Hakk'ın Halka Rahmeti Mevlid-i Muhammedî
Bu yıl, Hz. İsa (A.S.) ile Hz. Muhammed (S.A.V.)’in doğum yıldönümleri, büyük bir tevâfuk eseri olarak yakın tarihlere denk geldi. Her ikisine de sevgi ve saygı besleyen Müslümanlar, doğumları ile dünyaya değer kazandıran O iki büyük insana hürmet ve muhabbetlerini tazeleyerek, Allah’a kulluğa davet yolundaki çağrılarına kulak asıp Mevlâ-i Müte’âl Hazretlerine ubûdiyette (kullukta) kâim ve dâim olmanın gayreti içinde oldular.
Allah’ın mesajlarını insanlara iletmekle görevlendirilen Peygamberlerin tamamında olduğu gibi, Hz. İsa (A.S.) ve Hz. Muhammed (S.A.V.) de insanları Allah’a kul olmaya ve O’na ibadet etmeye davet eden iki peygamberdi. Hz. İsa (A.S.) Meryem Suresi’nin 30. ayetinde beyan buyurulduğu üzere henüz beşikte yatan bir çocuk iken: “Ben, Allah’ın kuluyum. O, bana kitabı verdi ve beni peygamber yaptı.” demişti. Allah’ın kulu ve resûlü olduğunu söyleyen Hz. Muhammed (S.A.V.) de, tebliğ ettiği Kur’ân-ı Kerîm ile hayatı boyunca halkı Hakk’a kulluğa davet etti.
Hz. İsa (A.S.) kendisinden sonra gelecek peygamberin Hz. Muhammed (S.A.V.) olduğunu müjdeleyerek, O’nun adını ve evsâfını belirtip, geldiğinde O’na iman etmeleri tavsiyesinde bulundu.
“Ben, babam İbrahim’in duası, annemin rüyası ve kardeşim İsa’nın müjdesiyim.” diyen Hz. Muhammed (S.A.V.) de bu gerçeğe işaret etmişti.
Öte yandan Bakara Suresi’nin: “Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler). Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. ‘Allah’ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayrım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır.’ dediler.” mealindeki 285. ayetinde, peygamberlerin tamamına iman edilmesi ve aralarında ayrım yapılmaması ifade edilmektedir.
Dolayısıyla Hz. Peygamber (S.A.V.) ile Hz. İsa (A.S.)’nın doğum yıldönümlerinin yakın günlere tevâfuk etmesinin mutluluğunu yaşayan müslümanlar, doğum günlerini iyilik ve güzelliklerle ihyâ edip, her ikisine de sevgi ve saygılarını sunarak şefaatlerine erme niyazında bulundular.
Bu inanç ve anlayışla ülke genelinde tertiplenen Mevlid Kandili toplantılarında değerli düşünceler dile getirildi ve duygulu dakikalar yaşandı.
Bu cümleden olarak Mevlid Kandili ve Kutlu Doğum günleri dolayısıyla Efendimiz (S.A.V.)’in doğumunu anma ve evsâfını anlatma programı düzenleyip, davetine icâbet eden dostlarına duygulu dakikalar yaşatmayı güzel bir gelenek hâline getiren YOYAV, 22 Aralık 2015 Salı günü örnek bir program gerçekleştirdi.
Besmele ile başlatıp, hamdele ve salvele ile devam ettirdiği bu programda rûh-u Resûlullah’a armağan edilen hatm-i şerîflerle salâvât-ı şerîfelerin ihdâ ve ithâfından sonra, Allah’ı zikir ve şükürle, Resûlullah’ı salât ve selamla anmanın önemini anlatan YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, yaptığı yönlendirici ve yüreklendirici konuşmada şu cümlelere yer verdi:
“Aşk-ı İlâhî ile coşan, muhabbet-i Muhammedî ile pişen, Hak yolunda koşan kıymetli kardeşlerim, Mevlid Kandili münâsebetiyle düzenlediğimiz toplantıya teşrif ederek sevinç ve saadetimizi paylaşan saygıdeğer konuklarımız, Resûlullah’ın tebliğ ettiği Kur’ân-ı Kerîm’i ta’lîm ve tefhîm etmek için başlattığımız Kur’ân-ı Kerîm’e hizmet yolunda bizimle birlikte yürüyen dava arkadaşlarım! Hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyor, saadet-i sermedîyeye ermenizi, cennette Resûlullah’ın civarında olmanızı, Cemâlullâh’ı görmenizi diliyorum.
Besmele ile sözlerime başlarken, sonsuz hamd-ü senâlarımızı yüce Allah’a, sayısız salât ve selamlarımızı da Resûlullah’a arz ediyor, Rabbimizin rahmet ve mağfiretini, Efendimiz’in muhabbet ve şefaatini niyaz ediyorum.
Doğumu ile dünyayı onurlandıran, hayatı ile hakikatleri hatırlatan, davranışları ile doğruları yansıtan, sözleri ile insanlara ışık tutan ve her hâli ile herkese örnek olan sevgili Peygamberimiz (S.A.V.)’in dünyayı teşriflerinin yıldönümüne bir kere daha sizlerle birlikte ermenin bahtiyarlığı içinde, sünnet-i seniyyesine sarılıp, O’na yönelik saldırılar ve saygısızlıklarla hayat yolculuğunda karşılaşılan haksızlıklara karşı çıkan duyarlı ve dirâyetli Müslümanlardan olmamızı diliyorum.
Kıymetli kardeşlerim!
Yüce Yaratıcının insanlığa gönderdiği en son rahmet elçisi, Hz. Muhammed (S.A.V.)’in Allah’tan getirdiği mesajları anlamak, O’nun örnek ahlakını özümsemek, O’na duyulan derin sevgiyi gönüllerden sözlere ve toplumsal bilince aktarmak amacıyla milletimiz, her yıl artan bir heyecanla O’nun dünyaya gelişini “Mevlid Kandili” olarak kutlamaktadır.
Kandiller; Yüce Yaratanımıza yürekten yakarış ve yönelişin, günahlarla kirlenmeye yüz tutmuş gönüllerimizi arındırmanın, kısaca bize kendimizi bulma ve bilmenin, nefsin yanıltıcı arzu ve isteklerinden uzaklaşmanın imkânlarını sunan kutlu zaman dilimleridir.
İşte Mevlid Kandili de insanı insan yapan bütün güzelliklerin odaklandığı bir şahsiyet olan Hz. Peygamber (S.A.V.)’in doğumunu kutladığımız, O’nun hayatımızı aydınlatan insanlık ve merhametini, insaf ve adâletini, kerem ve cömertliğini, kısaca insanlığa sunduğu değerleri anlayıp, hayatımızı O’nun yüce ahlâkıyla güzelleştireceğimiz bir tazelenme mevsimidir.
Malûmunuz olduğu üzere bu yıl, biri 2 Ocak 2015 Cuma, diğeri de 22 Aralık 2015 Salı günü olmak üzere iki defa Mevlid Kandili, bir defa da 20 Nisan 2015 Pazartesi günü Kutlu Doğum programı olmak üzere Efendimiz (S.A.V.)’in dünyayı teşrifleri dolayısıyla üç defa kutlama programı düzenledik. Mevlid Kandillerini bu salonda, Kutlu Doğumu da Mescid-i Nebevî’de Huzûr-u Peygamberî de kutladık. O’na olan sevgi ve saygımızı sergileyerek okuduğumuz hatm-i şerîflerle, getirdiğimiz salavât-ı şerîfeleri doğum günü hediyesi olarak rûh-u şerîflerine armağan ettik. Bugün de benzeri armağanlarımızı rûh-u Resûlullah’a arz ederek doğumunu kutluyor ve şefaatini niyaz ediyoruz. Bize bu imkânı ihsân eden yüce Rabbimize şükürler olsun.
Değerli konuklar!
Bilindiği üzere Hz. Peygamber (S.A.V.) doğdu, yaşadı, Hira Dağı’nda tefekkür ve tezekküre daldı. Peygamberlik görevini aldı, Kur’ân’ı tebliğ etti, islamı yaydı ve görevini tamamlamanın huzûru içinde rûhunu Rahmân’a teslim ederek refîk-i â’lâya irtihal etti.
Doğup dünyaya gelen biz ümmetleri de Efendimiz (S.A.V.)’i adım adım izleyip, yaptığının benzerini yapmalı, O’nun gibi onurlu bir hayat yaşamalı, tebliğ ve ta’lîm ettiği Kur’ân-ı Azîmü-ş şânı öğrenip öğretmeye, yaşayıp yaşatmaya ve dünyanın dört bir yanına yaymaya çalışmalıyız. O’na olan sevgimizi, sünnet-i seniyyesine sarılarak ve davasına sahip çıkarak ispat etmeliyiz. “Ben müslümanım, Peygamberimi severim, dinimi dünyaya değişmem” demek, iyi ama yeterli değildir. Peygamberi sevmek; O’nu örnek almak, yaptığını yapmak, yolunda gitmek ve sünnetine sarılmakla olur.
Bunun için bugün bize düşen; Hz. Peygamber (S.A.V.)’in hayatını çok iyi okuyup öğrenmek, yaptığı her şeyi örnek almak, ahlâk-ı hamîdesi ile ahlaklanmak, sünnet-i seniyyesine sahip çıkmak, yolunda gitmek, izinde olmak, uyarılarına uymak, yasakladığı hâl ve hareketlerden uzak durmaktır. Kur’ân-ı Kerîm’i okumayı öğrenmek, okuduğumuz ayetlerin içeriklerini bilmek, bildiklerimizle amel etmek ve Hz. Peygamber (S.A.V.)’in hadislerini okuyup anlamanın gayreti içinde olmaktır.
Sevgili kardeşlerim!
Bu akşam bir kere daha idrâk etme bahtiyarlığına ereceğimiz Mevlid Kandili münâsebetiyle sizlere âcizâne tavsiyelerim şunlar olacak:
1 Bu gece başlayıp kesintiye uğratmadan her gün Hz. Peygamber (S.A.V.)’in hayatından bir bölümü dikkatle ve dirâyetle okumak,
2 Burada kardeşlerimize öğrettiğimiz hadîs-i şerîflerden bazılarını ezberlemek,
3 Çokça salavât-ı şerîfe getirerek rûh-u Resûlullah ile iletişim içinde olmaya çalışmak,
4 Yapacağımız dualar arasında şu yakarış cümlelerine yer vermek:
“Allah’ım! Bizi ömür boyu Resûlullah’ın nurlu ve onurlu yolunda dâim ve şefaatine nâil eyle.
Bizi Sana lâyık kul, Resûlüne lâyık ümmet ve müminlere lâyık kardeşler eyle.
Bizi sevdiğin, sevdirdiğin ve sevindirdiğin kullarından eyle.
Bizi bu gece rahmetine daldırdığın, cennetine aldırdığın ve cemâlini gördürdüğün kullarından eyle.
Müslümanlara birbirini sevdir, aralarındaki kin, nefret ve düşmanlık duygularını kaldır.
Ebeveynlerimizin ruhlarını şâd, mekânlarını cennet ve makamlarını yüce eyle. Varsa günahlarını bağışla. Onları bizden râzı eyle. Sen de onlardan ve bizden râzı ol yâ Rabbî.”
Kandiliniz kutlu, dualarınız makbul, hayatınız Hakk’a götüren yol olsun. Mevlâ sizden, bizden, cümle ümmet-i Muhammedden ve ebediyete göçen tüm yakınlarımızdan râzı olsun.”