KADIN VE ŞİDDET
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yurdumuzda 7, 8 ve 9 Mart günlerinde çok ve çeşitli etkinlikler düzenlendi. Değerli düşünceler dile getirildi. Kadınlara karşı daha dikkatli ve daha duyarlı davranılması hususunda açıklamalar yapıldı.
Yıllardır kadınlarla ilgili değişik konularda sosyal, kültürel ve bilimsel toplantılar tertipleyen YOYAV da bu vesile ile faaliyet ve hizmetlerini sürdüren kuruluşlardan biri idi. 9 Mart 2010 Salı günü YOYAV Kültür Merkezi'nde çok sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleştirilen "Kadın ve Şiddet" konulu panele katılan konuklar arasında Gaziantep Milletvekili ve AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Fatma Şahin de vardı.
Panel dolayısıyla YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş'e Başbakan Sayın Recep Tayip Erdoğan, Devlet Bakanı Sayın Selma Aliye Kavaf, SP Genel Başkanı Prof. Dr. Sayın Numan Kurtulmuş ve BBP Genel Başkanı Sayın Yalçın Topçu birer başarı ve iyi dilek mesajı gönderdiler.
Başbakan Recep Tayip Erdoğan mesajında şu cümlelere yer verdi:
"Sayın Dr. İbrahim Ateş
YOYAV Genel Başkanı
Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen "Kadın ve Şiddet" konulu panele nazik davetiniz için teşekkür ederim. Ülkemizdeki ve tüm dünyadaki kadınların 8 Mart dünya Kadınlar Gününü tebrik ediyorum. Konunun uzmanlarıyla ele alınacak olan panelin başarılı geçmesini diliyor, farklı bakış açısı ve görüşleriyle davetlileri aydınlatan değerli panelistlere ve tüm konuklara sevgi ve selamlarımı sunuyorum.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan"
Saygı duruşu ve İstiklâl Marşı ile başlayan panel, Selçuk Üniversitesi Fizik Anabilim Dalı Başkanlığı'ndan Emekli Prof. Dr. Gürcan Yülek tarafından yönetildi. Panel yöneticisi Prof. Dr. Gürcan Yülek "Dünya Kadınlarının Ortak Problemi: Şiddet" konulu, Yargıtay Emekli Tetkik Hakimi Saime Toptan "Duygusal Şiddet ve Yasalar" konulu, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hanım Halilova "Dünya Genelinde Kadına Karşı Şiddet" konulu ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Öznur Özdoğan da "Kadına Yönelik Şiddete Manevî-Psikolojik Yaklaşım" konulu birer bildiri sundular.
Panelde protokol konuşmasını yapan Fatma Şahin, kadına şiddetin sosyal bir sorun olduğunu söyleyerek, çözüm için kadını güçlendirirken kurumsal alt yapıyı tamamlamanın, zihinsel dönüşümü sağlamanın gerektiğini ifade etti.
Panelin açış konuşmasını yapan YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş de mesaj yüklü konuşmasında şunları söyledi.
"Saygıdeğer hanımefendiler, kıymetli konuklar, basınımızın değerli temsilcileri!
Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlediğimiz "Kadın ve Şiddet" konulu panelimize katılarak, gayretimizi kamçılayan ve gücümüze güç katan güzide heyetinizi gönülden ve samimi duygularımızla selamlıyor, şiddet ve hiddetten uzak huzurlu bir ortamda mutlu ve umutlu bir hayat yaşayarak dünya ve ahiret saadetine ermemizi yüce Allah'tan niyaz ediyorum.
Mevlâyı Muteal hazretlerinin esma-i hüsnasından (güzel isimlerinden olan) el-Halîm ism-i şerifinin tecellisine mazhar olarak hayat boyu her zaman ve her yerde herkese karşı hilm ile muamelede bulunmamız temennisiyle sözlerime başlarken, iş ve uğraşlarımızla insanî ilişkilerimizde iyilik ve inceliği ilke edinip ibâdullaha (Allah'ın kullarına) yufka yürekli olup, yumuşak davranışlar sergileyerek hayatta hilm havasını hâkim kılmanın gayreti içinde olan yüce ruhlu insanlardan olmamızı niyaz ediyorum.
Değerli Dostlar! Hilmin tersi şiddettir. Şiddet de acımasızlığın, anlayışsızlığın, haksızlığın ve zulmün korkunç tezahürlerinden biridir. Hiçbir şekilde hoş karşılanmayan ve hiçbir canlıya uygulanması uygun görülmeyen bu davranışın insanlara ve özellikle kadınlara reva görülmesi akl-ı selîm, kalb-i selîm, tab-ı selîm ve zevk-i selîm sahibi olan hiçbir kimse tarafından tasvip edilmez. Hakiki Müslümanlardan da iz'ânın, irfânın ve İslâm'ın hoş görmediği böyle bir davranışa tevessül etmeleri beklenmez. Zira, mü'mini kâmil olan bir kimsenin muttasıf olması gereken müstesna meziyetlerden biri de hanımına hilm ile muamelede bulunmasıdır.
Öteyandan rikkat (incelik) şefkat ve merhamet hisleri kadınların tabiatında var olan hasletlerin önde gelenlerindendir. Onlara, tabiatlarına ters düşen şiddet içerikli yaklaşım ve davranışlarda bulunmak, onları bu güzel hasletleriyle bağdaşmayacak davranışlara iteceği gibi, kendilerinden beklenen sevecen ve sempatik tavırları sergilemelerine de set çekeceği çok iyi bilinmeli ve ona göre davranma cihetine gidilmelidir.
Dünyanın hiçbir yerinde şiddetten rikkat doğduğu görülmemiştir. Şiddet şiddeti, rikkat de rikkati getirir. Hiddet ve şiddetin olduğu yerlerde hikmet ve hizmetten söz edilemez.
Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.), hanımına karşı şiddet kullananlara, akşam yatağına alıp da birlikte yatacağı ailesini gündüz döven adamı ayıplayan ikazdan sonra, sözlerini şöyle bağlamıştır. "Bana göre sizin hayırlınız, ailesine karşı hayırlı olandır!"
Bundan sonra ailesine karşı hayırlı olma örneğini de bizzat kendi aile hayatında vermiştir. Nitekim bir defasında Hz. Aişe validemizle bir konuda anlaşamamışlar, farklı düşünmüşler. Hz. Aişe validemiz öyle değil şöyle, demiş. Efendimiz de hayır öyle değil böyle, demiş. Akla gelir ki Efendimiz (S.A.V.) sert bir karşılık vererek hanımını susturup sonucu kendi dediği şekilde bağlamıştır. Hayır, gerçek öyle değildir. Efendimizin teklifi şöyle olur:
-Aişe! sen öyle değildir böyledir diyorsun; ben ise hayır öyle değil şöyle, diyorum. İstersen babanı çağır, durumu ona anlatalım, onun hakemliğine razı olalım.?
-Elbette!.. diyen Hz. Aişe validemizin babası Hz. Ebu Bekir (R.A.) gelir, aralarında hakem olur. İşte bu sırada ibretli bir karşılıklı konuşma geçer. Efendimiz (S.A.V.):
- Sen mi önce anlatacaksın ben mi? Diye sorar. Hz. Aişe validemiz:
- Sen önce anlat; ama doğru anlat, deyiverir. Bu "doğru anlat!" sözcüğü baba Hazreti Ebu Bekr'in beyninde şimşek gibi patlar ve der ki:
- Allah'ın Rasûlü eğri anlatır mı ki, böyle bir şart ileri sürüyorsun? Bundan sonra elini kaldırıp kızına ikaz darbesini indirmek üzere iken Efendimiz (S.A.V.)'in şefkatli gönlü razı olmaz da der ki: "Ya Eba Bekir, biz seni buraya aramızda hakem olasın diye çağırdık, yoksa kızını dövesin diye değil!"
Kıymetli konuklar!
Sosyal hayatın sıkıntılarından olan şiddet günümüze has bir hâl olmayıp, yüzyıllardan beri devam ede gelen ve giderek tırmanış gösteren bir insanlık ayıbıdır.
Uzmanların mumyalar üzerinde yaptığı arkeolojik araştırmalar, kadınların 3 bin yıldan bu tarafa şiddet gördüğünü ortaya koymuştur.
Günümüzde kadına şiddet o kadar artmıştır ki, dövme, sövme, ezme, üzme, horlama ve zorlama sınırlarını aşarak cahiliye dönemi zulmünü hortlatacak şekilde bir babaya öz kızını diri diri toprağa gömdürecek kadar vahşet düzeyine ulaşmıştır. 5.2.2010 tarihli Bugün gazetesinde yayınlanan haber bu hususla ilgili bir olayı Türk kamuoyuna duyurmuştur. "Medine'yi Diri Diri Gömmüşler" başlığı altında yayınlanan ve tüyler ürperten bu haberde belirtilen vahşet, şiddetin cinayet boyutuna geldiğini göstermektedir. Yaratıkların en mükemmeli olan insan bu hale mi gelmelidir? Hayvanlar bile yavrularını koruyup kollamak için kendilerini tehlikeye atarken, insanlardan az da olsa birilerinin böylesi vahşete tevessül etmesi şiddete dur demenin zamanının gelip geçtiğini göstermiyor mu?
Lütfen bu tablo üzerinde durup düşünelim ve daha fazla vakit geçirmeden benzeri cinayetleri önleyecek önlemleri almada güç ve gönül birliği yapalım."
Yapılan birbirinden güzel konuşmalardan sonra kürsüye gelen Faruk Oray, İlker Yeşilay, Sevinç Altan, Neriman Saryel ve Ayten Gülçınar adlı şairler de günün anlam ve önemi ile ilgili okudukları şiirleriyle toplantıya renk kattılar. Konuşmacılara birer şükran plaketi ile toplantıya katılan kadınlara birer gülün takdimi ile noktalanan panel, başkent halkından yoğun ilgi gördü.