Besmele İle Başlamak
Her hayırlı ve yararlı işe besmele ile başlamak islamî âdâbdandır. Bu âdâba uymayı güzel bir gelenek hâline getiren Müslümanlar, söz ve davranışlarına, “Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adı ile” anlamına gelen “Bismillâhi-r rahmâni-r rahîm” ya da kısaca “bismillah” demeyi ilke edinmişlerdir. Bazı basîretsiz kimseler, bu cümle-i celîle-i cemîleyi (yüce ve güzel cümleyi) söylemeyi ihmal etseler de, büyük çoğunluk onunla söze ve işe başlamayı alışkanlık hâline getirmişlerdir.
Oturup kalkarken, yatağa girerken, elbise giyerken, abdest ve namaza başlarken, yemek yerken, su içerken, eve girip çıkarken, ata arabaya ve benzeri bir binite binerken, iş yerine girerken, dükkânı açarken, işe başlarken, yemek yaparken, çarşıya çıkarken ve benzeri günlük hayatta herhangi bir işi yaparken besmele çekip Allah’tan yardım, muvaffakiyyet ve destek dilemek, Müslümanların müstesna meziyetlerindendir.
Her işi Hakk’ın inayeti ve O’nun iradesi istikametinde gerçekleştirmenin inanç ve bilincinde olan YOYAV, 27. Hizmet Sezonu ile düzenlediği bilgi ve beceri kurslarının 51. Döneminin başlaması vesîlesi ile 1 Ekim 2014 Çarşamba günü görkemli bir tören tertipledi. Bazı bürokrat ve davetlilerle kursiyerlerin katıldığı törende değerli düşünceler dile getirildi.
26 yıldır yürüte geldiği faaliyet ve hizmetlerini planlı ve programlı bir şekilde gerçekleştirmenin gayreti içinde olan YOYAV, 2014 yılı Ekim ayının ilk etkinliği olan bu toplantıda 27. Hizmet sezonu ile 51. Dönem kurslarını besmele ile başlatıp, Allah’ın inayeti ile sürdürme ve tevfîki ile tamamlama niyazında bulundu.
Saygı duruşu ve İstiklâl Marşı ile başlayıp Fatih Koca’nın “Besmele” ilahisi sinevizyonu ile devam eden törende, duygu ve düşüncelerini dile getiren Genel Başkan Dr. İbrahim Ateş, yeni hizmet sezonu ile bilgi ve beceri kurslarının 51. Dönemini başlatmanın haz ve huzuru içinde konuklarını sevgi ve saygı ile selamlayıp, teşriflerinden dolayı takdir ve teşekkürlerini sunduğu konuşmasında, besmele ile başlayıp hamdele ile bitirmenin önemini ifade ettiği konuşmasında şunları söyledi:
“Kıymetli konuklar, değerli dostlar, sevgili kursiyerlerimiz, basınımızın güzîde temsilcileri!
90 günlük bir aradan sonra 9 ay sürecek 27. Hizmet sezonumuzla 4 ay devam edecek olan 51. Dönem bilgi ve beceri kurslarımızın başlatılması ile ilgili böylesine manalı ve muhtevalı bir törende bizleri sizlerle buluşturan yüce Rabbimize sonsuz hamd-ü senâlar, örnek ve önderimiz olan sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.)’ya sayısız salât ve selamlarımızı arz ediyor, Mevla-yı Müteâl Hazretlerinden bizleri Kendine layık kul, Resûlüne layık ümmet ve müminlere layık kardeşler kılmasını diliyorum.
“Bismillâhi-r rahmâni-r rahîm” diyerek Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adı ile sözlerime başlarken, hayat boyu her zaman ve her yerde Allah’ı anan, her söz ve fiiline besmele ile başlayan bilinçli ve basîretli Müslümanlardan olmamızı niyaz ediyorum.
İslamî literatürde bilinen ve öteden beri ilim ehli tarafından devamlı dile getirilen üç önemli deyim vardır. Bunlar: Besmele, hamdele ve salvele deyimleridir. Besmele: “Bismillâhi-r rahmâni-r rahîm” yani “Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adı ile” demek, Hamdele: “Elhamdülillah” yani “Allah’a hamd olsun” demek, Salvele de: Hz. Peygamber (S.A.V.)’e salât ve selam getirmektir.
Bunları dillerinden düşürmeyen Müslümanlar, onları her hayırlı işte söylemeyi, ifası icap eden önemli bir görev kabul ederler.
Hz. Süleyman Aleyhisselam’ın Sebe’ Melikesi Belkıs’a gönderdiği mektubun başında da besmele vardır. Keza islamî eserlerin başlarında besmele bulunduğu bilinmektedir.
Besmele ile başlamak, islamî ilkelerin biri ve birincisidir. Zira Kur’ân-ı Kerîm’in ilk indirilen beş ayetinin birincisi bunu amirdir. Bu ayetin meali şöyledir: “Yaradan Rabbinin adı ile oku.” Buna göre, Allah’ın adı ile okumak, islamın ilk emridir. Tabii, Allah’ın adı ile başlanacak iş sadece okumak değil, her söz ve işi Allah’ın adı ile başlayıp besmele çekerek yapmak, bu ayetin içeriği cümlesindendir.
Her hayırlı ve iyi işe besmele ile başlamayı ümmetine tavsiye ve telkin eden sevgili Peygamberimiz (S.A.V.) de bir hadîs-i şerîfinde: “Allah’ın adı ile başlamayan her değerli iş, sonuçsuzdur.” buyurmuştur. Böylece, beklenen sonuca ermenin ve başarıya ulaşmanın şartlarından birinin işe besmele ile başlamak ve ilk adımı Allah’ın adı ile atmak olduğuna işaret etmiştir.
Allah yolunda gitmeyi, Resûlullah (S.A.V.)’ın çizgisinde olmayı, başarıya ermeyi ve hedefe ulaşmayı dileyen herkes, besmele ile başlamayı ilke edinmeli ve Allah’a dayanıp didinmelidir.
Bir işe başlarken besmele çekmek; hayırlı, uğurlu, bereketli, verimli ve başarılı olması için Allah’tan yardım ve muvaffakiyyet dilemektir. Dolayısıyla besmele; söylenecek söz, yapılacak iş ve gerçekleştirilecek girişimlerin anahtarıdır. “Bismillâhi-r rahmâni-r rahîm, her kitabın anahtarıdır.”, “Bismillah ile başlamayan önemli işlerde başarıya ulaşılmaz.” gibi hadîs-i şerîfler bize besmelenin islama uygun olan her işimizin başında anahtar olabilecek bir genel anlamını hatırlatmaktadır. Müslüman gerek Kur’ân-ı Kerîm’i, gerek hadîs-i şerîfi, gerekse herhangi bir dinî kitabı okumaya başlarken bu anahtarı kullanmayı görev bildiği gibi, her türlü hayırlı iş, uğraş ve davranışlarında da O’nu kullanmayı göz ardı etmemelidir. Hayırların fethini ve şerlerin def’ini dileyen her Müslüman, bu anahtarı kullanıp Allah’ın inayetini istemeli ve himayesine sığınmalıdır. Bu arada besmeleye isti’âzeyi ilave etmeyi de unutmamalıdır.
İsti’âze: “E’ûzü billâhi min-eş şeytâni-r racîm” yani “Kovulmuş olan şeytandan Allah’a sığınırım” demektir. Önce isti’âze ardından da besmele gelecek şekilde ikisini birlikte söylemek çok güzeldir. Bilhassa şeytanların yanımızda bulunmalarından, bizleri kışkırtmalarından ve fitneleri ile bizleri dürtmelerinden Allah’a sığınmamız, inşaallah onlardan korunmamıza vesîle olur. Bu hususla ilgili dört ayet-i kerîmenin mealini burada sizlerle paylaşmak istiyorum:
“Ve deki: Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım!” (Mü’minun, 97)
“Onların yanımda bulunmalarından da sana sığınırım.” (Mü’mimun, 98)
“Eğer şeytanın fitnesi seni dürterse hemen Allah’a sığın, çünkü O işitendir, bilendir.” (A’raf, 200)
Yani şeytan emr olunduğun şeylere aykırı düşen gazap ve benzeri hallere seni sevk ederse hemen Allah’a sığın. Bu hitap, görünüşte Resûlullah’a olmakla beraber bütün Müslümanlara şâmildir. Bu şekilde herhangi bir vesvese geldiğinde onun şerrinden Allah’a sığınmak lazımdır. Fussilet Suresi’nin 36. ayetinde aynı hususa benzeri ifadelerle dikkat çekilmiştir.
Kur’ân-ı Kerîm’i okumaya başlarken de isti’âzede bulunarak şeytanın şerrinden Allah’a sığınmak gerekir. Bu hususla ilgili ilahî buyruk Nahl Suresi’nin 98. ayetinde şöyle dikkatimize getirilmiştir:
“Kur’ân-ı okuduğun zaman o kovulmuş şeytandan Allah’a sığın.”
Bu ayet-i kerimede Allah Teâlâ, Kur’ân okumak isteyen kimseye, önce şeytanın şerrinden Allah’a sığınmasını emretmektedir. Bu sığınma da “E’ûzü billâhi min-eş şeytâni-r racîm” demekle olur.
Müslüman, E’ûzü, besmele, hamdele ve salveleyi ihmal etmemeli, her iş ve uğraşında söyleyip Hakk’ın himâyesine sığınmalıdır.
Başlarken alkışlayıp, bitirirken haşlayan ve dost gibi yaklaşıp düşman gibi taşlayan kimselerin kötülüklerinden korunmak için, E’ûzü besmeleyi kalkan edinmelidir. Ben bu inançla yazdığım bir dörtlükte şöyle demiştim:
İsti’âze ve besmele,
Onları izler hamdele,
Bunlardan sonra salvele,
Korurlar seni elele.
Hayat boyu her hâl ve hareketimizi buna göre dizayn etmeli ve E’ûzü besmele ile başlayıp hamdele ve salvele ile bitirmeyi ilke edinmeliyiz. Besmele ile başlayanın, başarı ile bitireceğini ve besmele ile başlamayanın bulduğunu bile yitireceğini bilmeli, söz ve davranışlarımızın başında besmeleyi ihmal etmemeliyiz. Herhangi bir işimizin başında besmeleyi unutmamız hâlinde de hatırladığımız an besmele çekmeliyiz. Örneğin, yemek yemeye başlarken: “Bismillâhi-r rahmâni-r rahîm” demeyi unutmuş isek, besmele çekmeyi hatırlayınca hemen o anda “Bismillâhi evvelehû ve âhirehû” yani “yemeğin başında ve sonunda besmele çekmiş olmak niyetiyle bismillah” demeliyiz.
Sadece yemek yerken değil, her işimizin başında besmele çekmenin gayreti içinde olmalıyız. Oturup kalkarken, yatağa girerken, elbise giyerken, abdest ve namaza başlarken, eve girip çıkarken, herhangi bir şeyi yiyip içerken, ata, arabaya, asansöre ve benzeri bir binite binerken ya da ondan inerken, iş yerine girerken, evin ya da iş yerinin kapısını açarken, alış veriş yaparken, derse başlarken, yemek pişirirken, çarşıya çıkarken ve benzeri günlük hayatta herhangi bir işi yaparken besmele çekip Allah’tan yardım, muvaffakiyyet ve destek dilemeliyiz.
Bu hususta sevgili Peygamberimiz (S.A.V.)’in emir ve tavsiyelerine uymalı, İslam büyüklerinin yaşantılarını örnek almalıyız. Bu cümleden olarak 12.Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, Başbakanlığı döneminde temelini attığı ve açılışını yaptığı her tesisin temel atış ve hizmete açış törenlerinde: “Yâ Allâh Bismillâh” dediğini unutmamalıyız. Dolayısıyla O’nun gerçekleştirdiği işlerin başarı ile noktalanmasında ve nihayet halkın oyu ile seçilen ilk Cumhurbaşkanı olmasında bu örnek davranışının payı olduğuna inanmalıyız.
Ben, bu inanç ve anlayışla yıllar önce yazdığım bir dörtlükte şöyle demiştim:
Besmele ile çık yola,
Bakma hiç sağa sola,
Devam et doğru yola,
Başarı senin ola.
Mevlid yazarı merhum Süleyman Çelebî “Vesîletü-n Necât” yani “Kurtuluş Vesîlesi” adlı meşhur Mevlid kitabının Tevhîd bahrinin başında söze şöyle başlamıştır:
Allah adın zikredelim evvelâ
Vâcib oldur cümle işde her kulâ
Allah adın her kim ol evvel anâ
Her işi âsân ider Allah anâ
Allah adı olsa her işin önü
Hergiz ebter olmaya ânın sonu
Her nefesde Allah adın de müdâm
Allah adıyle olur her iş temâm
Bir kez Allah dese aşk ile lisân
Dökülür cümle günah misl-i hazân
İsm-i pâkin pâk olur zikr eyleyen
Her murâda erişür Allah diyen
Aşk ile gel imdi Allah diyelim
Dert ile göz yaş ile âh îdelim
Ola kim rahmet kıla ol pâdişah
Ol kerîm-ü ol rahîm-ü ol ilâh
Besmelenin fazileti ile ilgili olup, hadîs ve tefsir kitapları ile bazı dinî eserlerde yer alan hadîs-i şerîflerden bir kısmını da burada sizinle paylaşmak istiyorum.
Abdullah İbni Abbas (R.A.)’dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte, Osman bin Affan (R.A.) Resûlullah (S.A.V.)’a bismillahi-r rahmâni-r rahîm hakkında sorduğunda buyurdu ki: “O (besmele) Allah’ın isimlerinden bir isimdir. Onunla Allah’ın en büyük ismi arasındaki yakınlık, gözlerin siyahı ile beyazı arasındaki gibidir.”
İbn-i Abbas (R.A.)’dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte, Resûlullah (S.A.V.) şöyle buyurmuştur: “Her şeyin bir binası vardır. Onunla ayakta durur. İlahî kitapların binası Kur’ân-ı Kerîm’dir. Onun binası Fâtiha suresidir. Fâtihanın binası ise “Besmele-i şerif”dir. Besmelenin binası da “Ba”nın noktasıdır.”
Ebu Büreyde’nin babasından rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte ise, Resûlullah (S.A.V.) şöyle buyurmuştur: “Bana öyle bir ayet indirildi ki, o ayet Davud oğlu Süleyman ve benden başka hiçbir peygambere indirilmedi. O, bismillâhi-r rahmâni-r rahîmdir.”
İbni Mes’ud (R.A.)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: “Kim Allah Teâlâ’nın kendini 19 zebaniden kurtarmasını isterse, bismillâhi-r rahmâni-r rahîmi okusun. Allah onun her bir harfini onların her birine karşı kalkan eder.”
İkrime (R.A.) Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’den şöyle nakletmiştir: “Allah Teâlâ ilk önce Levh-i Mahfûz’u yarattı. Daha sonra kalemi yarattı. Kıyamete kadar olacak şeyleri Levh-i Mahfûz’a yazmasını emretti. Kalemin ilk yazdığı şey ‘Bismillahi-r rahmâni-r rahîm’ oldu.”
Besmele’nin ilk defa yazıldığı yerler: Levh-i Mahfuz, Adem Aleyhisselam’ın alnı, Cebrail Aleyhisselam’ın kanadı, Musa Aleyhisselam’ın asâsı, İsa Aleyhisselam’ın dili ve Süleyman Aleyhisselam’ın mührüdür.
İbni Kesir’in naklettiğine göre Hz. Peygamber (S.A.V.): “Akşam karanlığı basınca çocuklarınızı evinize alıp kapınızı Bismillâhi-r rahmâni-r rahîm diyerek kilitleyiniz. Kandilinizi (elektriğinizi) “besmele” ile söndürün. Su tulumunuzu ve diğer kaplarınızın ağzını “besmele” ile örtün” buyurmuştur.
Resûlullah (S.A.V.) bir hadîs-i şerîfinde: “Sizden biri eşine gelmek (cinsi münasebette bulunmak) istediği zaman, bismillâhi-r rahmâni-r rahîm, Allah’ım! Bizi şeytandan uzaklaştır ve şeytanı da bize vereceğinden uzaklaştır derse (bu birliktelik sonrası) aralarında bir çocuk takdir edilirse, şeytan ona ebediyen zarar vermez.” buyurmuştur.
Başka bir hadîs-i şerîfinde: “Besmele ile başlamayanın abdesti abdest değildir.” buyurmuştur.
Bir diğer hadîs-i şerîfinde ise, Ömer bin Ebi Seleme’ye: “Bismillâh de, sağ elinle ye ve senden taraftan ye.” buyurmuştur.
Bir hadîs-i şerîfte: “Kim besmeleyi güzel yazar veya güzelleştirerek yazarsa Allah onu af ve mağfiret eder.” buyurulmuştur.
Diğer bir hadîs-i şerîfte de: “Kimin kalbinden bir kötülük yapmak veya bir masiyet işlemek geçerse Allah’a sığınsın. Kim de Allah’ın adını zikrederek bir işe başlarsa, o iş yarım kalmaz, hayırla tamamlanır, biter.” buyurulmuştur.
Resûlullah (S.A.V.) bir hadîs-i şerîfinde ise: “Dua, mü’minin silahıdır. Bir kimse sabah-akşam ‘bismillahi-l lezî lâ yedurru mea-smihî şey’ün fi-lardı ve lâ fi-ssemâi ve hüve-s Semî’u-l Alîm. Bu duayı okumaya devam ederse, kötülerin şerrinden emin olur.” buyurmuştur.
Hz. Peygamber (S.A.V.)’in mektupları hep besmele ile başlardı. “Bismillâhi-r rahmâni-r rahîm, Allah’ın kulu ve Peygamberi Muhammed (S.A.V.)’den, Fars’ın ulusu Kisra’ya….” “Bismillâhi-r rahmâni-r rahîm, Allah’ın kulu ve Peygamberi Muhammed (S.A.V.)’den, Habeş Meliki Necâşî’ye…” “Bismillâhi-r rahmâni-r rahîm, Allah’ın kulu ve Peygamberi Muhammed (S.A.V.)’den, Kıbt milletinin ulusu Mukavkıs’a…”
Hendek Harbi’nde kimsenin parçalayamadığı kayayı, Peygamber Efendimiz (S.A.V.) “Bismillâh” diyerek vurduğu bir kazma darbesi ile parçalamıştır.
Birbirinden ayrılmayan iki ikiz cümle. Birincisi: “Lâ ilâhe illallâh-Muhammedü-r Resûlullâh” İkincisi: “E’ûzü billâhi min-eş şeytâni-r racîm-Bismillâhi-r rahmâni-r rahîm”
Birincisinde, önce Allah’a iman ve sonra Peygamber’i tasdik var. İkincisinde ise, önce kötülükleri, zararları def, sonra da iyilikleri, hayırları davet var.
“Her surenin başında vardır Bismillâh
İblisi perişan eder ne’ûzubillâh.”
“Nuh aleyhisselamın gemisinin yürümesi de, durması da ‘besmele’ ile oluyordu.” (Hûd, 41)
Besmelesiz yemek yiyen kişinin karnı doysa bile gözü doymaz.
Rivayet edilir ki gayrimüslimlerden biri, Hz. Ömer (R.A.)’e: “Başım çok ağrıyor. Bana bir ilaç” diye imdat ister. Hz. Ömer (R.A.) da ona bir serpüş (takke) gönderir. Hükümdar takkeyi başına koyunca ağrısı duruyor, çıkarınca başlıyor. Bu takkede ne var diyerek araştıran o zât, takkenin içinde “Bismillâhi-r rahmâni-r rahîm” cümlesinin yazılı olduğunu görüyor ve iman ediyor.
Herakliyüs, Hz. Peygamber (S.A.V.)’in “İslama Davet” mektubunu okurken alnından terler dökülmeye başlamış. Sebebini soranlara “Süleyman Aleyhisselamdan sonra ben böyle Bismillâhi-r rahmâni-r rahîm diye başlayan bir mektup görmemiştim” demiş.
Lokman Hekim bir gün, üzerinde Besmele yazılı bir kağıdı yerden kaldırıp yemiş, bunun üzerine Allah Teâlâ O’na “Hikmet” vermiş.
“Hakdan gönderilmiş Lokman Hekime
Her dertlerin dermanıdır Bismillâh.”
Bazı İslam bilginleri “Besmele”nin her harfinin Allah Teâlâ’nın bir sıfatının anahtarı ‘baş harfi)dır demişlerdir. Bunlardan “Ba” = Basîr (Gören) “Sin” = Semî’ (İşiten) “Mim” = Mucîb (Duayı kabul eden) “Elif” (Allah’ın) “He” “Hâdî” = (Hidayet eden) “Ra” = Rezzak (Rızık Veren) “Ha” = Hâkim (Hükmeden) “Nun” = Nur (Aydınlatan) manalarına gelir.
“Besmele” ile başlayan kimse, bu isimleri zikretmiş olacağından, o işin bereketi bol, sonu hayırlı olur demişlerdir.
Başladığımız bütün işler, ya dünyevî bir menfaati elde etmek veya uhrevî bir sevap kazanmak içindir. Dünya işlerine Besmele ile başlarsak bereketi artar, kolaylık hâsıl olur. Uhrevî bir ibadete Besmele ile başlarsak, sevabı artar. O halde her işimize Besmele ile başlamakta yarar vardır.
Bir kimse uyuyacağı vakit 21 defa Besmele’yi okursa, Cenâb-ı Hak onu o gece bütün belalardan muhafaza eder.
Râbi’atü-l Adeviyye bir gece ibadetini bitirip “E’ûzü ve Besmele” yi çekip uykuya dalar. Bu sırada evine hırsız girip, eşyalarını yüklenir, fakat kapıyı bulamaz. Eşyaları bırakır, kapıyı görmez. Tekrar yüklenir yine kapıyı bulamaz. Bu sırada kulağına gaipten bir ses gelir. “Ev sahibi uykuda ise Rabbi uyanıktır.” Şaşkına dönen hırsız evi terk edip gider.
18 Mart 1914 Çanakkale Harbi’nde bulunan topçu subayı anlatıyor: “Çanakkale’de savaşırken, her tetiğe dokunurken ‘Besmele’ çekerdim. Attığım her mermi, düşman cephaneliğine düşerdi. Bu bir tesadüf değildi!”
“Atan da sen değildin. Allah Teâlâ idi.” (Enfal, 17)
Bir hoca talebesine “E’ûzü billâhi min-eş şeytâni-r racîm Bismillâhi-r rahmâni-r rahîm” cümlesini öğretse, gökten üç berat iner. Birincisi hocası için, ikincisi talebesi için, üçüncüsü de talebenin ana ve babası için.
Evliyadan biri “Besmele” yi yazdırıp kefenine koymalarını vasiyet eder. Bunun kabirde ne faydası olacağını soranlara: “Ya Rabbi! Sen bizlere bir kitap indirdin. Başında Rahman ve Rahim sıfatların zikrediliyordu. Ben de onu aldım ve sana geldim. Bana Rahman ve Rahim sıfatlarına yakışır şekilde muamele et” derim.
E’ûzü Besmele ve abdest, mü’minin vesika gerektirmeyen çifte standartlı iki silahıdır. Malzemesi iki dakika zaman ve bir ibrik sudur.
Bu silahları edinip iblis ve nefsin kötülüklerinden korunmamız temennisi ile sözlerimi noktalarken hayat boyu her adımını Allah’ın adı ile atan dikkatli ve dirayetli kişilerden olmamızı diliyor, hepiniz hürmet ve muhabbetle selamlıyorum.