Âkif’e Allah’tan Rahmet Diledik
Şiirlerinde din, îmân, vatan ve Kur’ânı terennüm eden millî şairimiz merhum Mehmet Âkif Ersoy’u aramızdan ayıran yılların sayısı 81’i buldu.
27 Aralık 1936 tarihinde ebediyete intikal eden şuurlu şairimizin nurlu fikirleriyle, duyarlı dizeleri, yolumuzu aydınlatmaya ve yüreklerimizi ferahlatmaya devam etmektedir. Her fânî gibi O’nun vücudu da toprak olmuştur, ama Müslüman Türk milletinin kalbinde yaşamakta ve hâtıraları hâfızalarda tazeliğini korumaktadır. Tilâvet-i Kur’ân ve hayırlı dua ile ruhu şâd edilmektedir. Allah, böyle hayırla yâd edilip, rahmet ve mağfiret niyazıyla anılmayı, îmânla ebediyete göçen her müslümana nasip eylesin.
Biz YOYAV’lılar, O’nu yıllardır rahmet, mağfiret ve hayırlı dualarla andık. Şiirlerini terennüm etmeye, düşüncelerini dile getirmeye ve yaptıklarını yansıtmaya çalıştık. Allah bizleri, O ve O’nun gibi büyüklerimize layık evlâd ve ahfâd eylesin. Günümüz şairlerinden de O’nun yolunda gidip yaptıklarının benzerlerini yapmaya çalışan başarılı ve gayretli insanları milletimize ihsân eylesin.
Bu inanç ve anlayışla Âkif’i önceki yıllarda olduğu gibi, bu yıl da vefatının 81. yıldönümü günü olan 27 Aralık 2017 Çarşamba günü düzenlediğimiz örnek bir programda minnet ve mağfiret niyazıyla anarak ruhuna rahmet diledik.
Saygı duruşu ve İstiklâl Marşıyla başlayan programda Kur’ân-ı Kerîm tilâvet ederek okunan 7 hatm-i şerifin duasını yapıp, sevabını ruhuna armağan eden YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, yaptığı kısa konuşmada şu cümlelere yer verdi:
“Kıymetli konuklar, değerli Âkif severler, büyüklerine bağlı ve atalarına saygılı olan vefakâr kardeşlerim!
Hayatını Hakk’a ve halka adayan, hâdim-i Kur’ân, nâşir-i irfân ve imanlı bir insan olan merhum Mehmet Âkif’in ebediyete intikalinin 81. yıldönümü dolayısıyla düzenlediğimiz anma programına teşrif ederek, birlikte ruhuna rahmet dilememize vesîle olan güzîde heyetinizi gönülden ve samîmi duygularımızla selamlıyor, böylesine örnek ve önemli bir programda bizimle birlikte olma inceliğini göstermenizin haz ve huzuru içinde hepinize hürmet ve muhabbetlerimizi arz ederek hoş geldiniz diyorum.
İlhâmını Kur’ân’dan, irfanını İslamdan ve iz’ânını îmandan alan merhum Mehmet Âkif, şiirlerinde devamlı dini, îmânı, Kur’ân’ı ve vatanı terennüm eden şuurlu bir şairdi.
“Ruhumun Senden ilahî şudur ancak emeli,
Değmesin mabedimin göğsüne nâ-mahrem eli.
Bu ezanlar ki, şehadetleri dinin temeli,
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.” diyen duyarlı bir dindardı.
“Îmândır o cevher ki, İlâhî ne büyüktür.
İmansız olan paslı yürek sînede yüktür.” diyen bir mü’min-i kâmildi.
“Doğrudan doğruya Kur’ân’dan alıp ilhamı
Asrın idrakine söyletmeliyiz İslamı.” diyen bir hâfız-ı Kur’ân’dı.
“Cânı cânânı, bütün varımı alsın da Hüdâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.” diyen bir vatanperverdi.
Böylesine yüce ruhlu ve şuurlu bir müslümandı bugün bir kere daha manevî huzurunda bulunup ruhuna rahmet dilediğimiz merhum Mehmet Âkif.
1873’te dünyaya gelip, 1936’da hayata gözlerini yuman merhum Mehmet Âkif, millî mücadele döneminde şehirleri ve ülkeleri dolaşıp, bir mütefekkir ve bir vâiz vasfıyla bağımsızlık şuurunu milletimize anlatmış, yazdığı İstiklâl Marşı ile de milletimizin gönlünde silinemeyecek derecede yer edinmiştir.
Âkif, şairliğin yanı sıra kuvvetli derecede hafız, Doğu-Batı musikisine ve spora ilgi duyan çok yönlü bir insandı. Çevresindekiler tarafından hoş sohbetli, zeki ve nüktedan bilinen Âkif, aynı zamanda dostları arasında verdiği sözleri her şartta tutmasıyla tanınmıştır. Bir arkadaşı ile birinin önce ölmesi hâlinde diğerinin onun çocuklarına bakacağına dair sözleşirler. Bu sözden yirmi yıl sonra Âkif, geçim sıkıntısı içindeyken bile sözüne sâdık kalarak, vefat eden arkadaşının çocuklarını evinde evlatlarıyla birlikte yetiştirmiştir.
İstiklâl Marşı güftesi için düzenlenen yarışmaya maddî mükâfat sebebiyle katılmamış, kendisinden ısrarla istenmesi hâlinde İstiklâl Marşını yazmıştır. Kabul edilince alınan meclis kararından dolayı kendisine nakdî mükâfat verilmiş, Âkif ise bu parayı bir hayır kurumuna bağışlamıştır.
O’nu özet olarak anlatmak gerekirse; mütedeyyin insan, mücahit Müslüman, hâfız-ı Kur’ân, dâhî düşünür ve şuurlu şair demek yeterli olur. O’nu bir kere daha minnet, mağfiret ve şükranla andığımız bu günde, Mevlâ-i Müte’âl Hazretlerinden niyazımız; ruhunun şâd, mekânının cennet, makamının yüce olması ve necip milletimizin evlâd ve ahfâdı arasında emsalinin çoğalmasıdır.
Biz Âkif’i anarız.
Yokluğuna yanarız.
Sözlerini tararız.
Ne var, ne yok ararız.
Biz Âkif’i severiz.
Hayır dua ederiz.
Ruhunu şâd ederiz.
Haktan rahmet dileriz.”
Dr. İbrahim Ateş’ten sonra kürsüye gelen YOYAV Onur Kurulu Üyesi N. Yücel Mutlu da “Mehmet Âkif ve Kur’ân Tercümesiyle İlgili Gerçekler” konulu bir konuşma yaptı.
Program, sunulan ikramın alınmasıyla noktalandı.
N. Yücel Mutlu
Bu kare kod ile haberi telefonunuza indirebilirsiniz.