10 Kasım’da 10 Hatim
Ölülerin dirilerden bekledikleri tek şey hayır dua ile anılmaları ve gelecek nesillere emanet ettikleri eserlerin çok iyi korunup, nesilden nesile itina ile intikal ettirilmesidir.
Bu inanç ve bilinçle, cennet vatanımızı bizlere emanet ve armağan eden büyüklerimizi minnet, mağfiret ve şükranla anarak ruhlarına rahmet dilemeyi ilke edinen YOYAV, yurdumuzun yücelmesine ve insanımızın ilerlemesine katkıda bulunup ebediyete intikal eden din ve devlet büyüklerini ölüm yıldönümlerinde, Kur’ân-ı Kerîm tilâveti ve hayırlı dua ile anmayı, insanî bir vazife ve islamî bir vecibe kabul etmektedir.
Bu cümleden olarak yurdumuzun kurtarıcısı ve Cumhuriyetimizin kurucusu olan Atatürk’ü yıllardır ölüm yıldönümü dolayısıyla 10 Kasım günlerinde ruhu için okuttuğu “10 Hatm-i Şerif” ile anmayı güzel bir gelenek hâline getirmiştir.
Bu yıl, 10 Kasım 2016 Perşembe günü saat 13.30’da YOYAV Kültür Merkezi’nde düzenlenen “10 Kasım’da 10 Hatim” programı, bazı vakıf mensupları ve davetlilerle Vakıftan burs alan öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirildi.
Saygı duruşu ve Kur’ân-ı Kerîm tilâveti ile başlayan programda, okunan hatm-i şerîflerin duasını yapıp, sevabını Atatürk’ün ruhuna armağan ederek ruhunun şâd, mekânının cennet ve makamının yüce olması niyazında bulunan Dr. İbrahim Ateş, yaptığı kısa konuşmada şu cümlelere yer verdi:
“Kıymetli konuklar, değerli dostlar, sevgili öğrencilerimiz!
Üzerinde yaşadığımız cennet vatanımızı bizlere emanet ve armağan eden büyük önder Atatürk’ün ebediyete intikalinin 78. yıldönümü dolayısıyla düzenlediğimiz böylesine önemli ve anlamlı bir anma programına katılarak birlikte ruhuna rahmet dilememize vesîle olan güzîde heyetinizi gönülden ve samîmî duygularımızla selamlıyor, büyüklerine sevgi ve saygıda kusur etmeyen duyarlı ve dirayetli insanlardan olmamızı diliyorum.
Milletçe medyûn-u şükran olduğumuz Atatürk için, okuttuğumuz 10 hatm-i şerîfin sevabını ruhuna armağan ederek, ruhunun şâd olması niyazında bulunduk. O’nu her yıl, “10 Kasım’da 10 Hatim”le anmayı gelenek hâline getiren Vakfımızın diğer kuruluşlarca örnek alınması samîmî temennilerimiz arasındadır.
Malumunuz olduğu üzere Cumhuriyetimizin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanımız olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Selanik’te doğdu. Babası Ali Rıza Bey, annesi Zübeyde Hanım’dı. Atatürk 10 Kasım 1938 Perşembe günü son günlerini geçirmekte olduğu İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda saat dokuzu beş geçe hayata gözlerini yumdu. Atatürk’ün cenazesine büyük tören yapıldı. Cenaze namazını Prof. Dr. Şerafettin Yaltkaya kıldırdı. Naaşı yerli ve yabancı bir çok devlet temsilcisinin de katıldığı törenle İstanbul’dan Ankara’ya taşınarak 21 Kasım 1938’de Etnoğrafya Müzesi’ndeki geçici kabrine konuldu. 10 Kasım 1953’te ise Ankara’nın eski adı Rasattepe olan Çankaya ilçesi’nde yaptırılan Anıtkabir’e nakledildi.
Atatürk, milleti ile bütünleşen, ondan kuvvet alan, insanları etkileyen bir şahsiyetti. O, “Yurtta barış, dünyada barış” sözü ile dünya insanlığının gönlünde layık olduğu yeri almıştır.
Atatürk bir sözünde şöyle der: “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” Bize düşen görev, bıraktığı ilelebet payidar kalacak Türkiye Cumhuriyeti’ni, hedef olarak gösterdiği uygar milletler düzeyine çıkarmaktır.
Atatürk’e Allah’tan rahmet diliyor ve sözlerimi yıllar önce yazdığım “Atatürk ve Vakıf” başlıklı şiirimin son dörtlüğüyle noktalıyorum:
Kendini vatana vakfeden Ata,
Kabrinde ebedî huzurla yata.
Rabbinin nezdinde en yüce kata,
Dileriz, yücelsin, ruhu Ata’nın.”
Dr. Ateş’ten sonra kısa bir konuşma yapan YOYAV Mütevelli Heyet Üyelerinden M. Yahya Efe de Atatürk’ü anma ve anlamanın önemini ifade etti.
Yapılan bu konuşmalardan sonra Vakıftan burs alan öğrencilere Kasım ayı bursları verildi.