Nefis ve İblis, Bünyemizde Kis
YOYAV’ın her ayın ilk Çarşamba günü gerçekleştirmeyi gelenek hâline getirdiği “Kur’ân-î Birliktelik ve Dua Günü” programlarının 27.si, 6 Mart 2019 Çarşamba günü, Regâib Kandili’nin de 7 Mart 2019 Perşembe gününe denk gelmesi dolayısıyla ikisi birleştirilerek 6 Mart 2019 Çarşamba günü düzenlenen programda okunan 47 Hatim, 955 Yâsîn, 1066 Mülk, 1200 Nebe’, 1880 Fetih, 4700 Ayet’el-Kürsî, 155 bin 500 Fâtihâ, 165 bin 450 İhlâs, 2 milyon 385 bin Tevhid, 2 milyon 804 bin Salavat-ı şerife, 10 bin 388 Esma’ül Hüsnâ, 704 bin Besmele, 9543 İstiğfar, 4116 Felak-Nas, 40 bin 650 Lafza-i Celal’in duasından önce nefis ve iblisin şerrinden korunmak için Hakk’ın himâyesine sığınıp isti’âzede dâim ve kullukta kaim olma konusunda konuşarak önemli açıklamalarda bulunan YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, davetlileri sevgi ve saygıyla selamlayıp, bir gün sonra idrâk edilecek olan Regâib Kandillerini kutladığı sohbetinde şu cümlelere yer verdi:
“Kıymetli kardeşlerim!
‘Kur’ân-î Birliktelik ve Dua Günü’ programlarımızın 2019 yılı Mart ayı halkası ile Regâib Kandilinin ard arda gelmesi münasebetiyle ikisini birleştirerek düzenlediğimiz bu manalı ve muhtevâlı toplantıya teşrif ederek bizimle birlikte olma incelik ve yüceliğini gösteren güzîde heyetinizi gönülden ve samîmî duygularımızla selamlıyor, inşaallah yarın idrâk etme bahtiyarlığına ereceğimiz mübârek Regâib Kandilinizi kutlayarak sözlerime başlarken, kandilinizin kutlu, yaşantınızın mutlu, geleceğinizin umutlu olmasını diliyor, ibâdet ve ta’âtlarınızın makbul, dualarınızın da müstecâb olmasını niyaz ediyorum.
Güzel günlerin birbirini izleyip ard arda geldiği müstesnâ ve mümtâz bir zaman dilimine girmiş bulunmaktayız. Bugün Kur’ân-î Birliktelik ve Dua Günü programlarımızın 27.sini gerçekleştirmekteyiz. Yarın nasip olursa inşaallah, Regâib Kandilini idrâk edeceğiz. Ertesi gün üç ayların başladığı Receb ayına girecek ve 1387 yıl önce Hz. Peygamber (s.a.v.)’in Veda Hutbesi’ni irâdının yıldönümü ile Dünya Kadınlar Gününü kutlayacağız.
Malumunuz olduğu üzere hicrî takvime göre üç ayların ilki Receb ayıdır. Kur’ân-ı Kerîm’de Receb kelimesi geçmemekle birlikte muhtelif ayetlerde haram aylardan söz edilerek bu aylara saygı gösterilmesi emredilmektedir. Receb ayının ilk Cuma gecesi ise, halk arasında Regâib kandili olarak bilinmektedir. Regâib, kelime anlamı olarak rağbet edilen, arzu ve talep edilen şeyler demektir. Receb ayının ilk Cuma gecesinde veya herhangi bir gecesinde belirli bir namaz kılmaya teşvik eden sahih rivayetlerden bulunmamaktadır. Bununla birlikte Müslümanlar üç ayların girmesini fırsat bilerek bu gecede camilerde bir araya gelmeyi, birlik ve beraberliğin getirdiği manevî havayı teneffüs etmek için bu geceyi ibâdetlerle ihyâ etmeyi âdet edinmişlerdir. Regâib gecesi ve üç ayların diğer geceleri Müslümanın kendisini yeniden muhâsebeye tâ’bi tutması, dünyaya geliş maksadına ne kadar uyumlu bir hayat yaşayıp yaşamadığı üzerinde düşünmesi için önemli bir fırsattır.
Manâ büyüklerinden Zinnûn-i Mısrî Hazretleri: “Recep tohum ekme, Şaban sulama, Ramazan ise hasad ayıdır.” demiştir.
Hz. Peygamber (s.a.v.) üç ayları idrâk ederken Yaradan’a yalvarıp yakardığı dualardan birinde: “Allah’ım! Receb ve Şaban’ı bize mübârek kıl ve bizi Ramazan’a kavuştur.” diye niyazda bulunurdu.
Biz de bugünkü dua programımızı teberrüken Efendimiz (s.a.v.)’in Yaradan’a yakardığı gibi yakarıp: “Allah’ım! Receb ve Şaban’ı bize mübârek kıl ve bizi Ramazan’a kavuştur.” diyerek, hem bir sünneti yaşatmaya, hem de dua ve dileklerimizi, Efendimiz (s.a.v.)’in fem-i saadetlerinden sâdır olan bu mübârek dua ile başlayarak üç ayların içerdiği iyilik ve güzellikleri yaşayıp Yaradan’a yâr ve yakin olan mutlu ve müstesnâ kullarından kılmasını diliyoruz. Bizleri sürekli doğru yoldan saptırmaya çalışan nefis ve iblisin iğvâsından koruyup hayat boyu himâyesine aldığı sâdık, sâlih ve samîmî kullarının zümresine dâhil etmesini niyaz ediyoruz.
Kıymetli kardeşlerim!
Kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’in Yusuf Suresi’nin: “… Kuşkusuz nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder…” mealindeki 53. ayet-i kerîmesinde nefsin insanı sürekli kötülükle emrettiği beyan buyrulmaktadır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) de bir hadîs-i şerîfinde: “Muhakkak ki şeytan, insanın vücudunda kanın dolaştığı gibi dolaşır. Onun dolaştığı yerleri açlıkla daraltın.” buyurarak, sinsice hareket eden şeytana karşı her an uyanık olmamız uyarısında bulunmaktadır.
Bu hadîs-i şerîfin incelendiğinde de anlaşılacağı üzere vücudu baştan başa kaplayan kanın damarlarda sessiz sedasız, ama dâimî deverânı gibi şeytan bin bir türlü hilesi ve vesvesesiyle insanı çepeçevre kuşatır ve onu mütemâdiyen kötülüğe çağırır. İnsanın, Rabbinin koyduğu sınırları aşması için elinden geleni yapar. Yaptığı tüm kötülükleri süslü gösterir insana ve onu sahte vaadleriyle kandırır. Zira şeytan, kibrine yenik düşüp Rahmân’a âsî olduğu ve huzur-u ilahîden kovulduğu gün, lanetlenmesine sebep olarak gördüğü insana düşman kesilmiştir. Onun da kendisi gibi ilahî rahmetten uzak kalması için bütün yolları denemeyi kendine görev kabul etmiştir.
Bunun içindir ki, yüce Rabbimiz Fussilet Suresi’nin 36. ayet-i kerîmesinde: “Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni ayartmaya çalışırsa, hemen Allah’a sığın.” buyurmuştur. Müminûn Suresi’nin 97-98. ayetlerinde de: “Ve deki: Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım. Onların yanımda bulunmalarından da sana sığınırım, Rabbim!” buyurarak şeytanın şerrinden Allah’a sığınmamızı emretmiştir.
Kıymetli konuklar!
İblis, insanı imandan eder. Nefis de, nefes keser. Bunun içindir ki mutasavvıflar: “Nefis terbiyesi, tasavvufun temelidir.” demişlerdir. Nefse ayak basan, manen nefes alır, ona ayak uyduran da yolda kalır.
İblis ve nefis, insanın en azılı ve sinsi düşmanlarıdırlar. İnsan bu iki düşmanın ilki olan iblisi imanla, ikincisi olan nefsi de irfanla yener. Onlara yenilmeyip yenenlerden olmamız temennisiyle sözlerimi noktalarken, hayat boyu her zaman ve her yerde Hakk’ın himâyesinde, hidâyetinde ve inâyetinde olmanızı diliyor, sizleri dört dörtlükten oluşan “Nefis ve İblis” başlıklı şiirimle selamlayarak okunan hatm-i şerîflerle, süver-i şerîfelerin duasına geçmek istiyorum.”
Nefis ve iblis,
Birbirinden pis.
Habistir habis,
Nefis ve iblis.
Onlara kanma,
Dostumdur sanma.
İğvalarına,
Sakın aldanma.
Çok sinsidirler,
Dost görünürler.
Zehirlerini,
Bal der verirler.
Onları içten,
Atıver hemen.
İsti’âze çek,
Def olsun senden.”
Kurs Öğretmeni Ayşe Doyuk