Kurban Kurbiyyet Vesîlesidir
Kurban, Yaradan’a yakin olma anlayış ve arayışıdır.
Kurban, teslimiyet ve sadakatin, fedakârlık ve paylaşmanın adıdır.
Kurban, başkalarına ikram edebilme, kardeşliği canlı tutabilme ve benzeri birçok güzel hasleti barındıran bir ibâdettir.
Kurban, bir taraftan bizi Rabbimize yakınlaştırırken, bir taraftan da insanlığımıza anlam ve derinlik katar. Hayatın akışı içerisinde unuttuğumuz değerleri bize yeniden hatırlatır.
Kurban, aslında nefsin arzu ve isteklerine esir olmamayı, kulluk basamaklarında yükselmeyi ifade eder. Zira kurbanımız, Rabbimize sunduğumuz bir samimiyet beyanımızdır. Rabbimiz, bu gerçeği bizlere Hacc Suresi’nin 37. ayetinde şöyle haber verir: “Kurbanların ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşır; Allah’a ulaşan yalnızca takvanızdır, samimiyetinizdir.”
Peygamberimiz (s.a.v.) de: “Ademoğlu kurban bayramı günlerinde Allah katında kurban kesmekten daha sevimli bir ibâdet yapmış olamaz.” buyurmuştur.
Namaz, zekât, oruç, hac nasıl kendine has bir ibâdet ise kurban da kendine has bir ibâdettir. Bu ibâdetin de kendine özgü şartları, rükünleri vardır. Kurbanda aslolan, nisap miktarı mala sahip olan müminin gerekli şartları taşıyan hayvanı Allah rızası için bizzat kurban etmesidir.
Kurban ibâdetinin yerine getirilmesi kadar, onu îfâ ederken gözetilmesi gereken ilkeler ve amaçlar da önemlidir. Yaradılana şefkat ve merhamet, temizlik, insana saygı, çevrenin korunması, israftan kaçınma, müslümanın her zaman göstermesi gereken temel duyarlılıklardır. Kurban kesimi esnasında bu hususlara azami ölçüde riayet etmek hem dinî, hem de insanî sorumluluklardandır.
Bu sorumlulukların idrâki içinde kulluk görevlerini yerine getirmenin sevinç ve saadetini yaşayan Müslümanlara ihsân edilen dinî bayramlar, Yaradan’a yaklaşma, yaratıklarla kaynaşma ve kucaklaşma günleridir. Biri oruç ibâdetinin, diğeri de hac ibâdetinin akabinde gelen bu bayramların ilki Ramazan Bayramı, ikincisi de Kurban Bayramı’dır. Müslümanlar, kendileri için mutluluk vesîlesi olan bu iki bayramın ilkinde üç gün, ikincisinde de dört gün içinde bayramlaşarak birbirinin sevinç ve saadetini paylaşırlar.
Akrabalar, komşular, dost ve arkadaşlar arasında görüşmeler gerçekleştirilerek yakınlıklar geliştirilir, bağlar pekiştirilir ve dostluklar derinleştirilir. Büyüklerin elleri öpülerek duaları alınır, küçükler gözetilerek sevindirilir. Dar gelirlilere destek olunur, yoksulların yüzü güldürülür. İnsanî ilişkiler iyileşir, yardımlaşma ve dayanışma duyguları gelişir. Bireyler birbiri ve aileler yekdiğeriyle dostça dayanışma, kardeşçe kaynaşma ve hakça paylaşma içinde olurlar.
Dayanışmayı düstur ve paylaşmayı prensip edinen böylesi bireylerle ailelerden oluşan toplumlarda huzur havası eser. Bayramlarda bu havayı teneffüs etmeye alışan insanlar, benzeri bayramlara ermeyi bekler ve yıl içinde bayram sevincini sürdürmeye çalışırlar.
Bu gerçeğin bilincinde olan YOYAV, bayram sevincini dar gelirli kardeşleriyle paylaşarak Ramazan bayramında zekât, sadaka, fidye ve fitrelerle, Kurban bayramında da kestirdiği kurbanlarla onların yanında, yakınında ve yardımında olmaya çalışmaktadır. Böylece sevinç günleri olan bayramları sevinme ve sevindirme günleri hâline getirmek için, yıl içinde yürüte geldiği yardım hizmetlerini bayramlarda yoğunlaştırarak dar gelirli kardeşlerinin mutluluklarını arttırma cihetine gitmektedir.
Bu cümleden olarak kurban kestirmek için şartlı bağışta bulunan mensupları ve dostlarının katkılarıyla Kurban Bayramı’nın 1. gününde kurban kestirip önceden tespit ve davet ettiği fakirlere dağıtmayı gelenek hâline getirmiştir.
Geçen yıllarda gerçekleştirilen bu örnek hizmetin güzelliğini gören mensuplarıyla dostlarının devam ettirdikleri değerli destek ve kıymetli katkılarıyla Genel Merkezce kestirilen 147.600 TL. tutarındaki 164 kurbanın etinden Kurban bağışı yapan 105 kişi birer but, 2 kişi de yarımşar kurban aldıktan sonra arta kalan kurban etinden 6 kişiye birer tam kurban, 14 kişiye yarımşar kurban, 1 kişiye çeyrek kurban, 534 kişiye de birer büyük pay kurban eti olmak üzere Ankara’nın 31 semtinden tespit ve davet edilen 555 kişiye kurban eti dağıtılarak yüzleri güldürülmüş ve mutlu bir bayram geçirmelerine katkıda bulunulmuştur.
Kilis Şubesi’nin kestirdiği 40.000 TL. tutarındaki 40 koyun ve 14.000 TL. tutarındaki bir danadan oluşan 54.000 TL. tutarındaki kurban eti 290 kişiye birer pay olmak üzere toplam olarak Genel Merkez ve Kilis Şubemizce 201.600 TL. tutarındaki 204 koyun ve 1 danadan oluşan kurbanın eti 845 kişiye dağıtılmıştır.
Bu yoğun ve yorucu çalışma arasında basına kısa bir açıklama yapan Dr. İbrahim Ateş, duygu ve düşüncelerini şu cümlelerle dile getirmiştir:
“Bayramlar sadece sevinme değil, aynı zamanda sevindirme zamanıdır. Dolayısıyla bayramı bayram eden şey, sevginin ve mutluluğun paylaşılmasıdır. Bu paylaşım toplumun tüm kesimleri arasında yapılmalıdır. Özellikle aile bireyleri, yakınlar, yaşlılar ve yoksullarla kimsesizler görülüp gözetilmeli, hastalar ve halsizlerle ilgilenilmelidir. Muhtaçların ihtiyaçları giderilmeli, çevremizdeki şehit aileleri ziyaret edilerek acıları paylaşılmalıdır.
Dayanışmayı düstûr ve paylaşmayı prensip edinen YOYAV, yıllardır yürüte geldiği vekâleten kurban kesme ve etini dar gelirli ailelerle fakirlere dağıtma hizmeti ile önemli ve örnek bir uygulamada bulunmaktadır. Böylece dar gelirlilere destek olmanın yanında, birlikte bayram ederek sosyal saadetin sağlanmasına katkıda bulunmaktadır. Bu hayırlı hizmetin geliştirilerek gerçekleştirilmesine vesîle olan hayırsever kardeşlerimizle, davetimize icabet ederek bayram sevincini bizimle paylaşan dar gelirli kardeşlerimize teşekkür ediyor, en içten duygu ve dileklerimizle bayramlarını kutlayarak sağlık ve saadette daim olmalarını diliyorum.”
KURBAN KESİMİNDEN GÖRÜNTÜLER
Dr. İbrahim Ateş, bazı kurban sahipleri ile birlikte tekbirlerle kurbanları kestirdi.
KURBAN ETİ DAĞITIMINDAN GÖRÜNTÜLER
Dr. İbrahim Ateş, kurban etlerini fakir vatandaşlara dağıttı.