Bilgi Kervanımızın Bilinçli Bireyleri
İlim ilerlemenin ilkesi ve yücelmenin yörüngesidir. Yücelmenin yolu ilimden geçer, ilerlemek isteyen de bu yolu seçer. Bunun içindir ki, Allah Teâlâ’nın insanlara ilk ihsânı ilim, İslamın ilk emri de “Oku” olmuştur. Dolayısıyla okuyup öğrenmek, islamın emri ve insanlığın îcâbıdır.
Bu noktadan hareketle bilgiyle beyin bilemeyi ve ilgiyle iyilik dilemeyi ilke edinen YOYAV, kurulduğu günden bu yana birçok başarılı bilimsel çalışmalara imza atmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yaparak değişik dallarda bilgi ve beceri kursları açmış, çeşitli konularda seminerler, paneller, konferanslar düzenlemiş, binlerce öğrenciye burslar vermiş ve eğitim yardımında bulunmuştur. Değişik düzeydeki öğrencilere öğrenim imkânı sağlamanın yanında, yetişkinlere yeni ve yararlı bilgiler edindirerek ülke eğitimine önemli katkılarda bulunmuştur.
Herkesim ve her seviyedeki herkese açık olan eğitim faaliyetleriyle “beşikten mezara kadar ilim talep edin.” buyuran Hz. Peygamber (s.a.v.)’in emrine uyarak hayat boyu eğitim hizmeti vermenin gayret ve kararlılığı içinde olmuştur. Binlerce insana ilim-irfan öğretmiş, on binlerce insana da ta’lîm-i Kur’ân hizmetinde bulunmuştur.
Yaptıkları ile yetinmemiş, her geçen yıl daha fazlasını ve faydalısını yapmaya çalışarak çağdaş vakıfçılıkla yaşam boyu öğrenim alanında hizmet veren örnek kuruluşlardan biri olmuştur.
Öğrenip öğretmeyi ve üretip ikram etmeyi bir ibâdet anlayışıyla sürdürerek atalarımızdan tevârüs edilen tarihî vakıf anlayışını günümüze yansıtıp yaşatan bir bilgi ve ilgi kuruluşu hâline gelmiştir.
Hakk’ın rızası doğrultusunda halka hizmet yolunda birbirini izleyen yılların sayısı otuzu aşıp 12 Aralık 2018 tarihinde 31. hizmet yılına girmiştir.
2018-2019 Eğitim ve öğretim yılında düzenlediği kursların 59. dönemine 164, 60. dönemine de 175 kursiyer katılmıştır. Bilgi ve becerilerine yenilerini ekleyen bu kursiyerlerden kurslarını başarıyla bitiren 67 kursiyer için 25 Mayıs 2019 Cumartesi günü bir mezuniyet töreni ile akabinde bir iftar programı tertiplenmiştir.
YOYAV’ın müdavimleri ile hizmetlerinin muhibbi olan bazı zevâtla şeref misafirlerinin onurlandırdığı törende, mezun olan öğrencileri tebrik ve davetlerine icabet ederek salonu şereflendiren konuklarına takdir ve teşekkürlerini ileten Genel Başkan Dr. İbrahim Ateş, yaptığı selamlama konuşmasında şu cümlelere yer vermiştir:
“Sayın milletvekilim, sayın müsteşarım, Çankaya Başkent Halk Eğitim Merkezi’nin değerli yöneticileri, saygıdeğer konuklar, değerli dostlar, kıymetli kurs öğretmenlerimiz, sevgili kursiyerlerimiz!
Ramazan-ı şerifin ikinci dilimini de geride bırakıp, kurtuluş bölümü olan üçüncü dilimine girmek üzere olduğumuz böyle mübârek ve müstesnâ bir günde, bilgi kervanımızın başarılı bireyleri onuruna tertiplediğimiz takdir törenine teşrif ederek, bizimle birlikte olma incelik ve yüceliğini gösteren güzîde heyetinizi en içten ve samîmî duygularımızla selamlıyor, şerefli varlığınızla törenimizi taçlandırmanızın haz ve huzuru içinde hepinize hürmet ve muhabbetlerimizi arz ederek hoş geldiniz diyorum.
Kursiyerlerimizi kutlayarak sözlerime başlarken, siz kıymetli konuklarımıza şükranlarımızı sunuyor, bilgi ve ilgi yolundaki birlikteliğimizin ömür boyu devamını diliyorum.
İlim, insanların ilk ve önemli ihtiyaçlarından biridir. Bu ihtiyaç giderilmeden başkalarına başlanılamaz. Başlanılsa da yol alınamaz. İlimsiz ilerleme olmaz. Her terakkî ve te’âlînin temelinde ilim vardır. İlimsiz amel, amelsiz kemâl olmaz. Herkes doğduğu günden öldüğü güne kadar her gün yeni ve yararlı bilgiler edinmelidir. Kimse ‘öğrendiğim bana yeter’ dememelidir. Kişi ne kadar bilirse bilsin, bilmediklerinin bildiklerinden çok olduğunu unutmamalı, bilgisini arttırmanın gayreti içinde olmalıdır.
Kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’in İsrâ Suresi’nin: “… Size ancak az bilgi verilmiştir.” mealindeki 85. ayetindeki ilahî uyarıya kulak asmalı ve Tâhâ Suresi’nin: “… Rabbim! Benim ilmimi artır, de.” mealindeki 114. ayet-i kerîmesindeki emre imtisâlen ilminin arttırılması niyazında bulunmalı ve onun için gerekli gayreti göstermelidir. Her gün yeni bir şeyler öğrenerek bilgi birikimini arttırmaya çalışmalı, sonu cennet oluncaya kadar ilme doymayan âlimlerden olmayı hedeflemelidir. “İlim ve hikmet müminin yitik malıdır. Onu nerede bulursa alır.”, “Dünyayı isteyen ilme sarılsın. Ahireti isteyen ilme sarılsın. Her ikisini isteyen yine ilme sarılsın.” diyen Hz. Peygamber (s.a.v.)’in tavsiye ve telkinlerine uymalı ve lüzumlu bilgilerle donanmalıdır. Tembelliğe tevessül edilmemeli, ilim ve irfan verilen yerlere gidilmeli, kütüphaneler sık sık ziyaret edilmelidir. Bu gidiş ve gelişlerin sağlayacağı saadet düşünülmeli “Kim ilim tahsil etmek için (evinden veya yurdundan) çıkarsa, geri dönünceye kadar Allah yolundadır.” diyen Hz. Peygamber (s.a.v.)’in müjdesine mazhar olmaya çalışılmalıdır.
İlim teşvik, âlim taltif, ilim müessesesi takdir edilmeli, öğrenciye de destek verilmeli ve hizmet edilmelidir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in bu hususla ilgili “Ümmetimin âlimlerine hürmet ediniz. Onlar yeryüzünün yıldızlarıdırlar.” mealindeki hadîs-i şerîfi kulaklara küpe edilmelidir. Okumaya davet, okutana hürmet ve okuyana hizmet esas alınmalıdır. Ben, bu inanç ve anlayışla yıllar önce yazdığım bir dörtlükte:
“Okuma yolunu tut.
Ya oku, ya da okut.
Okuyan insan umut,
Destek ol, elinden tut.” demiştim.
İdeal olanı böyle davranmaktır. Ancak toplumumuza baktığımızda maalesef ilmî ve fikrî faaliyetlere ilginin giderek azaldığını, yazanın çok, okuyanın yok denecek kadar az olduğunu görüyoruz.
Kitap, Türkiye’nin ihtiyaç sıralamasında yüz yirmi ikinci sıradadır. Batı dünyasında ise on sekizinci sıradadır. Türkiye’de kitap okumaya ayrılan vakit günde bir dakika, başka bir ifadeyle dünyada kitap okumada iki yüz otuz beşinci sıradayız.
1 Şubat 2018 Perşembe günü yapılan bir toplantıda Türkiye’de okuma-yazma bilmeyenlerin sayısının iki buçuk milyon civarında olduğu açıklanmıştı. Bilgi çağındaki insanlar için bu tablo, hiç de iç açıcı bir tablo değildir.
Kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’in Zümer Suresi’nin 9. ayetinde beyan buyurulduğu üzere, bilenlerle bilmeyenler bir olmaz. Bilen yüce, bilmeyen cücedir. Ben bu düşüncemi bir şiirimde:
“Biliniz bilginin şânı yücedir.
Gülünüz hâline câhil cücedir.” dizesiyle dile getirmiştim. Bugün de aynı dizeyi tekrar ederek yanılmadığımı ifade etmek istiyorum.
Bir hadîs-i şerîfte beyan buyurulduğu üzere: “Düşmanın düşmanına yaptığını câhil kendine yapar.” Bunun içindir ki, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in ümmetinin tümüne talimatı şöyle olmuştur: “Ya bilen, ya öğrenen, ya dinleyen, ya da seven ol. Sakın beşinci olma, helâk olursun.” Bu uyarıları duyan Müslümanların, atmaları gereken adımların ilki derhal öğrenmeye başlamak, ikincisi ilmini ilerletecek istek ve girişimlerde bulunmak, üçüncüsü bilmediklerini bir an önce öğrenmeye çalışmak, dördüncüsü ise sürekli yeni ve yararlı bilgiler edinmenin gayreti içinde olmaktır. Unutulmamalıdır ki, dinimizin ilim edinmekle ilgili direktiflerinden biri, Allah Teâlâ’dan ilmimizi arttırması niyazında bulunmak, diğeri de her geçen gün yeni ve yararlı bilgiler edinerek yücelme yoluna girmektir. Dolayısıyla ilim ilerlemenin ilkesi ve yücelmenin yörüngesidir. Bu ilke istikametinde ileri adım atmayanlar, yerlerinde sayar ve başkalarına boyun eğerler. Böyle bir duruma düşenin de hâli harap ve gördüğü serap olur.
Bizler ilk emri “Oku” olan bir dinin mensupları ve öğrenip öğretmenin beşikten mezara kadar sürdürülmesini emreden bir Peygamberin ümmetiyiz. Kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerîm “Oku” emriyle başlıyor. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) de: “İlim talep etmek her erkek ve kadın müslümana farzdır.” buyuruyor. Dolayısıyla okuyup öğrenmemeye hakkımız yoktur. Herkes yeteri kadar dinî ve dünyevî bilgiler edinmekle yükümlüdür. Her insan işinin ehli olmalı ve o alanda uzmanlaşmaya çalışmalıdır.
Bu gerçeği göz önünde bulundurarak bilgiyle beyin bilemeyi ve ilgiyle iyilik dilemeyi ilke edinen YOYAV, bir taraftan “Hayır işimiz, hizmet düşümüz” diyerek yürüte geldiği sosyal yardım hizmetlerini geliştirerek gerçekleştirmekte, diğer taraftan da ülke eğitimine kıymetli katkılarda bulunarak genç öğrencilere eğitim bursları vermekte, yetişkinlere de yeni ve yararlı bilgiler edindirmektedir.
Bu cümleden olarak Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptığı işbirliğiyle açtığı bilgi ve beceri kurslarına katılan kursiyerlere yeni ufuklar açmakta ve bilgi birikimlerine katkıda bulunmaktadır. Bursiyer öğrencilerinden binlerce başarılı genç farklı alanlarda millet ve memleket hizmetine yönelik faydalı faaliyetlerde bulunduğu gibi, kursiyer öğrencilerinden de o kadar bilinçli insan ülke kalkınmasına önemli katkılarda bulunmaktadır.
Bugün şerefli varlığınızla onurlandırdığınız törende 2018-2019 eğitim ve öğretim yılında düzenlenen 59 ve 60. dönem bilgi ve beceri kurslarına katılan kursiyerlerimizden kurslarını başarıyla bitiren 67 kişi az sonra huzurunuzda sertifikalarını alacaklardır. Kursiyerlerimizi kutluyor, onları yetiştiren kurs öğretmenlerimizi takdir ediyor, siz saygıdeğer konuklarımıza da şükranlarımızı sunuyor ve ‘Sözlerim ilimle çelişirse, ilmi alın.’ diyen Atatürk’ü minnet, mağfiret ve şükranla anıyor, yüce heyetinizi bugün için kaleme almış olduğum dört dörtlükten oluşan “Oku” başlıklı şiirimle selamlıyorum:
Son vahyin ilk emri “Oku”.
Cehâlet iblisin oku.
Câhil olma, durma oku.
Beynini bilgiyle doku.
Hak Teâlâ’dan ilk hitap,
“Oku” diyor kutsal kitap.
Yorulup düşsen de bîtâp,
Yılma, yine oku kitap.
Gerek güfte, gerek beste,
Duyduğun her güzel seste,
Alıp verdiğin nefeste,
Hakk’ı gözet, O’ndan iste.
Bünyeni besinle besle.
Beynini bilgiyle süsle.
Bitmez tükenmez hevesle,
Herkese sevgiyle sesle.”
Dr. Ateş’ten sonra kürsüye gelen Neriman Yaşar mezun olan kursiyerler adına yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Sayın Konuklar, saygıdeğer hanımefendiler, beyefendiler, hoş geldiniz diyerek, dönem mezunları adına sizleri saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama teşekkür ederek başlamak istiyorum.
Öncelikle biz yetişkinlerin, nezih bir ortamda Kur’ân-ı Kerîm okumayı öğrenmesine vesîle olan, sosyal aktiviteler ile kursiyerler arasındaki sosyal iletişim bağını güçlendiren, ilim irfan yolculuğunda bizlere ışık tutan Yoyav’a,
Uzun yıllardır kaliteden ödün vermeksizin, öğrencileri ve yardım severleri bir arada buluşturan ve bizleri, sohbetleri ile aydınlatan Sayın Dr. İbrahim Ateş’e teşekkür etmek istiyorum.
Hocamız Ayşe Doyuk’a engin sabrı ve hoşgörüsü ile Kur’ân-ı Kerîm okumayı öğrenmemize rehberlik ettiği için özel olarak teşekkür etmek istiyorum.
Sıcak poğaçaları ile bizi ev ortamında hissettiren, temiz bir ortam sunan ve güler yüzleri ile her zaman yardımcı olan Yoyav çalışanlarına da teşekkür etmek istiyorum.
Ürkerek başladığımız öğrenme yolculuğumuzda bizi yüreklendirdiniz hepiniz, çok teşekkürler.
Ben iki yıldır devam ediyorum kurslara, ama Yoyav ile tanışıklığım daha eskilere doksanlı yıllara kadar gidiyor.
Rahmetli annem de Kur’ân-ı Kerîm okumayı bu çatı altıda öğrenmişti ve ben onunla birlikte bazı etkinliklere katılmıştım. Annem, benim de Kur’ân-ı Kerîm okumayı öğrenmemi çok arzu ediyordu, ama onun vefatından sonra nasip oldu bana. Onun oturduğu sıralarda oturmak, onun Kur’ân-ı Kerîm’inden okumak beni manevi olarak rahatlattığı gibi, eğer hissediyor ise onu da gülümsetiyordur diye düşünüyorum.
İlk emri “ikra” “oku” olan dinin inananları olarak, okumamız gerektiğini biliyoruz, ama bazen uygun zaman ve koşullar olmadığından, bazen geç kaldığımızı düşündüğümüzden, bazen topluluk içinde yeniden öğrencilik ortamına girmenin tedirginliğinden öteliyoruz okumaya başlamayı.
Yetişkinler olarak, Kur’ân öğrenmenin zor olduğu önyargısı başlangıçta göz korkutsa da; gayret, sabır ve disiplin ile kısa sürede harfleri ve heceleri birleştirip ilk kelimeleri okumanın çocukça sevincine karışıyor zaman içinde.
Zorlu bir yolculuk bu, hele ki algının ve öğrenme hızının azaldığı, gözlerin hafif hafif bulanık gördüğü yaşlarda. Ama niyet edip başlayınca, gayet bizden, rehberlik hocalarımızdan, kolaylık Allahtan geliyor. Okumanın lezzetini ve zevkini almaya başlayınca kendine inanmakta zorluk çekiyor insan. Ve “şükür” ile karışık mutluluk geliyor peşinden.
Bizlere bu imkânı sağladığı için Yoyav’a minnet duygusu da bunu izliyor.
Bu öğrenme sürecinde, doğru ve kaliteli eğitimin ne kadar önemli olduğunu ve doğru yerde bulunmanın işinizi ne kadar kolaylaştırdığını anlıyorsunuz zaman içinde.
Kur’ân-ı Kerîm okumayı öğrenmenin yanında, dini ve sosyal alanlardaki her türlü sorunuza güvenilir cevaplar bulacağınız bir ortamda bulunmak, sosyal faaliyetlere iştirak etmek, yardımda bulunmanın hafifletici etkisini hissetmek de ödülünüz oluyor.
Yıllardır, her kesim tarafından takdirle izlenen bir hizmet îfâ ettiğini bildiğimiz bu kurumda, kurslar biterken buruk bir mahzunluk hissetmemiz de bu yüzden.
Allah, Kur’ân-ı Kerîm’i doğru ve güzel okumayı, okuduklarımızı anlamayı, anladıklarımızı yaşamımıza geçirmeyi nasip etsin.
Saygıyla selamlıyorum hepinizi.”
Çankaya Başkent Halk Eğitim Merkezi adına konuşan Müdür Yardımcısı Zafer Gül yaptığı konuşmada şu cümlelere yer verdi:
“Sayın milletvekilim, sayın müsteşarım, sayın başkanım, saygıdeğer öğretmenlerimiz, değerli misafirlerimiz, sevgili kursiyerlerimiz!
Başkent Halk Eğitim Merkezi olarak 200’ü aşkın öğretmen, 100’ü aşkın kurum ve okul, 20 bini aşkın kursiyerle kurslarımız devam ediyor. Bu kapsamda YOYAV’la da çalışmalarımızı yıllardır sürdürüyoruz. Bundan da büyük mutluluk duyuyoruz.
Sayın Başkanım İbrahim Ateş Beyefendi’nin başkanlığındaki faaliyetleri çok değerli buluyor, dediğim gibi bu oluşumun içinde olmaktan ayrıca mutluluk duyuyoruz. Tabii bu arada öğretmenlerimiz Ayşe Doyuk, Meymenet Şahin, Zuhal Kadıoğlu’na yaptıkları çalışmalarından, özverilerinden, emeklerinden dolayı teşekkürlerimizi kurum olarak bildiriyoruz.
Bu kapsamda bundan sonraki süreçte yapılacak faaliyetlerde üzerimize düşen sorumlulukları almaktan onur duyacağımızı bildiriyor, çalışmalarınızda başarılar diliyoruz. Saygılarımla.”
Törene katılan konuklardan 20. Dönem Hatay Milletvekili Dr. Mehmet Sılay, MEB Müsteşar Yardımcısı Mehmet Temel ve A.Ü. İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seyfettin Erşahin yaptıkları konuşmalarda YOYAV’ın yürüte geldiği eğitim hizmetlerinden birine daha tanık olmaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek yapılan çalışmalardan övgü ile sözettiler ve kurslarını bitiren kursiyerlerle kurs öğretmenlerine takdir ve tebriklerini ilettiler.
Yapılan konuşmalardan sonra Sayın Mehmet Temel, ÇBHEM Müdür Yardımcıları Zafer Gül ve Levent Arabacı ile YOYAV Kurs Öğretmenlerine birer çiçek ile şükran belgesi takdim edildi. Daha sonra mezun olan kursiyerlere sertifikaları verildi.
Programın hitamında davetlilerle öğrencilere ikram edilen iftar yemeğine geçildi. Mezuniyet sevinciyle iftar sevincinin iç içe olduğu programda, duygulu dakikalar yaşandı.
Tören, Saygı Duruşu ve İstiklâl Marşı ile başladı.
Mehmet Temel
Prof. Dr. Seyfettin Erşahin
Dr. Mehmet Sılay
Sunucu Yasemin Aras
Törene katılanlardan görüntüler.
Mehmet Temel, ÇBHEM Müdür Yardımcıları, YOYAV Kurs Öğretmenleri ile Sunucu Yasemin Aras'a Çiçek ve Şükran Belgesi Takdimi.
Mehmet Temel
Zafer Gül
Levent Arabacı
Afet Tan
Ayşe Doyuk
Gülsen Akgöl
Sami Aydın
Meymenet Şahin
Zuhal Kadıoğlu
Sunucu Yasemin Aras
Dr. Ateş, konuşmacılar ve Kurs Öğretmenleri birarada.
Sertifikalarını alan kursiyerlerden gruplar.
Kursiyerler ve misafirler toplu halde.
İftar yemeğinden görüntüler.
SERTİFİKALARINI ALAN KURSİYERLER