BERAT’IN BEREKETİ
Üç ayların ortasında gelen Berat Gecesi, yurdumuzda her yıl coşkuyla
kutlanan beş kandilden biridir. İslami literatürde “Şaban ayının yarısı gecesi”
diye bilinen bu geceye ülkemizde “Berat Gecesi” veya “Berat Kandili”
denilmektedir. Berat, beraet kelimesinin Türkçedeki kullanılışıdır. Bir şeyden
berî yani uzak olma, aklanma, temiz ve suçsuz çıkma anlamlarına gelir. Bu
geceyi ibadet ve tâ’atla değerlendirenler de tevbe ve istiğfarlarla günahlardan
temizlenip arındıkları için ona Berat gecesi anlamına gelen “Leyle-i Berat”
denir. Diğer kandil geceleri gibi bu gece de feyizi bol ve fazileti büyük olan
mübarek bir gecedir.
Gece, Kur’an-ı Kerim’de sıklıkla zikredilen ve hakkında tefekkür etmemiz
emredilen bir zaman dilimidir.
Kutsal Kitabımız Kur’an-ı Kerim, gece inmeye başlamış, indiği gece
gecelerin sultanı, indiği ay ayların sultanı, indiği peygamber Peygamberlerin
sultanı ve indiği ümmet de ümmetlerin sultanı olmuştur. Dolayısıyla Sevgili
Peygamberimiz (S.A.V.) geceleri pek az uyumuş ve seher vakitlerinde istiğfarda
bulunmuştur. Ümmetine de gecelerin bereketinden yararlanmalarını tavsiye
etmiştir. Özellikle Recep ayının ilk Cuma (Regaib) gecesi, Şaban ayının
onbeşinci (Berat) gecesi, Cuma gecesi ile Ramazan ve Kurban Bayramı geceleri
yapılan duaların reddedilmeyeceğini belirterek bu gecelerin ihya edilmesine
ayrı bir özen gösterilmesi hususunda dikkatimizi çekmiştir.
Bu yıl bir kere daha idrak etme bahtiyarlığına erdiğimiz Berat gecesinin
feyiz ve faziletiyle bereketini beyan
buyrulan hadis-i şeriflerinden bir kaçı şunlardır:
“Dört gecenin gündüzü de gecesi gibi faziletlidir. Allah, o günlerde dua
edenin isteğini geri çevirmez, onları mağfiret eder ve onlar bu günlerde bol
ihsâna nâil olurlar. Bunlar: Kadir gecesi, Arefe gecesi, Berat gecesi, Cuma
gecesi ve günleri.”
“Şaban’ın onbeşinci gecesini ibadetle, gündüzünü de oruçla geçirin! O
gece Allah Teala buyurur ki: ‘Af isteyen yok mu affedeyim. Rızık isteyen yok mu
rızık vereyim. Dertli yok mu sıhhat, afiyet vereyim. Ne isteyen varsa istesin
vereyim.’ Bu hal fecre kadar devam eder.”
Hz. Aişe (R.A.) bu geceyle ilgili anlamlı bir hatırasını şöyle nakleder:
Der ki: Bir Berat gecesi uyandığımda Hz. Peygamberi yatağında bulamadım.
Aradım, yoktu. Neden sonra gecenin zifiri karanlığında O’nu Medine mezarlığında
(Bâki) buldum. Başını göğe kaldırmış, ha bire dua ediyordu. Neden sonra mübarek
bakışlarını indirip bana baktı ve şöyle buyurdu: Aişe biliyor musun, yüce Allah
Şaban ayının onbeşinci gecesi, Berat gecesi dünya semasına rahmeti ile yansır
ve Ben-i Kelb (hayvancılıkta tanınmış bir aşiret ismi) kabilesinin koyunlarının
sayısınca insanı mağfiret eder.”
Müminlerin muhterem annesi Hz. Aişe validemiz (R.A.) bu geceyle ilgili
başka bir hatırasını da şöyle anlatır:
“Bir gece Peygamberimiz yatağından kalktı, abdest aldı, namaza durdu.
Uzunca bir namaz kıldı. Secdede o kadar çok kaldı ki, ben vefat etmiş
olabileceğini düşündüm. Elimi mübarek ayağına dokundurdum, hareket ettiklerini
görünce sevindim. Namaz bitince sordum: Ne kadar çok secdede kaldınız? Hayatınızdan
endişe etmeye başlamıştım. Hayırdır, sizi hiç böyle görmemiştim, dedim. Buyurdu
ki: Ya Aişe! Bu gecenin hangi gece olduğunu biliyor musun? Bu gece Şaban ayının
on beşinci “Berat Kandili” gecesidir. Bu gece ameller Allah’a arz olunur.
Gelecek sene içinde kimin rızkının ne kadar olduğunu açıklayan liste Mikail
Aleyhisselam’a verilir. Öleceklerin listesi Azrail Aleyhisselam’a teslim
edilir...”
Bu geceyi anlam ve önemine uygun bir şekilde ihya etmenin bilincinde
olan basiretli Müslümanlar, mealleri arz edilen hadis-i şeriflerle Hz. Aişe
(R.A.)’nin aktardığı hatıralarını göz önünde bulundurarak O’nu Resulullah’ın
yaşadığı gibi yaşamaya yönelerek, feyiz ve faziletinden azami ölçüde yararlanma
cihetine giderler. Bu ve benzeri mübarek geceleri, aile bireyleri ile birlikte
ihya etmeyi ihmal etmedikleri gibi onları gafletle geçirenleri de kınayıp
gıybetlerini yapmazlar. Bu hususta mana büyüklerinden bir zatın anlattığı şu
olaydan ibret alırlar. Bu zat demiştir ki: Çocukluğumda ibadete hevesli idim.
Geceleri kalkar ibadetle meşgul olurdum. Bir gece babamla beraber oturmuş,
gözümü bütün gece hiç yummamış ve kırpmamıştım. Kur’an-ı Kerim’i kucağımda
tutuyordum. Ev halkı uykuya dalmışlardı. Babama dedim ki: “Ne olurdu! Bunlardan
biri kalkıp da Allah için iki rekat namaz kılsaydı. Ölü gibi uyuyorlar.” Bunun
üzerine babam bana unutamayacağım bir ders verdi: “Canım oğlum! Keşke sende
uyusaydın da onların gıybetini yapmasaydın.”
Büyük âlimler Berat gecesini çekirdeğe benzetirler. Çünkü bir yıla ait
bütün hayat programının şifrelerinin yükletildiği çip 'çip'e benzer bu kandil.
Bu gecenin beş önemli özelliği vardır.
1) Bütün hikmetli işler bu gece planlanır
2) Bu gece yapılan ibadetler diğer vakitlere göre kat kat sevaplı olur.
3) Bu gece inen ilahî rahmet bütün kainatı kuşatır.
4) Allah'ın affı ve bağışlayıcılığı bu gece daha cömert olarak her
tarafa yansır.
5) Sevgili Peygamberimize bu gece tam bir şefaat yetkisi verilmiştir.
Çok detaylı bilgiler veren İbn Abbas (R.A.) şöyle der: Bu yıldan gelecek
yıla kadar meydana gelecek olayların hepsinin bilgisi ayrı ayrı meleklere
verilir.
Melekler de bu bilgileri deftere yazarlar. Rızıklar, eceller, fakirlik,
zenginlik, doğumlar, ölümler hep bu esnada kayıt altına alınır. Hatta o yıl
hacca gideceklerin sayıları bile takdir olunur. Herkesin bir yıllık kader
çizgisi o gece kaydedilir, bilgisi meleklere iletilir. Mesela rızıkla ilgili
bilgiler Hz. Mikail'e verilir. Savaşlarla ilgili defterler Hz. Cebrail'e
verilir. Amellerle ilgili (kulların yapacağı ibadetler vs.) bilgiler Hz.
İsrafil'e verilir. Ölümler ve musibetlerle ilgili bilgiler Hz. Azrail'e
verilir.
Bu defterlerin düzenlenmesi Berat gecesi başlar, Kadir gecesi tamamlanarak
sahiplerine emanet edilir. Tefsir âlimleri Duhan suresinin 2, 3, ve 4.
ayetlerinin Berat gecesine işaret ettiğini söylüyorlar.
Bu ayetlerin meali şöyledir. "O apaçık kitaba and olsun ki, biz
O'nu gerçekten mübarek bir gecede indirdik. Çünkü biz O'nunla insanları
uyarmaktayız. Bütün hikmetli işler o gecede terfik olunur." (Gerçi
âlimlerin çoğu bu ayetler Kadir gecesine işaret eder derler ama bir kısmı da bu
ayetler Berat gecesini anlatır derler.)
Yine İslam bilginlerine göre Kuran-ı Kerim 'levh-i mahfuz'dan (korunmuş
mekândan) dünya semasına berât gecesine toptan indirilmiştir. Kadir gecesinde
ise Sevgili Peygamberimize parça parça indirilmeye başlanmıştır.
Berat gecesine kadar sağ kalırsak, geçen senedeki listede adımız yoktu
demektir. Gelecek sene veya daha sonraki senelerde yazılacak listede mutlaka
bizim adımız da olacaktır.
Dolayısıyla her an ölüme hazır olmamız, manevî değeri büyük olan böyle
güzel geceleri çok iyi değerlendirmemiz gerekir. Unutmamalıyız ki, bu fırsatlar
bir daha ele geçmeyebilir. Bir daha Berat Kandili gelir ama biz görmeyebiliriz.
Nitekim geçen kandilde beraber olduklarımızdan bazıları bu sene aramızda
değildirler. Onlar gibi bizim de er geç ebedi aleme göçeceğimizi düşünerek
dünyada iken ahiret yörüngeli bir hayat yaşamalı, sürekli ahireti kazanma adına
hesap ve planlar içinde olmalı, davranışlarımızı da o doğrultuda dizayn etmeye
çalışmalıyız.
Bağış ve bereketin bol, zamanın Hakka açılan yol olduğu, mübarek Berat
gecesinin manevî atmosferine girmenin sevinç ve saadetini yaşamaktayız. Yaz
mevsiminin ve tatilin verdiği rehavetten sıyrılıp, yılda bir defa dünyamızı
nurlandıran bu geceye bir kere daha kavuşmanın haz ve huzuruyla onu en güzel
şekilde ihya etmenin gayret ve kararlılığı içindeyiz. Zira bu gece, Allah
Teala’nın inanan insanları rahmet deryasına daldırdığı mübarek ve müstesna bir
gecedir. Bu gece, tevbe ve istiğfarda bulunanlara bağış beratlarının verildiği
bir kurtuluş gecesidir. Herkese istediğinin ihsan edileceği bu gece, müminlere
mağfiret musluğunun açıldığı fevkalade feyizli ve faziletli bir gecedir. Bu
gecenin feyiz ve faziletinden faydalanarak benlik, bencillik ve bedbinlik
duygularından sıyrılıp birlik ve beraberlik bağlarını pekiştirerek birlikte
Hakka yönelmenin gayreti içinde olmamız icap eder.
Bu inanç ve anlayışla yurdumuzdaki ve dünyamızdaki tüm Müslümanların
Berat kandillerini ibadet, ta’at ve tilavet-i Kur’an ile ihya etmeleri
temennisiyle gönülden kutluyor, bu gece ihsan edilecek rahmet ve mağfirete
mazhar olmalarını diliyorum.