Büyüklerimiz, Yakınlarımız ve Şehitlerimizle Dostlarımıza Dua
Müslümanın muttasıf olması gereken müstesnâ meziyetlerin başında kullukta kaim, iman, ibâdet, istikamet, ihlas ve duada dâim olması gelir. Kalbi imanlı, ağzı Kur’ânlı ve dili dualı olur. Büyükleri, yakınları ve şehitleriyle dostlarına hayırlı dua ve dileklerde bulunur. Mevlâ’yı Müte’âl Hazretlerinin muhabbetine mazhar olmayı diler, düşünce, duygu ve davranışlarını O’na göre dizayn etmenin gayreti içinde olur. Yaradan’a yar ve yakin olmayı arzular, yaratıkları O’nun için sever. Halka hizmeti Hakk’a hizmet telakkî eder, halk içinde Hak’la olur. Allah’a kul, Resulüne ümmet ve müminlere kardeş olmayı ilke edinir. Halkı Hakk’a davet ve Hak için halka hizmet eder. Allah’a ibâbet, Peygambere itaat ve insanlara hizmette dâim olmanın gayret ve kararlılığı içinde olur.
Önde gelen önemli meziyetlerinden biri de vefakâr olmasıdır. İyilikleri, güzellikleri ve yapılan hizmetleri unutmaması, her zaman hürmet, minnet ve şükranla anmasıdır.
Bu güzel özellikleri taşıyan biz Müslümanlar, bizleri doğurup dünyaya getiren annelerimiz, besleyip büyüten babalarımız ve eğitip öğreten hocalarımızla, yurdumuzu düşman işgalinden kurtaran devlet büyüklerimizi, millet ve memleketimizi dâhilî ve hâricî düşmanlarla teröristlerin saldırılarından korumak için canlarını fedâ eden şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden tüm büyüklerimizle yakınlarımızı hayırlı dualarla anıp, ruhlarına Fâtihalar yollamayı insanî bir vazîfe ve islamî bir vecîbe kabul ederiz. Bu gerçeğin bilincinde olan YOYAV’lılar, din ve devlet büyükleri ile şehitlerini ebediyete göçen ebeveynlerini tilâvet-i Kur’ân ve hayırlı dualarla anan vefakâr insanlardır.
Dilleri dualı, davranışları duyarlı ve dostlukları devamlı olan sevecen ve samîmî insanlardır. Din ve devlet büyükleri ile şehitlerini, atalarını, ana, babalarını, yakınlarını, davalarına destek veren dostlarını ve insanlara ihsanda bulunan iyilik ehli insanları rahmet, mağfiret ve şükranla anarak, hayır dua ve dileklerde bulunmayı, îfâsı îcap eden önemli bir görev kabul ederler.
Bu inanç ve anlayışla başlattıkları “Dostlara Dua” geleneğini geçen yıllarda olduğu gibi, bu yıl da devam ettirdiler. “25. Yoksullarla Dayanışma Haftası” etkinlikleri cümlesinden olarak okudukları 5417 hatm-i şerîf, 1 milyar 719 bin Yâsîn-i şerif, 1 milyon 406 bin İhlâs-ı şerif, 15 bin 610 Fatiha-i şerife, 989 Mülk Suresi, 1013 Nebe’ Suresi, 992 Fetih Suresi, 2 bin 893 Ayet’el Kürsi, 1 milyon 600 bin Kelime-i Tevhid, 910 bin salâvât-ı şerife, 740 bin Esmai Hüsna, 860 bin Besmele’nin duasını, 18 Aralık 2017 Pazartesi günü yaparak, sevabını başta sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) olmak üzere bilumum enbiyâ-i izâm ve Rusûlü fihâm hazerâtı ile ashâb-ı kirâm, tâbi’în, tebe’i tâbi’în, eimme-i müctehidîn, müfessirîn, muhaddisîn, evliyaullah, bilumum şehitler, ebediyete intikal eden din ve devlet büyükleri ile yakınlarının ve dostlarının ruhlarına armağan ettiler.
Okunan hatm-i şerîflerin duasını yapan YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, duadan önceki kısa konuşmasında şunları söyledi:
“Büyüklerimiz, yakınlarımız ve şehitlerimizle, dostlarımız için düzenlediğimiz dua programına katılarak bizimle birlikte olma incelik ve yüceliğini gösteren kıymetli konuklar, edebiyete intikal eden yakınlarını hayırlı dualarla yâd etmenin yarar ve öneminin idraki içinde olan değerli dostlar, geçmişine saygılı ve büyüklerine bağlı olan vefakâr kardeşlerim!
25. Yoksullarla Dayanışma Haftası’nın 74 etkinliğinden biri olan “Büyüklerimiz, Yakınlarımız ve Şehitlerimizle Dostlarımıza Dua” konulu programına katılarak birlikte ruhlarına rahmet dilememize vesîle olan güzîde heyetinizi gönülden ve samîmî duygularımızla selamlıyor, bu anlamlı günde bizimle birlikte olma inceliğini göstermenizden dolayı hepinize teşekkür ediyor, amellerimizin makbul ve dualarımızın müstecâb olmasını diliyorum.
Müslüman, kullukta kaim ve duada dâim olmalıdır. Dua, müslümanın olmazsa olmazlarından biridir. İstediği olmaa da olmasa da hayat boyu duaya devam etmelidir. “Ne duam kabul olmadı” diye duadan geri durmalı, ne de “duam kabul oldu, artık duaya lüzum kalmadı” diye duayı terk etmelidir. Kendisi, ebeveyni, yakınları ve bilumum din kardeşleri için sürekli hayır dua ve dileklerde bulunmalıdır. Namaz kılan Müslümanların, her gün en az birbirine 13 defa dua ettiklerini unutmamalıdır. Her namazın sonunda selam vermeden önce yapılan duada: “Rabbiğfirli ve lî vâlideyye ve lil mü’minine yevme yekumu’l hisâb.” Yani: “Rabbim! Hesap görüldüğü gün beni, ana-babamı ve bütün müminleri bağışla.” diyerek kendisi, ebeveyni ve bilumum Müslümanlar için Allah’tan bağış dilediğinin bilincinde olmalıdır. Bu duayı namazı bitirirken yapmakla yetinmemeli, diğer zamanlarda da benzeri dua ve dileklerde bulunmalıdır. Ebediyete göçen din ve devlet büyükleri ile ebeveynini, yakınlarını, dostlarını hayırlı dualarına dâhil etmelidir.
Anma ve anılmanın güzel, unutma ve unutulmanın kötü olduğunu, ananın anılacağını, anmayanın anılmayacağını bilmeli, anan ve anılanlardan olmaya çalışmalıdır.
Kişi kendini doğurup dünyaya getiren annesini, besleyip büyüten babasını, eğitim öğreten hocasını ve iyiliklerini gördüğü insanları unutmamalı, hayırlı dua ve iyiliklerle anmalıdır. Zaman zaman çocuklarını ve torunlarını yanına alıp büyüklerinin mezarlarını ziyaret etmelidir. Onlara: “Hadi çocuklar! Dedenizin, ninenizin ruhları için birer Fâtiha okuyup ruhlarına armağan edelim. Biz onları böylesi iyilik ve güzelliklerle analım ki, bizden sonrakiler de bizleri öyle ansınlar” demelidir.
Dün bizimle burada olanlar, bugün aramızda yoklar. Yarın biz de buradan ve birbirimizden ayrılıp, onların gittikleri yerlere gideceğiz. Mezarlarımızda yalnız kalacak ve geride kalan yakınlarımızla dostlarımızdan dua ve Fâtiha bekleyeceğiz. Bugün biz ölmüşlerimize dua edelim ki, yarın yavrularımız ve yakınlarımızla dostlarımız da bizlere dua etsinler.
Çatısı altında bulunduğumuz Vakfımız, 30 yaşına girdi. Geçen süre içinde bizimle birlikte bu çatı altında hizmet verip, buraya gelip giden kardeşlerimizden ebediyete göçenlerin sayısı 90’a ulaştı. Onlarla birlikte güzel günler geçirdik. Yedik, içtik, hizmet ettik, gezilere gittik, mübarek mekânları ziyaret ettik, konuştuk, sohbet ettik, toplantılara katıldık. Ama şimdi onlar burada yoklar. Yarın bizler de yok olacağız. Ne olur, onları unutmayalım. Birbirimizi incitmeyelim. Yekdiğerimize saygılı, sıcak, samîmî ve sevecen davranışlarda bulunalım. Unutmayalım ki bu dünya fânî, kimseyi üzmeye değmez.”
Okutulan hatm-i şerîflerin duasını da bizzat kendisi yapan Dr. İbrahim Ateş, YOYAV’ın kurulduğu tarihten bugüne kadar ebediyete göçen Ali İpek, Halil Şanlıtürk, Necla Güleray, Erhan Arıca, Hamit Kaya, Naciye Dalokay, Ali Rıza Tamkan, Ahmet Serkant, Emine Aksöyek, Cahit Ulutaş, Nezihe Dinçsoy, Yusuf Cemalettin Yavaşca, Erol Dündar, Ürdüne Gülsoy, Nafiye Ayhan, Fethi Ülkü, Sabiha Yavuz, Kadriye Günay, Münevver Haznedaroğlu, Fuat Ayhan, Zübeyde Mübeccel Devrim, Nuran İleri, Hacer Çağlar, Seniye Karamanlargil, Cemile Göymen, Emine Arıca, Fatma Tezcan, Murat Ekerbiçer, Selahaddin Ünal, Resmiye Çakmak, Serpil Kesemen, Mukadder Uzun, Rukiye Yücel, Fatma Pekalp, Türkan Vardar, Ömer Naci Bozkurt, İbrahim Tanrıaşıkı, Abdulvahap Uzun, A. Mennan Erşanlı, Mücahit Büyükkayık, Ali Salih Sağıroğlu, Sait Bilik, Rafet Zeyitçioğlu, Fazlı Fazlıağaoğlu, Mustafa Taşar, Necip Karaşlar, Soner (Simitçi), Emsal Aygün, Ayşe Okumuş, Tahir Sanlı, Meliha Evren, Yücel Aykut, Zeki Ekerbiçer, Abdullah Güvenç, Mehalat Tuna, Nezih Sayan, Hayati Baratalı, Lami Öğünç, Yaşar Koçak, Fasiha Soyşekerci, Muharrem Bahri Mendi, İrfan Hamamcı, Şerafettin Kırmızı, Leyla Elbruz, Enver Cebeci, Sami Alkan, Ramazan Alkan, Yunus Arısoy, Lügen Cengiz, Fehmi Genç, Bekir İlgün, Dilferiz Demirci, Şevket Kürkoğlu, Sevgi Babayiğit, Fatma Kalay, Fatma Özşimşek, Şükran Coşkunses, Engin Özdemir, Saliha Yazıcıoğlu, Saffet Yakut, Şemsettin Sönmez, Muzaffer Patlakoğlu, Metin Hasırcıoğlu, Sevim Atilla, Aykon Baki ve Semiha Akın, İkbal Bozbay, Güner Ekerbiçer, Nevin Yaşar ve Necmiye Büyükkeçeci’den oluşan 90 kişi için dua edip hatm-i şeriflerin sevabını ruhlarına armağan ederek ruhlarının şâd, mekânlarının cennet ve makamlarının yüce olması niyazında bulunarak yüce Yaradan’a şöyle yalvarıp yakardı:
“Allah’ım! Ravza-i Resûlullah’da, civâr-ı Beytullah’da, Mescid-i Aksâ’da, Mescid-i Kuba’da, Mescid-i Halîl’de ve diğer mübarek mekânlarda Sana açılan eller, Sana yalvaran diller, Sana yakaran gönüller hürmetine kalbimizi Kur’ân’a aç, rahmetini üzerimize saç yâ Rabbî. Resûlullah’ı başımıza tac, imanı kalbimize ve İslamı hayatımıza ilaç eyle yâ Rabbî.
Milletimizi, memleketimizi, nefsimizi, neslimizi, cemiyetimizi, cemaatimizi, evladımızı, torunlarımızı, ordumuzu, yurdumuzu, yuvamızı, ovamızı her türlü felâketten, musîbetten hıfz-ü himâye buyur yâ Rabbî. Vatanımızı ve bizleri bekleyen askerlerimizi, polislerimizi düşman saldırısından, terörist saldırısından koru ve kolla yâ Rabbî.
Ülkemize yan gözle bakan, kardeşlerimizin kanını dökmeye yeltenen din, iman, vatan ve Kur’ân düşmanlarını “Kahhâr” ism-i şerifinle kahr-ü perişan eyle yâ Rabbî.
İlahî yâ Rabb-el âlemîn! Sen bizim Rabbimizsin, biz Senin kulunuz. Senin ne duaya, ne de ibâdete ihtiyacın var. Muhtaç olan biziz. Rahmetine muhtacız. Lütfuna, keremine, bağışına muhtacız. Bizi Sana yalvarıp yakarmada dâim eyle. Sana kullukta ve yakarmada fakirliğimizi devam ettir. Senden müstağni olan gafillerden eyleme yâ Rabbî. Bizleri kullukta kaim, iman, ibâdet, istikamet, ihlâs ve duada dâim eyle yâ Rabbî. Biliyoruz ki dua ibadetin özü, islamın sözüdür. Senin mümin kullarından da istediğin odur. Huşû ile, vecd ile, fikr ile, zikr ile, şükr ile elleriyle birlikte gönüllerini de Sana açan, isteklerini Sana ileten, Senden dileyen, dileklerine eren mutlu ve bahtiyar kullarından eyle bizleri yâ Rabbî.
Bizi bağışla İlahî Habibin hürmetine.
Gidecek bir yerimiz yok, kapına geldik yine.
Âsî mücrim kuluz amma, bağlıyız biz bu dine.
Suçumuz çok, yüzümüz yok, kapına geldik yine.
Lütf-u ihsânına muhtaç kulunuz, kapını aç.
Her şeye kadir-i mutlak, her derde Sensin ilaç.
Hakk’a kurbiyetle kurban etmek istedi Halîl,
Oğlu İsmail’i ol dem onu kurtardın Celîl.
Biz günahkâr kulları da koru yâ Rabbî Rahîm.
Bahr-i rahmetinle söndür alev-i nâr-ı cahîm.
Nefs-i emaremizi emrine döndür yâ Kerîm.
Kalb-i âvâremizi nur ile doldur yâ Rahîm.
İlahî yâ Rabb-el âlemîn! Ömür boyu bizleri Kur’ân’dan, Kur’ân-ı da bizden ırak eyleme. Kur’ân-ı Âzimüşşânı elimizden, dilimizden, beynimizden, belleğimizden, hayatımızdan eksik eyleme yâ Rabbî. O’nu kemal-i edep, hürmet, teennî, tertîil ve tecvîd ile Efendimiz’in okuduğu gibi okumayı, okuttuğu gibi okutmayı, anladığı gibi anlamayı, yaşadığı gibi yaşamayı, yaydığı gibi yaymayı, gerektiğinde yoluna baş koymayı bizlere nasip eyle yâ Rabbî.
İlahî yâ Rabb-el âlemîn! Bu inanç ve bilinçle okunan hatm-i şerifler, suver-i şerifeler salâvât-ı şerifeler, Kelime-i Tevhidler, Esmai Hüsna ve Besmele-i Şerifeleri kusur ve küsurumuzu bağışlayarak lütfedip nezd-i ulûhiyetinde ahsen-i kabul ile kabul buyur yâ Rabbî. Beher harfine sayamayacağımız kadar bol ecir ihsân eyle, hâsıl olan ecir ve sevabı, Hz. Adem (a.s.)’den Hz. Muhammed (s.a.v.)’e kadar gelen bilumum peygamberanî izâm ve rüsul-i fihâm hazeratının ruhlarına armağan eyliyoruz, ruh-u şeriflerine ulaştır ve bizleri şefaatlerine nâil eyle yâ Rabbî. Efendimiz (s.a.v.)’in muhterem eşlerinin, çocuklarının ve torunlarının ruhlarına da armağan eyliyoruz vâsıl eyle yâ Rabbî. Okunan Salâvât-ı Şerifeleri, ervâh-ı acizânelerimizle ruh-u Resûlullah arasında iletişim unsuru eyle, bağımızı koparma yâ Rabbî. Ömür boyu yolunda yürümeyi, izinde olmayı, sünnet-i seniyyesine sarılmayı, O’na layık ümmet olmayı, dünyada ziyareti, ahirette şefaati ile şereflenmeyi bizlere nasip eyle yâ Rabbî.
Efendimizin zevcât-ı tâhiratının ruhlarına, ashâb-ı kirâmın ruhlarına, tabi’înin, tebe-i tabi’înin ruhlarına, müminîn ve müminâtın tümünün ruhlarına, evliyânın, asfiyânın, sülehânın, şühedânın, fukahânın, ulemânın, muhaddisînin, müfessirînin ruhlarına armağan eyliyoruz payidâr eyle yâ Rabbî. Dün 744. Vuslat Yıldönümü kutlanan merhum Celaleddin-i Rumî ile memleketimizin manevî muhafızları olan Hacı Bayram-ı Velî, Hacı Beştaş-ı Veli, Şeyh Şaban-ı Veli, Hayrettin-i Tokadî, Tapduk Emre, Yunus Emre ile benzeri Hak dostlarının ruhlarına armağan eyliyoruz, ulaştır yâ Rabbî. Din-i mübin-i islamın emirleriyle ahkamını insanlara öğretip aktaran alimlerimizin tümüm ruhlarına, bilhassa İmam Ebu Hanife, İmam-ı Şafii, İmam Ahmed İbn-i Hambel, İmam-ı Malik, İmam-ı Evzâ’i, İmam Ebu Yusuf, İmam Muhammed, İmam-ı Züfer, İmam Maturidi, İmam-ı Rabbani ve bugün vefatının 906. Yıldönümü olan İmam Gazali ile Şah-ı Nakşibendi, Abdulkadir Geylani, Ahmed Yesevi ve diğer mana büyüklerinin ruhlarına armağan eyliyoruz ulaştır yâ Rabbî.
İlahî yâ Rabb-el âlemîn! Bu cennet vatanı korumak için canlarını seve seve feda eden şehitlerimizle, bizleri terör belasından korumak için ruhlarını inşallah iman ve ihlâsla Sana teslim ettiklerine inandığımız başta İslamda ilk şehit olan Hz. Sümeyye (r.anha) validemiz ve şehitlerin Efendisi Hz. Hamza (r.a.) olmak üzere Bedir, Uhud, Hendek, Kerbela, Çanakkale, Sarıkamış, Kurtuluş Savaşı, 15 Temmuz, 10 Aralık şehitleri ile terör şehitleri ve din, iman, Kur’ân ve vatan uğruna canlarını seve seve fedâ eden bilumum şehitlerin ruhlarına armağan ediyoruz ulaştır yâ Rabbî. Bizleri onların şefaatlerine erdir yâ Rabbî. Bu cennet vatanı düşman işgalinden ve saldırısından koruyan din ve devlet büyüklerimizin tümünün ruhlarına, bizleri doğurup dünyaya getiren annelerimizin, besleyip büyüten babalarımızın, eğitip öğreten hocalarımızın ruhlarına armağan eyliyoruz ulaştır yâ Rabbî.
İlahî yâ Rabb-el âlemîn! Bu toplantıya katılıp, âmîn diyerek duamızın kabulünü dileyen hazırun müminîn ve müminât kardeşlerimizin yakınlarından edebiyete göçenlerin tümünün ruhlarına, düzenlediğimiz 25. Yoksullarla Dayanışma Haftamızın faaliyet ve hizmetlerine katılan kuruluşların mensuplarıyla yakınlarından ebediyete göçenlerin tümünün ruhlarına da armağan eyliyoruz ulaştır yâ Rabbî. Az önce isimleri okunan ve Vakfımızın çatısı altında hizmet vermekte iken vefat edip huzuruna gelen kardeşlerimizin ruhlarına armağan eyliyoruz. Kabrini bu hatm-i şeriflerin nuru ile pürnur eyle yâ Rabbî. Yakınlarına dua edilmesi dileğinde bulunan kardeşlerimizin ve isimleri zikredilmeyen hâzırûnun tüm yakınlarının ruhlarına da armağan eyliyoruz ulaştır yâ Rabbî. Bizi ömür boyu Kur’âna hizmet ve kullukta kâim, iman, ihlâs ve ibadette dâim eyle yâ Rabbî. Bizi Kur’ân’a hâdim olmakta dâim eyle yâ Rabbî. Kur’ân ile birlikteliğimizi huzuruna gelinceye kadar sürdür yâ Rabbî. Hayatımızın son anına, son nefesimize kadar tâlim-i Kur’ân, ilim, irfan, ibâdet ve tâ’at yolunda bizleri devam ettir yâ Rabbî.
İlahî yâ Rabb-el âlemîn! Çocuklarımıza, torunlarımıza bu inancı, bu bilinci ihsân eyle yâ Rabbî. Tüm yavrularımız ve torunlarımız, tüm vatandaşlarımız diliyoruz ki, huzuruna imanla gelsinler. Kabre girdiğimizde Kur’ân’ı bize karîn ve huzuruna çıktığımızda şefaatçi eyle yâ Rabbî. Kur’ân’ın şefaatiyle cennetine giren, Cemalini gören, rızana eren mutlu ve bahtiyar kullarından eyle bizleri yâ Rabb’el âlemîn.”
120 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen ve bu yakarışlarla noktalanan “Büyüklerimiz, Yakınlarımız ve Şehitlerimizle Dostlarımıza Dua” programı, davetlilere sunulan ikramla noktalandı.
Bu kare kod ile haberi telefonunuza indirebilirsiniz.