

İlk emri 'OKU' olan bir dinin mensupları olarak, eğitimin hayatımızdaki mahiyetinin ne denli önemli olduğunu iyi kavramalıyız.

Bir çivinin bir nalı,

bir nalın bir atı,

Bir atın, bir komutanı

Bir komutanın ise bir ülkeyi kurtarabileceği gerçeğini unutmamalıyız.

Her şeyin alabildiğine hızlı geliştiği ve hızlı tüketildiği bir zamanda yaşıyoruz.

Evlatlarımız teknolojiyi kullanırken birçok güzel hasletlerimizi, milli ve manevi duygularımızı yeterince tanımadan üstün körü değinip geçiyorlar. Vatan, millet, din nedir tam bilmiyorlar. Bu kelimelerin bizim nezdimizdeki ehemmiyetini ve bizim için neleri ifade ettiğinin tam olarak idrakine varamıyorlar.

Aynı şekilde vefa, tebessüm nedir, neden kıymetlidir; Ana-Baba'ya saygı, öğretmene saygı nedir, neden hürmet edilir maalesef bunlara vakıf değiller. İşte bu yüzden YOYAV olarak eğitime verilecek her türlü katkının yanında ve içerisindeyiz. İçinde olmaya da devam edeceğiz.

Bilgi ve beceri kurslarımız yanında, muhtaç ailelerimize, öğrencilerimize küçük de olsa yardımlarımıza devam edeceğiz. Burs vereceğiz. Kadınlarımızın ve gençlerimizin bilinçlenmesi, ailelerine katkı yapabilmeleri doğrultusunda gerekli donanım için kurslar açmaya devam edeceğiz.

Bütün bu değerli çalışmaları ve projeleri, elbette siz değerli YOYAV dostlarımızın duyarlılığı ve katkılarıyla ilerilere taşıyacağız.

Çok iyi biliyorum ki;

El ele verildiğinde çözülemeyecek hiçbir sorunumuz yoktur. Yeter ki milletçe birlik ve beraberliğimizi koruyalım. Birbirimize kem gözle değil, hoş gözle bakalım. Milletçe birbirimizi anlamadan, konuşmadan mahkûm etmeyelim. Birbirimize gerici, yobaz, laik, anti-laik gibi etiketler yapıştırmayalım.

Bizim Yunus'un ifadesiyle;

Sevelim,sevilelim... Bu dünya kimseye kalmaz..

Konuşmamın sonuna gelirken, Yoksullara Yardım ve Eğitim Vakfımızın 2023 Yılı 36.sezon bilgi ve beceri kurslarımızın açılış töreni ile Kur'an-i Birliktelik ve Dua programımızı çok seçkin misafirlerimizle birlikte gerçekleştirmiş olmaktan dolayı mutluluk duyduğumu bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Katılımları için TBMM İdare Amiri İstanbul Milletvekili Sayın Hasan Turan'a, İçişleri e. Bakan Yardımcımız Sayın Mehmet ERSOY'a, Hak-İş'e bağlı Hizmet-İş, Öz Sağlık-İş, Öz İnşaat-İş sendikalarımızın ve diğer dernek, vakıf ve sivil toplum örgütlerimizin değerli başkanlarına, yöneticilerine ve tüm YOYAV dostlarımıza teşekkür ediyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle siz kıymetli hazirunu yeniden en kalbi duygularımla selamlıyor, saygılarımı sunuyorum. Yeni dönemimizin hayırlara vesile olmasını niyaz ediyor, sizleri Allah'a emanet ediyorum.