ÖĞRETMEN KİMDİR?
Herkesin hayatında öğretmenin müstesna bir yeri vardır. Zira kişinin öğretmeni, ebeveyni ile aile bireylerinden sonra en çok biraraya geldiği, bilgi edindiği, bilgi birikiminden yararlandığı ve birçok konuda örnek aldığı öğreten, örnek ve önder insandır. Öğretmenlerin bu özellikleri haiz olmaları, öğrencilerin de onlara hayat boyu hürmetkâr ve medyûn-u şükran olmaları gerekir.
Bu inanç ve anlayışla her zaman ve her yerde öğretmenlerin değer ve itibariyle toplumun tümünden görmeleri gereken sevgi ve saygıyı sürekli dilegetirip layık oldukları yere oturtulmalarının lüzumuna dikkat çeken YOYAV, önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da öğretmenler günü dolayısıyla 24 Kasım 2011 Perşembe günü önemli ve örnek bir kutlama programı düzenledi.
YÖK Başkan Vekili Dr. Uygur Tazebay, A.Ü. Ziraat Fak. Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Hanım Halilova, Prof. Dr. Gürcan Yülek, Çankaya Başkent Halk Eğitim Merkezi Müdür Yardımcısı Ayşe Altıncı, Çırak Eğitim ve Öğretim Vakfı Başkanı İbrahim Karakoç ve bazı sivil toplum örgütü başkanları ile çok sayıda öğretmen ve davetlinin katılımıyla gerçekleştirilen program, saygı duruşu ve İstiklâl Marşı ile başladı.
Dr. Uygur Tazebay, Prof. Dr. Hanım Halilova, M.Yahya Efe ile Dr. İbrahim Ateş birer konuşma yaparak günün anlam ve önemiyle öğretmenlerin ülke kalkınmasına katkıları ve çözüm bekleyen sorunlarıyla ilgili düşüncelerini dilegetirdikleri programda duygulu dakikalar yaşandı. Ayrıca şair Faruk Oray’ın bugün için yazıp okuduğu “Neredesiniz Öğretmenlerimiz” başlıklı şiiri törene renk kattı.
Toplantıya katılan öğretmenlere çiçekler ve çeşitli hediyelerle katılım belgelerinin de takdim edildiği törende konuşan YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, duygu ve düşüncelerini ifade ederek şunları söyledi:
“Saygıdeğer öğretmenlerimiz, kıymetli konuklarımız, değerli dostlarımız, sevgili kardeşlerimiz, basınımızın güzîde temsilcileri!
24 Kasım Öğretmenler günü dolayısıyla düzenlediğimiz kutlama pogramına teşrif ederek hepimizin hayatında müstesna ve mutena yerleri olan öğretmenlerimize sevgi ve saygılarımızla, şükran duygularımızı bir kere daha birlekte sunmamıza vesîle olan güzîde heyetinizi gönülden ve samîmî duygularımızla selamlıyor, bu anlamlı günümüzde bizleri onurlandırmanızın haz ve huzuru içinde hepinize hürmet ve muhabbetlerimizi arzederek hoşgeldiniz diyorum.
Yeryüzünde ilk öğrenici ve ilk öğretici olan Hz. Adem’den günümüze kadar ebediyete göçen tüm öğretmenlere rahmet ve mağfiret, hayatta olanlara da sağlık ve saadet temennisiyle sözlerime başlarken, teröristler tarafından şehid edilen ve Van depreminde hayatlarını kaybeden öğretmenlerimize Allah’tan rahmet ve mağfiret nizayıyla ruhlarının şâd, mekânlarının cennet ve makamlarının yüce olmasını diliyorum.
Malumunuz olduğu üzere Allah Teâlâ’ın insana ilk ihsanı ilim, insanın ilk işi de öğrenmek olmuştur. Dolayısıyla ilim insanın öndegelen ihtiyaçlarından biridir. İlim edinmek için de okuyup öğrenmek gerekir. Bilen öğretir, bilmeyen öğrenir. Öğretmek için öğrenmek gerekir. Her öğretici, öğrenici olmuştur ama her öğrenici öğretici olamamıştır. Öğrenmek öğretmekten önce gelse de, öğretmek öğrenmekden bir basamak ileridir. Çünkü öğretmek için öğrenmiş olmak gerekir. Öğretmende öğrenme ve öğretme özelliklerinin ikisi de vardır.
Allah Teâlâ ilk öğreten, Adam (A.S.) da ilk öğrenendir. Allah’dan öğrendiğini evladına öğreten Adem (A.S.), yeryüzünde ilk öğrenen ve öğreten insan olmuştur. Dolayısıyla öğrencilerinde öğrentenlerin de piri, beşeriyetin babası, ilk insan ve ilk peygamber olan Hz. Adem (A.S.)’dır. Öğrenenlerin de öğretenlerin de O’nu örnek almaları gerekir. Zira Adem (A.S.)’ın evlad ve ahfadına yakışan, ataları Adem (A.S.) gibi öğrenip öğretmektir.
İnsanların, peygamberlerle ana-babalarından sonra en çok sevgi ve saygı duydukları kimseler öğretmenlerdir. İnsanı Allah yaratır, anne doğruru, baba doyurur, öğretmen eğitir, toplum geliştirir. Dolayısıyla her insan Allah’a ibadet, ana-babaya itaat, öğretmene hpürmet ve topluma teşekkürle görevlidir. Biz bugün öğretmenlerimize bu hürmeti, bir kere daha birlikte sergilemek için buradayız. Hz. Ali (R.A.)’nin dediği gibi bize bir harf öğretene köle oluruz. Bize göre öğretmen:
Öğretmen; bilgi ile beyin bileyen ve ilgi ile iyilik dileyen ilim ehlidir.
Öğretmen; bugünün çocuklarını şekillendirerek geleceğin temelini atan insandır.
Öğretmen; çocukların taze ve temiz dimağlarını işleyen, zihnî ve fikrî yapılarını bilgi örgüsüyle ören, içlerindeki incelik ve ruhlarındaki yüceliği gören basîretli kişidir.
Öğretmen; insan yetiştiren, irfan pekiştiren ve iz'an geliştiren insanlık mimarıdır.
Öğretmen; bilgi transfer eden, eğiten, öğreten ve bildiğini seve seve veren verici ve verimli kimsedir.
Öğretmen; bilgi ocağının başı ve toplum yapısının temel taşıdır.
Öğretmen; yavruları yoğuran, doğruları duyuran ve dimağları doyuran kimsedir.
Öğretmen; her türlü takdirin üstünde ve her türlü övgünün ötesinde önemi haiz olan bir özveri ile çalışan, arı gibi çiçeklerden derleyip, çocuklara aktaran fedakâr insandır.
Öğretmeni saymayan, ilme önem vermeyen, kitap yüzü görmeyen, kütüphaneye girmeyen ve okul nedir bilmeyen insanların yobazlıkta yüzmesi, bataklıkta gezmesi, cehaletle azması ve düşecekleri çukuru kendi elleriyle kazması kaçınılmaz olur.
Sözlerimi yıllar önce yazdığım şu dörtlükle noktalıyor yüce heyetinize saygılar sunuyorum.
Yurt ve yavru senin, yücelt Öğretmen
Yaz, oku ve öğret, yönelt Öğretmen
Yön ve yöntem senin, yön ver Öğretmen
Söz ve sistem senin, şevk ver Öğretmen