Dayanışma Dorukta
YOYAV’ın koordinatörlüğünde düzenlenen 22. Yoksullarla Dayanışma Haftası Anıtkabir ziyareti ile başladı. Dr. İbrahim Ateş’in başkanlığındaki haftanın etkinliklerine katılan kuruluşların başkanlarından oluşan bir heyet, Ata’nın manevi huzurunda saygı duruşunda bulunarak mozoleye çelenk koydu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eşi Dr. Sare Davutoğlu’nun himayelerinde düzenlenen haftanın açılışı, 12 Aralık 2014 Cuma günü Türkiye Vakıflar Bankası Genel Müdürlüğünde yapıldı.
Sare Davutoğlu programın açılışında, YOYAV’ın çalışmalarıyla ihtiyaç sahiplerinin imdadına koşan değerli bir kuruluş olduğunu ifade ederek, toplumsal dayanışmanın en önemli dinamiğinin bu kuruluşlar olduğunu söyledi.
Davutoğlu, Dünya üzerinde silahlara harcanan paranın yüzde 1’inden daha az bir kısmını çocuklara harcamış olsak, hepsinin okula gitmesini temin ederiz” dedi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam da Bakanlığın insan odaklı hizmeti esas aldığını ifade ederek, “Güçlü birey, güçlü aile, güçlü toplum anlayışı, halkımıza en yakın noktadan hizmet sunumu ile sosyal destekler; daha kapsayıcı, adil, objektif, istihdamı özendirici olma ilkeleri çerçevesinde oluşturulmaktadır” dedi.
Ankara Milletvekili Emrullah İşler de, dayanışmanın toplum fertlerinin ortak çıkarlarının sağlanması açısından önemli olduğuna işaret ederek, İslam dininde yardımın önemine dikkat çekti.
YOYAV Genel Başkanı İbrahim Ateş, yoksulluğu sürekli gündeme getirdiklerini belirterek, herkesin başkalarının ilgisine, bilgisine, sevgisine, yardımına muhtaç olduğunu, insanların tümünün yardımlaşma ve dayanışma içinde olması gerektiğini belirtti.
Yoksulluğun arttığını ve bu acımasız düşmana karşı verilecek mücadele herkesin görev alması gerektiğini ifade eden Ateş, ihtiyaçların sadece devletten beklenmemesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Konuşmaların sonunda Sare Davutoğlu, Bakan İslam, Milletvekili İşler ve haftanın etkinliğine katılan kuruluşların başkanlarına YOYAV’ın şükran plaketleri takdim etti.
YOYAV GENEL BAŞKANI DR. İBRAHİM ATEŞ’İN 21. YOKSULLARLA DAYANIŞMA HAFTASI’NI AÇIŞ KONUŞMASI
Kıymetli konuklar!
Yoksulluk, insanların ezilmesine ve üzülmesine yol açan ve “y” harfi ile başlayan beş felaket faktöründen biri ve başta gelenidir. Diğerleri de yokluk, yoksunluk, yolsuzluk ve yorgunluktur.
İnsanoğlu yeryüzüne ayak bastığı andan itibaren yoksullukla mücadele etmiş, ama onu tamamen ortadan kaldıramamıştır. Bazen yoksulluğu yenmiş, bazen de ona yenilmiştir.
Yoksulluk, bencil, bedbin, bilinçsiz, duyarsız, dirayetsiz, dikkatsiz, gayretsiz ve tembel insanların yaşadığı yerlere yerleşmiş, hesabını kitabını bilmeyen, giderini gelirine göre ayarlayamayan, üretimi az tüketimi çok olan ve israfın akışına kapılıp savurganlık deryasına savrulan insanların bulunduğu bölgelerde yeşermiş ve kıskacına aldığını kıvrandırmıştır.
Buna karşılık tedbirli ve temkinli olup çalışmayı ilke, dayanışmayı düstur ve paylaşmayı prensip edinen insanlar da yoksulluğu yenmiş, kendilerini ve toplumlarını onun şerrinden korumuşlardır.
Yoksulluğa karşı herkes tetikte ve tedbirli olmalı, kimse kendinden ve geleceğinden emin olmamalıdır. Nice varlıklıların darlığa düştüğü ve nice zirvedekilerin yuvarlanıp gittiği unutulmamalıdır. Herkes, “bu gün komşumun başına gelen yarın benim başıma gelebilir” diye düşünmeli ve yardım etmeyenin yardım görmeyeceğini bilmelidir. Bu hususta sevgili Peygamberimiz (S.A.V.)’in: “Fukarayı arayın, görüp gözetin. Siz ancak fakirlere yardım sayesinde yardım görür ve rızıklandırılırsınız.” mealindeki uyarısını sürekli göz önünde bulundurmalıdır. Sahip olduğu imkânlar arttıkça, Allah’ın kullarına karşı yükümlülüklerinin de artacağının bilincinde olmalıdır. Zira her nimetin bir külfeti vardır. Varlık nimetinin külfeti de ondan yoksun olanlarla paylaşılmasıdır.
Değerli dostlar!
Yoksulluk, insanlığın ortak sorunu, açlık da bütün insanlığın ayıbıdır. Yoksulluk; yoksulların değil, insanların ortak ayıbı ve yarasıdır. Utanması gereken yoksullar değil, yoksulluk dramına kulak vermeyen, yoksullara destek olmayan ve onları görmezden gelenler olmalıdır.
Yurdumuzda, yöremizde, çevremizde ve dünyamızda milyonlarca insan yoksulluk içinde kıvranıp zor şartlar altında yaşamaya çalışıyorken, onlara karşı ilgisiz kalmamız hiç de insanî bir davranış olmaz. İnsanlık ailesi, aç bireylerini doyurmaya ve yoksullarına yardım elini uzatmaya mecburdur. Çalışıp üretecek güç ve yaşta olmayanlara bakmaya, üretime elverişli olan fizikî güce sahip olan genç ve dinç yoksullara da iş imkânı bulmaya mecburdur. Dolayısıyla yoksullukla mücadele hareketine katılmak, kişilerin keyfine bırakılacak ihtiyârî bir iş değil, herkesin katılması ve icabının ifası cihetine gitmesi gereken insanî bir görev, içtimaî bir yükümlülük ve islamî bir vecîbedir. Yaradan’a yâr ve yakîn olmayı dileyenler, yoksul kullarının yanında, yakınında ve yardımında olmalıdırlar.
Bir hadîs-i kudsî’de Allah Teâlâ: “Ben gönlü kırıkların yanındayım.” buyuruyor. Her Müslüman, bu hadîs-i kudsîyi çok iyi okumalı, verilen mesajı anlamaya ve almaya çalışmalıdır. Herkes kendini yoklamalı ve kendi kendine: “Ben, yöremdeki ve yurdumdaki ilgi, destek ve yardıma muhtaç olan, gönlü kırık kardeşlerimin yanında ve yakınında mıyım?” sorusunu sormalı, alacağı cevaba göre, Yaradan’a yâr ve yakîn olup olmadığını düşünmelidir.
Öte yandan sevgili Peygamberimiz (S.A.V.)’in: “Komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir.” mealindeki uyarısı ile, “Müslümanların işi ile ilgilenmeyen onlardan değildir.” mealindeki uyarısı, her müslümanın sosyal davranışını dizayn ve disipline etmelidir.
Bu uyarıları yıllardır kendimiz söylüyor, kendimiz dinliyoruz. Duyması ve uyması gerekenleri aramızda göremiyoruz. İlgilenmeleri gerekenleri ilgilendiremiyoruz. Affınıza sığınarak arz etmek istiyorum. Kendimiz çalıyor, kendimiz oynuyoruz. Ancak biz, gördüğümüz bu ilgisizlikten dolayı yolumuzdan dönecek ve davamızdan vazgeçecek değiliz. Eskilerin, yarısı Arapça yarısı da Türkçe olan bir cümle ile ifade ettikleri gibi “Et-tekrârü hasen velev kâne yüz seksen” yani “yüz seksen defa da olsa tekrar etmek güzeldir” diyor ve yılmadan-yorulmadan dünyayı dayanışmaya davetimizi yineliyor ve bütün insanlığı yoksullukla mücadeleye çağırıyoruz.”