ÖĞRETMENE BAKIŞ
İlim ehline ihtiramı, ilim öğrencilerine ikramı ve ilmî çalışmalara ihtimâmı hizmet anlayışının eksenine oturtan YOYAV, bilgi ile beyin bileme ve ilgi ile iyilik dileme yolunda attığı anlamlı adımlardan birini de 24 Kasım 2009 Öğretmenler günü gerçekleştirdi. Böylece yıllardır 24 Kasım günlerinde yansıtmaya çalıştığı vefakâr yaklaşımlarından birini daha dostlarıyla paylaşarak öğretmenlere sergilenmesi icabeden sevgi ve saygı hisleriyle gösterilmesi gereken ilgi ve ihtimâma dikkat çekti.
Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Bahaeddin Yediyıldız, YÖK Eski Başkan Vekili Dr. Uygur Tazebay ve MEB Eski Özlük İşleri Genel Müdürü Sıtkı Dalkılıç ve çok sayıda öğretmen, akademisyen ile sivil toplum örgütü temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantı basılı ve görsel basından da yoğun ilgi gördü.
Saygı duruşu ve İstiklâl Marşı ile başlayan toplantıda kıymetli konuşmalar yapıldı ve duygulu dakikalar yaşandı. Toplantıda takdim görevini üstlenen M. Yahya Efe’nin yaptığı açış konuşmasından sonra kürsüye gelen YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, öğretmenlere karşı daha duyarlı davranılması dileğinde bulunduğu konuşmasında şunları söyledi:
“Sevgili öğretmenlerimiz, saygıdeğer öğretim üyelerimiz, dost ve kardeş kuruluşlarımızın değerli başkanları, kıymetli konuklarımız, basınımızın güzîde temsilcileri!
Öğretmenlerimizi onurlandırmak, onlara sevgi ve saygılarımızı sunarak gönüllerimizdeki yerleri ile yüceliklerini dilegetirmek amacıyla düzenlediğimiz bu toplantıya katılarak gayretimizi kamçılayan güzîde heyetinizi gönülden ve samîmî duygularımızla selamlıyor, kadir-kıymet bilen ve kadri-kıymeti bilinen insanlardan olmamızı diliyorum. Şerefli varlığınızla toplantımızı taçlandırmanızdan dolayı takdir ve teşekkürlerimizi arzederek hoşgeldiniz diyorum.
Hayat boyu Hakkın ve haklının yanında olmamız, hakkaniyete uygun iş ve uğraşlarda bulunmamız dileğiyle sözlerime başlarken, üzerimizde unutulmaz hakları olan öğretmenlerimizden ebediyete göçenlere rahmet ve mağfiret, hayatta olanlara da sağlık ve saadet niyaz ediyorum.
Değerli dostlar!
Hepimizin dünyaya gelmemize vesîle olan birer ana-babamız olduğu gibi, bizleri eğitip öğreten ve ilim alemine iten birer öğretmenimiz de vardır. Doğurup dünyaya getiren ananın, besleyip büyüten babanın, ilim-irfan öğreten öğretmenin ve meslek öğreten ustanın eli öpülür. Dolayısıyla biz bu büyüklerimizin ellerini hürmetle öper, her zaman ve her yerde saygı ile anılmalarını dileriz. Dünya durdukça hayırlı dualar ve onurlu anılarla yad edilmelerini isteriz. Bu inanç ve anlayışla Hz. Adem’den bu yana ebediyete göçen ana-babalar ve öğretmenlerle ustalara rahmet-i Rahman’ı temenni ederiz.
Bilindiği üzere çocukların yetiştirilmesinde etken olan üç önemli unsur vardır. Bu unsurlar, sevgi, ilgi ve bilgi unsurlarıdır. bunları sağlayacak en uygun kişiler de ana, baba ve öğretmenlerdir. Her çocuk annenin sevgisi, babanın ilgisi ve öğretmenin bilgisi ile beslenir. Öteyandan insanca yaşamak için devamlı alınması gereken bazı önemli gıdalar vardır. Bunlar, besin, bilgi, iman, ilgi ve sevgigidir. Bünyenin beslenmesi için midenin yeteri kadar temiz ve kaliteli gıda maddelerine ihtiyacı olduğu gibi beynin bilgiye, kalbin de iman, ilgi ve sevgiye ihtiyacı vardır.
Beyinleri bilgi ile besleyecek insanların başında öğretmenler gelir. Zira öğretmenler, öğrencilerine ilmi, iyiliği ve ilgiyi öğreten insanlardır. Dolayısıyla öğretmenler, belirli ücretle çalışan sıradan insanlar değildirler. Geleceğimizi kendilerine teslim ettiğimiz duyarlı, dirayetli ve dikkatli olmalarını dileğidimiz değerli insanlardır.
Tabii, her mesleğin kendine göre bir değeri ve itibarı vardır ama, öğretmenliğin yeri ve değeri farklıdır. Bu itibarla öğretmenler, her yönüyle mükemmel insanlar olmalı, ihtiyaçları da en iyi şekilde karşılanmalıdır. Öyle ki, Sultan Mehmet Fatih Han Hazretleri’nin Vakfeyisende vurguladığı gibi, öğretmenlerle öğrenciler, bir soğanı dahi sağlamada sıkıntı çekmemelidirler. Ben bugün burada sizlere öğretmenlerin maruz kaldıkları maddî muzâyakadan (ekonomik darboğazdan) sözedecek değilim. O hususu dileğetiren sendikacılar ve yazarlar vardır. Benim huzurunuzda belirtmek istediğim husus, daha farklı olacaktır ki, o da şudur. Zorunlu ihtiyaçlarını karşılayamayan ve aile bireylerinin basit isteklerini bile teminde sıkıntı çeken bir öğretmenin öğrencilerine beklenen bilgiyi vermek için konsantre olmada zorlanacağı gözardı edilmemelidir. Bilgi vermek ilgi görmeye bağlıdır. Karnını doyuramayanın, kafa ve kalpleri doyurmada başarılı olması beklenemez. Karnı zil çalanın, okul zilini duyup duyarlı davranması düşünülemez.
Bizim kültürümüzde, bizlere birşeyler verenlere teşekkür etmek ve benzeri birşeylerle mukabelede bulunmak vardır. Hediyeye hediye, tebessüme tebessüm, selama selam ve ikrama ikram ile mukabelede bulunmayı görev biliriz. Allah’ın bize ihsanını idrâk ederek Allah’ın kullarına infak etme cihetine gideriz. Biri bize birşey öğretince biz de onu başkalarına öğretmeyi ilmin zekatı kabul ederiz. Bunun yanında bize ihsanda bulunan Allah’a şükrü, ikramda bulunan insanlara da teşekkürü yerine getirilmesi gereken zevkli bir borç biliriz.
Unutmamalıyız ki, öğretmenlerimiz ikram ve ihtiramda bulunmamız gereken insanların öndegelenlerindendir. Onlara duyduğumuz sevgi ve saygıyı sevniç ve sıkıntılarını paylaşıp, dertlerine derman olacak yaklaşımlarla göstermeliyiz. Ötedenberi kutlanan öğretmenler günlerinde tanık olduğumuz göstermelik görüşmeler ve kabullerle yetinmeyip, onları rahatlatacak, gayretlerini kamçılayacak ve gönüllerini kazanacak müjdeler vermeliyiz. Onlara Fatih’in, Kanûnî’nin ve Atatürk’ün bakışıyla bakmalıyız. Allah ve Resulullah ile ehlullah’ın öğretmen, öğrenci ve bilimum ilim ehline verdiği değeri bilmeli, öğretmenlerimizi baştacı etmeli, öğrencilerimize de kanat germeliyiz.
Kutsal Kitabımız Kur’an-ı Kerim’in Al-i İmran Suresi’nin 164. ayeti ile Cuma Suresi’nin 2. ayetinde vurgulandığı üzere sevgili Peygamberimiz (S.A.V.)’in öndegelen özelliklerinden birinin öğreticilik olduğunu bilmeli, bildiğimizi öğretmenin bilmediğimizi de öğrenmenin gayreti içinde olmalıyız. Ömür boyu öğrenen ve öğreten olmalı, bu inanç ve anlayışla öğretmenlerimizin öğretmenler gününü gönülden tebrik ediyor, günlerinin kutlu, yaşantılarının mutlu ve geleceklerinin umutlu olmasını diliyorum.”
Dr. Ateş’ten sonra birer konuşma yapan YÖK Eski Başkan Vekili Dr. Uygur Tazebay, S.Ü. Fizik Ana Bilim Dalı Emekli Başkanı Prof. Dr. G. Gürcan Yülek ile Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Bahaeddin Yediyıldız, eğitim hizmetlerinin sürdürülmesinde ve ülke kalkınmasının hızlandırılmasında öğretmenlerin yerine dikkat çekerek, onlara milletçe medyun-u şükran olduğumuzu vurguladılar. Bu vesile ile YOYAV’ın örnek çalışmalarından birine daha katılmaktan duydukları memnuniyeti belirterek toplantının tanziminde emeği geçenlere takdir ve teşekkürlerini ilettiler.
Yapılan bu yönlendirici ve yüreklendirici konuşmalardan sonra şuurlu şair Faruk Oray’ın okuduğu şiir toplantıya katılanlara duygulu dakikalar yaşattı. Bu arada Damla Kıraç ile Ülker Özdemir‘in söyledikleri türküler toplantıya renk kattı. Öğretmenlere birer gül ve hediyelerin takdim edildiği toplantı sunulan ikramla noktalandı.