Hitâmı Misk Oldu
Yetmiş sekiz etkinliği içeren 24. Yoksullarla Dayanışma Haftası’nın sonuncusu, Çırak Eğitim ve Öğretim Vakfı’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen durum değerlendirme toplantısı ve ikram edilen akşam yemeği idi.
12-18 Aralık 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilip, başarı ile noktalanan haftada planlanan faaliyetleri gözden geçirip, durum değerlendirmesi yapmak ve 2017 yılında düzenlenecek 25. Yoksullarla Dayanışma Haftası’nda gündeme getirilecek konular hakkında istişare yapmak ve fikir teatisinde bulunmak amacıyla tertiplenen toplantıya katılan konukları kapıda karşılayan YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş ile Çırak Eğitim ve Öğretim Vakfı Başkanı İbrahim Karakoç, teşriflerinden dolayı teşekkürlerini ileterek salona aldılar.
Haftanın açılışında görünüp, kapanışında kaybolan bazı kuruluşların dışında, sözünde sebat edip, davranışında sadâkat gösteren kuruluşların başkan ve temsilcilerinin teşrifleriyle başlayan toplantı 50 kişinin iştirakiyle gerçekleştirildi. Toplantıya katılanlar arasında YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, Çırak Eğitim ve Öğretim Vakfı Başkanı İbrahim Karakoç, 21. Dönem Afyon Milletvekili Müjdat Kayayerli, OSTİM Başkanı Orhan Aydın, Türkiye Güçsüzler ve Kimsesizlere Yardım Vakfı Genel Başkanı Gülgen Dural, Müteşebbis Gelişim Vakfı Başkanı Nurettin Konaklı, TESVAK Başkan Vekili Necati Koyuncu, Ailem Vakfı Başkanı İbrahim Ünal, Çubuk Dernekler Federasyonu Başkanı Recep Taş, Kardelen Eğitim, Kültür ve Çevre Derneği Başkanı Şükra Can, Kilis Yardımlaşma Derneği Başkanı M. Yahya Efe, 06 İbra Tur Seyahat Acentası Sahibi Seyid Ali Dosdoğru, TRT Sunucularından Yasemin Aras da vardı.
Bunlardan İbrahim Karakoç, Dr. İbrahim Ateş, Orhan Aydın, Müjdat Kayayerli, M. Yahya Efe, Gülgen Dural, Nurettin Konaklı, Şükrü Can, İbrahim Ünal ve Recep Taş birer konuşma yaparak haftanın etkinlikleri ile ilgili düşünceleri ile değerlendirmelerini dile getirdiler.
Ev sahibi olarak ilk konuşmayı yapan Çırak Eğitim ve Öğretim Vakfı Başkanı İbrahim Karakoç, yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Değerli dayanışma dostları, kıymetli konuklarımız!
Davetimize icabet ederek bizi ve Vakfımızı onurlandırmanızın mutluluğu içinde hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyor, teşrifinizden dolayı teşekkürlerimizi arz ederek, hoş geldiniz diyorum. Ben ve arkadaşlarım, sizleri Vakfımızın çatısı altında ağırlamaktan büyük bir mutluluk duymaktayız.
Bu yıl, 24. sü gerçekleştirilen Yoksullarla Dayanışma Haftası’nın başarı ile noktalanması vesîleyle sizlerle bir kere daha bir araya gelmenin sevinç ve saadetini yaşamaktayız. Bu hayırlı hizmet hareketinin öncülüğünü yapan ve insanımızın hayrına olan hizmetlerde buluşmamıza vesîle olan kardeş kuruluşumuz YOYAV’ın değerli başkanı Dr. İbrahim Ateş ile yirmi dört yıldır yürüte geldiği bu güzel organizasyona katılarak aramızdaki örnek birlikteliği oluşturan siz dayanışma dostlarını gönülden kutluyoruz.
Biz Çırak Eğitim ve Öğretim Vakfı olarak Yoksullarla Dayanışma Haftası’nın etkinliklerine, ihdas edildiği 1993 yılından bu yana aktif bir şekilde katılmaktayız. Mütevazi miktarlarda da olsa çorbada tuzumuzun olmasından dolayı kendimizi bahtiyar addetmekteyiz. İnanıyoruz ki, sizler de öylesiniz. Gelecek yıllarda gayret ve katkılarımızın artarak devam etmesi dileğiyle tekrar hoş geldiniz diyor, hepinizi sevgi ve saygılarımızla selamlıyorum.”
İbrahim Karakoç’tan sonra kürsüye gelip katılımcılara sevgi, saygı ve şükranlarını sunarak sözlerine başlayan YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş de, yaptığı konuşmada şu cümlelere yer verdi:
“Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
Besmele ile başlayan, başarı ile bitirir. Besmelesiz başlayan, bulduğunu yitirir. Yitirenlerden değil, bitirenlerden olmamız temennisiyle sözlerime başlarken, hepinizi hürmet
ve muhabbetle selamlıyor, sa’yinizin meşkûr, ecrinizin bol ve hayatınızın Hakk’a götüren yol olmasını diliyorum.
24. Yoksullarla Dayanışma Haftamızın son toplantısını tertipleyerek bizleri bu güzel mekânda ağırlamak için kapılarıyla birlikte kalbini de açan saygıdeğer ağabeyimiz Sayın İbrahim Karakoç’a ve siz dayanışma dostlarımızla kardeşlerimize şükranlarımızı sunuyor, cümlemize Cennet ve Cemâlullah ile şefaat-ı Resûlullah’ı niyaz ediyorum.
Allah’ın inâyeti ve kardeşlerimizin gayreti ile bir dayanışma haftasının daha sonuna geldik. Haftanın programına aldığımız 30 hizmet türünden 78 etkinliği gerçekleştirmenin bahtiyarlığına erdik. 33 kurum ve kuruluşun katılımıyla bir hafta içinde bu kadar hayırlı işi başarmanın mutluluğu içinde final niteliğinde olan bu durum değerlendirme toplantısı ile haftayı noktalamak için çatısı altında bulunduğumuz Çırak Eğitim ve Öğretim Vakfı’nın misafiri olarak bu müstesnâ mekânda buluştuk.
Haftanın hitâmı misk oldu diyecek düzeyde değerli düşüncelerin dile getirileceğine inandığım bu toplantının, gelecekte daha güzel ve daha faydalı faaliyetlerin programa alınmasında etken olacak görüş ve düşünceleri, siz kıymetli kardeşlerimizden duymak istediğimizi ifade etmek isterim.
Ben, yapılacak iş ve uğraşlarda istişarede bulunmanın ve değişik düşünceleri dinleyip değerlendirerek üzerinde ittifak edileni uygulamaya koymanın akılcı bir davranış olduğuna inanırım. Hz. Ali (r.a.)’nin: “Ne güzel dayanışmadır, danışma. Ne kötü isti’dâddır, istibdâd.” Anlamındaki sözünü çok severim.
Efendim, yemek öncesi ve sonrası yapılan konuşmaların, dikkatle dinlenme şansının az olduğunu biliyorum. Dolayısıyla yemek öncesi midelerin zil çalması, yemek sonrası da rehavet basması nedeniyle uzun konuşmaların pek fazla ilgiyle dinlenmeyeceğine inanıyorum. Ancak ben, arz etmek istediğim hususları, sabrınızı taşırmadan ve dikkatinizi dağıtmadan az ve öz olarak sunmaya çalışacağım.
Dün akşam Hz. Mevlânâ’nın ebediyete intikalinin 743. yıldönümü dolayısıyla Konya’da düzenlenen sema törenine katılmıştık. Yurt içinden ve dışından birçok Mevlânâ muhibbinin buluştuğu vuslat gecesinde icra edilen sema töreninde doyurucu gösteriler sergilendi, birbirinden güzel ilahiler seslendirildi ve değerli düşünceler dile getirildi. Duygulu dakikalar yaşandı ve unutulmaz anılarla dolu mutlu bir gece geçirildi.
Bugün de Ankara’da Çırak Eğitim ve Öğretim Vakfı’nın ev sahipliğinde düzenlenen durum değerlendirme toplantısı vesîlesiyle verilen akşam yemeğinde ağırlandık. İkram edilen leziz yemeklerle midelerimizin maddî doyuma erdiği gibi, dile getirilecek değerli düşüncelerle de beyinlerimizin beslenmesi dileğiyle programın ikinci bölümü olan durum değerlendirme kısmını başlatmak üzere huzurunuza gelmiş bulunmaktayım.
Değerli dostlar!
Benim söylemekten sıkılmadığım ve tekrar etmekten bıkmadığım üç sözün biri “yardımlaşma ve dayanışma”, ikincisi “dostluk ve kardeşlik”, üçüncüsü de “birlik ve beraberlik”dir.
Bana göre bu kavramlar, üzerinde dikkatle durup düşünülmesi ve doğru değerlendirilmesi gereken hayatî kavramlardır.
Yardımlaşma; yaklaşmanın, kucaklaşmanın ve mutlu yarınlara doğru birlikte kulaç atmanın yoludur.
Dayanışma; dinî ve dünyevî konularda el ele, gönül gönüle, omuz omuza ve sırt sırta verip iyiyi, doğruyu ve güzeli yakalayıp yaşamak için birlikte hareket etmektir. Pakistanlı ünlü şair Muhammed İkbal’in dediği gibi: “Harekette birlik olmazsa, fikirde birlik faydasızdır.”
Yardımlaşma ve dayanışmanın olmazsa olmazı olan paylaşma ise, pastadan pay almak değil, sorunların çözümünde pay almak ve sahip olunan imkânları, onlardan yoksun olanlarla bölüşmektir.
Malumunuz olduğu üzere herhangi bir iş veya hizmet birlikte yapılınca kolaylaşır ve bereketi artar. Başka bir ifade ile sevinçler paylaşıldıkça artar, üzüntüler de paylaşıldıkça azalır. Dolayısıyla toplumun yararına olan herhangi bir iş toplu halde yapılırsa külfeti azalır ve getirisi çoğalır. Toplu halde yenilen yemek de, kardeşçe paylaşma duygusuyla yenileceğinden, daha çok kişiyi doyuma erdirir. “Bir kişinin yiyeceği yemek iki kişiye, iki kişinin yiyeceği de dört kişiye, dört kişininki de sekiz kişiye yeter.” mealindeki hadîs-i şerîf, bu gerçeği dikkatimize getirmektedir.
Öte yandan Süfyân-ı Sevrî’nin dediği gibi: “Aynı sofrada yemek yiyenler, aynı memeden emenler gibi kardeş olurlar.” Böyle bir kardeşlik duygusunu yaşamanın ve Allah’ın bize ihsân ettiği imkânları onlardan yoksun olanlarla paylaşmak suretiyle, sahip olduğumuz nimetlerin bereketini arttırmanın yolu, dostça dayanışmak ve kardeşçe paylaşmaktan geçer. Başkalarıyla bir arada huzur ve mutluluk içinde yaşamayı dileyenler de bu yolu seçer.
Ömür boyu bu yolda yürüyüp, Yaradan’ın rızası doğrultusunda yol almamız temennisiyle sözlerimi noktalarken, değerli düşünceleriyle haftamızın hedeflediği hizmetlere katkıda bulunmak isteyen kardeşlerimizin kürsüye teşriflerini diliyor, saygılar sunuyorum.”
Toplantı Çırak Eğitim ve Öğretim Vakfı Başkanı İbrahim Karakoç’un YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş’e şükran plâketi takdimi ile noktalandı.