İftar Saatinin Sevinç ve Saadeti
YOYAV’ın dar gelirli vatandaşlara ikram ettiği iftarların üçüncüsü, Ramazan-ı şerîfin sekizinci gününe tekabül eden 23 Mayıs 2018 Çarşamba günü verildi. Önceki iki iftarda olduğu gibi, bugün de iftara davet edilen misafirler ikişer üçer kişilik gruplar hâlinde YOYAV Kültür Merkezi’ne geldiklerinde güler yüz ve sevecen bir yaklaşımla salona alınarak kendilerine ayrılan yerlere oturtuldular. Akşam ezanı okununca yemekler servis edilerek besmeleyle iftarlarını açıp, sunulan leziz yemeklerle karınlarını doyurdular.
YOYAV’ın dar gelirli vatandaşlara ikram ettiği iftarların üçüncüsü, Ramazan-ı şerîfin sekizinci gününe tekabül eden 23 Mayıs 2018 Çarşamba günü verildi. Önceki iki iftarda olduğu gibi, bugün de iftara davet edilen misafirler ikişer üçer kişilik gruplar hâlinde YOYAV Kültür Merkezi’ne geldiklerinde güler yüz ve sevecen bir yaklaşımla salona alınarak kendilerine ayrılan yerlere oturtuldular. Akşam ezanı okununca yemekler servis edilerek besmeleyle iftarlarını açıp, sunulan leziz yemeklerle karınlarını doyurdular.
Alışageldikleri YOYAV iftarlarının birine daha katılmanın sevinç ve saadetini yaşayan davetlilerin Ramazan-ı şerîflerini tebrik edip, aile bireyleriyle birlikte huzur içinde bir Ramazan geçirmelerini dileyen YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, iftar sonrası yaptığı selamlama konuşmasında şunları söyledi:
“Davetimize icâbet ederek soframızı şereflendiren sevgili kardeşlerim!
İftar programımıza teşrifinizden dolayı hepinize teşekkür ediyor, yüzlerinizde sürûrun, kalbinizde nûrun ve hanenizde hûzurun hayat boyu devam etmesini diliyorum.
Malumunuz olduğu üzere Müslümanların yaşadıkları sevinç anlarından biri de, iftar anında yaşadıkları sevinçtir. Oruç ibâdetini îfâ edip iftar ettikleri o anda yaptıkları duanın kabul edileceğini bilerek: “Allah’ım! Senin rızan için orucumuzu tuttuk ve verdiğin rızıkla orucumuzu açtık. Açlık ve susuzluk geride kaldı. Ecrimizi bol ve hayatımızı rızana götüren yol eyle yâ Rabbî. Sana sonsuz hamd-ü senâlar, sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’e sayısız salât ve selamlar olsun. Bizleri doyurduğun gibi, bilcümle aç ve muhtaçları da doyur yâ Rabbî.” diyerek sofradaki sevinçlerini paylaşıp sohbet ederler. Sevinçler artar, mutluluklar doruk noktaya erer. Öyle ya büyüklerimizin dediği gibi: “Sevinçler paylaşıldıkça çoğalır. Üzüntüler de paylaşıldıkça azalır.” Bunun içindir ki gönül ehli insanlar, doyurmakla doymayı, sevindirmekle sevinmeyi ve mutlu etmekle mutlu olmayı tavsiye ve telkin ederler. Dolayısıyla bizler de sizlerin sevincini görmekle sevinmekte ve mutlu olmaktayız. Yüce Rabbimizden bizleri böyle bir iftar sofrasında buluşturup sevindirdiği gibi, cennet-i a’lâda bir araya getirip, cemalini göstererek de sevindirmesini niyaz ediyorum. Sevinç ve mutluluğunuz ömür boyu devam etsin, güler yüzleriniz hep gülsün diliyorum.
Kıymetli kardeşlerim!
Bildiğiniz gibi, güllerle dolu güzel bir bahçeye girmek güzel. Yeşilliklerin içinde rengarenk çiçeklerin açtığı bir yere gitmek güzel. Mavinin yeşille kucaklaştığı bir sahilde dolaşmak güzel. Kuşların cıvıl cıvıl ötüştüğü bakımlı bir bahçede oturup, esen serin havayı teneffüs etmek güzel. Kapısı, yapısı, şahane salonları, görkemli odaları, tarihi ve tezyînâtı ile iç açıcı muhteşem bir sarayı gezip görmek güzel ve daha nice güzel şeyler var. Ama bunların hepsinden daha güzel olanı, bir müslümanın nazargâh-ı ilahî olan kalbine girmek ve gönlüne sevinç girdirmektir.
İşte iftar saatinde bu güzellik yaşanmaktadır. Bizlere, böyle bir iftar sofrasında siz kıymetli kardeşlerimizle bir araya gelip kardeşçe kaynaşma ve dostça paylaşma imkânını ihsân eden yüce Rabbimize şükür, bu ve benzeri birlikteliklere vesîle olan hayırsever kardeşlerimize de teşekkür ediyorum. Sizleri de sevgi ve saygıyla selamlıyor, Allah Teâlâ’nın sevdiği, sevdirdiği ve sevindirdiği müstesnâ ve mümtâz kullarından olmanızı diliyorum.”