Page 15 - 4322765931-tiras-ocak-2018.compressed
P. 15

ğıdır. İnsanın mutlu olmak için nasıl bir hayat sür-  ceğimiz  kazançlardan  vereceğimiz  zekâtı;  malın-
          mesi gerektiğini, yani erdemli bir hayatın nasıl ol-  mülkün, hayatın, kâinatın hatta her şeyin yegâne
          ması gerektiğini bilmek gerekir. Bu bilgi, bir yandan   sahibi olan; zenginliği ve rızkı veren Cenâb-ı Hak
          bütüne, tümel olana ilişkin bir bilgiyken, öte yandan   yeterli görmemektedir. İhtiyaç sahiplerine yapaca-
          tek tek durumlar için de geçerli olabilmelidir. Yani,   ğımız  yardımda,  borcumuz  olan  zekâtın  üzerinde
          bu  konularda,  bir  yandan  tümel  tanıma  sahip  ol-  tasaddukta bulunmamızı ve bunu ihsan ile yapma-
          mak, öte yandan, bu dünyada karşılaşılan sorun-  mızı istemektedir.
          ları çözebilmenin bilgisine haiz bulunmak gerekir.   Bu  ayetler  arasında  yer  alan  ve  bizi  erdeme
          Erdemli bir hayat sürmenin tek yolu bu konularda   yücelten yardımın niteliğini anlatan Âl-i İmran su-
          bilgi sahibi olmaktır.                          resinin  92.  ayetinde  “Sevdiğiniz  şeylerden  Allah
             Erdem’i  fazilet  olarak  anlamlandıran  Müslü-  yolunda  harcamadıkça  iyiliğe  asla  erişemezsiniz.
                                                                                          3
          man  düşünürlere  göre,  erdeme/fazilete  ulaşmak   Her  ne  harcarsanız  Allah  onu  bilir”   buyurulmak-
          için bilgi/ilim yetmez, kişinin bildikleriyle amel etme-  tadır. Burada iki önemli faktör mevcuttur. Birisi bizi
          si/ “ilmiyle âmil” olması da gerekir.           erdeme  ulaştıracak  yardımın  mallarımız  arasında
             Osmanlı  eğitim  programları  esaslarına  göre   çok sevdiğimiz, bizim de ihtiyaç duyduğumuz, bize
          tahsilini tamamlayarak kendini yetiştiren ve Cum-  de gerekli olan; karşı tarafın severek ve beğenerek
                                                          kullanabileceği bir nesnenin; muhatabımızı mihnet
          huriyet  dönemine  intikal  eden  önemli  fikir  adam-  altında bırakmadan ihsan vasfıyla yapılmasının is-
          larımızdan  Ahmet  Hamdi  Akseki’ye  göre,  gerçek   tenmesidir. Diğeri ise, “birr” kelimesinin sadece iyi-
          anlamda  mutluluk  ancak  ahlâkî  ilkelere  bağlı  ka-  lik olarak değil de, iyiliği de içine alacak şekilde “er-
          lınmakla ve kişinin eylemlerini bu ilkeler doğrultu-  dem” kavramı ile anlamlandırılmış olmasıdır . İşte
                                                                                                  4
          sunda  gerçekleştirmesiyle  kazanılabilir.  Ahlâkî  bir   kişiyi erdeme ulaştıracak yardımın niteliği budur.
          temele dayanmayan mutluluk telakkileri düşünürü-
                                                              Hangi  konuda  yardımlaşacağız?  Yardımlaşa-
          müze göre “buz üzerine yazı yazmak”  gibidir.   cağımız hususların belirlenmiş ve sınırları çizilmiş
                                           2
             1. Yardımda Yarışın Erdem Olabilmesi için    bir  tanımı  yok  mudur?  Bu  suallerin  cevabını  da
          Belirli Kriterler Vardır                        Maide  suresinin  2.  ayetinde  buluyoruz.  “…İyilik
             Yardım geniş kapsamlı bir kavramdır. Kur’ân-ı   ve  takva  (Allah’a  karşı  gelmekten  sakınma)  üze-
          Kerim’de  zorunlu  yardımı  ifade  eden  “zekât”  32   re  yardımlaşın.  Ama  günah  ve  düşmanlık  üzere
          yerde, hayatın her anını kapsayan ve paylaşmayı   yardımlaşmayın…” .  Bu  ayette  de  “birr”  kelimesi
                                                                           5
          öngören “hayrât” kavramıyla anlatılmaya çalışılan   geçmektedir. Demek ki “erdem” ve “takva” da, iyilik
          sosyal yardımlaşma ve dayanışmaya ait hükümler   ve güzellikte, dünyanın huzuru, toplum ve bireyin
          ise 72 ayette zikredilmektedir. Ortaya çıkan bu ra-  mutluluğu üzerine, beşeriyeti olgunluğa, refaha ve
          kamlar bize gösteriyor ki, “hibe-i arz” olarak verilen   felaha  kavuşturmak  amacıyla  yardımlaşmalıyız,
          zenginlikler ile şahsî sây-ı gayretlerimizle elde ede-  saflarımızı  sıkılaştırmalıyız,  güçlerimizi  birleştir-




























                                 Dr. İbrahim Ateş, 1. Oturum Başkan ve konuşmacılarına birer plaket takdim etti.

 12                                                                                                  13
   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20