Page 21 - 4322765931-tiras-ocak-2018.compressed
P. 21

ların  zor  zamanlarında,  zayıflıklarını,  muhtaçlıkla-  eder. Birr’in zıddı itaatsizlik, hayrın zıddı ise şerdir.
          rını,  zaaflarını  istismar  ederek  imanlarını  çalmaya   Birr  tabiri,  Allah  için  kullanılırsa,  kullarına  verdiği
          çalışır.                                        lütuf ve kerem, kul için kullanılınca Allah’a itaat an-
             “Hayır”, “ihsan” ve “ikram” gibi ifadelerle dilimiz-  lamına gelir.
          de yer bulan iyilik, insanın iyiye, güzele ve doğruya   İyilik Sınavdır
          öncelik veren yönünü ifade eden fıtratıyla ilişkilidir.   İyilik; yapan için de iyilik gören için de sıvandır.
          Kur’ân-ı  Kerim,  Allah’ın  verdiklerini  muhtaçlarla   Yapan elindekini veren mâlikü’l-mülkü yani asıl sa-
          paylaşanları “infakta bulunan”, “sadaka veren” gibi   hibini bilecek, iyilik gören de iyiliğin kadrini bilecek.
          vasıflarla  anmış,  iyilik  sahiplerini  “salih”,  “muhsin”,   Zira iyilik her iki tarafa da iyi gelir.
          “sadık” gibi isimlerle zikretmiştir.                “Kimseye Anlatma” Hikâyesi
             Kur’ân-ı Kerim iyiliği şöyle tanımlamaktadır:    Çölde devesiyle giden birisi susuzluktan ölmek
             “Yüzlerinizi  doğu  ve  batı  tarafına  çevirmeniz   üzere olan birine rastlamış. Adam “Allah rızası için”
          iyilik değildir; gerçek manada asıl iyilik, Allah’a, âhi-  su istemiş. Yolcu da devesinden inip adama suyun-
          ret  gününe,  meleklere,  kitaplara  ve  resullere  iman   dan vermiş. Suyu içen adam birden su vereni ittiği
          etmek,  sevdiğiniz  mallardan  yakınlara,  yetimlere,   gibi deveye atlayıp kaçmaya başlamış. Adam arka-
          yoksullara, yolda kalmışlara, yardıma ihtiyaç duyan-  sından bağırmış:
          lara ve boyunduruk altında bulunan esirlere vermek,   – Senden bir ricam var. Sakın bu olandan kim-
          namazı  eda  etmek,  zekâtı  vermektir;  yine  gerçek   seye bahsetme.
          manada  iyilik,  söz  verdiğinde  sözünde  durmak,
          özellikle darlık, sıkıntı ve hastalık ve savaş gibi zor   Buna bir anlam veremeyen hırsız, nedenini sor-
          zamanlarda direnç ve sebat gösteren kimselerin or-  muş. Adam şu cevabı vermiş:
          taya koydukları erdemli davranışlardır; iman ve iyilik   – Eğer bu yaptığını anlatırsan, bu yayılır ve in-
          iddiasında/davasında samimi olanlar işte bunlardır,   sanlar bir daha çölde yardıma muhtaç birine yardım
          Allah’a itaatte duyarlılık ve sorumluluk sahibi kimse-  etmezler.
          ler de yine bunlardır.” (Bakara 177)                Kıssadan hisse şu ki, bazen bu tipleri modern
             İyilik Hayırda Yarışmaktır                   kentlerde  de  görüyoruz.  Lüks  otomobillerle  türlü
             “Festebiku’l-hayrat”: “Herkesin yöneldiği bir yer   kılıklarda gelip dilenip, akşam olunca da yine lüks
          var, oraya döner. Siz de hep hayırlara yönelin, hayır   hayatlarına dönenler. Bu da insanlardaki iyiliksever-
                                                          lik duygusunu öldürmektedir. Ancak, yaptığınız iyilik-
          yolunda  yarışın.  Nerede  olursanız  olun,  Allah  sizi   lere, kötülükle bile cevap verseler,  yardımseverliğe
          toplar, birleştirir. Şüphe yok ki Allah’ın her şeye gücü   devam etmek gerekir.
          yeter.” (Bakara 2:148)
             İyiliksever, Allah’a ait olup da emaneten kendi-  İyilik Samimiyettir
          sine teslim edilen mülkü, fakirin, yetimin, dulun ve   İyilik aynı zamanda bir samimiyet sınavıdır. Zira
          yoksulun tebessümüne vesile kılarak mülkün gerçek   iyilik  yapmış  olma  hâlinin  getirdiği  mutluluğu  kont-
          sahibine şükrünü eda etmenin huzurunu yaşar. Zira   rol  altında  tutmak  gerekir.  Riya,  üstünlük  taslama,
          iyiliksever, “yaptığı her iyiliği Allah’ın en güzel şekil-  ihtiyaç sahibini hor görme, başa kakma gibi hâlleri
          de bildiğini” bilir, bununla umut ve huzur bulur.  iyilik ahlakı kabul etmez. O, iyilikte bulunduğu insanı
             Kalb-i selim ile yapılan her amel-i salih, hatta   kendisi için bir rahmet vesilesi olarak görür; hayır ve
                                                          ikramın ardından sözle bile karşılık beklemenin infak
          iyi  niyetin  karşılığı  sevaptır:  Peygamber  Efendimiz   ahlakına aykırı olduğunu bilir.
          (s.a.v.) buna şöyle işaret eder:                    Aynı  zamanda  iyilik,  sevdiklerinden  fedakârlık
             “Müminin  işi  ne  hoş!  Onun  bütün  işleri  hayırlı   yapmaktır ki, bu da samimiyetle mümkündür: “Sev-
          ve  kazançlıdır.  Bu  duruma  müminden  başka  hiç   diğiniz  şeylerden  paylaşmadıkça  iyiliğe  eremezsi-
          kimsede  rastlanmaz.  Mümin  bir  nimete  nail  oldu-  niz.”, “Onlar, sevdikleri yiyeceklerden yoksullara, ye-
          ğunda şükrederse, bu onun için hayır olur. Darlık ve   timlere ve esirlere ikram eder, bizler sadece Allah’ın
          sıkıntıya  düştüğünde  sabrederse,  bu  da  onun  için   rızası  için  sizlere  ikramda  bulunuyoruz,  kesinlikle
          hayır olur.”                                    bir  karşılık  yahut  teşekkür  beklentisi  içinde  değiliz
             İslamiyet  yadımseverliğin  sınırlarını  şöyle  çiz-  derler.” âyet-i kerimeleri, iyiliğin muhabbet ve sami-
          mektedir:                                       miyetle güzelleşen bir tutum ve anlayış biçimi olması
             “Birr/iyilik ve takvada yardımlaşın, ism/günah ve   gerektiğini hatırlatır.
          udvan/düşmanlık yolunda yardımlaşmayın. Allah’tan   İyilik, Kardeşlik ve Paylaşmadır
          korkun, çünkü Allah’ın cezası çetindir.”  (Mâide, 5/2)  İyilik  ve  paylaşmak  kardeşliği  ve  samimiyeti
             “Birr” her türlü iyiliği, hayrı, hayırda kemâli ifade   inşa  ederken;  bencillik  ve  cimrilik  zulmü,  adalet-

 18                                                                                                  19
   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26