Haftanın Hitamında Durum Değerlendirme Toplantısı

20 ayrı hizmet türünden 71 etkinliği içeren 26. Yoksullarla Dayanışma Haftası’nın açılışı Vakıfbank’ın Ankara Kavaklıdere’deki Ek Hizmet Binası’nın salonunda, kapanışı da Hizmet-İş Sendikası’nın Konukevi’nde yapıldı. Haftanın etkinliklerine katılan kuruluşların başkanlarıyla mensuplarına ikram edilen akşam yemeğinin ardından, yapılan yemek duası ve ev sahibi Hizmet-İş Sendikasının yetkililerine teşekkürü takiben, durum değerlendirilmesine geçildi ve değerli düşünceler dile getirildi.

1- Hüseyin Öz Vakfımızın değerli sunucusu, TRT Program yapımcılarından Yasemin Aras’ın sunumuyla ilk konuşmayı yapan Hizmet-İş Sendikasının Başkan Vekili Hüseyin Öz, davetlerine icabetlerinden dolayı konuklara teşekkür ederek afiyet olsun dedi. Birkaç yıldır Yoksullarla Dayanışma Haftalarının etkinliklerine katılan kuruluşların yetkilileriyle bazı mensuplarını haftanın hitâmında ağırlamaktan duydukları memnuniyeti ifade etti ve YOYAV’ın organizatörlüğünde 26 yıldır yürütülen yoksullukla mücâdele hareketinin geliştirilerek sürdürülmesi temennisinde bulundu.

2- Dr. İbrahim ATEŞ İkinci konuşmayı yapan YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş de, Hizmet-İş Sendikasının yetkililerine gösterdikleri misafirperverlikten, toplantıya katılanlara da teşriflerinden dolayı takdir ve teşekkürlerini ilettiği konuşmasında şu cümlelere yer verdi:

“Bizleri bu akşam bu güzel mekânda ağırlayan Hizmet-İş Sendikamızın saygıdeğer başkan vekili, sayın milletvekillerim, kıymetli konuklar, değerli dostlar, sevgili kardeşlerim!

Bir dayanışma haftasını daha başarıyla noktalayıp, hitâmı misk olan böyle ma’nâlı ve muhtevâlı bir kapanış toplantısında sizlerle bir araya gelmenin sevinç ve saadeti içinde seçkin heyetinizi sevgi ve saygıyla selamlıyor, Hakk’ın rızası doğrultusunda halka hizmet yolundaki birlikteliğimizin devamı dileğiyle sözlerime başlarken, bizleri öyle bir hizmet hitâmında, böyle nezih bir mekânda bir araya getiren yüce Rabbimizden, Cennet-i a’lâda da bir araya getirmesini niyaz ediyorum.

Geride kalan 26 yılda aramızdan ayrılıp rahmet-i Rahmân’a göçen büyüklerimizle, dostlarımız ve kardeşlerimize Allah’tan rahmet ve mağfiret diliyor, ruhlarının şâd, mekânlarının Cennet ve makamlarının yüce olmasını temenni ediyorum.

Bir araya gelmemize vesîle olan bu yıl ki haftamızın ana temasının “Toplumda Barış” olması, haftanın içerdiği 71 etkinliğin hayrî, sosyal ve kültürel hizmetlerden oluşması, bu akşamki toplantımızın da yemekli bir durum değerlendirme toplantısı olması nedeniyle, ben bu konuşmamda bu üç hususun üçüne de ışık tutan bir hadîs-i şerîfle sözlerime başlamak istiyorum.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bu hadîs-i şerîfinde: “Selamı yayın, yemek yedirin ve geceleyin insanlar uykuda iken namaz kılın, selâmetle cennete girin.” buyurmuştur.

Selamı yaymanın, yemek yedirmenin ve geceleyin namaz kılmanın cennete girme vesîlesi olacağı bildirilen bu hadîs-i şerîfte, üç önemli husus dikkatimize getirilmektedir. Bunlar sırasıyla selamı yaymak, yemek yedirmek ve geceleyin namaz kılmaktır.

Tabii selamı yaymak deyince, ilk akla gelen şey, İslamın sembolü olan selamı verip almak suretiyle selamlaşmak olur. Ama selamın anlamlarından biri de barıştır. Dolayısıyla barışı yaymanın emredilmiş olduğunu da bu cümle-i celîleden anlayabiliriz. Bundan da, toplumda barışın önemini çıkarabiliriz. Yemek yedirmek cümlesinden de, zengin-fakir ayrımı yapılmaksızın, aç doyurmanın, cennete girme vesîlelerinden biri olduğunu anlayabiliriz.

Bu anlayışı destekleyen hadîs-i şerîflerden biri de Ebu Hureyre (r.a.)’den rivayet edilen: “Üç şey vardır ki, bunlar üzerine kul hesaba çekilmez. Sahur yemeği, iftar yemeği ve din kardeşleriyle birlikte yenilen yemek.” mealindeki hadîs-i şerîftir.

Değerli din bilgini mutasavvıflarımızdan Süfyân-ı Sevrî’nin: “Aynı sofrada yemek yiyenler, aynı memeden emenler gibi kardeş olurlar.” sözü de, bu bakımdan oldukça anlamlıdır.

Geceleyin insanların uykuya dalıp her yerde sessizliğin hâkim olduğu bir zaman diliminde huşû’ içinde kılınan namaz da, Yaradan’a yar ve yakin olma vesîlesi olduğu herkesin malumudur.

Görüldüğü üzere bu hadîs-i şerîfte, cennete girmeye vesîle olacak ve sosyal saadeti sağlayacak faktörlerin başında selamı yani barışı yaymak geliyor. Onu aç doyurmak izliyor. Ardından geceyi huşû’ içinde ibâdetle geçirmek geliyor.

Biz de bir hafta boyunca toplumda barışın anlam ve önemini anlatıp haftamızı, 821.677 dar gelirli vatandaşa yardım elinin uzatılıp, kısa bir süre de olsa karınlarının doyurulmasına sahne kıldık. Nihayet biz de bu akşam bizlere ikram edilen leziz yemeklerle bir kere daha maddî doyuma erdik. İnşaallah geceleyin kalkıp birkaç rekat namaz kılarak manevî doyuma da erip, selâmetle Cennete gireceklerden oluruz. Rabbim cümlemizi onlardan eylesin.

Vakıf, dernek ve benzeri kuruluş başkanlarıyla, ilim ve fikir ehli dostlarımızdan dileyenlerin beşer dakikayı aşmayacak şekilde önerileriyle düşüncelerini dile getirmeleri dileğiyle sözlerimi noktalarken yüce heyetinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.”

Dr. Ateş’ten sonra kürsüye gelen 22, 23 ve 24. Dönem Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi, 20. Dönem Hatay Milletvekili, Yardımeli Derneği Başkanı Dr. Mehmet Sılay, A.Ü. İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seyfettin Erşahin, A.Ü. İlahiyat Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nusret Çam, VGM Vakıflar Meclisi Emekli Üyesi Ahmet Temizkök, MEB Müşaviri ve Müteşebbis Gelişim Vakfı Başkanı Nurettin Konaklı, TESVAK Yönetim Kurulu Üyesi Aydın Gündez, Kardelen Aile Eğitim, Kültür ve Çevre Derneği Başkanı Şükrü Can, Çubuk Dernekler Federasyonu Başkanı Recep Taş ve 06 İbra Tur Sahibi Seyid Ali birer konuşma yaparak düşünceleriyle dilek ve temennilerini dile getirdiler.

Bu değerli konuşmacıların yaptıkları konuşmalar daha sonra deşifre edilerek Dergimizin Ocak sayısında yayınlanacaktır.

AKŞAM YEMEĞİNDEN GÖRÜNTÜLER