Altından Değerli Altıncı İftar
Bu yıl, haftada iki defa olmak üzere Ramazan ayında sekiz defa iftar yemeği ikram etmeyi programına alan YOYAV’ın altıncı iftarı, 13 Haziran 2017 Salı günü, Vakfın Mütevelli Heyet Üyelerinden Kadriye Baratalı’nın katkısıyla gerçekleştirilen iftardı.
Ablası Hayriye Merdivenlioğlu’nun rahatsızlanması nedeniyle verdiği iftara katılamayan Kadriye Hanım, geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da Vakfın yardım elini uzattığı dar gelirli kardeşlerine verilen iftarlardan birinin giderlerini karşılamaktan duyduğu sevinç ve saadeti ifade ederek: “İftarlar, en değerli ikramlardır. Sahibine saadet-i sermediyye vesîlesi olan bu ikramları organize eden Vakfımızın değerli yöneticileriyle, iftar sofralarımızı şereflendiren muhterem misafirlerimizden Allah razı olsun. Yöneticilerimizin gayreti ve misafirlerimizin icabeti sayesinde estirilen huzur havasının teneffüs edilmesinde, çorbada tuzumuzun olması bizim için büyük bir bahtiyarlıktır. Unutulmamalıdır ki en güzel kazanç, paylaşarak kazanılan gönüllerdir.” dedi.
İftar duasından sonra, iftarın gerçekleştirilmesine katkıda bulunan Kadriye Baratalı ile iftar yemeğine katılan misafirlere takdir ve teşekkürlerini ileten YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş de, yaptığı kısa konuşmada şu cümlelere yer verdi:
“Soframızı şereflendiren kıymetli kardeşlerim!
Ramazan-ı şerifin üç diliminin ikincisi olan mağfiret diliminin sekizinci (Ramazan’ın on sekizinci) ve Hz. Aişe (r.a.) validemizin vefatının 1339. yıldönümü günündeyiz. Böyle bir güzde sizlerle birlikte çorbaya kaşık atıp iftar sevincini paylaşmanın mutluluğu içinde, hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyor, teşrifinizden dolayı teşekkürlerimizi ileterek sözlerime başlarken, Ramazan-ı şerifin feyiz ve faziletinden faydalanarak bu ayda bağışlanan bahtiyar Müslümanlardan olmanızı diliyorum.
Allah için oruç tutup acıkan insanlara oruç açtırmak, doyurarak doyma duygusunun doruk noktaya erdiği müstesnâ bir meziyettir. Bu meziyet, mümtâz kişilerin muttasıf olabileceği muazzam bir meziyettir. Dolayısıyla oruçluya iftar ettirmek, insanî bir incelik ve islamî bir yüceliktir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadîs-i şerîfinde: “Bir kimse Ramazan ayında bir oruçluya iftar verirse, günahları affolur. Hak Teâlâ onu cehennem ateşinden âzâd eder. Oruçlunun sevabı kadar ona sevap verilir.” buyurmuştur. Bunu duyan ashâb-ı kirâm: “Yâ Resûlallah! Her birimiz bir oruçluya iftar verecek, onu doyuracak kadar zengin değiliz.” dediklerinde, Hz. Peygamber (s.a.v.): “Bir hurma ile iftar verene de, yalnız su ile oruç açtırana da, biraz süt ikram edene de, bu sevap verilecektir... Bu ayda bir oruçluya su veren bir kimse, kıyamet günü susuz kalmayacaktır.” buyurmuştur.
İslamın dışında hiçbir inanç ve anlayışta oruçluya iftar verip karnını doyurmanın, oruç tutmuş gibi ecir alacağı söylemi yer almamıştır.
Bunun için ben bu hadîs-i şerîften esinlenerek “bir oruçluya iftar ettirmek binlerce altına sahip olmaktan daha değerlidir” diyor, böylesine değerli bir hizmeti îfâ etmemize katkıda bulunan hayırsever kardeşlerimizi kutluyor ve iftar sevincini bizlerle paylaşma nezaketini gösteren siz saygıdeğer konuklarımıza da şükranlarımızı sunuyorum.”