Kurtuluş Kur’ân’a Sarılmakta ve Allah’ı Anmaktadır
YOYAV’da ayda bir defa düzenlenen Kur’ânî Birliktelik ve Dua Günü programlarının 23.sü 7 Kasım 2018 Çarşamba günü çok sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleştirildi. Programda okunan 38 hatm-i şerîf, 942 Yâsîn-i şerîf, 154 bin 800 İhlâs-ı şerîf, 17 bin 800 Fatihâ-i şerîfe, 705 Mülk Suresi, 680 Nebe Suresi, 543 Fetih Suresi, 7 bin 500 Ayet’el Kürsî, 1 milyon 132 bin Salavât-ı şerîfe, 950 bin Kelime-i Tevhid, 25 bin Esmâ’ül Hüsnâ, 123 bin 600 Besmele, 83 bin istiğfarın duasına geçmeden önce “Kurtuluş Kur’ân’a Sarılmakta ve Allah’ı Anmaktadır” konusunda önemli açıklamalarda bulunan YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, yaptığı mesaj yüklü konuşmasında şu cümlelere yer verdi:
“Kıymetli kardeşlerim!
Hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyor, cümlemize Cennet ve Cemalullah ile şefaat-i Resûlullah’ı niyaz ederek sözlerime başlamak istiyorum. Ben, kimseye makam-mevki verecek bir konumda ve pozisyonda değilim. Para-pul ya da altın-avadanlık verecek bir güce de sahip değilim. Benim size verebileceğim, ilim ve fikirdir. Bilgi, ilgi ve sevgiyi yansıtan hadîs-i şerîfler, yani Peygamber sözleridir.
Bugün için sizlere altından daha değerli bir hediye hazırladım. Dolayısıyla şöyle bir soru sormak istiyorum. Sizlere birer Reşat altını versem mi daha çok sevinirsiniz, yoksa hazırladığım bu hediyeyi versem mi daha çok sevinirsiniz? Benim bugün size vereceğim hediye “Allah’ı Anmanın Anlam ve Önemi” konulu sekiz sayfalık bir broşürdür. Her sayfası bir altından daha değerli olan bu broşür, beşi birlikten daha kıymetlidir. Onu almanızı, kıymetini bilmenizi, döne döne okumanızı ve tüm yakınlarınıza okutmanızı diliyorum. Ayrıca malumunuz olduğu üzere “23. Kur’ânî Birliktelik ve Dua günü” programını düzenlediğimiz bugün Kasım ayının 7. günüdür. Dolayısıyla bugünkü sohbetimizde zikrullah ile ilgili yedi hadîs-i şerîfi sizlerle paylaşmak istiyorum. Yüce Rabbimizden bana anlatıp aktarmada, sizlere de alma, anlama ve uygulamada tevfîkini refik etmesini niyaz ediyorum.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) ilim, fikir ve zikir meclislerine katılmanın sağladığı saadeti beyan buyurduğu hadîs-i şerîflerinden birinde:
“İyi bir meclis (de bulunmak), müminin iki milyon kötü meclislerde bulunmasına kefaret olur.” buyurmuştur.
Bu hadîs-i şerîften anlaşılacağı üzere Kur’ân-ı Kerîm’in öğrenildiği, okunduğu, anlatıldığı ilim meclisleriyle Allah Teâlâ’nın anıldığı zikir meclislerinde bulunmak, Müslüman için günahlardan arınma ve saadet-i sermediyeye erme vesîlesidir. Dolayısıyla bugün 23. sünü düzenlediğimiz “Kur’ânî Birliktelik ve Dua Günü” programlarının icra edildiği bu toplantılara iştirakiniz, manen motive olmanız ve ruhen yücelmenizde etken olacak önemli ve anlamlı bir birlikteliktir. Bu birlikteliğin müdavimi olan siz kıymetli kardeşlerimizi takdir ve tebrik, katılımınızın da devamını tavsiye ediyorum.
Efendimiz (s.a.v.) zikrullah ile ilgili önemli bir müjdeyi içeren başka bir hadîs-i şerîfinde de:
“Kim cennet bahçelerinde gezip (nimetlerinden) yararlanmak istiyorsa, Allah’ı çokça ansın.” buyurmuştur.
Amellerin hangisi daha faziletlidir diye sorulduğunda da: “Dilin Allah’ı zikretmekle ıslak olduğu halde ölmendir.” buyurmuştur.
Bu ıslaklık mümin için önemli bir hâldir. Zira büyüklerimizden rivayet edildiğine göre, Allah’ı ananlar hariç, her canlının dünyadan susuz olarak çıkacağı bildirilmiştir.
Bir hadîs-i kutside ise yüce Rabbimiz: “Kulum beni andığı ve dudakları beni zikrederek hareket ettiği müddetçe, ben onunla beraberim.” buyurmuştur.
Davut Aleyhisselam Yaradan’a yakarışlarından birinde: “Allah’ım! Eğer beni zikredenlerin meclislerinden geçip, gafillerin meclislerine gittiğimi görürsen, oraya ulaşmadan önce ayağımı kır. Zira bu halde ayağımı kırman bana ihsan ettiğin bir nimetin olur.”
Her Müslüman, Hz. Davut Peygamberin bu yakarışını dikkatle ve dirâyetle okuyup üzerinde durup düşünmeli ve zikir meclislerine gitmeyip eğlence yerlerine yönelmenin vehametini idrak ederek, davranışlarına çeki düzen vermeli ve uzak-yakın demeden ilim, zikir ve fikir meclislerini kaçırmamanın gayreti içinde olmalıdır.
Ümmetinin Allah’ı anmada dâim olmalarını dileyen sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), onları sürekli Allah’ı anmaya teşvik ettiği hadîs-i şerîflerinden birinde:
“Benim söylediğim ve benden önceki peygamberlerin söyledikleri en faziletli söz; ‘lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerîke leh.’ Yani ‘Allah’tan başka ibâdet edilecek hiçbir ilah yoktur. O birdir ve ortağı yoktur.”buyurmuştur.
Diğer bir hadîs-i şerîfinde de: “Bir kul abdestini güzelce alır, sonra gözünü göklere çevirir ve ‘eşhedü en lâ ilahe illallahu vahdehu lâ şerîke leh. Ve eşhedu enne Muhammeden abdühû ve Resûluh’ yani ‘şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur. O birdir ortağı yoktur. Ve yine şehadet ederim ki, (Hz.) Muhammed O’nun kulu ve Resulüdür.’ derse, cennetin kapıları ona açılır. Hangisinden dilerse (ondan) girer.” buyurmuştur.
Cennet-i a’laya dilediğiniz kapısından girenlerden olmanız temennisiyle sözlerimi noktalarken, 7 Kasım 2018 Çarşamba (bugün) tertiplediğimiz Kur’ânî Birliktelik ve Dua Günü programında sizlerle yedi Peygamber incisinden oluşan bu hadîs-i şerîfleri paylaşma imkânını ihsân eden yüce Rabbimize sonsuz hamd-u senâlar ediyorum.”
Yapılan duadan sonra program; çorba, lahmacun, börek, dolma ve baklava ve ayrandan oluşan ikramın alınmasıyla noktalandı.