Rağbetler Rahmân’ın Rızâsına Yönelmeli
Bu yıl Müslümanlar, iyilikler iklimi ve maneviyât mevsimi üç ayların ilki olan Recep ayını, 8 Nisan 2016 Cuma günü bir kere daha idrâk ettiler. Dolayısıyla 7 Nisan2016 Perşembe gününü 8 Nisan 2016 Cuma gününe bağlayan gece kutlanan Regaib Kandili birbirinden güzel birçok programlara sahne oldu. Toplantılar tertiplendi, tebrikler te’âtî edildi. Yoksullar gözetildi, yaşlılar, yakınlar ve hastalar ziyaret edildi, gönüller Allah’a açıldı, dua ve dilekler dile getirildi. Herkes Hakk’a yakarıp rahmet ve mağfiret niyazında bulundu.
Regaib Kandiline ermenin ve üç aylara girmenin haz ve huzuru içinde gerçekleştirilen kutlama programlarından biri de YOYAV Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Rağbetler Rahmân’ın Rızâsına Yönelmeli” konulu kapsamlı programdı.
Çok sayıda davetlinin katılımıyla 7 Nisan 2016 Perşembe günü saat 13.30’da Kur’ân-ı Kerîm tilâveti ile başlayan programda, okunan hatm-i şeriflerin duasını yaparak sevabını din ve devlet büyükleri ile şehitler ve ebediyete intikal eden bilumum müslümanların ruhlarına armağan eden YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, davetlileri saygıyla selamlayıp, kandillerini kutlayarak başladığı mesaj yüklü konuşmasında önemli açıklamalarda bulundu.
Dinî duyguların doruk noktaya erdiği kandillerin, kardeşliğin kıvâmına ve dostluğun devâmına vesîle olması niyazında bulunan Dr. Ateş, Regaib Kandili ile diğer kandillerde gösterilen dinî duyarlılığı, hayatın her safhasında ve her gününde sergilemenin gayreti içinde olmanın zarûret ve ehemmiyetini vurguladı.
Bu gece yapılan duaların kabul edileceğini ifade eden Dr. Ateş: “Arzuların Allah’a arz edilip, kabûlü dileğiyle tevbe ve istiğfârda bulunulan bu mübarek gecede, ülke ve insanımızın huzur ve mutluluğu ile teröristlerin saldırılarından korunması için de dua etmeli, bizleri doğurup dünyaya getiren annelerimiz, besleyip büyüten babalarımız, eğitip öğreten hocalarımız ve ebediyete intikal eden tüm yakınlarımızla, vatanımızı korumak için canlarını seve seve feda eden şehitlerimiz için rahmet ve mağfiret niyazında bulunmalıyız. Davranışlarımızın dirâyetli, bakışlarımızın basîretli ve adımlarımızın isâbetli olması ile hayat boyu Hakk’ın himâyesinde, hidâyetinde ve inâyetinde olmamız için Yaradan’a yalvarıp yakarmalıyız. Adımlarımızı Allah için atmalı, yatırımlarımızı O’nun rızası için yapmalı ve hayat boyu Habîbullah’ın izinde olmayı hedeflemeliyiz.
Dinî hayatımızda “Üç Aylar” diye bilinen Recep, Şa’ban ve Ramazan aylarının feyizli ve bereketli maneviyât mevsimine bir kere daha girmek üzereyiz. Bu gece Regaib Kandili, yarın da Recep ayının birinci günüdür. Bu ay tevbe, istiğfâr ve ibâdet ayıdır. Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.) bir hadîs-i şerîfinde: “Cennette öyle köşkler vardır ki, onlara ancak Recep ayında oruç tutanlar girer.” buyurmuştur. Bir gün Hz. Peygamber (S.A.V.) Recep ayındaki ibâdetlerin fazîletini anlatırken, yaşlı bir zat: “Yâ Resûlallah! Recep ayının tamamını oruçlu olarak geçirmeye gücüm yetmez.” deyince Hz. Peygamber (S.A.V.): “Sen, Recep ayının 1., 15. ve sonuncu günleri oruç tut, hepsini tutmuş sevabına kavuşursun. Çünkü sevaplar on misli ile yazılır. Fakat, Receb-i şerîfin ilk Cuma gecesinden gâfil olma!” buyurmuştur.
Receb-i şerîfin gâfil olunmaması gereken ilk Cuma gecesi olan bu akşam, Regaib Kandilidir.
Sözlükte “Kendisine rağbet edilen şey, bol ve değerli bağış” anlamına gelen Regaib kelimesi, dinî literatürde “bol sevap ve mükâfat, fazîletli amel” manalarında kullanılmakta olup, hicrî takvime göre yedinci ay olan Recep’in ilk Perşembesini Cuma’ya bağlayan geceye ad olmuştur.
Bu gecenin önemine işaret eden Hz. Peygamber (S.A.V.) bir hadîs-i şerîfinde: “Beş gece vardır ki, onlarda yapılan dualar geri çevrilmez. Bunlar; Recep’in ilk (Cuma) gecesi (Regaib Gecesi), Şa’ban’ın ortasında bulunan gece (Berat Gecesi), Cuma geceleri, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı geceleridir.” buyurmuştur.
Regaib gecesine özel yapılması gereken bir ibâdet bulunmayıp, Müslümanlar bu geceyi Kur’ân-ı Kerîm tilâveti, tevbe-istiğfâr, namaz, dua, zikir ve tesbîhât ile değerlendirmelidirler. Bu gece Allah’a bağlılık ve kulluğun, aile bireyleri ve diğer insanlarla ilişkilerin gözden geçirilmesi, dargınlıkların giderilip gönüllerin alınması, hayır ve iyiliklerin arttırılması için bir fırsat olarak görülmelidir.
Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.), Recep ayına girerken: “Allah’ım! Recep ve Şa’ban’ı bize mübârek kıl ve bizi Ramazan’a kavuştur.” diye dua ederdi. Biz de bu mübârek ayın eşiğine geldiğimiz değerli dakikalarda düzenlediğimiz bu programda, aynı dua ile söze başlayarak hem Efendimiz (S.A.V.)’in bir sünnetini yerine getirmek, hem de benzeri dileklerle Yaradan’a yalvarıp yakararak bu mübârek ayların feyiz ve fazîletinden faydalanmak istiyoruz.
Malumunuz olduğu üzere Allah katında bütün zamanlar eşittir. Hiçbir vakit diğer vakitten üstün değildir. Ancak bazı vakitler, içinde meydana gelen bir takım hâdiselerle ilahî tecellîler sebebiyle diğer zamanlardan daha fazîletlidir. Üç aylar olarak bilinen Recep, Şa’ban ve Ramazan ayları da bu vakitlerdendir. Bu aylar içerisinde bulunan Regaib, Miraç, Berat ve Kadir Geceleri, Rabbimizin rahmetinin, affının ve lutfünün yağmur gibi insanlığa yağdığı zamanlardır. Bu ayların fazîletine dâir Hz. Peygamber (S.A.V.)’den nakledilen rivayetlerin yanı sıra dinî kültürde mübârek sayılıp kutlanan kandillerin üç aylara ayrı bir önem verilmesine vesîle olmuştur. İbâdet, dua, zikir ve hayırlı işlerle daha fazla meşgul olunarak dinî duyarlılığın daha yoğun olarak yaşanmasına zemin hazırlamıştır.
Üç aylarda yerine getirilmesi gelenek hâlini almış nâfile ibâdetlerden biri oruçtur. Ramazan ayında kasten bozulan oruçtan dolayı yerine getirilmesi gereken iki aylık keffâret orucunun, ayrıca kaza ve nâfile oruçların Recep ve Şa’ban aylarında tutularak üç ayların imkânlar çerçevesinde oruçlu geçirilmesi yaygın bir anlayış hâline gelmiştir.
Üç aylarda oruç tutmanın âdet hâline gelmesinde, bu ayların fazîletine dâir Hz. Peygamber (S.A.V.)’den nakledilen rivayetlerin büyük katkısı vardır. Ayrıca milletimizin Ramazan ayını dinî duyarlılık ve ibâdet yoğunluğu içinde karşılama, bedenen ve rûhen bu mübârek aya hazır olma niyetinin bu yönde etkili olduğunu söylemek de mümkündür.
Zünnûn-i Mısrî: “Recep tohum ekme, Şa’ban sulama, Ramazan ise hasat ayıdır.” demiştir. Bu akşam bir kere daha idrâk etme bahtiyarlığına ereceğimiz mübârek Regaib kandilini ibâdet, tâ’at, tilâvet-i Kur’ân, zikr-i Rahmân, tevbe, istiğfâr ve bolca salavât-ı şerîfe getirerek dolu dolu geçirmemiz dileğiyle kandilinizi kutluyor, hepinize dünya ve ahiret saadeti niyaz ediyorum.”
Program sunulan ikramın alınmasıyla noktalandı.