FİKİR FEZAMIZIN FİGÜRLERİ ÖĞRETMENLER
Millî ve manevî günlerle büyüklere duyulan sevgi ve saygı hislerinin yoğun bir şekilde yaşandığı günlerde tertiplediği toplantılarda sergilediği sevecen tavırlar ve dile getirdiği değerli düşüncelerle toplumun takdirini toplayan YOYAV, 24 Kasım Öğretmenler günü kut-lama programları çerçevesinde düzenlediği toplantıda örnek bir uygulamaya daha imza attı. Ülke eğitimine kıymetli katkılarda bulunan çok sayıda akademisyen ve eğitimcilerle alanlarında uzman olan değerli öğretmenlerin katılımıyla 23 Kasım 2013 Cumartesi günü YOYAV Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdiği görkemli toplantıda anılar anlatıldı ve geçmişte yaşanan güzellikler günümüze yansıtıldı. Hocalar havaya girdi, duygular doruk noktaya erdi ve salonda huzur havası esti. Saygı duruşu ve İstiklâl Marşı ile başlayan programda birbirinden güzel konuşmalar yapıldı. İlk konuşmayı yapan YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, duygu dolu ve mesaj yüklü konuşmasında şu cümlelere yer verdi: “Sayın Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanım, sayın müsteşar yardımcım, sayın genel müdürüm, saygıdeğer akademisyenler, kıymetli öğretmenler, muhterem misafirler, değerli dostlar, basınımızın güzîde temsilcileri! 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla düzenlediğimiz toplantıya teşrif ederek törenimizi taçlandıran yüce heyetinizi en hâlisâne ve samîmî duygularımızla selamlıyor, bu anlamlı günümüzde bizleri onurlandırmanızın haz ve huzuru içinde hepinize hürmet ve muhabbetlerimizi arz ederek hoş geldiniz diyorum. Sağlık ve saadette daim olmanız dileğiyle öğretmenler gününüzü gönülden kutluyor, gününüzün kutlu, yaşantınızın mutlu ve geleceğinizin umutlu olmasını temenni ediyorum. Hz. Adem (A.S.)’den günümüze kadar insanları eğitip öğreten ilim ve irfan ehlinden ebediyete göçenlere rahmet ve mağfiret, hayatta olanlara da huzur, mutluluk ve hüsn-ü akıbet niyaz ediyorum. Milletimizin medar-ı iftiharı olan muallimlerimizden Kilisli Muallim Rif’at’ın bir dörtlüğü ile sözlerime başlamak istiyorum: “Okumaya kanmadım Geçen ömre yanmadım Kaç yıldır muallimim Çok şükür usanmadım” Bu dörtlükte dile getirildiği üzere yıllarını öğrenip öğretmeye adayan öğretmenlerimiz, gönüllerimizde taht kuran ve ebeveynlerimizden sonra üzerimizde en çok emek ve hakları olan büyüklerimizdir. Onlara sürekli sevgi ve saygı besleyip hayatta olanlarına hürmet ve hizmet etmemiz, ebediyete intikal edenlere de rahmet ve mağfiret dileğinde bulunmamız ifası icab eden bir vefa borcu olmasının yanında, yerine getirilmesi gereken insanî bir görev ve islamî bir vecîbedir. Bu görev ve vecîbenin bilinci ile tertiplediğimiz toplantımıza teşrif eden siz saygıdeğer öğretmenlerimiz, başımıza taç, ruhumuza ilaçsınız. Sizlere duyulan sevgi ve saygıyı bizler dile getirmekten aciziz. Allah Adem’e ilmi ihsan etti, sizler de öğrendiklerinizi Adem’in çocuklarına ikram ettiniz. Aldığınızı verdiniz, öğrendiğinizi öğrettiniz. Ne mutlu sizlere ve sizleri ilgi ile izleyip yolunuzda gidenlere. Atatürk’ün dediği gibi, dünyanın her tarafında öğretmenler, insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdırlar. Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet henüz millet adını almak istidadını kazanmamıştır. Ona alelâde bir kitle denir, millet denemez. Bir kitle millet olabilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere muhtaçtır. Herkesin kalbinde ve kafasında bir öğretmen imajı ve profili vardır. Herkes öğretmeni ile ilgili duygu ve düşüncelerini ondan edindiği bilgiler ve gördüğü davranışlar çerçevesinde dile getirir. Peki sana göre öğretmen kimdir derseniz, özet olarak arz etmek isterim ki, bana göre öğretmen; bilgi ile beyin bileyen ve ilgi ile iyilik dileyen ilim ehlidir. Öğretmen; bugünün çocuklarını şekillendirerek geleceğin temelini atan insandır. Öğretmen; çocukların taze ve temiz dimağlarını işleyen, zihnî ve fikrî yapılarını bilgi örgüsüyle ören, içlerindeki incelik ve ruhlarındaki yüceliği gören basiretli kişidir. Öğretmen; insan yetiştiren, irfan pekiştiren ve iz’an geliştiren insanlık mimarıdır. Öğretmen; bilgi transfer eden, eğiten, öğreten ve bildiğini seve seve veren verici ve verimli kimsedir. Öğretmen; bilgi ocağının başı ve toplum yapısının temel taşıdır. Öğretmen; yavruları yoğuran, doğruları duyuran ve dimağları doyuran kimsedir. Öğretmen; her türlü takdirin üstünde ve her türlü övgünün ötesinde önemi haiz olan bir özveri ile çalışan, arı gibi çiçeklerden derleyip, çocuklara aktaran fedakâr insandır. Bu insanı layık olduğu yere oturtup gerekli sevgi ve saygıyı sergilemek toplumun tüm bireylerinin önde gelen görevlerinden biridir. Bu inanç ve bilinçle tekrar öğretmenler gününüzü kutluyor, hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum.” Dr. Ateş’ten sonra kürsüye gelen Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Bahaeddin Yediyıldız, MEB Emekli Müsteşar Yardımcısı Mehmet Temel, A.Ü. İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seyfettin Erşahin, A.Ü. Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hanım Halilova ve Emekli Öğretmen E. Güler Arıcı yaptıkları kısa konuşmalarda eğitim ve öğretim hayatında yaşadıkları bazı anılarını aktararak duygu ve düşüncelerini dile getirdiler. Yapılan bu kıymetli konuşmalardan sonra Cumhuriyetle yaşıt olan şair Faruk Oray’ın bugün için yazıp okuduğu “ “ başlıklı şiiri de törene ayrı bir renk kattı. Tören, konuşmacılarla öğretmenlere buket ve güllerle kutlama belgelerinin takdim edilmesinden sonra sunulan ikramın alınması ile noktalandı.