Bilgilenme Bilinci ve İlgilenme İhtiyacı
Her insan, doğup dünyaya geldiği andan itibaren bilgilenmeye başlar. Emmek için annesinin göğsünü arar, isteğini iletmek ve ihtiyacını temin etmek için de ağlar. Çocuğunun istek ve ihtiyaçlarını çevresindeki herkesten daha çok anlayan annesi de, onun ilgi ve bilgiye herkesten daha çok muhtaç olduğunu hissederek, sevgiyle bağrına basar, göğsünden akan sütünden emzirir. Dünyanın en temiz ve en leziz besin maddesi olan sütüyle besler. Allah’ın ihsân ettiği anne sevgisiyle ilgilenir, nasıl emeceğini, nasıl dinleneceğini ve nasıl hareket edeceğini yavaş yavaş yumuşak dokunuşlarıyla öğretmeye başlar.
Annesinin ilgisi ve yönlendirici yaklaşımlarıyla her geçen gün yeni bir şeyler öğrenen çocuk, giderek yemeyi, içmeyi, emeklemeyi, yürümeyi, konuşmayı ve ihtiyaç gidermeyi öğrenir. Büyüdükçe bilgisine bilgi ekler, doğumundan ölümüne kadar her geçen gün bir şeyler öğrenerek, bilgi birikimini arttırır.
“Beşikten mezara kadar ilim talep edin.” buyuran sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), bu gerçeğe dikkatimizi çekerek, her yaştaki her insanın, yaş ve yeteneğine uygun bir şeyler öğrenebileceğine ve ölünceye kadar her gün yeni bilgiler edinmesi gerektiğine işaret etmektedir.
Yaşamak için yeterli gıdayı alarak beslenmek ne kadar önemliyse, yeni ve yararlı bilgiler edinmek de o kadar önemlidir. Beden besinlerle, beyin bilgilerle beslenmeli, kalp de iman, ilgi ve sevgiyle hislenmelidir.
Bu gerçeğin bilincinde olup, bilgiyle beyin bilemeyi ve ilgiyle iyilik dilemeyi ilke edinen YOYAV’ın, 3 Ekim 2018 Çarşamba günü düzenlediği 22. Kur’ânî Birliktelik ve Dua Günü programında, 44 hatm-i şerîf, 969 Yâsîn-i şerîf, 355 Mülk Suresi, 336 Nebe Suresi, 432 Fetih Suresi, 6700 Ayet’el-Kürsî, 37 bin 300 Fâtiha Suresi, 30 bin 500 İhlâs Suresi, 430 bin Kelime-i Tevhid, 614 bin 400 Salâvât-ı şerîfe, 500 bin Esma’ül Hüsna, 786 bin Besmele, 21 bin 500 istiğfarın duasına geçmeden önce “Bilgilenme Bilinci ve İlgilenme İhtiyacı” konusunda konuşan Dr. İbrahim Ateş, her geçen gün yeni ve yararlı bilgiler edinmenin ehemmiyet ve zaruretiyle ilgili önemli açıklamalarda bulunduğu konuşmasında şu cümlelere yer verdi:
“Bilgiyle beslenip, ilgiyle hislenerek duyarlı ve dirâyetli davranışlarda bulunmalarını dilediğim değerli kardeşlerim!
Üç aylık bir tatil döneminin ardından 31. Hizmet sezonumuzun üçüncü gününde düzenlediğimiz 22. Kur’ânî Birliktelik ve Dua Günü programında yeniden sizlerle bir araya gelmenin sevinç ve saadeti içinde hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyor, davranışları düzgün, ameli makbul ve duası müstecâb olan mutlu, müstesnâ ve mümtaz kişilerden olmanız temennisiyle sözlerime başlarken, hayat boyu Hakk’ın himâyesinde, hidâyetinde ve inâyetinde olmanızı diliyorum.
Malumunuz olduğu üzere Allah Teâlâ’nın insana ilk ihsanı ilimdir. Bakara Suresi’nin 31. ayet-i kerîmesi bize bu gerçeği bildirmektedir. Öte yandan Kur’ân-ı Kerîm’in ilk indirilen ayeti de okumayı emretmektedir. Alak Suresi’nin ilk ayeti bu emri ihtivâ etmektedir. Onu izleyen ayetlerde de kalem ve ta’lîmden söz edilerek, bilgilenmede kalem ve ta’lîmin rolüne dikkat çekilmektedir. Bu sure-i celîlenin, belirtilen hususları içeren ilk beş ayetinin mealleri şöyledir:
“Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı. Oku! İnsana bilmediklerini belleten, kalemle (yazmayı) öğreten Rabbin en büyük kerem sahibidir.”
Bu ayet-i kerîmelerden öğrenileceği üzere müslümanın yapmakla yükümlü olduğu ilk şey, okuyup öğrenmek ve bilgilenmektir. Tabii İslam, ilmi ve okuyup öğrenmeyi emrederken, onun mensubu olan Müslümanların bilgisiz ve okumaya karşı ilgisiz kalmaları düşünülemez. Dolayısıyla her Müslüman, dinî ve dünyevî bilgilerle donanıp, iş ve ibâdetlerini bilinçli olarak îfâ etmenin gayreti içinde olmalıdır.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in: “Beşikten mezara kadar ilim talep edin.” mealindeki hadîs-i şerîfinin incelendiğinde de anlaşılacağı üzere bilgilenme süreci, doğumla başlayıp ölüme kadar uzayan önemli bir süreçtir. Müslümanın, ilmin ışığında ilerlemesi, davranışlarının da duyarlı ve dirâyetli olması için bu süreç içinde her geçen gün yeni ve yararlı bir şeyler öğrenmesi gerekir. Unutulmamalıdır ki, ilim öğrenmenin yaşı, başı olmadığı gibi, ilmin de yeri ve yurdu yoktur. İlim, insanlığın ortak mirası ve müminin yitiğidir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadîs-i şerîfinde: “İlim müminin yitiğidir. Onu bulduğu yerden alır.” buyurmuştur.
Kişi, kibirlenmeden ve büyük-küçük ayrımı yapmadan bilmediği bilgiyi, gördüğü herkesten ve bulduğu her yerden almaya özen göstermelidir. “Benden küçük veya pozisyonu benden düşük birinden bir şeyler mi öğreneceğim?” diye düşünmemeli, büyük- küçük ayırımı yapmadan torunundan bile olsa bilmediğini öğrenme cihetine gitmelidir. “Yaş yetmiş iş bitmiş” diyerek yaşının ilerlemesini bahane ederek, yeni bir şeyler öğrenmekten geri durmamalı veyahut ilmî açıklamaların yapıldığı yerlerin uzaklığını göz önünde bulundurarak, “o kadar uzak mesafeye kim gidip gelecek?” diyerek yatmayı yürümeye yeğlememelidir. Bu hususta sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in: “Yaşlı (kimse), yemek yemekten utanmadığı gibi, ilim öğrenmekten de utanmasın.” mealindeki hadîs-i şerîfiyle, “Çin’de de olsa ilmi talep edin.” mealindeki hadîs-i şerîfini devamlı göz önünde bulundurmalı ve kulaklarına küpe edinmelidir.
Müslüman, dinî ve dünyevî bilgiler edinmenin ve yaşadığı zamanın gerektirdiği bilgilerle donanmanın gayreti içinde olmalıdır. Gelişen dünyada geliştirilen bilgilerle elde edilen bulguları ilgiyle izleyip, yararlı olanlarını yaşantısına yansıtmaya çalışmalıdır. İşi ve mesleğiyle ilgili bilgilerini geliştirmeli ve alanındaki ilklerden olmayı hedeflemelidir. Özellikle kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’i en güzel, en doğru ve en düzgün okuyup anlayan ve uygulayanlardan olma azmini göstermelidir. En hayırlı kişinin, Kur’ân’ı öğrenen ve öğreten olduğunu bilmeli ve o yönde çaba sarfetmelidir. Bu hususta sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in: “Sizin en hayırlınız Kur’ân’ı öğrenen ve öğretendir.” mealindeki hadîs-i şerîfini hayat boyu düstûr edinmelidir.”
Organizatör YOYAV Kurs Öğretmeni Ayşe Doyuk
Toplantıya katılanlardan bir grup.
Toplantıya katılanlardan başka bir grup.
Okunan hatm-i şerîflerin duasını Dr. İbrahim Ateş yaptı.
Duaya katılan konuklar.
Duaya katılanlardan bir grup.
Dua sonu yapılan ikramdan bir görüntü.