Yeni Yılda Yeni ve Yararlı İşler Yapmalı

YOYAV’ın yeni yılda gerçekleştirdiği ilk etkinlik 3 Ocak 2018 Çarşamba günü “Kur’ânî Birliktelik ve Dua Günü” serisinin on altıncısı halkası idi. YOYAV Kurs Öğretmenlerinden Ayşe Doyuk’un organize ettiği program, öncekilerinde olduğu gibi, Ankaralılardan yoğun ilgi gördü. Toplantıya katılan konuklara yeni yılda yararlı yeniliklere yönelmelerini tavsiye eden YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş, “Yeni Yılda Yeni ve Yararlı İşler Yapmalı” konulu konuşmasında önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Ateş şunları söyledi:

“Kıymetli konuklar, değerli dostlar, sevgili kardeşlerim!

Kur’ânî Birliktelik ve Dua Günü programlarımızın 2018 yılı Ocak ayı serisinde sizlerle bir araya gelmenin sevinç ve saadeti içinde seçkin heyetinizi sevgi ve saygıyla selamlıyor, bugün 3. gününe girdiğimiz yeni yılın hepimiz için hayırlara vesîle olmasını diliyorum. Yeni yılın ilk etkinliğini bu programla başlatmanın bahtiyarlığı içinde hayat boyu Kur’ân-ı Kerîm ile iç içe olmanız temennisiyle sözlerime başlarken, yüce Rabbimizden Kur’ân-ı Kerîm’i elimizden, dilimizden, beynimizden, belleğimizden ve hayatımızdan eksik etmemesini niyaz ediyorum.

Kıymetli kardeşlerim!

Ömür servetimizden 365 günlük bir süreyi daha harcayarak, bir yıl daha yaşlandık. İyisi kötüsüyle, acısı tatlısıyla, sevabı günahıyla, yanlışı doğrusuyla, sevinci hüznüyle bir yılı daha geride bıraktık. 2017 yılı artık geride kaldı. Dünyayı versek onu geri döndüremeyiz. Ne mutlu onu ibâbet, ta’at, iyilik ve güzellikle dolu dolu geçirenlere. Ne yazık onu çarçur edip değerlendirmeyenlere. Dün maziye karıştı, onu geri döndüremeyiz. Yarın henüz gelmedi, onda ne olacağını bilemeyiz. Ne dünü döndürmeye, ne de yarını bugüne getirmeye gücümüz yeter. Yapabileceğimiz tek şey yaşadığımız anı değerlendirmektir. Hz. Mevlânâ’nın dediği gibi:

“Dün dünde kaldı cancağızım.

Bugün yeni şeyler söylemek lazım.”

Büyüklerimizin bizleri uyarmak için söyledikleri öğütlerden biri de şudur: “Ed-dünyâ sâ’ah, fec’alhâ tâ’ah yani dünya bir saattir, onu tâ’ata dönüştür.” Saati tâ’ata dönüştür demek, dünya, yaşadığın andan ibarettir. Onu ibâdet, ta’at, iyilik ve güzelliklerle değerlendir demektir.

Geçen geçti ve her saniye her salise bizden uzaklaşmaktadır. Yarın bize yaklaşıyor ama bizim ona ulaşacağımız belli değil. Elimizde avucumuzda olan tek şey yaşadığımız andır. Aklımızı başımıza alıp bu anı iyilik ve güzelliklerle dolu dolu geçirmenin gayreti içinde olmalıyız. Geçen fırsatları kaçırdığımız gibi, bu fırsatı da kaçırmamalıyız.

Unutmayalım ki, vakit kılıç gibidir, biz onu kesmezsek o bizi keser. Bunun için biz arkadaşlarımıza sürekli şunu söyledik: “Boş durmak yok, koşturmak var.”

Bu yıl, öncekinden daha çok çalışıp daha fazla sâlih amel ve hayır-hasenât yapmaya yönelmeliyiz. Allah, günümüzü dünümüzden, yarınımızı bu günümüzden daha güzel eylesin. Son anımızı en güzel eylesin. Şu duayı dilimizden düşürmeyecek şekilde sık sık yapmaya özen göstermeyi ihsân eylesin:

“Allahümme ahsin âkıbetenâ fi’l ümûri küllihâ ve ecirnâ min hizyi’d-dünyâ ve azâbi’l ahireti” yani “Allah’ım! Bütün işlerde sonumuzu güzel eyle, bizleri dünyada rezil-rüsvay olmaktan ve ahiret azabına uğramaktan koru.”

Kusur ve küsûrumuzu bağışlayıp amellerimizi ahsen-i kabûl ile kabul eyle. Yaptıklarımızı rızana yönelik eyle. Azımızı çoğa say. Birimizi binlerle ödüllendir yâ Rabbî. Bizleri cennetine girdirdiğin, cemâlini gördürdüğün ve rızâna erdirdiğin mutlu ve umutlu Müslümanlardan eyle yâ Rabbî.

Allah’ım! Girdiğimiz yeni yılı biz, ailemiz, yakınlarımız, milletimiz, memleketimiz, devletimiz ve bilumum Müslümanlar hakkında geçen yıldan daha hayırlı ve başarılı kıl. Gelecek yılı da bundan daha hayırlı eyle. Son anımızı da yaşadığımız zamanların en hayırlısı eyle. Bizlere yeni yılda yeni ve yararlı işler yapmayı nasip eyle yâ Rabbi.”

Dr. Ateş, bu özlü öğütleriyle samîmî dileklerinden sonra okunan 27 hatm-i şerîf, 712 Yâsîn-i şerîf, 96 bin İhlâs-ı şerîf, 34 bin 466 Fatihâ-i şerîfe, 39 bin Ayet’el Kürsî, 613 Mülk-i Şerîf, 804 Nebe’i Şerîf, 716 bin Kelime-i Tevhîd, 945 bin salâvât-ı şerîfelerin duasını yaparak sevabını ruh-u Resûlullah ile diğer peygamberlerin, ashâb-ı kiramın, tâbi’în, tebe’i tâbi’în, eimme-i müctehidîn, müfessirîn, muhaddisîn, evliyaullah, bilumum şehitler, ebediyete intikal eden din ve devlet büyükleri ile yakınlarının ve dostlarının ruhlarına armağan ettiler.

Program, sunulan ikramın alınmasıyla noktalandı.