Milli Birlik ve Beraberlik Semineri
12-18 Aralık 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilen 24. Yoksullarla Dayanışma Haftası etkinliklerinden biri de “Milli Birlik ve Beraberlik” semineri idi. 13 Aralık 2016 Salı günü YOYAV Kültür Merkezi’nde 09.30-13.00 saatleri arasında gerçekleştirilen bu seminerde sunulan bildirilerle yapılan konuşmalarda değerli düşünceler dile getirildi.
İki oturumdan oluşan seminerin 1. Oturumunu Ahmed Yesevî Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Musa Yıldız, 2. Oturumunu da 22, 23 ve 24. Dönem Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi yönetti.
Seminerin açış konuşması ile oturum başkanlarının konuşmalarının yanında 1. ve 2. Oturumda birbirinden güzel 6 bildiri sunuldu. Seminerin açış konuşmasını yapan YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, amaç ve içeriğini özetleyen şu cümlelere yer verdi:
“Yirmi sekiz yıldır yardımlaşma ve dayanışma yolunda bizimle birlikte olup, yüce Yaradan’ın rızası doğrultusunda yapılan çalışmalara katılıp kıymetli katkılarda bulunan saygıdeğer konuklar, değerli dostlar, sevgili kardeşlerim, basınımızın güzîde temsilcileri!
24. Yoksullarla Dayanışma Haftası’nın ikinci gününde gerçekleştirilen “Millî Birlik ve Beraberlik” konulu semineri şereflendiren seçkin heyetinizi sevgi ve saygı ile selamlıyor, şerefli varlığınızla seminerimizi onurlandırmanızın haz ve huzuru içinde hepinize hürmet ve muhabbetlerimizi arz ederek hoş geldiniz diyorum. Bu seminere katılmak için sabahın erken saatlerinde salonumuzu şereflendiren siz dava arkadaşlarımız ve dostlarımızla kıymetli konuşmacılarımıza gönülden ve samîmî şükranlarımızı sunuyor, rıza-i ilâhî ile ödüllendirilmenizi diliyorum.
Birlik dosta güven, düşmana korku vesîlesidir. Birleşip kenetleşmek, gelişip güçlenmeye, bölünüp parçalanmak da yıpranıp yok olmaya yol açar. Yekdiğeri ile yan yana gelip, bir arada bulunanlar, hem kendilerini, hem de yakınlarını korurlar. Bölünüp parçalananlar başkalarını korumak şöyle dursun, kendilerini dahi koruyamazlar.
Dolayısıyla başarının baş şartı birlik, ikincisi de dirliktir. Bireyleri bir araya gelemeyen, birinin ak dediğine diğeri kara diyen ve asgari müştereklerde bile buluşamayan toplumların terakkisi tasavvur edilemez.
Birlik ve beraberlik başarının baş şartı olduğu gibi, güçlü ve güvende olmanın da olmazsa olmazlarındandır. Bu gerçeğin bilincinde olan bireyler birbiriyle, aileler, toplumlar, köyler, kentler, ülkeler ve milletler yekdiğeriyle yan yana gelmeli, birlik ve dirlik içinde olmalı, haksıza karşı haklının yanında ve yardımında olmayı ilke edinmelidirler. Bilhassa bir Allah’a kul olup, imanı bir, irfanı bir, iz’ânı bir, fikri bir, zikri bir, şükrü bir, dini bir, devleti bir, bayrağı bir, vatanı bir olan insanların düşmana karşı tek yürek ve tek bilek hâline gelmesi şarttır. Bu şarta uymamak ve dayanışmaya gerek duymamak, düşmanların saldırılarına açık kapı koymak olur ki, böyle bir hâl pusuda bekleyen düşmanların iştahını kabartmalarına ve saldırmak için fırsat kollamalarına vesîle olur.
Birlik Allah’ın emri, Peygamber’in tavsiyesi ve islamın icabıdır. Kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’in Al-i İmrân Suresi’nin: “ Hep birlikte Allah’ın ipine (İslam’a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın…” mealindeki 103. ayeti ile Enfal Suresi’nin: “Allah ve Resûlüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin, sonra korkuya kapılırsınız ve kuvvetiniz gider…” mealindeki 47. ayeti İslama ve Kur’ân’a sarılıp, birlik ve dirlik içinde olmayı emreden ayetlerden ikisidir.
Ümmetinin sarsılmaz bir binanın duvarları gibi sağlam ve yek vücut hâlinde olup, birbirinin sevinç ve üzüntülerini paylaşmalarını tavsiye eden sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in de konu ile ilgili hadîs-i şerîflerinden biri şöyledir: “Müminler birbirini sevmede, birbirine karşı sevgi ve merhamet göstermede tek bir beden gibidir. O bedenin bir organı acı çektiği zaman, bedenin diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateş çekerler.”
Öte yandan İslam dünyasının değişik yerlerinde Müslümanların birlik ve beraberlik içinde olmalarını isteyen din ve devlet büyükleri de, onlara ışık tutacak önemli uyarılarda bulunmuşlardır. Örneğin Kadı Fâdıl, Selahaddin Eyyûbî’nin vefatından sonra biri kız, on altısı erkek olmak üzere geride kalan on yedi çocuğunun en büyüğü olan Melik Zâhir’e yaptığı nasihatında şöyle demişti: “Eğer ittifak ederseniz, babanızın şahsından başka bir kaybınız olmaz. İhtilaf ederseniz, bundan sonra başınıza gelecek felaketlerin en küçüğü babanızın kaybı olur.”
Bir Arap şairi de çocuklarına verdiği bir öğüdünde: “Yavrularım! Herhangi bir tehlike ile karşılaştığınızda toplu hâlde birlik içinde olunuz. Zira oklar bir arada olurlarsa kırılmazlar. Ama ayrılırlarsa birer birer rahatlıkla kırılırlar.” demişti.
Anadolu’nun manevî mimarlarından olan merhum hünkâr Hacı Bektâş-ı Velî de bir öğüdünde: “Bir olalım, iri olalım, diri olalım.” demişti.
Millî şairimiz merhum Mehmet Âkif Ersoy ise tefrikanın tehlikesine dikkat çektiği mısralarından birinde:
“Girmeden tefrika bir millete düşman giremez.
Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.” demişti.
Batı ülkelerinden biri olan Hollanda’ya ait bir atasözünde de: “Küçük sarmaşıklar, büyük fırtınaları atlatmak için birbirine sarılırlar.” denilmiştir.
Halka hitaplarının çoğunda sözlerini: “Tek vatan, tek bayrak, tek devlet, tek millet” diyerek birlik ve beraberlik içinde olmalarını telkin eden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da 12 Eylül 2016 Pazartesi “Kurban Bayramı” günü yaptığı bir konuşmada: “Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.” demişti.
Ziyaret ettiği bazı Afrika ülkelerinden biri olan Uganda’yı ziyaretinde yaptığı bir konuşmada bu ülkeye ait olan: “Eti çiğneyebilen dişler, birlikte olan dişlerdir.” şeklindeki Afrika atasözünü söyleyerek salondaki davetlileri gülümseten güzel bir espri yapmıştı.
Bu ve benzeri birliktelik uyarılarına uyan duyarlı milletimiz, 15 Temmuz’da FETÖ terör örgütünce yapılan hâin darbe girişimine karşı çıkarak top, tüfek ve tanklara göğüslerini gerdi. Şehit verdi, gazi oldu. Kadını-erkeği, genci-yaşlısı ve herkesimden herkesi ile birlik ve beraberlik içinde direndi. Hâin teröristleri püsküttü. Devlet ve millet düşmanlarına hak ettikleri tarihî dersi verdi. Dost-düşman herkese gücünü gösterdi.
Herkesim ve her seviyedeki herkesin millî birlik içinde olduğu bu tarihî günle, onu izleyen demokrasi nöbeti günlerinde, basınımızın aynı dili kullanıp aynı düşünceyi dile getirmesi de takdire şâyân bir gelişme idi.
Benzeri birlikteliklerin, millî meselelerin tamamında sergilenmesi, samîmî temennilerimiz arasındadır. Dolayısıyla değişik dünya görüşleriyle farklı düşüncelerde olsak dahi anlaşabildiklerimizi birlikte uygulamanın, anlaşamadıklarımızda da birbirimizi hoş görmenin gayreti içinde olmalıyız. Millet ve memleket meselelerinde müttefik olup, aramızdaki görüş farklılıklarını bir kenara bırakarak ülkenin başındaki liderin direktifleri doğrultusunda millet ve memleketin müdâfaa ve muhâfazası hususunda tek ses ve tek nefes hâline gelmeliyiz.
Böyle olursak önümüze çıkan engelleri aşıp amaca ulaşacağımıza ve düşmanlarımızı durdurup heveslerini kursaklarında bırakacağımıza inanıyoruz. Böylece, “böl, parçala, yut” siyasetiyle sömürgelerini sindirip semirmenin ve dünyayı dize getirip, devletleri devirmenin gayreti içinde olan İngilizlerle yandaşlarına yenilmeyeceğimizi haykırarak ifade etmek istiyoruz.”
YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş’in konuşmasından sonra seminerde yer alan bildirilerin sunulmasına geçildi. Ahmed Yesevî Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Musa Yıldız’ın yönettiği 1. Oturumda 20. Dönem Adana Milletvekili Yük. Müh. İ. Ertan Yülek “Din ve Birlik” konulu bildirisini, K.B.lığı Eski Müsteşar Yardımcısı Dr. Nazif Öztürk “Birlikte Hayat, Tefrikada Hezimet Vardır” konulu bildirisini, A.Ü. İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seyfettin Erşahin “Hz. Muhammed (s.a.v.) Sevgisinin Birlik ve Beraberliğimizdeki Yeri” konulu bildirisini sundular.
22, 23 ve 24. Dönem Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi’nin yönettiği 2. Oturumda 24. Dönem Ankara Milletvekili Ülker Güzel “Bir Milletin Birlik, Beraberlik ve Dayanışma İçinde Olması Ne Getirir?” konulu bildirisini, DPT Eski Daire Başkanı Recep Dumanlı “Millî Birlik ve Beraberliğin Sosyal Yapıya Etkileri” konulu bildirisini, TÜSİAV Başkanı Veli Sarıtoprak “Sivil Toplum Kuruluşlarında Birliktelik” konulu bildirisini sundular.
Seminer Dr. İbrahim Ateş’in kapanış konuşmasından sonra konuşmacılara şükran plaketinin takdimini takiben ikram edilen öğle yemeği ile noktalandı.