İlkbahara İlk Adım (Çankırı-Ilgaz Gezisi)
Ülkemizi tanımanın yolu, gezip görmekten geçer. Nerede ne olduğunu ve hangi yörede, hangi ürünler yetiştiğini bilmeyen, onlardan yeteri kadar yararlanamaz. Ayrıca ülkesini tanımayan, onu koruyamaz.
Bu gerçeği göz önünde bulunduran YOYAV, mensuplarıyla davasına destek veren dostlarını zaman zaman düzenlediği gezi programlarında bir araya getirerek, cennet vatanımızın değişik yerlerini gezip görmelerine, oralardaki tarihî ve tabii güzelliklerle, turistik tesislerde güzel günler geçirmelerine imkân sağlamaktadır. Böylece dostlarla değişik yerlerde buluşup, estirilen havayı birlikte teneffüs ederek, aralarındaki kardeşlik bağlarını pekiştirmeyi ve dostluk duygularını geliştirmeyi hedeflemektedir.
2016 yılının Ocak ayında düzenlediği “Abant’ta Kahvaltı” programına katılıp, unutulmaz anılarla dönen mensuplarının ısrarlı istekleri üzerine 5 Mart 2016 Cumartesi günü Ilgaz’a benzeri bir program düzenledi.
Kışın dondurucu soğuklarından sonra ilkbaharın iç açıcı serin ve sevimli günlerinin yüzünü göstermeye başladığı Mart ayının başında, Çankırı’nın Ilgaz İlçesine günü birlik bir gezi düzenleyen YOYAV, bazı mensupları ve kursiyerleri ile ilkbahara merhaba dedi.
5 Mart 2016 Cumartesi günü saat 08.00’de Vakfın önünde bekleyen otobüsteki yerlerini alan YOYAV’lılar, besmeleyle yola çıkıp, okunan Kur’ân-ı Kerîm’i huşû’ içinde dinleyerek, yapılan dualara gönülden ve içtenlikle amin deyip, kabulünü dileyerek Çankırı’ya doğru ilerlediler.
Hocaları ve arkadaşları ile birlikte güzel bir gün daha geçirecek olmanın huzur ve mutluluğu içinde yola devam ederken, bir gün Mekke ve Medine’ye doğru da böyle güzel bir yolculuğa çıkıp, mübarek mekânlarda bir araya gelerek birlikte Yaradan’a yalvarıp yakarma niyazında bulundular.
Bu arada misafirlerini saygı ile selamlayıp, hayırlı yolculuklar temennisinde bulunarak sâlimen gidip, gânimen dönmelerini dileyen YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, yaptığı kısa konuşmada şunları söyledi:
“Sevgili kardeşlerim!
Hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyor, hayırlı yolculuklar diliyorum. Hayat boyu Hakk’ın himayesinde olmanız temennisiyle sözlerime başlarken, cümlenize Cenâb-ı Hak’tan sağlık ve saadetler niyaz ediyorum.
Üyeleri, öğrencileri ve davasına destek veren dostları ile büyük bir aile olan YOYAV, ilimde, ibadette ve hizmette birlikte olmanın yanında, gezip görmede, dinlenip yorgunluk gidermede, yiyip içmede de birlikteliği tavsiye ve telkin etmektedir. Bu birlikteliklerin her şeyden önce birbirinin hâlinden haberdar olup, sevinç ve üzüntülerini paylaşmalarına vesîle olacağı inancıyla mensuplarına bu tür güzellikleri yaşatarak motive olmalarına imkân sağlamaktadır.
Geçen yıllarda gerçekleştirdiği yurt içi ve yurt dışı gezilerine katılan gruplar arasında oluşturduğu dostluk ve kardeşlik ortamını, bu yıl düzenlediği gezilerde de geliştirerek gerçekleştirmenin gayreti içindedir. Gezilen yerlerde görülen güzellikleri içlerine sindirmenin yanında, estirilen havayı doyasıya teneffüs edip, unutulmaz anlar yaşamalarına ve zaman zaman yapılan kısa sohbetlerde verilen dinî bilgilerle donanmalarına özen göstermektedir.
Bu gezimizde de benzeri güzellikleri yaşayıp, unutulmaz bir geziye katılmanın mutluluğu içinde evlerimize dönmemiz dileğiyle sözlerimi noktalarken, güzel bir gün geçirmeniz temennisiyle hepinizi saygı ile selamlıyorum.”
Hocaları ve arkadaşları ile birlikte böyle bir geziyi gerçekleştirmenin mutluluğu içinde, gördükleri güzellikleri izleyerek yola devam eden YOYAV’lılar, Çankırı’ya ulaştıklarında kendilerini karşılayan eskort eşliğinde buradaki tarihî çamaşırhane binasına giderek, hazırlanan kahvaltıda Vali Vahdettin Özcan’la buluşup birlikte kahvaltı etmenin mutluluğunu yaşadılar. Bu vesîleyle kısa bir teşekkür konuşması yapan YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, kahvaltıyı ikram eden Çankırı Valisi Sayın Vahdettin Özcan’a şükranlarını ifade ederek, Vakfın hizmetleri ile faaliyetleri hakkında özet bilgi arzetti ve kendisinin eserlerinden bir paket kitap takdim etti.
YOYAV’lıları bu tarihî mekânda ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Vali Özcan da yaptığı selamlama konuşmasında, Çankırı’nın bazı özellik ve güzellikleri ile ilgili açıklamalarda bulunduğu konuşmada şunları söyledi:
"Sayın Başkanım, Kıymetli Yoksullara Yardım ve Eğitim Vakfı Gönüllüleri Hanımefendi ve Beyefendiler, hepinize hoş geldiniz diyorum. Ben 2011 yılından beri Çankırı’da görev yapmaktayım. Çankırı bir Selçuklu, Osmanlı, Hitit ve Cumhuriyet kentidir. Anadolu’nun ilk Hadis Üniversitesi Çankırı da kurulmuştur. 1926 yılından beri Çankırı Vilayettir. Çankırı da Fabrikaya girmemiş doğal Kaya Tuzu çıkarılmaktadır. Çankırımız da geçmişten bu güne gelen Yaran Kültürü yaşatılmaktadır. Yaran ahiliğin yerel bir örgütlenmesidir. Cumartesi günleri Yaran ocakları yakılmaktadır. Çankırı aynı zamanda sanayi şehridir. Çeşitli mutfak aletleri Şabanözü ilçemizde bulunan fabrikada bayanlarımız tarafından üretilmektedir. Ayrıca dünyaca ünlü futbol takımlarının futbol çorapları da İlimizde üretilmektedir.
Türk Japon ortaklığı ile kurulmuş olan Fabrikada, Falken lastikleri üretilmektedir. Ilgaz ilçemizdeki kayak merkezlerini de görmenizi tavsiye ederim. Hepiniz gönüllü olarak bu işleri yapıyorsunuz, sizi ilimizde görmekten ve ağırlamaktan memnuniyet duyuyorum ve hepinize çok teşekkür ediyorum." dedi bu arada kahvaltının yapıldığı tarihî çamaşırhane hakkında da şunları söyledi:
“Burası Abdulhamid döneminden kalma Çamaşırhane. 1980 yılına kadar çamaşırhane olarak hizmet veren bu bina 1980 yılından 2004 yılına kadar kaderine terk edilerek metruk bir
hale gelmiştir. 2004-2006 yılları arasında Belediyemizce restorasyonu yapılan bu tarihî mekânın açılışı, dönemin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ile Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu tarafından 20 Mayıs 2006 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Çankırı kültürüne kazandırılan ve mülkiyeti Belediyemize ait olan Çamaşırhane, hâlen sanatsal ve kültürel etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır. Zaman zaman sizin gibi değerli misafirlerimiz geldiği zaman açıyoruz. Yemek programları, konferanslar, çeşitli kültürel ve sosyal programlar yapılarak bu mekânı canlı tutmaya çalışıyoruz.”
Vali Özcan, YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş’e tuz lambası ve bütün üyelere de kaya tuzu ile Çankırı tanıtım broşürü hediye etti.
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nce görevlendirilen bir rehber eşliğinde Çankırı içindeki tarihî mekânlardan Buğday Pazarı Medresesi, Taş Mescid (Dâr’ul hadîs), Çankırı Kalesi ve Emir Karatekin Bey’in Türbesini ziyaret ettiler.
İl merkezinde Buğday Pazarı Camii avlusunda bulunan Medrese, 18. Yüzyılda inşa edilmiştir. Taş su basman üzerine ahşaptan iki katlı olarak inşa edilen bu medrese, kuzey-güney yönünde sıralanmış tek sıra hücrelerden oluşmakta olup, günümüzde teşhir mekânları olarak kullanılmaktadır.
Çankırı’da Selçuklu Dönemi’nden kalma en önemli yapıdır. Moloz taştan yapılması sebebiyle tamamen yıkılmış olan şifahane kısmı, Anadolu Selçuklu Hükümdarı I. Alâeddin Keykubat zamanında Çankırı Atabeyi (Valisi) Cemalettin Ferruh tarafından 1235 yılında yaptırılmıştır. Cemalettin Ferruh şifahaneye ilave olarak 1242 yılında bir dâr’ul hadîs inşa ettirmiştir. Halk dilinde bu yapı Taş Mescit olarak isimlendirilmektedir. Mimari özelliğinin yanı sıra yapıya önem kazandıran bir diğer husus ise biri yapı üzerinde, diğeri heykel görünümünde olan iki adet figürlü taş parçanın varlığıdır. Birbirine dolanmış iki yılanın tsvir edildiği ve günümüzde “Tıp Sembolü” olarak kullanılan birinci parça yapı üzerinde bulunmaktadır. Çankırı Müzesinde sergilenen ikinci parçada ise günümüzde “Eczacılık Sembolü” olarak kullanılan kupaya dolanmış yılan figürü bulunmaktadır. Eser uzun yıllar Mevlevihane olarak da kullanılmıştır.
Taş Mescid’den sonra Kale’ye çıkan grup, Kalenin içindeki Karatekin Bey Türbesi’nin ziyaret ederek, okudukları Fatihaları ruhuna armağan ettiler.
Çankırı Kalesi, şehrin kuzeyinde küçük bir tepe üzerine kurulmuştur. Surları moloz taş ve tuğla karışımı ile inşa edilmiştir. Geçmişte yerleşim yeri olarak da kullanılan kaleden günümüze birkaç sur kalıntısı ulaşmıştır. Günümüzde kalede bulunan tek önemli yapı, Çankırı, Kastamonu ve Sinop Fatihi de olan Emir Karatekin Bey’in türbesidir. Büyük Selçuklu Hükümdarı Sultan Alparslan’ın komutanlarından olan Emir Karatekin, 1074 yılında Çankırı’yı fethederek ölümüne kadar burada görev yapmıştır. Türbe, Danişmentliler Dönemi eserlerinden olap tuğla ve moloz taştan inşa edilmiş yalın bir yapıdır. İçinde dört adet sanduka bulunmaktadır.
Çankırı’da bulunan bu tarihî mekânları gezip gördükten sonra Ilgaz’a doğru yoluna devam eden gurup, Çankırı Ilgaz arasındaki Akbak Tesislerine yöneldiler. Burada yenilen öğle yemeği ile kılınan öğle ve ikindi namazlarından sonra Ilgaz’a geçip, Yıldıztepe’ye doğru yola çıktılar. Yoğun kar yağışından dolayı trafiğin tıkanması nedeniyle birkaç saat yolda kaldıklarından ancak akşam üzeri Yıldıztepe’ye ulaşıp oradaki dinlenme yerinde bir süre dinlenip dağ havası teneffüs ettikten sonra, çevredeki karla örtülü ağaçların güzelliklerini temaşa ederek dönüşe geçtiler.
Yurdumuzun cennet köşelerinden biri olan Ilgaz Dağı Milli Parkı, Batı Karadeniz Bölgesi’nde, Çankırı ve Kastamonu illeri sınırları içinde yer almakta olup Ankara’ya 200 km uzaklıktadır. 1976 yılında milli park olarak ilan edilen Ilgaz’ın yüz ölçümü 1.118 hektardır. Yüksekliği 1700 metredir.
Saha değişik karakterlerde vadiler, sırtlar ve doruklardan meydana gelmiştir. Ilgaz Dağının eteklerinden doruklarına doğru gelişen karaçam, kızılçam, köknar, ardıç gibi ağaç türlerinden meydana gelen bitki örtüsü ile kaplıdır. Heybetli orman dokusunun oluşturduğu peyzajın çeşitliliğini görmek mümkündür. Bol akarsuları ile zengin bitki örtüsünün oluşturduğu şartlarda karaca, geyik, yaban domuzu, kurt, ayı, tilki gibi hayvanlara rastlamak mümkündür.
Ayrıca dünyada nadir bulunan bitki çiçek türlerinden bolca görmek mümkündür. Ilgaz denilince akla sadece kayak gelse de, burası bahar ve yaz aylarında da muhteşem bir güzelliğe sahiptir.
Milli parkın diğer önemli bir kaynağı da kış sporları imkânıdır. Kayak sporu yapmayı ve izlemeyi sevenler içinde Ankara Konağı diye adlandırılan saha cazibe noktasıdır.
Ankara il merkezine en yakın kayak sporu merkezi milli park içindedir. Ayrıca sahada doğal yürüyüş, çadırlarla ve karavanlarla kamp yapma imkânı ile günübirlik aktiviteler için uygun imkânlar mevcuttur.
Milli park sınırları içindeki Baldıran Vadisinde Karasu Deresi üzerinde alabalık üretme istasyonları ve avlanma göletleri hizmete açıktır. 15 Haziran–15 Eylül tarihleri arasında ziyaretçiler bu sahada sportif olta balıkçılığı yapabilecekleri gibi yılın her günü isteklerine göre üretim istasyonlarından balık alma imkânına sahiptirler.
Milli park içinde olan Ilgaz Kış Sporları Turizm Merkezinde 800 metre uzunluğunda kayak pisti ile 1500 metre uzunluğunda iki adet telesiyej ve teleksi tesisi çalışmaktadır.
Konaklama için kayak merkezi içerisinde ve yakın çevresinde 8 tesis bulunmaktadır.