Âşûrâ Gününün Güzellikleri
Haftada 7, yılda 365 gün olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Tabii haftayı oluşturan günlerden beherinin bir adı olduğu gibi, zarf olduğu iş ve olaylar da vardır. Dolayısıyla birer zaman dilimi olmaları itibariyle birbirinin aynı olmakla beraber ad ve içerikleri bakımından farklıdırlar. Keza mevsimlere göre muttasıf oldukları uzunluk-kısalık, sıcaklık-soğukluk gibi özellikler bakımından da farklılık arz ederler. Bu arada sahne oldukları önemli olaylara göre de diğerlerinden temâyüz ettikleri farklılıklar da vardır. Mesela Hz. Peygamber (s.a.v.)’in doğduğu, Kur’ân-ı Kerîm’in indirilmeye başladığı, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in huzûr-u Hak’da ağırlandığı (Miraç Kandili), Hz. Musa (a.s.)’nın Firavun’un, Hz. İbrahim (a.s.)’in Nemrud’un zulmünden kurtulduğu gün, Bedir zaferinin kazanıldığı Mekke’nin, Kudüs’ün ve İstanbul’un fethedildiği ve cennet vatanımızın düşman işgalinden kurtulduğu gün gibi önemli olaylara zarf olan günler, diğerlerine göre daha anlamlıdırlar. Bu günlerden biri de âşûrâ günüdür.
İnsanların saadet ve selametine vesîle olan bunlar ve benzeri gün ve gecelerin yıl dönümleri dolayısıyla kutlama toplantıları tertipleyip mensupları ile dostlarını motive edecek programlar gerçekleştiren YOYAV, 3 Kasım 2014 Pazartesi günü saat 13.30’da manalı ve muhtevalı bir toplantı tertipledi. Hz. Hüseyin (r.a.) başta olmak üzere Kerbela şehitlerinin ruhlarına ithafen okunan hatm-i şerîflerin duasını yapıp, sevabını ruhlarına armağan eden Dr. İbrahim Ateş, yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Geçmişi şanlı, gönlü imanlı, dili Kur’ânlı olan kıymetli konuklar, bakışları basiretli, yaklaşımları yürekli ve davranışları dirayetli olmasını dilediğim değerli dostlar, atalarına saygılı, büyüklerine bağlı olduğuna inandığım sevgili kardeşlerim, basınımızın güzîde temsilcileri!
Kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’de kıymet verilen dört aydan biri olan Muharrem ayının 10. (Âşûrâ) gününde siz kıymetli konuklarımızla bir araya gelip, başta Bedir, Uhud, Kerbela ve Çanakkale şehitleri olmak üzere din, iman, Kur’ân ve vatan uğruna canlarını seve seve feda eden tüm şehitlerimizi rahmet ve mağfiretle anarak ruhlarına rahmet dilemenin mutluluğu içinde seçkin heyetinizi sevgi ve saygı ile selamlıyor, toplantımıza teşrif ederek bizleri onurlandırmanızın haz ve huzuru içinde hepinize hürmet ve muhabbetlerimizi arz ederek hoş geldiniz diyorum.
Kıymetli konuklar!
Ebediyete intikal eden insanlar için yapılacak en değerli iş, onları rahmet ve mağfiretle anarak ruhlarına rahmet dilemek ve okunan hatm-i şerîflerle Fatiha-i şerîfelerin sevabını ruhlarına armağan etmektir. Bu gerçeğin bilincinde olan YOYAV, hayatta olanlara Kur’ân öğretmeyi, ebediyete göçenleri de tilâvet-i Kur’ân ve hayırlı dua ile yâd etmeyi ilke edinmiştir. Bu ilke istikâmetinde çaba ve çalışmalarını sürdürerek bugüne kadar binlerce insana Kur’ân öğretmiş ve binlerce hatm-i şerîfi de rahmet-i Rahmân’a göçen büyüklerinin ruhlarına armağan etmiştir.
Bu cümleden olarak bu yıl 8-20 Ocak 2014 tarihleri arasında düzenlediği Mevlid Kandili umresine katılanların 12 Ocak 2014 Pazar gününü Pazartesi gününe bağlayan gece, yatsı namazından sonra toplu halde Mescid-i Nebevî’nin kıble duvarı önünde, Kubbe-i Hadra karşısında tertiplenen Mevlid Kandili programına katılmalarını sağlamış ve Hz. Peygamber (s.a.v.) için okunan 165 hatm-i şerîfi doğum günü hediyesi olarak ruh-u Resûlullah’a arz etmiştir. Keza Kutlu Doğum Haftası’nda da okuttuğu çok sayıda hatm-i şerifi Efendimiz (s.a.v.)’e arz etmiştir.
5 gün önce bu salonda 29 Ekim 2014 Çarşamba günü Cumhuriyetin 91. yıldönümü dolayısıyla düzenlediği kutlama programında da Cumhuriyeti kuranlarla koruyanlar için okuttuğu hatm-i şeriflerle ruhlarının şâd, mekânlarının cennet ve makamlarının yüce olması niyazında bulunmuştur. Bugün teşrifinizle taçlandırdığınız 10 Muharrem Âşûrâ günü programı vesîlesi ile ilk İslam şehidi Hz. Sümeyye (R.Anha) validemizle şehitlerin efendisi Hz. Hamza (r.a.) ve cennet gençlerinin efendisi Hz. Hüseyin (r.a.) ile tüm şehidler için okunan hatm-i şerîflerin sevabını ruhlarına armağan etmektedir.
10 Kasım’da Atatürk’ü 10 hatimle anmayı güzel bir gelenek haline getirmiş olan Vakfımızın bu yıl okuttuğu 10 hatm-i şerîfi 7 gün sonra 10 Kasım günü 76. ölüm yıldönümünde Atatürk’ün ruhuna armağan edecektir. 24 Kasım Öğretmenler günü dolayısıyla ebediyete intikal eden öğretmenler için okutacağı hatm-i şerîfleri de onların ruhlarına bağışlayacaktır.
22 yıldır organize ettiği Yoksullarla Dayanışma Haftası’nda davasına destek veren dostları ile haftanın etkinliklerine katılan kuruluşların mensuplarının yakınlarından ebediyete intikal edenler için okutmakta olduğu 250 hatm-i şerîfin duasını 15 Aralık 2014 Pazartesi günü bu salonda yaparak sevabını ruhlarına bağışlayacaktır. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u da ölümünün 78. yıldönümü dolayısıyla 27 Aralık 2014 Cumartesi günü düzenleyeceği anma toplantısında ruhu için okutacağı hatm-i şerîflerle anacaktır.
10 Muharrem’in yıl dönümünü yâd ve şehitlerin ruhlarını şâd etmek için bugün bir kere daha bir araya geldiğimiz 10 Muharrem (Âşûrâ) günü, insanlık tarihinde önemli olaylara sahne olan müstesnâ bir gündür. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in değer verip ibadet ve ta’atla geçirilmesini tavsiye ettiği kıymetli bir gün olduğu gibi, Hz. Hüseyin (r.a.) ile bazı yakınlarının Kerbela’da şehit oldukları unutulmaz bir hüzün günüdür. Beşeriyetin babası Hz. Âdem (a.s.)’in yaratıldığı, cennete girdiği ve tevbesinin kabul edildiği, arşın, kürsînin, göklerin, yerin, güneşin, ayın, yıldızların ve cennetin yaratıldığı gün olduğu rivayet edilen bu gün bazı peygamberlerin maruz kaldıkları sıkıntılarla hasımlarının hışımlarından kurtuldukları bir gündür. Bu itibarla Müslümanların Allah Teâlâ’ya şükrettikleri bir gün olmasının yanında, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in torunu Hz. Hüseyin (r.a.) ile diğer Kerbela şehitlerini hürmet ve muhabbetle anıp ruhlarına rahmet diledikleri, onları şehit eden zâlimlerle, günümüzde benzeri zâlimâne davranışlarda bulunarak Müslümanları birbirine kırdıran cânîleri nefretle andıkları bir gündür.
Sözüm ona Müslüman geçinen bazı basîretsiz insanların, Kurban bayramında ve böyle müstesnâ bir günde bile Müslümanların canlarına kıyıp kan akıtmaları, günümüz Müslümanlarının müptelâ oldukları en büyük musîbetlerden biridir. Suriye’de, Mısır’da, Irak’ta, Yemen’de, Libya’da, Afganistan’da, Pakistan’da ve benzeri birçok yerde yaşanan yürekler acısı kanlı olaylar, İslam dünyasının yüz karasıdır. Bu elîm ve vahim hâdiselerden biri de IŞİD’in Kobani’yi kuşatmasını bahane ederek 6-7 Ekim tarihlerinde ülkemizde yapılan saldırılarla meydana getirilen yakma-yıkma-yağma ve 43 vatandaşın canına kıyma vahşetidir. Bu acıyı milletimize ve memleketimize yaşatanların yaptıkları yanlarına kalmamalı, haklarında yasal işlemler mutlaka yapılmalı ve hak ettikleri cezalara çarptırılmalıdırlar.
Kıymetli konuklar!
Bugünkü birlikteliğimize vesîle olan âşûrâ günü, Allah Teâlâ’nın öteden beri darda ve zorda kalan bazı peygamberlerle Hak dostlarını kurtarıp selâmete erdirdiğine dair bilgileri konu ile ilgili kitaplarda okumuş veya bu hususu anlatan din bilginlerinden duymuşuzdur. Örneğin Hz. Nuh (a.s.)’un tufandan kurtulması, Hz. Yakup (a.s.)’ın oğluna kavuşması, Hz. Eyyüp(a.s.)’ün hastalıktan kurtulması, Hz. Yunus (a.s.)’un balığın karnından çıkması, Hz. İsa (a.s.)’nin göğe kaldırılması, Hz. Musa (a.s.)’nın ve kavminin Firavun’dan kurtulması ve Firavun’un denizde boğulması hep âşûrâ günü olduğu nakledilmektedir. Ayrıca Allah Teâlâ bir çok duaları âşûrâ gününde kabul buyurmuştur.
Hz. Peygamber (s.a.v.) Mekke’de iken âşûrâ orucunu tutmuş ve: “Âşûrâ günü orucunun, bir önceki yılın günahlarına keffâret olmasını Allah’tan umarım” sözleri ile bu orucun tutulmasını tavsiye etmiştir.
Ramazan orucu farz kılındıktan sonra âşûrâ orucunu tutmaya devam eden sevgili Peygamberimiz (s.a.v.):“Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan âşûrâ orucudur” buyurmuştur.
Âşûrâ günü ile ilgili hadîs-i şerîflerden birinin meali de şöyledir:
“Âşûrâ günü zerre kadar sadaka veren kimseye, Allah Teâlâ Uhud Dağı kadar sevap verir.”
Âşûrâ günü, oruç tutmak, namaz kılmak, Kur’ân okumak ve sadaka vermek gibi ibadet ve ta’atlarla geçirilip dua ve niyazda bulunulmalıdır. Öte yandan Hz. Hüseyin (R.A.) ile yakınlarının Kerbela’da şehit olmalarını anarak ruhlarına rahmet dileğinde bulunulmalıdır. Bu günü matem havasına dönüştürerek kişilerin kendilerini zincirlerle dövmeleri ve feryad-ü figan etmeleri doğru değildir.
Bu gün aynı zamanda Hz. Ömer (r.a.)’in de şehâdetinin yıldönümüdür. Dolayısıyla bugünde yapılması gereken iş, az önce bizim yaptığımız gibi Hz. Ömer (r.a.), Hz. Hüseyin (r.a.) ve Kerbela şehitleri başta olmak üzere tüm şehitler için Kur’ân-ı Kerîm okuyup ruhlarına rahmet dilemektir.
Muharrem ayında misafirleri ile mensuplarına aşure tatlısı ikram etmeyi güzel bir gelenek haline getiren YOYAV, bu yıl birincisi bugün, ikincisi 10 Kasım, üçüncüsü 15 Kasım, dördüncüsü 17 Kasım, beşincisi 24 Kasım, altıncısı 6 Aralık, yedincisi de 15 Aralık günleri olmak üzere 7 defa aşure ikramını programına almıştır.
Şimdi sizleri ikramımızı almak üzere aşağıdaki salona davet ediyor ve afiyet olsun diyorum.”
Toplantı, oruç olmayan davetlilere Vakıf üyelerinden Mahinur Öz ile Mefkure Uğurlu’nun ikramı olan pide ve aşure tatlısının sunulması ile noktalandı.