Berat ve Bereket
Berat Kandili, Müslümanlar tarafından ihya edilmesine özen gösterilen beş kandilin biri olduğu gibi, duaların geri çevrilmeyip kabul edileceği beş gecenin biridir. İslâmî literatürde leyletü’n-nisfî min Şa’bân (Şaban’ın yarısı gecesi) denilen, üç ayların ortasındaki mübârek ve müstesnâ bir gecedir.
Özellik ve önemi Kur’ân-ı Kerîm’in Duhân Suresi’nin ilk ayetlerinde beyan buyurulan mübârek bir gecedir. Bu gece, yüce Rabbimizin rahmet ve mağfiretine sığındığımız, gönüllerimizi tövbe ile arındırdığımız önemli bir gecedir. Bu mübârek gecenin bize sunduğu manevî iklimde beratımızı almamızın, Yüce Rabbimiz’in ilahî mesajına kulak vermekle, ahlakî erdemleri hayatımıza yansıtmakla mümkün olacağını bir kez daha anlarız.
Dolayısıyla, gönüllerimizin müstesnâ bir coşku yaşadığı bu mübârek gecede, her türlü ayrılık ve ayrımcılığı, bencillik ve düşmanlığı geride bırakarak dünyaya hikmet gözüyle bakmaya çalışmalıyız. Yaşadığımız hayatın geçici olduğunu, Allah katında kalıcı olanın ise imanımızın ve yararlı işlerimizin olduğunu idrâk etmeliyiz. İnsanı insan olduğu için sevip, Yaratandan dolayı hoş görüp dünyaya biraz da rahmet penceresinden bakmalıyız. Etrafımıza kin ve nefret yerine sevgi ve barış tohumları ekmeliyiz.
Bu geceyi ibâdet ve ta’atla geçiren sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), ümmetinin de onu namaz, niyaz ve benzeri ibâdetlerle dolu dolu geçirip feyzinden faydalanmasını tavsiye etmiştir. Bu hususla ilgili hadîs-i şerîflerinden bazıları şunlardır:
“Şaban öyle faziletli bir aydır ki, insanlar bundan gâfildir. Bu ayda ameller, âlemlerin Rabbine arz edilir. Ben de amelimin oruçluyken arz edilmesini isterim.”
“Şaban’ın 15. gecesini ibâdetle, gündüzünü de oruçla geçirin! O gece Allah Teâlâ buyurur ki: ‘Af isteyen yok mu, affedeyim. Rızık isteyen yok mu, rızık vereyim. Dertli olan yok mu, sıhhat, âfiyet vereyim. Ne isteyen varsa, istesin vereyim.’ Bu hâl, sabaha kadar devam eder.”
“Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez. Regâib gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi, Ramazan ve Kurban Bayramı gecesi.”
“Bu geceyi ihyâ edenleri Allah Teâlâ affeder. Yalnız; müşrik, büyücü, falcı, cimri, kinci, müşabin (bidat ehli), içkici, faizci ve zânîyi affetmez.”
Bu yıl içinde doğacak her çocuk, bu gece deftere geçirilir. Bu yıl içinde öleceklerin isimleri, bu gece özel deftere yazılır. Bu gece herkesin rızkı tertip olunur. Bu gece herkesin amelleri Allah Teâlâ’ya arz olunur.”
“Bu gece göklerin kapıları açılır, melekler müminlere müjde verir, ibâdete teşvik ederler.”
“Bu gece, sâlih akraba ile ilgisini kesen, büyüklenen ve ana babasına âsi olanlar affa uğramaz.”
Bunlar ve benzeri hadîs-i şerîflerden esinlenerek kurulduğu günden bu yana Berat Kandili dolayısıyla kutlama programları tertipleyip feyiz ve fazileti hakkında önemli açıklamalarda bulunup ihyâsına itina ve ihtimam gösterilmesini tavsiye ve telkin eden YOYAV, geçen yıllarda olduğu gibi, bu yıl da bir kutlama programı düzenledi.
30 Nisan 2018 Pazartesi günü saat 13.30’da Kur’ân-ı Kerîm tilâveti ve okunan 17 hatm-i şerîf, 667 Yâsin-i şerif, 452 Mülk, 506 Nebe’, 114 bin İhlâs, 709 bin salevât-ı şerifenin duasıyla başlayıp “Berat ve Bereket” konulu sohbetle devam eden programda konuşan YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Ateş, dikkatle dinlenen konuşmasında şu cümlelere yer verdi:
“Üç ayların ortasına ermenin sevinç ve saadetini yaşayan kıymetli konuklar, manalı ve muhtevalı mübârek bir gecenin eşiğine gelmenin dirâyet ve duyarlılığı içinde olan değerli dostlar, iyiliklerde ileri, kötülüklerde geri ve günahlardan berî olup, bu gece beratlarını almalarını dilediğim sevgili kardeşlerim!
Yaradan’a yar ve yakin olma yolunda önümüzü aydınlatan kandillerimizden biri olan mübârek berat gecesi vesîlesiyle tertiplediğimiz toplantıya teşrif ederek gördüğüm görkemli tabloyu teşkil eden güzîde heyetinizi gönülden ve samîmî duygularımızla selamlıyor, kandilinizin kutlu, yaşantınızın mutlu ve geleceğinizin umutlu olması temennisiyle sözlerime başlarken, birkaç saat sonra bir kere daha idrâk etme bahtiyarlığına ereceğimiz Berat kandilinin feyiz ve faziletinden faydalanarak rahmet-i Rahmân’a ve mağfiret-i Mennân’a mazhar olan mutlu ve müstesnâ Müslümanlardan olmanızı niyaz ediyorum.
İnsan hayatında her zamanın değeri vardır. Ama bazı zaman dilimlerinin değeri daha farklıdır. İlim öğrenerek, ibâdet ederek, zikir ve şükür ederek çalışıp helal kazanç elde ederek Hakk’ın rızası doğrultusunda halka hizmet ederek geçirilen zaman, tabii ki boş ve nahoş davranışlarla geçirilen zamanlardan değerlidir.
Kandil gecelerinde tilâvet-i Kur’ân ve zikr-i Rahmân ile geçirilen zamanla, secdeye varıp Yaradan’a en yakın olarak yaşanan zaman, başkalarıyla kıyaslanamayacak kadar anlamlı ve önemlidir.
Üç ayların tamamı bereketi bol ve havası hoş olan maneviyat mevsimidir. Ama Regaib, Miraç, Berat ve Kadir kandillerinin sağlayacağı saadetle, kazandıracağı kıymet başkadır.
Çok iyi değerlendirilmesi ve aslâ ihmal edilmemesi gereken manalı ve muhtevalı zamanlardan biri de, nasip olursa inşaallah bu gece idrâk edeceğimiz Berat Kandilidir. Bu kandili kutlamak; Kur’ân-ı Kerîm’i okumak, anlamak ve uygulamakla olur. Kur’ân-ı Kerîm’i kalbine indirmek, içine sindirmek ve gönül dünyasını O’nunla dindirmekle olur. Kur’ân-ı Kerîm’i evinden, elinden, dilinden ve hayatından eksik etmemekle olur.
Bu geceyi bereketli ve mübârek kılan, Kur’ân-ı Kerîm’in levh-i Mahfuz’dan birinci kat dünya semasındaki “Beytü’l izze”ye toplu halde bu gecede indirilmiş olmasından, Kadir Gecesini bin aydan daha hayırlı kılan da, Kur’ân-ı Kerîm’in Kadir Gecesi’nde Hira Mağarası’nda Hz. Peygamber (s.a.v.)’e indirilmeye başlamış olmasındandır.
Berat Gecesinin mübârek, Kadir Gecesi’nin hayırlı bir gece olması, Kur’ân-ı Kerîm’in indirilmesine zarf olmasındandır. Kur’ân-ı Kerîm’i kafasına ve kalbine indirip, hayatına yansıtan da Kadir gecesi gibi hayırlı ve Berat gecesi gibi mübârek bir insan olur.
Kur’ân-ı Kerîm’in indirildiği gece, hayırlı ve mübârek olduğu gibi, O’nu okuyan dil, O’na dokunan el, O’nu koruyan kalp ve ezberleyen beyin de hayırlı ve mübârek olur.
Dolayısıyla Yaradan’a yar ve yakin olmayı isteyen Müslüman, Kur’ânî birlikteliği, her türlü birliktelikten önde tutmalıdır. Bunun için biz, YOYAV’da iki yıldır ayda bir defa Kur’ânî Birliktelik ve Dua günü programı düzenleyerek katılan kardeşlerimizi bu birlikteliğe alıştırmaya ve bu bilinci beyinlerinde geliştirmeye çalışıyoruz.
Yüce Rabbimizden niyazımız, bizleri ömür boyu Kur’ân-ı Kerîm ile iç içe etmesi, bizleri Kur’ân’dan, Kur’ân’ı da bizlerden ırak etmemesidir. Hayatımızın son anına kadar Kur’ânî birlikteliğimizi sürdürmeyi ihsân etmesi, son nefesimizi Kur’ân ve iman ile verip huzuruna bu iman ve anlayışla çıkmamızı nasip etmesini niyaz ediyorum.
İlahî ihsan ve ikramların inanan insanlara sağanak yağmurlar gibi yağdırıldığı Berat gecesinin getirilerinden biri de, müminlere cehennemden kurtuluş ve cenneti kazanma müjdesi olan beratların verilmesine imkân sağlamasıdır.
Ancak berat almak isteyen kimse günahlardan berî, iyiliklerde ileri olmalı ve kötülüklerden geri durmalıdır. Zira berat istemekle alınmaz. Yaradan’a yar ve yakin olma yoluna girmekle alınır.
Bir hadîs-i şerîfte: “Kırk gün yatsı ve sabah namazını cemaatle kılana iki berat verilir: Cehennemden kurtuluş beratı ve münafıklıktan kurtuluş beratı.” buyurulmuştur.
Dünyanın dört bir yanında milyarlarca müslümanın Yaradan’a yar ve yakin olmak için el ve gönüllerini Allah’a açarak rahmet ve mağfiret niyazında bulunduğu mübârek Berat gecesinde dua ve niyazda bulunanların kervanına katılıp, kendimiz ve yakınlarımızla diğer din kardeşlerimiz için yalvarıp yakarmayı ihmal etmemeliyiz.
“Yâ Rabbî! Beni, ana-babamı, ebediyete göçen yakınlarımı ve bilumum müminleri af ve mağfiretine mazhar eyle. Kasvet-i kalpten koru. Dünya ve ahiret sıkıntılarından kurtar. Günahlarımı bağışlayıp sü’adâ defterine kaydeyle. Cennetine giren, cemalini gören, rızana eren mutlu ve bahtiyar kullarından eyle yâ Rabbî.” diye dua etmeliyiz.
Bu geceyi ganimet bilmeli, tövbe ve istiğfar etmeli, kaza namazı kılmalı, Kur’ân-ı Kerîm okumalı, salevât-ı şerîfe getirmeli ve Yaradan’a yalvarıp yakarmalıyız.
Bu duygu ve düşüncelerle sözlerimi noktalarken, tekrar kandilinizi kutluyor, idrâk edeceğimiz bu mübârek gecenin feyiz ve faziletinden azami derecede istifade etmenin gayret ve kararlılığı içinde olmamızı niyaz ediyorum.”
Program davetlilere ikram edilen kandil simidinin takdimiyle noktalandı.