10 Kasım’da 10 Hatim

Din ve devlet büyükleriyle yurdumuzun yücelmesine ve insanımızın ilerlemesine katkıda bulunan Türk büyüklerini doğum veya ölüm yıldönümlerinde minnet, mağfiret ve şükranla anmayı ilke edinen YOYAV, yıllardır Atatürk için ölüm yıldönümü olan 10 Kasım günlerinde 10 hatm-i şerif okutarak ruhuna armağan etmeyi güzel bir gelenek hâline getirdi. “10 Kasımda 10 Hatim” diye adlandırdığı bu anlamlı anmayı önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da Atatürk’e hürmet ve muhabbetle devam ettirdi.

Atatürk’e ithâfen okuttuğu 10 hatm-i şerîfin duasını 10 Kasım 2017 Cuma günü saat 14.00’de YOYAV Kültür Merkezi’nde düzenlediği anma programında yaptırdı.

YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, tilâvet ettiği aşr-ı şerîflerin ardından okunan hatm-i şerîflerin duasını yaparak Atatürk’e Allah’tan rahmet ve mağfiret diledi. Ruhunun şâd, mekânının cennet ve makamının yüce olması niyazında bulundu.

Programa katılan konuklara takdir ve teşekkürlerini ileten Dr. Ateş, yaptığı kısa konuşmada Atatürk hakkında özet açıklamalarda bulundu. Dr. Ateş şunları söyledi:

“Kıymetli konuklar!

Bugün bir kere daha ebediyete intikalinin yıldönümü dolayısıyla rahmet ve mağfiretle anıp, ruhuna rahmet dilediğimiz Atatürk, 1881 yılında Selanik’te doğdu. Babası Ali Rıza Bey, annesi Zübeyde Hanım’dır. Atatürk 10 Kasım 1938 Perşembe günü İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda saat dokuzu beş geçe hayata gözlerini yumdu. Atatürk’ün cenazesi için büyük bir tören yapıldı. Cenaze namazını Prof. Dr. Şerafettin Yaltkaya kıldırdı. Naaşı yerli ve yabancı bir çok devlet temsilcisinin katılımıyla İstanbul’dan Ankara’ya nakledilerek 21 Kasım 1938’de Etnoğrafya Müzesi’ndeki geçici kabrine konuldu. 10 Kasım 1953’te ise Ankara’nın Çankaya ilçesinde o günkü adı Rasattepe olan Anıttepe’de yaptırılan ebedî istirahatgahı Anıtkabir’e büyük bir törenle tevdi edildi.

Atatürk, milleti ile bütünleşen, ondan kuvvet alan, insanları etkileyen bir şahsiyetti. O, “Yurtta barış, dünyada barış” sözü ile dünya insanlığının gönlünde layık olduğu yerini almıştır.

Atatürk bir sözünde şöyle der: “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” Bize düşen görev, Atatürk’ün bıraktığı ve “ilelebet payidar kalacak” dediği Türkiye Cumhuriyeti’ni, dünyanın en gelişmiş ülkeleri düzeyine çıkarmaktır.

Bugün vefatının 79. yıldönümü dolayısıyla ülke genelinde tertiplenen anma programlarında sevgi ve saygıyla anılan Atatürk’e Allah’tan rahmet dileyerek sözlerimi noktalarken, Vakfımızın tertiplediği böylesine önemli ve örnek bir programa teşrif ederek bizimle birlikte olma incelik ve yüceliğini gösteren güzîde heyetinize takdir ve teşekkürlerimizi sunarak hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum.”