KADIN VE KALKINMA
Kadın, kalkınmanın kaynağı ve dayanışmanın dayanağıdır. Kadının kale alınmadığı kalkınma hamleleri kıvamsız ve devamsız olur. Dolayısıyla kadının olmadığı yerde kalkınmadan söz edilemeyeceği gibi kaynaşma ve dayanışmadan da söz edilemez. Bu gerçeğin bilincinde olan ekonomistlerle dirayetli yöneticiler, gerçekleştirilen her atılım ve katılımda kadın unsurunu devamlı gözönünde bulundururlar.
Böylesi büyük ve basîretli yöneticilerden biri olan Atatürk’ün gerçekleştirdiği devrimlerden biri de kadınların erkeklerle eşit toplumsal varlık olarak, toplum içinde yerlerini almalarına imkân sağlamak olmuştur. Atatürk sayesinde Türk kadını güçlenmeye başlamış, erkeğinin yanında sosyal ve ekonomik faaliyetlere hazır hâle gelmiştir. Türk kadını, ilk kez 1843’te Tıbbiye mektebi bünyesinde aldığı ebelik eğitimiyle sosyal hayatta yerini almaya başlamıştır. İş hayatına ilk kez 1897’de “Ücretli İşçi” olarak giren kadınlara, 1913 yılında da “Devlet Memuru” olma hakkı verilmiştir. İlk kadın belediye başkanı Müfide İlhan 1950’de Mersin’den seçilirken, ilk kadın bakan Türkan Akyol 1971’de, ilk kadın vali Lale Aytaman 1991’de atanmıştır. İlk kadın başbakan Tansu Çiller 1993’te hükümet kurmuştur.
Türkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlamıştır. 1975 yılında daha yaygın olarak kutlanmış ve sokağa taşınmıştır. “Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı” programından Türkiye’nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapılmıştır. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmamıştır. 1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “Dünya Kadınlar Günü” kutlanmaya başlamıştır.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla ülkemizde sergilenen etkinlikler çerçevesinde YOYAV’da 1996 yılından bu yana her yıl kadınlarla ilgili ayrı bir konu ele alınarak birbirinden güzel 16 kutlama programı gerçekleştirilmiştir. Bu programlarda “Kur’an’da Kadın”, “Kur’an Penceresinden Kadına Bakış”, “Kadının Ülke Kalkınmasındaki Rolü”, “Çalışan Kadınların Sorunları”, “2000 Yılında Kadın”, “Dünyada ve Bizde Kadın”, “Kadının Toplum Hayatındaki Yeri”, “Siyaset, Sanat ve Sosyal Hayatta Kadın”, “Geçmişte ve Günümüzde Türk Kadını”, “Hayırsever Hanımlar”, “Türk Vakıf Medeniyetinde Kadınların Yeri”, “Bilim ve Teknolojide Kadınların Yeri”, “Ülke Eğitiminde Kadınların Yeri”, “Kadın ve Kariyer”, “Kadın ve Şiddet” gibi önemli konularda değerli düşünceler dilegetirilmiştir.
Bu yıl 8 Mart 2011 Salı günü gerçekleştirilen kutlama programında ise. “Kadın ve Kalkınma” konulu bir panel düzenlendi. Çok sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleştirilen panel, saygı duruşu ve İstiklâl Marşıyla başladı. Panel, beherinde iki bildirinin sunulduğu iki oturumdan oluştu. Emekli Müsteşar Yardımcısı Ülker Güzel’in yönettiği 1. Oturumda Yargıtay Emekli Tetkik Hakimi Saime Toptan “Kadın Eğitiminin Ekonomiye Yansıması” konulu, A.Ü. Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hanım Halilova “Kalkınma Kadınsız Olmaz” konulu birer bildiri sundular. A.Ü. İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün’ün yönettiği 2. Oturumda ise, AKM Eski Başkanı Prof. Dr. Taciser Onuk “Kalkınmada Kadının Yeri ve Önemi” konulu, A.Ü. İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Halide Arslan “İslamın Değil, Müslümanların Değiştirdiği Kadın İmajı” konulu birer bildiri sundular.
Panel dolayısıyla YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş’e Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker ve Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin birer başarı ve iyi dilek mesajı gönderdiler. Bunlardan Başbakan Yardımcımız Sayın Cemil Çiçek ve Milli Eğitim Bakanımız Sayın Nimet Çubukçu tarafından gönderilen aşağıdaki mesajlar okunarak ilgi ve iyi dileklerinden dolayı teşekkür edildi.
“Sayın Dr. İbrahim Ateş
YOYAV Genel Başkanı
Daha önceden belirlenen programım nedeniyle nazik davetinize katılamıyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilerlemesi, gelişmesi ve çağdaş uygarlık düzeyine ulaşması kadınlarımızın bilimsel siyasal, sosyal ve ekonomik hayata aktif katılımları ile mümkün olacağı inancıyla 8 Mart Dünya Kadınlar gününü kutlar, programın başarılı geçmesini dilerim.
Cemil Çiçek
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı”
“Sayın Dr. İbrahim Ateş
YOYAV Genel Başkanı
Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlediğiniz kadın ve kalkınma panelinin açılış törenine yoğun programım nedeniyle katılamıyorum. Türk kadını, tarih boyunca üyesi bulunduğu toplumun her alanda gelişmesine katkılarda bulunmuş ve kurtuluş savaşımızın kazanılmasında da çok önemli rol oynamış, Cumhuriyet ile birlikte ekonomik ve sosyal gelişmemizi belirleyen temel unsurlardan birisi olmuştur. Bu duygu ve düşüncelerle davetinize teşekkür eder, toplantının başarılı olacağı inancıyla, sizi, değerli panelistleri ve organizasyona katkıda bulunanlara tebriklerimle, tüm kadınlarımızın dünya kadınlar gününü yürekten kutlar, seçkin topluluğunuza selam ve sevgiler sunarım.
Nimet Çubukçu
Milli Eğitim Bakanı”
Daha sonra panelin açış konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş mesaj yüklü konuşmasında şunları söyledi:
“Saygıdeğer hanımefendiler, kıymetli konuşmacılar ve katılımcılar, değerli dostlar, sevgili kardeşlerim, basınımızın güzîde temsilcileri!
Yurdumuzda ve dünyamızda coşkuyla kutlanan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlediğimiz “Kadın ve Kalkınma” konulu panelimize katılarak gayretimizi kamçılayan, sosyal ve kültürel etkinliklerimize destek vererek değerine değer katan seçkin heyetinizi sevgi ve saygıyla selamlıyor, katkı ve katılımınızla kalkınma kervanındaki varlığımızı dost, düşman herkese kanıtlayıp kalkındırarak kalkınan, yücelterek yücelen ve sevindirerek sevinen yüce ruhlu insanlardan olmamızı niyaz ediyorum.
Yurdumuzdaki ve dünyamızdaki tüm kadınların bu anlamlı günlerini kutlayarak sözlerime başlarken, kalkınmada kaynak ve dayanışmada dayanak olmada daim olmalarını diliyorum.
16 yıldır Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla aralıksız ard arda düzenlediğimiz kutlama programlarında kadınlarla ilgili olarak ele aldığımız çok ve çeşitli konularda dilegetirdiğimiz düşüncelerle kadınlarımızın yanında olup haklı davalarına destek verdiğimiz, çalışmalarımızı izleyen herkes tarafından bilinmektedir. Teşrifinizle taçlandırdığınız bu panel de bu yönde yürütegeldiğimiz mütevazi hizmetlerimizden birini teşkil etmektedir. Değerli düşüncelerin dilegetirileceğine inandığım bu panelin gerçekleştirilmesine katkıda bulunan muhterem oturum başkanlarımız ve kıymetli konuşmacılarımızla siz saygıdeğer konuklarımıza takdir ve teşekkürlerimizi arzederek, panelden beklenen bilimsel sonuçların sağlanmasını temenni ediyorum.
Bilindiği üzere toplumun temel taşı ailedir. Ailede ana unsur da karı-koca veya ana-babadır. Her iki deyimde de kadın erkekten önce söylenmektedir. Aile çatısının çatılmasında ve yuvanın yapılmasında kadınla erkek yanyana ve birarada iken maalesef siyasî, içtimaî ve iktisadî hayatta öyle değildirler. Erkek sürekli önlerde kadın da devamlı gerilerde görünmektedir. Kadına verilenler hep sus payı ve göstermelik niteliğindedir. Bu hâl bütün ülkelerde ve siyasî partilerde aşağı yukarı benzer şekildedir.
Kadınların durumu uzun bir maraton koşusuna benziyor. Onlar yol aldıklarını sandıkça erkekler uzun atlama yaparak hırsla öne geçiyorlar.
Kadınlar da kabul edelim ki, çok yavaş ilerliyorlar. 2023’te kutlayacağımız Cumhuriyet’in 100’üncü yılında hedeflerimiz büyük. Dünyanın 10’uncu ekonomisi olmak, 500 milyar dolarlık ihracata ulaşmak vs. vs.
Dikkat edildiği üzere kadınlarla ilgi bir hedef koyulmuyor. Oysa dünya insanî gelişmişlik endeksinde şu andaki yerimiz olan 83’üncü sıradan 12 yılda ilk 10’uncu sıraya yükselebilmemiz için hayal ötesi işler yapmalıyız. Demokrasinin çok iyi işlemesine bağlı yapacaklarımız.
Nüfusun yarısı olan kadınlar, erkekleriyle birlikte eşit şartlarda koşmazsa, maraton yarım kalır.
Evet ülkemizde kadın bakan ve başbakan olmuştur. Şu anda da iki bayan bakanımız var ama kadın bakanlarla erkek bakanları ve kadın başbakan ile erkek başbakanları kıyasladığımızda, kadın bakan ve başbakan sayısının erkekler sayısının yanında hiç denecek kadar az olduğu bilinen bir gerçektir.
12 Haziran 2011’de yapılacak genel seçimleri fırsata çevirebilirsek, parlamentoda daha çok kadın yer alacak, ülkemiz, daha demokratik ve daha zengin bir ülke olma yolunda ivme kazanacaktır.
1984’te TÜSİAD’ın ilk kadın üyesi olan ve dünyanın en güçlü beş kadını arasına girmeyi başaran Güler Sabancı, kadınların iş hayatındaki başarılarını vurgulayarak: “Kadınlar başarılı değillerse erkeklerde başarılı olmaz. Başarıyı istiyorsanız kadınlara kapıları açın.” demiştir ki isabetli bir tespitte bulunmuştur.
Kadından Sorumlu Devlet Bakanımız Sayın Selma Aliye Kavaf’ın TÜSİAD’ın düzenlediği “Çalışma Hayatında Kadın” konulu toplantıda yaptığı konuşmada ifade ettiği üzere, yasalarımızdaki eşitlikçi düzenlemelere rağmen çalışma hayatında kadınlar istendiği oranda yer almamaktadır. Avrupa’da kadınların istihdamının oranı yüzde 58 iken, bu oran Türkiye’de yüzde 24.2 seviyesindedir. Oysa dünyada hiçbir milletin kadını Türk kadını kadar çalışkan ve üretken değildir. Bu gerçeği dilegetiren büyük önder Atatürk, Türk kadınının bu müstesna meziyetini şu sözleriyle ifade etmiştir:
“Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim diyemez. Erkeklerden kurduğumuz ordumuzun hayat kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir. Çift süren, tarlayı eken, kağnısı ve kucağındaki yavrusu ile yağmur demeyip, kış demeyip cephenin ihtiyaçlarını taşıyan hep onlar, hep o yüce, o fedakâr, o İlahî Anadolu kadını olmuştur. Bundan ötürü hepimiz bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı, şükranla ve minnetle sonsuza kadar aziz ve kutsal bilelim.”
Türkiye’de yaşayan kırdan kente göç sonucunda, kırda tarım alanında ücretsiz aile işçisi olarak çalışan kadınlar, kente geldiklerinde yeterli eğitim, meslekî ve teknik bilgiye sahip olamamaları nedeniyle iş gücü piyasasında yer alamamaktadırlar. Aynı niteliklere sahip erkeklerin iş gücüne katılma oranının kadınlara göre daha yüksek olması ise bu durumun, kadının aile içi sorumluluklarının kadının ev dışında çalışmasını zorlaştırdığını göstermektedir. Bununla birlikte toplumumuzda ev ve aileye ilişkin yükümlülüklerin genellikle kadına ait görülmesi, kadının gönüllü sosyal hizmet görevlisi olarak algılanması, kadının eğitim veya meslekî eğitim düzeyinin düşüklüğü, piyasa koşullarının elverişli olmayışı, kısmî çalışma imkânlarının yeterince sağlanamayışı gibi etkenler de kadınların iş gücü piyasalarında yeterince yer alamamalarının nedenlerinden birkaçıdır.
Oysa bir ülkenin ekonomik refahı ve kalkınmışlığı açısından kadının iş gücüne sahip olması şarttır. Dolayısıyla istihdama katılmak kadının güçlenmesinin en önemli aracıdır. Öteyandan kadınların çalışma hayatına dahil olmaları sosyal kalkınmanın öndegelen şartlarından biridir. Buna karşılık ülkemizde hâlâ haklarından habersiz, meselelerine ilgisiz ve kalkınmalarına karşı kayıtsız olan milyonlarca kadın vardır.
Türkiye Personel Yönetimince cinsiyetin iş hayatındaki rolünü belirlemek amacıyla düzenlenen anket çalışmasına yüzde 62 oranında kadın, yüzde 38 oranında erkek katılmış olup, anket sonucunda kadınların yönetici olarak erkeği tercih ettiği ortaya çıkmıştır.
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan “Türkiye’de Kadının Durumu” raporuna göre, 100 kadından sadece 12.8’i işveren konumundadır. Kadınların yüzde 51.1’i ücret karşılığında, 34.8’i ise ücretsiz aile işçisi olarak çalışmaktadır. Rapora göre, 4 milyona yakın kadın okuma-yazma bilmemektedir. Bunların 2,5 milyonu 50 ve üzeri yaş gurunda yer almaktadır. 6-24 yaş grubunda ise okuma yazma bilmeyen 220 bin kadın bulunmaktadır.
Profesör, Doçent, Yardımcı Doçent, Öğretim Görevlisi, Araştırma Görevlisi ve Okutman kadroları içinde kadın oranı birçok ülkeden daha yüksek. Bu oranın çok önemli olmasına karşı rektör ve dekanlık gibi üst pozisyonlarda erkek egemenliği devam etmektedir. Okullarda yönetim kadrolarında bulunan 58 bin 835 kişiden sadece 5 bin 298’i (yüzde 8.98) kadın, 53 bin 537’si ise (yüzde 91.02) erkektir.
Raporda, toplam 2 bin 948 belediye başkanının sadece 27’sinin (yüzde 0.9) kadın olduğu hatırlatılmaktadır. Bu kadınlardan sadece 2’si il belediye başkanıdır. 31 bin 790 belediye meclis üyesinin bin 340’ı (yüzde 4.21) kadınlardan oluşmaktadır.