Kardeşlik Bağı Yüce ve Yürekten Bir Bağdır
YOYAV’ın yürüte geldiği Kur’ânî Birliktelik ve Dua Günü programlarının 17.si 7 Şubat 2018 Çarşamba günü gerçekleştirildi. “Müslüman Yalnız Yaradan’a Yakarmalı ve Sadece O’na Sığınmalıdır” konulu broşürün dağıtıldığı programda okunan 1033 hatm-i şerif, 1142 Yasîn-i şerif, 809 Mülk Suresi, 933 Nebe’ Suresi, 849 Fetih Suresi, 72 bin 700 Fatiha-i Şerife, 77 bin 400 İhlâs-ı şerif, 54 bin 230 Ayet’el Kürsi, 468 bin Kelime-i Tevhid, 563 bin 60 Salavât-ı Şerife, 99 bin Esma-i Hüsna’nın duasını yapıp sevabını din ve devlet büyükleri, şehitler, gaziler ve toplantıya katılanların isimlerini verdikleri yakınlarının ruhlarına bağışlayan Dr. İbrahim Ateş, yaptığı “Kardeşlik” konulu kısa konuşmada önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Ateş özet olarak şunları söyledi:
“Kıymetli konuklar, sevgili kardeşlerim!
Bir Kur’ânî Birliktelik ve Dua günü programında daha sizlerle bir araya gelmenin sevinç ve saadeti içinde hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyor, kardeşçe kaynaşma, dostça dayanışma ve hakça paylaşma duyguları içinde yekdiğerinizin yanında, yakınında ve yardımında olmanızı diliyorum.
Malumunuz olduğu üzere, insanları birbirine bağlayan ebeveyn ve evlat bağı, akraba ve arkadaşlık bağı, eş ve kardeş bağı, meslektaşlık ve vatandaşlık bağı gibi bazı bağlar vardır. Bunların başta gelenlerinden biri kardeşlik bağıdır. Bu bağın kıvamı da iman, İslam ve ihlas iledir.
Dinimizde kardeşlik kavramı, aynı anne-babadan dünyaya gelenlere hasredilemeyecek kadar geniştir. Kardeşlik, aynı özden var edildiğimizi bilmek, mümine muhabbet beslemektir. Yağmurun toprağa verdiği hayat misali birbirimize rahmet ve şefkatle yaşama sevinci taşımaktır. Birbirimiz için sığınılacak bir liman olabilmektir kardeşlik. Zor zamanlarda gönül alıcı bir söz, mütebessim bir yüz sunabilmektir. Huzur ve mutluluğu paylaşmak, hüzün ve kedere, acı ve ıstıraba ortak olmaktır kardeşlik. Mesafeleri, sınırları, engelleri ortadan kaldıran gönüller arası ülfet köprüsüdür. Renkleri, dilleri, kökenleri farklı da olsa yürekleri bir kardeşler, birbirinin hüznüne, uğradıkları zulüm ve şiddete, akan kan ve gözyaşlarına aslâ duyarsız kalamaz. Çünkü kardeşlik, ayrı bedenlerin aynı kalbî hassasiyetleri paylaşabilmesidir.
Üç türlü kardeşlik vardır: Bunlar insan kardeşliği, iman kardeşliği ve ana-baba bir olan karındaşlık kardeşliğidir.
Beşeriyetin babası Hz. Adem (a.s.), annesi de Hz. Havva olduğu için, bu güne kadar dünyaya gelen ve kıyamete kadar gelecek olan insanların tamamı O’nların torunları olduklarından, dünyadaki insanların hepsi insanlıkta kardeştirler. Nisa Suresi’nin: “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan, ikisinden birçok erkek ve kadın üretip yayan Rabbinize itaatsizlikten sakının…” mealindeki 1. ayetiyle Hucurât Suresi’nin: “Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık…” mealindeki 13. ayetinde bu gerçek beyan buyurulmaktadır.
Müslümanlar da, birbirine insan kardeşi olmalarının yanında yekdiğerine îman (İslam) kardeşidirler. Hucurât Suresi’nin: “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki, esirgenesiniz.” mealindeki 10. ayeti de bu hususu dikkatimize getirmektedir. Aynı ana-baba ve aynı baba ayrı analardan yada aynı ana ayrı babalardan olma kardeşler de üçüncü tür kardeşlerdir ki, bunların miktarı, insan ve iman kardeşlerine oranla daha azdır.
İnsanlar her hâlükârda kardeştirler. Aralarında en azından insan kardeşliği vardır. Onu insan ve îman kardeşliği izler. En kuvvetli kardeşlik ise insan, îman ve ana baba bir kardeşliğidir. Müslümanlar için îman kardeşliği önde gelir. Ana babadan kardeş olan iki kişinin ikisi de mümin ve Müslüman ise, bu kardeşlik üç yönden kardeşliktir ki, birinci sırada olan kardeşliktir. Îman kardeşliğinin değeri diğer iki kardeşlikten daha farklıdır. Zira, insanları birbirine bağlayan en kuvvetli bağ iman bağıdır. Bunun için, Allah Teâlâ Hucurât Suresi’nin meali arz edilen 10. ayetinde: “Müminler ancak kardeştirler…” buyurmuştur.
Hz. Peygamber (s.a.v.)’in insanlara yaptığı çağrıların önde gelenlerinden biri de: “Ey Allah’ın kulları! Kardeşler olun.” çağrısı olmuştur.
İnsanlıkta kardeş olanlarla ana baba bir kardeş olanlar arasında tarih boyunca zaman zaman kavgalar, dövüşler olmuştur. Hattâ Kabil kardeşi Hâbil’i katletmiştir. Ama îmanda kardeş olanlar arasında kavga ve katil olmaması esastır. Fakat ne yazık ki, geçmişte ve günümüzde bazı Müslümanlar bu kardeşliği de kale almayıp birbirine saldırmış ve kardeş kanı akıtmışlardır. Artık Müslümanların kendilerine gelip akıllarını başlarına alarak bu hatâlı harekete son verip Kur’ân’ın kaydettiği kardeşlik uyarısına uymaları, samîmî temennî ve tavsiyelerimiz arasındadır.
Bu cümleden olarak vatandaşlarımızın kardeşçe kaynaşıp, dostça dayanışma ve hakça paylaşma duyguları içinde yekdiğerinin yanında, yakınında ve yardımında olmaları, Yaradan’a yakarışlarımızda yer almaktadır.
Yöneteni-yönetileni, âmiri-memuru, işvereni-işçisi, köylüsü-kentlisi, herkesim ve her seviyedeki herkesi ile hepimiz bir birimizin kardeşiyiz. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadîs-i şerîfinde: “Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez. Onu (düşmana) teslim etmez. Kim (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse, Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim, müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim, bir Müslümanın (kusurunu) örterse, Allah da kıyamet günü onu(n bir kusurunu) örter.” buyurmuştur.
Bu hadîs-i şerîften anlaşılacağı üzere Müslüman müslümanın devamlı desteğinde ve yardımında olmalıdır. Özellikle yanında çalışan insanlara ilgi ve ihtimamını esirgememelidir.
Bu hususta, sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in: “Hizmetçileriniz sizin kardeşlerinizdir. Allah onları sizin emrinize vermiştir. Her kimin emrinde din kardeşi varsa, ona yediğinden yedirsin, giydiğinden giydirsin. Onlara güçleri yetmeyecek işler yüklemeyiniz. Şayet yüklerseniz, bari onlara yardım ediniz.” mealindeki uyarısını kulağına küpe edinmelidir.
Her Müslüman, kendisi için hoşlanıp istediğini mümin kardeşleri içinde istemeli, kendisine hoş görmediğini onlar için de hoş görmemelidir. Müminlerle münasebetlerinde sevgi ve saygıyı esas almalıdır. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in: “Müminler birbirlerini sevmede, birbirlerine karşı sevgi ve merhamet göstermede tek bir beden gibidir. O bedenin bir organı acı çektiği zaman, bedenin diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateş çekerler.” mealindeki tavsîfine layık olmaya çalışmalıdır. Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz içiniz diyecek kadar candan ve duyarlı davranışlarda bulunmalıdır.
Hz. Mevlânâ bir dörtlüğünde şöyle demiştir:
Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim.
Olur ya...
Kalp durur...
Akıl unutur...
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur, ne de unutur...
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın halka hitaplarında onlara: “Kardeşlerim!” diyerek söze başlamasını haddim olmayarak takdir ediyor ve herkes tarafından örnek alınmasını diliyorum.
Malumunuz olduğu üzere Medine medeniyetinin temelini teşkil eden hayat tarzı, Müslümanların yekdiğeriyle yek vücut olup, kardeşçe kaynaşması ve dostça dayanışmasıdır. Ensârla Muhâcirler arasında kardeşlik bağı kuran Hz. Peygamber (s.a.v.) dünyada benzeri görülmeyen büyük bir kenetleşme hâlini meydana getirmiştir. Bu kardeşlik duygularıyla gelişip güçlenen ashâb-ı kirâm dönemin dev devletlerini dize getirmiş ve islâmın nuruyla dünyayı aydınlatmışlardır.
Onların yaptıklarını yapabilmek için onlar gibi kardeş olmak gerekir. Onları örnek alan YOYAV’ın üyeleri, öğrencileri ve davasına destek veren dostları olan sizlerin, benzeri bir kardeşlik ruhuyla burada bir araya geldiğinize inanıyor, Allah Teâlâ’nın bu kardeşliği her türlü hased, fesad ve kötü düşüncelerden korumasını diliyorum.
Sadece dua günü programlarında değil, onunla birlikte her hayırlı işte yekdiğerinizin yanında ve yardımında olmanızı diliyorum. Efendimiz (s.a.v.)’in bir hadîs-i şerîfinde ifade ettiği gibi, kul din kardeşine yardımcı olduğu sürece Allah’ın da onun yardımcısı olacağına inanıyorum.
Yalnız yardımcı olmakla da kalmayıp, yekdiğerinizi hayırlı duanıza dâhil etmenizi tavsiye ediyorum. Bir hadîs-i şerîfte buyrulduğu üzere: “Kim, gıyabında bir din kardeşi için dua ederse, onun yanındaki görevli melek amin! Senin için de bir benzeri verilsin.” der. Yanımızdaki meleklerin bu hayırlı duasına nâil olmamız için birbirimize duadan geri durmayalım. Fiilen, fikren ve ruhen birbirimizin yanında olalım.
Allah’a kul, Resulüne ümmet ve müminlere kardeş olmanın gayretiyle çaba ve çalışmalarımızı sürdürüp “Müminler ancak kardeştirler.” buyuran yüce Allah’ın emirlerine uymayı ve “Müslüman Müslümanın kardeşidir.” diyen sevgili Peygamberimizin yolunda olmayı ilke edinelim.
YOYAV Kurs Öğretmeni Ayşe Doyuk