Fâtih’e Fâtihâ
Mayıs ayındaki manalı ve muhtevalı günlerden biri de 29 Mayıs’tır. Millî ve manevî mutlulukların ard arda yaşandığı bu ayda, önce 19 Mayıs’ı kutlayan milletimiz, kısa bir süre sonra 29 Mayıs’ta İstanbul’un fethinin 565. yıldönümünü kutladı. Fâtih’e Fâtihâlar yollayıp ruhuna rahmet niyazında bulundu.
Hz. Peygamber (s.a.v.)’in: “İstanbul elbette feth olunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onun ordusu ne güzel ordudur.” mealindeki müjdesine mazhar olan Sultan Mehmet Fâtih Han Hazretleri ile kahraman kumandanlarını ve askerlerini unutmadı. Ruhlarına rahmet ve mağfiret niyazında bulundu.
Yıllardır 29 Mayıs’ı Fâtih’in ruhunu şâd edecek duyarlı ve dirâyetli davranışlarla kutlayıp, ruhuna ithafen okuttuğu hatm-i şerîflerin sevabını armağan eden YOYAV, O büyük insanı tilâvet-i Kur’ân ile anmanın yanında programına aldığı iftar ikramlarının beşincisini, Ramazan-ı şerîfin mağfiret diliminin dördüncü günü olan on dört Ramazan’a tevâfuk eden 29 Mayıs 2018 Salı gününe denk getirerek, verilen iftar yemeğinin sevabının, Fâtih’in amel defterine dâhil edilmesi niyazında bulundu.
İftar yemeğinden sonraki yemek duasıyla birlikte okunan hatm-i şerîflerin duasını da yapan YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, sevabını Sultan Mehmet Fâtih Han Hazretleriyle diğer din ve devlet büyüklerinin ruhlarına bağışladı.
Bu vesîleyle Fâtih ve İstanbul’un fethi hakkında davetlilere özet bilgiler veren Dr. Ateş, şunları söyledi:
“Değerli ecdâdın, değerli ahfâdı, kıymetli konuklar, sevgili kardeşlerim!Dünya cenneti olan İstanbul’un fethinin 565. yıldönümü dolayısıyla yurt sathında çok ve çeşitli programların gerçekleştirildiği böyle anlamlı ve önemli bir günde düzenlediğimiz iftar sofrasında siz kıymetli konuklarımızla bir araya gelmenin sevinç ve saadeti içinde hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyor, sizlere sağlık ve afiyet, 565 yıl önce İstanbul’u Türk-İslam topraklarına katarak, çağ açıp çağ kapatan Sultan Mehmet Fâtih Han Hazretleriyle kahraman askerlerine de rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum.
Bu vesîleyle bir şiirinde:
“Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;/Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.İçimde tüten bir şey, hava, renk, eda, iklim;/O benim, zaman, mekân aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;/Ay ve güneş ezelden iki İstanbul’ludur.” diyen ve ölümünün 35. yıldönümü dolayısıyla dört gün önce YOYAV’da minnet ve mağfiretle anılan merhum Necip Fazıl’ın ruhuna da rahmet diliyorum.
Kıymetli konuklar!
Sultan II. Murat Han’ın oğlu olan II. Mehmet 1432’de Edirne’de doğmuştur. Henüz çocuk yaşında iken ileri düzeyde eğitim almış, farklı alanlarda kendini geliştirmiştir. Aldığı kaliteli eğitimi şahsî kabiliyetleriyle birleştiren II. Mehmet, genç yaşta yönetime geçmesine rağmen büyük başarılara imza atmıştır.
9 yaşında hâfız, 12 yaşında padişah olan, 21 yaşında İstanbul’u fetheden, yedi dil bilen ve havan topunun mucidi olan Sultan Mehmet Fâtih iki imparatorluğu, dört krallığı ve on bir prensliği yıkmıştır.
Ona ‘Fâtih’ ünvanını kazandıran en önemli başarısı, 1453 yılında İstanbul’un fethidir. Zira bu zafer sadece Osmanlı Devletini değil, dünya tarihini de doğrudan etkilemiştir. Fetihle birlikte Doğu Roma İmparatorluğu, tarih sahnesinden silinmiş; İstanbul, Osmanlı Devleti’nin başkenti olmuştur.
Fetihten sonra şehrin her yerinde Fâtih’in fermanları okunmuş; halkın huzur ve güveninin sağlanacağı, canlarının, mallarının, ırzlarının korunacağı ve herkesin din hürriyetinin teminât altına alınacağı ilan edilmiştir.
Fâtih bu fetihle orta çağı kapatıp, yeniçağı açmıştır. Ruhu şâd, mekânı cennet ve makamı yüce olsun diyor, bu iftarı ikram eden kardeşimizin rıza-i ilahî ile ödüllendirilmesi için dua edelim diyorum.”