SÜREKLİ SEVGİ
Millî ve manevî günlerle insanî duyguların dile getirilmesine
ve kalbi bağların geliştirilmesine vesîle olan günlerde gerçekleştirdiği hayrî,
sosyal ve kültürel faaliyetlerle insanları iyiye, doğruya ve güzele
yönlendirmenin gayreti içinde olan YOYAV, 14 Şubat sevgililer gününde örnek bir
etkinlikte bulundu.
Bazı mensupları ile dostlarından davet ettiği
konuklarına sergilediği sevecen yaklaşımın yanında insanî ilişkilerde sevginin
esas alınmasının önemini dile getirdi. Davetlilere öğle yemeğinin ikram
edildiği bu anlamlı günde, ebediyete intikal eden sevgililer de unutulmadı.
Rahmet-i Rahman’a göçen baba-anne, eş-dost ve benzeri sevgililer için okutulan
hatm-i şeriflerin duası yapılarak sevabı ruhlarına ithaf edildi. Böylece,
sevgililer gününde en değerli sevgililere en anlamlı hediye sunulmuş oldu.
Toplantıda ilk konuşmayı yapan YOYAV Genel Başkanı
Dr. İbrahim Ateş, davetlileri duygulandıran konuşmasında şu cümlelere yer
verdi:
“Ülküsü; ülkeyi saran bir sevgi ve herkesi kucaklayan
bir şefkat olan YOYAV’ın kıymetli konukları!
Sevgililer gününde salonumuzu şereflendirerek sevgi
havası estiren siz muhterem misafirlerimizi sevgi ve saygı ile selamlıyor, yüce
Allah’ın “Çok seven” anlamına gelen “Vedûd” ism-i şerifinin tecellisine mazhar
olmamız temennisiyle sözlerime başlarken, hepinize hürmet ve muhabbetlerimizi
arz ederek hoş geldiniz diyorum.
Sevgi, insanî duygu ve düşüncelerin en yücesidir.
Yeryüzündeki yaratıkların en yücesi olan insan da bir sevgi eseridir. Sevgi
eseri olan insan, sevgisiz kalmamalı, sevmeli ve sevilmelidir. Herkes sevip
sevilmeyi ilke edinmelidir. Sevgi beklemeden sevmeye yönelmelidir. Beni seviyor
musun demeden ben seni seviyorum demelidir. Sevilmek sevenin hakkıdır.
Sevmeyenin sevilmeyi beklemesi, yapmadığını istemesi demek olur ki, doğru bir
davranış değildir. Sevmek meziyet, sevilmek imtiyazdır. Sevgiyle yaklaşan
sevgiyle kucaklaşır. Sermayesi sevgi olanın kârı sevilmek olur.
Sevgi, insanî ilişkilerin ilk ve son adımı olmalıdır.
Sevgi anlık, günlük, mevsimlik ve dönemlik değil, ömürlük olmalıdır. Kişi
sevdiğine sevdiğini söylemeli, sevgisini sergilemeli ve sevdiklerini ikram
etmelidir.
Sevgi denince, sadece karşı cinse duyulan sevgi akla
gelmemelidir. Allah sevgisi, Peygamber sevgisi, ana-baba sevgisi, insan
sevgisi, vatan sevgisi, tabiat sevgisi ve daha nicesi göz önünde
bulundurulmalıdır.
Sevginin temelindeki düşünce Allah rızası olmalıdır.
İnsan sevdiğini Allah için sevmeli, sevmediğini de Allah için sevmemelidir.
Sevgi, herhangi bir çıkar zihniyetinden kaynaklanmamalıdır. Maddî menfaat ve
dünyevî düşüncelerle başlayan sevgilerin sürekli olmayacağı unutulmamalıdır. Menfaate
mednî olan sevgi, menfaatin bittiği yerde biter. Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.)
bu gerçeği bir hadîs-i şerîfinde şöyle dile getirmiştir: “Kim seni bir şey için
severse, o şey bitince senden bıkar.”
Kalıcı olan sevgi, Allah için olan sevgidir. Biz
sizleri ve yüce milletimizin tüm bireylerini Allah için seviyor ve Allah’ın da
bizleri sevmesini diliyoruz. Büyük düşünür ve mutasavvıfımız Yunus
Emre’nin dediği gibi: “Sevelim,
sevilelim, dünya kimseye kalmaz.” Bu inanç ve anlayışla sözlerimizi
noktalarken: “Allah’ım! Seni sevmeyi, sevdiklerini sevmeyi, sevdiklerinden
olmayı ve sevdiklerin tarafından sevilmeyi bizlere nasip eyle yâ Rabbî. Bizi,
sevdiğin, sevdirdiğin ve sevindirdiğin kullarından kıl yâ Rabbî!” diye niyaz
ediyoruz.
Sevdiklerimizden ebediyete göçenlere rahmet ve
mağfiret, hayatta olanlara da sağlık ve saadet içinde uzun ömürler temenni
ediyoruz. Son cümle olarak da:
“Sevmek çay gibidir, sevilmek şeker.
Bizim gibi garipler çayı şekersiz içer.” diyoruz.
Dr. Ateş’ten sonra kürsüye gelen Emekli Danıştay
Üyesi Sabri Tandoğan da yaptığı duygulu konuşmasında, herkese sevgiyle
yaklaşmanın önemini ifade etti ve 3 yıl önce sevgililer gününde vefat eden
rahmetli eşi Rana Tandoğan’ın bazı özellik ve güzelliklerini dilegetirdi.
Sevgililer gününü sevgi yüklü duygularla dolu dolu
geçirmenin sevinç ve saadetini yaşayan davetliler, sunulan ikramı aldıktan
sonra bir kere daha YOYAV’ın çatısı altında biraraya gelmenin haz ve huzuru
içinde evlerine gitmek üzere yola koyuldular.