Page 26 - 4322765931-tiras-ocak-2018.compressed
P. 26
Muallim Rif’at, Eserleri ve
Hakkında Yapılan Yayınlar
N. Yücel MUTLU
Emekli Müsteşar Yardımcısı - YOYAV Onur Kurulu Üyesi
Değerli konuklar, Yukarıda saydığımız me’mûriyet görevleri,
Filolog, Türk Dili ve Edebiyâtı’nın çok önemli kendisinin anılmasına fazla bir değer katmamakla
bir araştırmacısı, Kitâbiyât (ya’ni, bibliyografya) uz- birlikte; onun asıl mümtâziyeti, emsaline göre üs-
manı ve bir eğitimci olan Kilisli Muallim Rif’at Bilge, tünlüğü ve kültür târihimizde anılmaya vesîle olan
1874’de Halep Vilâyeti Halep Sancağı’nın Kilis ka- tarafı; Türk dili, Türk kültürü ve Türk târihinin nâdir
zâsında doğmuştur. İlk ve Rüşdiye tâhsilini Kilis’de eserlerini ilim dünyasına kazandırma yolunda ger-
yaptıktan sonra, başta Ulu Câmi’ İmâmı Ebûbekir çekleştirdiği çalışmalar ve bu uğurdaki gerçekten
Vâhid Efendi olmak üzere, oranın tanınmış ulemâ- verimli olan gayretleridir.
sından ders gördü ve 1892’de Kilis Müftîsi Keçik- İki sene önce hatırlarsanız, “Dîvân-ı lügati’t-
zâde Abdurrahman Efendi’den icâzet aldı. Aynı Türk ve Ali Emîrî Efendi” konusundaki hâtıralarını
sene İstanbul’a gitti ve orada, Dâru’l-muallimîn’e anlatırken, başta Besim Atalay olmak üzere, bâzı
(Erkek Öğretmen Okulu’na) girdi. Bu okulun, öğ- kişilerin Kilisli Muallim Rif’at Bey’in emekleri ile
retim düzeninde mevcûd olan âli (yüksek) kısmını ortaya çıkan bu esere nasıl sâhip çıkıp parsayı
da tamamlayarak 1899’da me’zûn oldu. Kendisine topladıklarını dile getirmiştim. (Bu arada, Besim
hayatı boyunca lâkap olan “muallim”lik mesleğine, Atalay’ın, Mehmed Âkif’in İstiklâl Marşı şiirine, Tu-
okulunu bitirmeden Unkapanı Rüşdiyesi Farsça nalı Hilmi Bey ile birlikte nasıl karşı çıktıklarını da
Muallimliği ile başladı. Bu görevine okulunu bitirin- hatırlarsanız, bu zâtın kişiliği hakkındaki olumsuz
ce de devâm etti. Bundan sonra sırasıyla, Fevziye kanâatinizi te’yid etmiş olursunuz.)
Rüşdiyesi, Dârü’l-muallimîn, Üsküdar İ’dâdisi- Kilisli Rif’at Bey’in Türk kültürü ile ilgili olan
i, Vefâ İ’dâdisi, İstanbul ve Kabataş Sultânîleri, bu çalışmaları ve gayretleri, “İstanbul’daki vakıf
Medresetü’l-kudât (Kadı yetiştiren yüksek okul), kütüphânelerinin sînesinde olup da, asırlardan beri
Gazi Osman Paşa Sultânisi, Dârü’l-muallimât (Kız ilgilenilmediği için küflenen kültür mirâsını, bir bir
Öğretmen Okulu)n’da “Arapça, Farsça, Türkçe, Tâ- elden geçirme, adları unutulmuş olan müellifleri ve
rih, Coğrafya, Aka’id (ya’ni, i’mân esasları), Cezâ eserlerini yeniden gün ışığına çıkarma yolunda,
Hukuku, Ulûm-ı dîniyye (ya’ni, din bilgisi) derslerini hayatının yarım yüzyılını harcamıştır” denebilir. He-
verdi. Bu arada 1904’de girdiği Dârü’l-fünûn Hukuk nüz Vefâ İ’dâdisi’nde muallim iken, böyle bir gayret
Mektebi’ni de, 1908’de bitirdi. Orta öğretimdeki içinde olduğunu fark eden üst makamlar, 1915’de,
görevlerinden sonra, İstanbul Dârü’l-fünûnu İlâhi- kendisini henüz kurulmuş olan “A’sâr-ı İslâmiyye
yât ve Edebiyât Fakültelerinde Arapça Okutman- ve Millîye Tedkik Encümeni”ne üye yapmışlar ve bu
lığı görevine, 1946’daki emekliliğine kadar devâm sûretle hevesini, üstün gayretini kamçılamışlardır.
etti. Sonrasında Ankara’ya yerleşti ve 22 Şubat Kezâ aynı sıralarda, Kütüphâneler Tedkik Komis-
1953’de, ya’ni bugünden 65 sene önce vefât etti. yonu’na da üye seçildi. Bununla da yetinmeyip,
Soyadı kullanılmasının yürürlüğe girmediği Topkapı Sarayı’ndaki kütüphânelerden üçünün
o yıllarda, Kilis’den yetişenler arasında iki Rif’at tasnif ve kataloglarının tanzimi işini de kendisine
vardır: Birisi, mesleği dolayısıyla ‘Doktor’ lâkabını verdiler.
kullanan Rif’at Kardam; diğeri de, yine mesleği do- ….. Kilisli Muallim Rif’at’ın kültürümüze ve
layısıyla ‘Muallim’ lâkabını kullanan Rif’at Bilge. târihimize bağlılığı, o kadar yüksek seviyededir
24 25