Kilisli Muallim Rif’at YOYAV’da Altıncı Kez Anıldı
Millet ve memleket menfaatine yönelik fikrî faaliyetleriyle yurdumuzun yücelmesine ve insanımızın ilerlemesine önemli katkıda bulunan din ve devlet büyükleriyle ilim ve fikir ehli insanları doğum veya ölüm yıldönümleri dolayısıyla hürmet ve muhabbetle anarak ruhlarına rahmet ve mağfiret niyazında bulunmayı îfâsı îcâp eden insanî bir vazife ve islamî bir vecîbe kabul eden YOYAV, Kilisli Muallim Rif’at’ı vefatının 65. yıldönümü dolayısıyla 22 Şubat 2018 Perşembe günü düzenlediği 6. Anma toplantısında bir kere daha rahmet ve mağfiret niyazında bulundu. Bu vesîleyle tertiplediği “Himmet ve Hikmette Muallim Rif’at” paneline çok sayıda Kilisli Rif’at sever ve ilim ehli davetli katıldı.
Kilis 7 Aralık Üniversitesi’nin iş birliğiyle YOYAV’ın gerçekleştirdiği program ve panele katılanlar arasında Kilis Milletvekili Hilmi Dülger, MEB Emekli Müsteşar Yardımcısı Mehmet Temel, MEB Emekli Özlük İşleri Genel Müdürü Sıtkı Dalkılıç, A.Ü. İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seyfettin Erşahin, Malatya İnönü Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Yalvaç, Çırak Eğitim ve Öğretim Vakfı Başkanı İbrahim Karakoç, Kilis Yardımlaşma Derneği Başkanı M. Yahya Efe, Türkiye Diyanet Vakfı Kurucularından Ahmet Uzunoğlu, Vakıflar Genel Müdürlüğü Emekli Emlak Dairesi Başkanı Ali Taha Özaydın, Emekli Kültür ve Tescil Dairesi Başkanı Sadi Bayram, YOYAV Mütevelli Heyet Üyelerinden Hatice Sevim Turgut, Ökkaş Dağlıoğlu, Mehmet Narince, Onur Kurulu Üyelerinden Ali İhsan Sağlam, Tülay Yetkin ve Fatma Özçelik ile çok sayıda bürokrat ve Kilisli davetli vardı.
TRT Program yapımcısı Yasemin Aras’ın sunumunu yaptığı panel, saygı duruşu ve İstiklâl Marşı ile başlayıp Emekli İl Müftüsü Muslihiddin Kartal’ın Kur’ân-ı Kerîm tilâvetiyle devam etti. Panel dolayısıyla YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş’e başarı ve iyi dilek mesajı gönderen Kilis Milletvekili Reşit Polat ile Kilis Belediye Başkanı Hasan Kara’nın mesajları okunarak kendilerine teşekkür edildi.
YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş’in yaptığı açış konuşmasından sonra kürsüye gelen Kilis Milletvekili Hilmi Dülger ile MEB Emekli Müsteşar Yardımcısı Mehmet Temel birer protokol konuşması yaparak Muallim Rif’atla ilgili duygu ve düşüncelerini dile getirdiler ve paneli tertipleyen YOYAV’a takdir ve teşekkürlerini ilettiler.
Panel yöneticisi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Birinci kürsüdeki yerini alarak panelistleri masaya davet etti ve programdaki konuşma sırasına göre bildirilerini sunmak üzere kendilerine söz verdi. Panelistlerden Kilis 7 Aralık Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Kanter “Kilisli Muallim Rif’at’ın Gözüyle Dede Korkut’u Okumak” konulu, Emekli Müsteşar Yardımcısı-YOYAV Onur Kurulu Üyesi N. Yücel Mutlu “Muallim Rif’at Hakkında Yapılan Yayınlarla Yazılan Yazılar” konulu, Türk Tarih Kurumu Uzmanı Yusuf Turan Günaydın “Kilisli Rif’at Bilge’nin Yazma Eser Temini Alanındaki Himmeti: “Staatsbibliothek Oğuzname Nüshasının Temini” konulu ve Araştırmacı Yazar-Ecz. İbrahim Beşe “İki Hemşeri: Kilisli Muallim Rif’at ve Dr. Mehmet Derviş Kuntman” konulu bildirilerini sundular.
Panelin hitamında merhumun ruhu için okunan hatm-i şerifin duası YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş tarafından yapılarak sevabı ruhuna armağan edildi.
Hitamı misk olan panelin nihayetinde protokol konuşması yapanlar ve panel yöneticisiyle panelistlere YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş’in üç ay önce yayınlanan “Mikrofondan Müminlere-4, Millî Birlik ve Beraberlik ve Arayış” adlı kitaplarından oluşan birer paket kitap ile birer buket çiçek takdim edildi ve Vakıf üyelerinden Tülay Yetkin, Fatma Özçelik, Meral Demirok, Necla Balaban ve Şehnaz Şen tarafından hazırlanan ikramın alınmasına geçildi.
YOYAV’ın örnek etkinliklerinden birinde daha bulunmanın bahtiyarlığı içinde salondan ayrılan davetliler, gördükleri vefakâr davranışlarından dolayı YOYAV yetkililerine takdir ve teşekkürlerini ilettiler.
Yapılan konuşmalarla sunulan bildiriler Dergimizin Mart 2018 sayısında yayınlanacaktır.
YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, panelin açılışında yaptığı konuşmasında şunları söyledi:
Sayın milletvekilim, sayın müsteşarım, sayın genel müdürüm, değerli akademisyenler, saygıdeğer konuklar, değerli dostlar, sevgili kardeşlerim, basınımızın güzîde temsilcileri!
Milletimizin ve memleketimizin medâr-ı iftihârı mümtâz ve müstesnâ kişilerden biri olup, ilmi ve irfanıyla insanlara ışık tutan merhum Kilisli Muallim Rif’at’ın ebediyete intikalinin 65. Yıldönümü dolayısıyla düzenlediğimiz “Himmet ve Hikmette Muallim Rif’at” paneline teşrif ederek birlikte ruhuna rahmet dilememize ve düşüncelerini dile getirip yaptıklarını yansıtmamıza vesîle olan güzîde heyetinizi gönülden ve samîmî duygularımızla selamlıyor, gösterdiğiniz ilgi ve ihtimamdan dolayı hepinize hürmet ve muhabbetlerimizi arz ederek hoş geldiniz diyorum.
İlmi, irfanı, eserleri, düşünceleri ve araştırmalarıyla kültür ve medeniyetimize kıymetli katkılarda bulunan merhum Muallim Rif’at’ın ölüm yıldönümü dolayısıyla 2006, 2009, 2012, 2016 ve 2017 yıllarında beş defa anma programları düzenleyen YOYAV, O’nu hürmet ve muhabbetle yâd ederek ruhuna rahmet niyazında bulunmuştu. Vefatının 65.yıldönümü dolayısıyla düzenlediği bu günkü toplantıda ise, “Himmet ve Hikmette Muallim Rif’at” konulu teşrifinizle onurlandırdığınız bu paneli programına almıştır.
Geçen yıllarda gerçekleştirdiği panellerde olduğu gibi, bu panelde de Muallim Rif’at’la ilgili günümüz insanlarını aydınlatacak yeni ve yararlı bilgilerin gün ışığına çıkarılacağına inanıyorum. Bu inanç ve anlayışla panelin gerçekleştirilmesine katkıda bulunan katılımcılar ve konuşmacılarla konuklarımıza şükranlarımızı sunarak sözlerime başlamak istiyorum.
İnsanlar üzerinde etkili olmanız için dört önemli özelliğe sahip olmanız gerekir. Kucaklayacak sevgiye, kuşatacak ilgiye, duyuracak bilgiye ve doyuracak varlığa sahip olur ve onlarla insanlara yönelirseniz, gönüllerini kazanır ve onlar tarafından sevilip sayılırsınız.
Bu gerçeğin bilincinde olan Müslüman Türk milletinin önde gelen özelliklerinden biri, ilmiyle insanları aydınlatan ve bilimsel eserleriyle onlara yol gösteren ilim ehli büyüklerini, ölümlerinden sonra unutmayıp, onları minnet, mağfiret ve şükranla yâd etmeleridir.
Hayatını Hakk’ın rızası doğrultusunda halka hizmete adayıp, 65 yıl önce böyle bir 22 Şubat günü ruhunu Rahman’a teslim eden merhum Muallim Rif’at’a rahmet niyazıyla tertiplediğimiz toplantıya teşrif eden siz saygıdeğer konuklarımız da bu özelliğe sahip olan vefakâr insanlarsınız. Dolayısıyla sizlere bir kere daha takdir ve teşekkürlerimizi arz etmeyi yerine getirilmesi gereken zevkli bir borç kabul ediyoruz.
Çünkü biz sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in tavsiye ve telkinleri doğrultusunda ilim ehli büyüklerimize sevgi ve saygıda kusur etmemenin gereğine inanıyoruz. Onlara Allah’tan rahmet ve mağfiret dileyip açtıkları ilim ve irfan çığırının kıyamete kadar kapatılmaması için, kişilik ve kimlikleriyle yaptıklarını genç kuşaklara anlatıp aktarmayı zaruri görüyoruz.
Değerli dostlar!
Toplum olarak, ülkemizin yetiştirdiği bilginlerimize sahip çıkmaz ve onlara hak ettikleri sevgi ve saygıyı göstermede kusur edersek, ilmî ilerleme kaydedemez ve bilimsel buluşlar sağlayamayız. Yerimizde sayar dururuz. Elin adamı aya giderken, biz yaya gitmeye devam ederiz ve ülkeden beyin göçünü önleyemeyiz.
Muallim Naci’nin dediği gibi:
“Marifet iltifata tabidir.
Müşterîsiz meta’ zayi’dir.”
İlmiyle âmil ve ameliyle sâlih olan ilim ehlinin müstesnâ meziyetlerinden biri her yeni gün yeni bilgiler edinip onları hayata geçirmeleri ve öğrendiklerini insanlara öğretmeleridir. İkinci özellikleri de ilim ve hikmeti buldukları yerden almalarıdır. İlim ve hikmetin değerini bilen bu insanlar Hz. Peygamber (s.a.v.)’in: “Hikmet müminin yitiğidir. Onu nerede bulursa alır.” mealindeki hadîs-i şerîfinde beyan buyurulduğu üzere, şanı-şöhreti olmayan ve kendilerinden düşük düzeyde olanlardan bile bilgi edinmeyi fazilet kabul ederler. Yeni bilgilerle donanıp aydınlanma ve aydınlatmanın gayreti içinde olurlar. Böbürlenmezler, edindikleri bilgi arttıkça başları eğik, gönülleri alçak ve halleri mütevâzi olurlar. Hayat boyu hikmetin peşinde koşar ve bilmediklerini öğrenmenin gayreti içinde olurlar. Dolayısıyla bu bilginlere “himmet ve hikmet ehli” denir.
Bilgi ile beslenen ve hikmetle hislenen bu ilim ve irfan aşığı insanlardan biri olan Muallim Rif’at’ın gitmediği kütüphane, taramadığı kitap, aramadığı kitapçı kalmamıştı denilse abartılmış edilmiş olmaz. Zira O Arap, Acem, Frenk ayırımı yapmadan ilim ve hikmeti gördüğü her yerden, herkesten ve herkesimden alan, arı gibi her çiçeğe konup özünü özümseyerek bilgi balı üreten iyi bir üretici idi.
Malumunuz olduğu üzere himmet kelimesinin gayret etmek, cehd göstermek, çalışıp didinmek, emek vermek ve bir işe dört elle sarılmak gibi manaları da vardır. “Dede himmet, oğul gayret” atasözü ancak fiilî bir duayla seslendirilen yardım isteğinin kabul göreceğini vurguladığı gibi, himmet bulmanın gayrete bağlı olduğunu da belirtmekte ve himmet ile gayret arasındaki alâkaya da dikkat çekmektedir. Bu zaviyeden himmet, kula nispetle, çalışma ve gayret gösterme; Cenâb-ı Hakk'a nispet edildiğinde ise, kulun ortaya koyduğu faaliyetlere rahmet ve inâyetle mukabelede bulunma manasına gelmektedir.
Her insanın azmettiği ve gayretini yönelttiği bir hedefi vardır. İnsanların kimi sadece karnına, kimi de kalbine yöneliyor. Herkesin kıymeti de yöneldiği şeye göre ölçülüyor. Buradan hareketle, derdi yalnızca dünya olanın Allah katında hiçbir kıymeti olmaz. Hedefi Allah rızası olanın ise, kıymeti kelimelerle ölçülemez.
Bugün günlük hayatımızda himmet deyince akla yardım ve destek geliyor. ‘Falanın himmetiyle müşkülüm çözüldü’ derken, bana sağladığı destekle sıkıntıdan kurtuldum demeyi kastediyoruz. Böyle bir himmeti inkâr eden yok. Çünkü bütün insanlık, birbirine muhtaç bir halde yaratılmıştır. Zayıflar güçlülere, fakirler zenginlere, hastalar doktorlara, câhiller âlimlere muhtaç edilmiş; kendisine maddî-manevî imkân ve nimet verilenler de, onu muhtaçlara ulaştırmakla görevlendirilmiştir.
Himmet, ilahî nurla temizlenmiş ve takvâ ile yücelmiş ruhların Allah’ın izniyle muhtaç kullara yardım etmesidir. Bu yüce ruhlar zamana bağlı değildir, mekân ile sınırlanmazlar. Maddî şartlar engel olmaz onlara. Himmet, kâmil velîlere emânet edilmiş ilahî bir nurdur. O nur ile yol alır, hak yolcularını terbiye ve takviye ederler.
Himmet, Allah’ın bir rahmetidir. Himmet ehli, bir rahmeti yerine ulaştırmakla görevli Allah’ın dostudur. Kur’ân-ı Kerîm’in ifadesiyle onlara “cündullah (Allah’ın askerleri)” denir. Sayılarını, yerlerini ve görevlerini ancak Allah bilir. Onlar, meleklerden ve kâmil müminlerden oluşur. Allah Teâlâ, onlar vâsıtasıyla dilediklerine yardım edip, müşküllerini çözer. Aslında kuluna destek veren ve müşkülünü çözen Allah’tır. Peygamber olsun, veli olsun, diğer varlıklar vâsıtadan başka bir şey değildir. Bu hakikati Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) şöyle ifade buyuruyor: “Asıl veren Allah’tır, ben ise verileni taksim edip yerine ulaştırmakla görevliyim.”
Hikmet ise varlık ve olaylarla ilgili olarak insana huzur ve mutluluk veren, deruni bir seziş ve idrakin adıdır. Hikmet, sıradan ilimden farklıdır. Hikmet olayların arka planını kavramak için sebepler üzerine kafa yormak, eşya ve olayları gönül gözüyle yorumlamaktır.
İnsan hikmet ilişkisi, hikmeti aramakla başlar; hikmeti görmek ve bulmak şeklinde devam eder. Hikmeti bulan hikmet konuşmaya, hikmetle bakmaya ve hikmetle yaşamaya başlar. Hikmet müminin yitiğidir. Nitekim ilim, marifet ve hikmetle elde edilecek özellikler şöyle anlatılır:
Gönül semâsına ilk doğan ışık, hikmet yıldızıdır.
Daha sonra ilim ayı ve mârifet güneşi doğar.
Hikmet yıldızının ışığı ile eşyânın hakîkati müşâhede edilir.
İlim ayının ziyâsı ile mânâ âlemi müşâhede edilir.
Mârifet güneşinin ışığı ile Hz. Mevlâ müşâhede edilir.
Hikmeti bulamayan, aczini itiraf eder. Nitekim Türkçede kullandığımız: “Hikmetinden sual olunmaz” sözü, hikmet arayışında acze düştüğümüzde yapacağımız bir itiraftır. Çünkü insan olayların ve varlık âleminin gidişatındaki hikmetler konusunda verilecek cevap bulamazsa: “Hikmetinden sual olunmaz.” diyerek küllî iradeye teslim olur ki, bu da bir hikmettir.
Ârifler ilk dönemlerden itibaren âlimlerin ulaştıkları bilgilerden farklı ve kendilerine has bir bilgiye sahip olduklarına inanmışlar ve bu bilgiyi “hikmet”, “marifet”,“irfan”, “yakin” gibi yine kendilerine has terimlerle ifade etmişlerdir. Hikmet, marifet ve irfanın başlangıcı ilimdir. Nitekim ârifler, “ilimsiz marifet muhal, marifetsiz ilim vebaldir” demişlerdir. Ya da bir başka ifade ile: “İlimsiz marifet güdük, marifetsiz ilim kütüktür.”
Hikmet Kur’ân ve Sünnet’in şaşmaz hakîkatleridir. Nahl Suresi’nin 125. ayet-i kerîmesinde: “Sen, Rabb’inin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et.” ifâde buyrulan hikmetten maksat, müfessirlerce Kur’ân ve Sünnet olarak tefsir edilmiştir.
İlim şehrinin kapısı olan Hazret-i Ali (r.a.): “Ruhlarınızı hikmetli sözlerle dinlendirin. Çünkü bedenler yorulduğu gibi ruhlar da yorulur.” buyurmuştur.
Dolayısıyla insanın huzuru, ilim ve hikmetsiz gerçekleşemez. Rûhun sıkıntılarını bertaraf eden, onu dünyevî ihtirasların ve nefsânî arzuların kıskacından kurtarıp huzur ve sükûna kavuşturan hakîkat incileri, hep hikmet cümlesindendir.
Bazıları Muallim Rif’at’ı anlatırken, O’nun bir Türkoloji Âlimi olduğunu ifade etmekle yetinirler. Oysa Türkoloji Âlimi olmak O’nun evsâf-ı adîdesinden sadece biridir. O, Hezarfen denecek kadar değişik dallarda sâhib-i selâhiyet olan dâhî bir düşünür, dirâyetli bir araştırmacı, mâhir bir mütercim ve mütebahhir bir ilim ehlidir.
Muallim Rif’at’ın çağdaşları arasında farklı fen bilgileriyle değişik dil ve din bilgilerinde derin bilgi sahibi olan bilginler vardı. Ama ilmin ileri safhası olan hikmet düzeyine eren bilge kişi azdı. Sayısı az ama değeri büyük olan bu bilge insanlardan biri de Kilisli Muallim Rif’at Bilge idi.
Bilindiği üzere Kilis 7 Aralık Üniversitesi bünyesinde “Muallim Rif’at Eğitim Fakültesi” adında bir Fakülte vardır. Neden Muallim Rif’at adına bir fakülte var da başka bir Kilisli bilgin adına bir fakülte yok? Kilis’in yetiştirdiği birçok bilginler olmuş, hattâ Muallim Rif’at’tan daha bilgili olanlar da olmuş. Ama sadece O, diğer bilginler arasında sivrilmiş.
Muallim Rif’at’ın dillere destan olmasında ve adına bir fakülte açılmasında etken olan faktör, O’nun kendini ilme adaması ve eğitime gönül vermesidir. “Okumaya kanmadım./Geçen ömre yanmadım./Kırk yıldır muallimim./Çok şükür usanmadım.” diyen O değerli eğitimcinin hikmete tâlip ve ilme hâdim olmasıdır. Son nefesine kadar öğrenip öğretmeye azmetmesi ve himmetini o yöne sarfetmesidir. Tıpkı kendinden önce:
“Allah’a dayan, saye sarıl, hikmete râm ol.
Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol.” diyen Âkif gibi hikmete yönelmiş ve o yönde yücelmiş olmasıdır.
Bunun içindir ki, vefâkâr milletimiz Burdur’da kurulan üniversiteye “Mehmet Âkif Üniversitesi” adını verdiği gibi, Kilis 7 Aralık Üniversitesi bünyesindeki Eğitim Fakültesine de “Muallim Rif’at Eğitim Fakültesi” diyerek adını yaşatma cihetine gitmiştir. Her ikisine de Allah’tan rahmet ve mağfiret niyazıyla sözlerimi noktalarken, gelişen ülkemizde geleceğe yönelen gençlerimiz arasında benzeri basîretli ve bilinçli bilginlerin yetişmesini diliyor, yüce heyetinizi, bugün için yazdığım “Nur İçinde Yat Muallim Rif’at” başlıklı dört dörtlükten oluşan şiirimle selamlıyorum:
Dindar, bilge insan Muallim Rif’at!
Yoruldun, yılmadın, etmedin rahat.
Altmış beş yıl önce son buldu hayat.
Asrî mezarlıkta nur içinde yat.
Himmet ve hikmetle dolu bir hayat,
Yaşayıp ukbâya açtın kol-kanat.
Zahmet sona erdi, rahmet içre yat.
Yerin cennet olsun, yatağın rahat.
Oradan buraya şöyle bir göz at.
Seni unutanlar ne kadar rahat.
Bilginle beslenen bizlere kanat,
Gerip gönlümüzü sevginle kuşat.
Durmadan çalışıp yatmayan Rif’at!
Artık mezarında huzur ile yat.
Bilinçsiz, bilgisiz beylere inat,
Gönüllerde yaşa, orada kur taht.”
Panel İstiklâl Marşı ve Saygı Duruşu ile Başladı
Protokol Konuşmaları
Hilmi Dülger
Mehmet Temel
Kur'ân-ı Kerim Tilaveti
Muslihiddin Kartal
Panel Konuşmacıları
Prof. Dr. Ali Birinci
Doç. Dr. Fatih Kanter
Yusuf Turan Günaydın
N. Yücel Mutlu
Ecz. İbrahim Beşe
Panelden Görüntüler
Dr. İbrahim Ateş'in, Protokol Konuşmacıları ve Panelistlere buket ve kitap takdimi
Panel sonu ikramdan görüntüler
Bu kare kod ile haber ve resimleri telefonunuza indirebilirsiniz.